Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/206 Esas
KARAR NO : 2021/698
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Vekâlet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2021
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Vekâlet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinin incelenmesinde; müvekkili ile taşınmaz maliki ön sözleşme imzalndığı ancak davaya konu taşınmazın satışının gerçekleşmediği, müvekkili ile …. A.Ş. İzmir ili … İlçesi … Pafta, … Ada … parselde kayıtlı 202.86,33 metre kare yüzölçümlü taşınmazın satış işlemine ilişkin olarak … isimli firmada çalışmakta olan … aracılığı ile bir araya gelindiği, tarafların aralarında ön sözleşme niteliğinde “Satış Vaadi Ön Sözleşmesi” düzenlemiş olup işbu sözleşmenin noter huzurunda düzenlenmediği ve imzalanmadığı, müvekkili tarafından taşınmazın satışına ilişkin olarak …. A.Ş’ye 100.000 TL kaparo bedeli ödendiği, davalı …’a ve davalının talebi doğrultusunda bir diğer gayrimenkul danışmanı …’ya 25.000 TL (toplamda 50.000 TL) simsarlık ücreti ödendiği, davalıya ve …’ya ödenen ücretlere ilişkin olarak 25.000 TL bedelli EFT işlemini gösterir banka dekontlarını sundukları, ihtarnameler silsilesinin son ihtarnamesi olan, Davalı vekili … tarafından gönderilen 30.10.2019 tarihli ihtarnamede “Müvekkilin ücrete hak kazanır şekilde …. A.Ş. ile sözleşmesel ilişki kurmanıza aracılık etmiş, hesabına ödenen hizmet bedeli karşılığı fatura düzenlemiş…” ifadesi ile sözleşme ilişkisi kurulduğunu iddia etmişse de ortada geçerli bir satış işlemi veya sözleşmesel ilişki bulunmadığı, ayrıca davalının bu beyanı ile verdiği hizmetin karşılığı değil, simsarlık bedeli olarak ücrete hak kazandığını kabul ettiği, nitekim davaya konu bedelin taraflarınca sunulan dekont açıklamalarında da görüldüğü üzere davalıya arsa satış komisyon bedeli olarak gönderildiği, gönderilen bedellerin niteliği simsarlık ücreti olup davalıya satışa ilişkin komisyon bedeli olarak ödendiği, hal böyle iken satışın gerçekleşmediği hususu dikkate alındığında davalının komisyona hak kazanmadığının açık olduğu, satış işlemi gerçekleşmemiş olmasına rağmen davalıya ödenen sismarlık ücreti iade edilmemiş olup, davalının, davacı müvekkili üzerinden haksız kazanç elde ettiği, taraflar her ne kadar aralarında …. A.Ş’nin maliki olduğu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme düzenlemiş olsalar da taşınmazın satışı ve devri gerçekleşmediği, bunun üzerine müvekkilinin talebi doğrultusunda taşınmaz maliki …. A.Ş 100.000 TL kaparo bedelini geri iade ettiği, müvekkilinin, Davalı …’a ödenmiş olan simsarlık ücretinin iadesi amacı ile iade faturası düzenleyip davalıya tebliğ etmiş olsa da davalının davaya konu bedeli müvekkiline iade etmekten imtina ettiği, müvekkilince 30.09.2019 tarihinde düzenlenen 25.000 TL bedelli iade faturasını sundukları, iade faturasının davalıya tebliği akabinde davalının İzmir … Noterliği’nce düzenlenen 09.10.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile iade faturasını kabul etmediğini, faturayı iade ettiğini ve borcu olmadığını belirttiği, iade faturasının davalı tarafından kabul edilmemesinin ardından Kadıköy … Noterliğince düzenlenen 22.10.2019 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarname ile taraflarınca itirazen cevap verildiği ve iade faturasının tekrar davalıya gönderildiği, işbu ihtarnamede görüldüğü üzere taşınmazın satışının gerçekleşmediği, bu sebeple davalının simsarlık ücretine hak kazanamadığı ve uhdesinde bulundurduğu 25.000 TL bedel sebebi ile müvekkil şirket üzerinden haksız kazanç elde ettiği hususlarının davalıya bildirildiği, davalının cevaben göndermiş olduğu Kadıköy … Noterliğince düzenlenen 30.10.2019 tarih ve … yevmiye no’lu ihtarnamede talep edilen 25.000 TL simsarlık bedelini ödemekten imtina ettiğini tekrar ifade ettiği ve iade faturasını yeniden taraflarına iade ettiği belirtilerek açıklanan maddi vakıalar, hukuki sebepler, sunulmuş ve sunulacak olan deliller çerçevesinde, haklı davanın kabulüne, davalının başlatılan icra takibine haksız ve kötü niyetle itirazı sebebi ile %20’den aşağı olmamak koşulu ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edilmiştir.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinin incelenmesinde; davalı müvekkilinin, …. A.Ş’ nin yetkisiyle simsar olarak görevlendirildiği, simsarın, taraflar arasında sözleşmenin kurulmasına imkan sağlayan veya kurulması için aracılık yapan kimse olduğu, Simsarın asli borcunun, sözleşmenin yapılmasına aracılık ederek, sözleşmenin kurulmasını sağlamak olduğu, davalı müvekkilinin, İzmir ili … İlçesi … Pafta, … Ada … parsel kayıtlı 202.861,33 metrekare yüzölçümlü taşınmaz satışında aracılık ettiği, müvekkilinin aracılık hizmeti neticesi davacı … ile dava dışı … arasında söz konusu taşınmaz için “Protokol” ve “Anonim Şirket Payları Satış Vaadi Sözleşmesi” düzenlendiği, müvekkilinin verdiği aracılık hizmeti gereğince de ücrete hak kazandığı, bu bağlamda; davacının açtığı davanın haksız ve yersiz olduğu, davalı müvekkilinin simsarlık eylemini ücrete hak kazanacak şekilde yerine getirdiği, tarafların 30.05.2019 T.de imzaladığı “Protokol” de; “… adına kayıtlı arazi ile ilgili; yukarıda belirtilen kişilerin satın alması durumunda, ortak olmaları, kat karşılığı, hasılat paylaşımı, ortaklık, hisse devri, şirket devri gibi yapılacak işlemlerde …a %1+ KDV ödenecektir. Alıcı ve satıcı arasında ön anlaşma ve kaparo verilmesi durumunda komisyon öncesinde aracılara 50.000 TL avans verilecektir.” ibaresinin yer aldığı, davacı ve davalı arasında imza edilen 30.05.2019 T.li iş bu anlaşmayı müteakip aynı gün davacı alıcı ile dava dışı taşınmaz sahibi satıcı arasında, davacının dosyaya delil olarak sunduğu “Satış Vaadi Ön Sözleşmesi” başlıklı anlaşma dışında ayrıca “Anonim Şirket Payları Satış Vaadi Sözleşmesi” imzalandığı, bu şekilde davacı ile davalı arasında imza edilmiş 30.05.2019 T.li protokol başlıklı evrakta yazılı olduğu şekilde bir değil iki sözleşme birden imza edildiği ve bu şekilde protokolde belirlenen koşullar sağlanarak davalı müvekkilinin dava konusu bedele hak kazandığı, davacı alıcı ile dava dışı satıcı arasındaki taşınmaz satımına ilişkin süreç davacı alıcının satıcı ile imza ettiği sözleşmelerin gereğini yapmaması nedeniyle neticelenmediği yani süreçte davacı alıcının kusurlu olduğu, bu itibarla, davacı yanın, kendi kusurundan kaynaklı davalı müvekkiline ödediği simsarlık ücretini iade istemesinin hakkaniyete aykırı olduğu, söz konusu satışın gerçekleşmemesinin tek sebebinin, davacı tarafından satış bedelinin ödenmemesi olduğu, davalı müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığı, satış için tapu devri işlemleri haricinde tüm hizmetlerin yerine getirildiğinin açık olduğu, bir diğer önemli hususun ise; müvekkilinin ücrete hak kazanır şekilde …. A.Ş ile sözleşmesel ilişki kurulmasına aracılık ettiği, söz konusu hizmet bedeli olarak kesilen Serbest Meslek Makbuzundan kaynaklanan muhasebe kayıtları yapılmış olmakla birlikte tüm vergilerin de ödendiği, davalı müvekkilinin aldığı ücret karşılığı fatura tanzim ettiği konu faturanın karşı taraf ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, her ne kadar aylar sonra davacı yanca iade faturası tanzim edilmişse de konu iade faturasının müvekkilince kabul edilmediği ve davacıya iade edilmediği, taraflar arasında “Satış Vaadi Ön Sözleşmesi” ve “Anonim Şirket Payları Satış Vaadi Sözleşmesi” imzalanmamış olsa idi davalı müvekkilinin taşınmaza talip olacak yeni müşterilerle görüşme yapacak ve satışın gerçekleşmesini/ifa sağlayacak olduğu, ancak davacı tarafın sözleşmeyi imzalaması sonucu müvekkilinin taşınmazı portföyünden çıkardığı, kendisini arayan müşterileri de geri çevirmek zorunda kaldığı belirtilerek açıklanan nedenler ve Mahkemece re’sen nazara alınacak hususlara binaen huzurdaki davanın reddine, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının UYAP çıktısı, ticaret sicil müdürlüğü ve vergi dairesi müdürlüğü yazı cevabının dosyamız içerisinde olduğu görülmüştür.
İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 25.000,00 TL alacağın tahsili istemi ile ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının “asıl alacak” olarak belirtildiği, yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve iş bu davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun; davacı ve dava dışı … A.Ş. arasında 30/05/2019 tarihli satış vaadi ön sözleşme başlıklı adı geçen şirketin maliki olduğu izmir ili … İlçesi … pafta … ada … parselde kayıtlı taşınmazın davacı tarafından satın alınması konulu sözleşme imzalandığı, yine davacı ve dava dışı … arasında 30/05/2019 tarihli anonim şirket payları satış vaadi sözleşmesi başlıklı adı geçen …’in yine adı geçen Anonim Şirket nezdinde sahip olduğu ayni ve nama yazılı payların davacı tarafından satın alınması konulu sözleşme imzalandığı, bahse konu ilk sözleşmede davalı taraf yönünden bir kayıt olmadığı ve fakat ikinci sözleşmede davalının aracı şahit olarak isim ve imzasının olduğu ayrıca davacı ve davalı, dava dışı …, dava dışı …’dan oluşan taraflar arasında 30/05/2019 tarihli protokol başlıklı belgenin bulunduğu, davalı tarafından davacı aleyhine 31/05/2019 tarihli … numaralı ve 25.000,00 TL bedelli faturanın tanzim edildiği ve bu kapsamda davacı tarafından davalı tarafa banka aracılığı ile 25.000,00 TL tutarda para gönderildiği, her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere bahse konu sözleşmeler bakımından davalının komisyoncu (simsar) konumunda olduğu, davacı tarafından davalı tarafa 25.000,00 TL bedelli ve 30/09/2019 tarihli faturanın gönderilmesinin akabinde davalı tarafından İzmir … Noterliği aracılığı ile davacı tarafa söz konusu faturanın kabul edilmediğinin bildirildiği, bu ihtar üzerine davacı tarafından davalı aleyhine dava dilekçesinde belirtilen iddialar doğrultusunda faturanın Kadıköy … Noterliği aracılığı ile yeniden gönderildiği ve devamında karşılıklı ihtarnameler silsilesinin gerçekleştiği, sonrasında ise davacı tarafından davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden 25.000,00 TL bedel üzerinden ilamsız takip başlatıldığı ve yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu konularında bir uyuşmazlık olmamakla birlikte davalının banka kanalı ile kendisine gönderilen 25.000,00 TL’lik komisyonculuk ücretini yukarıdaki sözleşme, belge ve taraf beyanları dikkate alındığında hak edip etmediği ve bunun sonucuna bağlı olarak davacı tarafından iadesinin talep edilip edilmeyeceği, bu kapsamda davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın haklılık teşkil edip etmediği, taraflarca istem konusu edilen icra inkar ve kötüniyet tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; dosya kapsamına kazandırılan deliller, taraf beyanları, ihtarname içerikleri ve Mahkememizce 08/06/2021 tarihli duruşma sırasında yapılan tespit üzerine verilen beyan içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı ve dava dışı … A.Ş. arasında taşınmaz satış vaadi ön sözleşmesinin imzalandığı ve ayrıca davacı ve dava dışı … arasında şirket hisse devrine yönelik satış vaadi sözleşmesinin imzalandığı ve her iki sözleşmede de davalının simsar olarak yer aldığı, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 520/3 maddesinde aynen “Taşınmazlar konusundaki simsarlık sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmaz” şeklinde düzenleme bulunduğu, dosya kapsamında göre davalının davacı ve dava dışı … A.Ş. arasında imzalanan sözleşmeden dolayı üstlendiği faaliyet nedeniyle yazılı bir sözleşmesinin bulunmadığı ve ancak davalının söz konusu sözleşmenin imzalanması aşamasında simsarlık faaliyetinde bulunduğunun her iki tarafında kabulünde olduğu göz önüne alındığında yukarıdaki yasa maddesinin somut olay bakımından uygulanarak davalının simsarlık faaliyetinin geçerli olmadığının düşünülmesinin doğru olmayacağından davalının taşınmaz devrine yönelik simsarlığının geçerli olarak kabul edilmesi gerektiği ve ayrıca yine davalının diğer faaliyeti olan hisse senedi devri yönündeki simsarlık faaliyetinin geçerli olması yönünde bir düzenleme mevcut olmadığı gibi az yukarıda da belirtildiği üzere hisse devri yönündeki simsarlık faaliyetinde bulunduğunun da her iki tarafında kabulünde olduğu göz önüne alındığında hisse devrine yönelik simsarlığının geçerli olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Ayrıca her iki tarafın da kabulünde olduğu üzere her iki yazılı sözleşmenin de ifasının gerçekleşmediği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı vekili tarafından sunulan yazılı beyan ile davacı tarafından davalı tarafa gönderilen 25.000,00 TL’nin avans olarak gönderildiği beyan edilmekte ise de dekont içeriği açıklamasına göre bu bedelin “arsa satış komisyon bedeli” olarak belirtildiği göz önüne alındığında bu tutarın davacı tarafından davalı tarafa davalının üstlendiği simsarlık faaliyetinden kaynaklı olarak gönderildiği kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından yukarıda belirtildiği üzere simsarlık faaliyetinde bulunulmuştur. Bu faaliyet sonucu davalı tarafından davacı tarafa 31/05/2019 tarihinde 25.000,00 TL bedel üzerinden fatura tanzimi yapılmış ve davacı tarafından söz konusu fatura mucibince 31/05/2019 tarihinde davalı tarafa 25.000,00 TL bedel yukarıdaki açıklamada belirtildiği üzere gönderilmiştir.
Söz konusu ilişkinin devamında davacı tarafından davalı tarafa 25.000,00 TL bedelli ve 30/09/2019 tarihli faturanın gönderilmiş, bu tutar taşınmaz mal devrine yönelik anlaşmanın ifa edilmemesinden kaynaklı olarak simsarlık ücretinin kazanılmayacağı gerekçesi ile davalıdan talep edilmiş ve davalı tarafça bu husus kabul edilmemiş bunun üzerine davacı tarafından yukarıda belirtildiği şekilde söz konusu bedelin tahsiline yönelik olarak icra takibinin başlatılmış, yapılan itiraz üzerine de iş bu dava açılmıştır. Davalının gerek davacı ile imzalanan gerekse de dava dışı …’in davacı nezdindeki hisselerinin devrine yönelik adı geçen …. ile imzalanan sözleşmelerde simsarlık faaliyetinde bulunduğunda tereddüt yoktur. Her ne kadar davacı tarafça taşınmaz devrine yönelik sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle bedelin iadesine yönelik talepte bulunulmuş ise de davalının faaliyetinin sadece bununla sınırlı olmadığı, davalının hisse devrine yönelik anlaşmadan kaynaklı olarak da simsarlık faaliyetinin bulunduğu görülmüştür.
Bilindiği üzere anlaşmanın yapılması ile anlaşma sonucunun ifa edilmesi ayrı şeylerdir ancak her simsarlık faaliyeti sonucu bedele hak kazanılması için sözleşmenin geçerli olarak yapılması neticesi ifa ile sonuçlanmasının beklenilmesinin simsarlık faaliyetinin sözleşmenin ifasından önceki aşamasında sarf edilen emeğini karşılıksız bırakacağı açıktır. Bu nedenle 6098 sayılı yasanın 520/1 maddesi göz önüne alındığında somut olay açasından davalının bedele hak kazanması için tarafları bir araya getirme ve anlaşma yönünde faaliyette bulunmasının yeterli görülmüş, sözleşmenin ifa ile sonuçlanması gerektiğinin düşünülmesinin yerinde olmayacağı anlaşılmıştır. Dolayısı ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 30/06/2019 tarihine kadar geçerli olacağının kararlaştırıldığı ve ayrıca şirket pay satış vaadi sözleşmesine göre bedeli peşin ödeneceğinin kararlaştırıldığı göz önünde bulundurulduğunda davalının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiği ve böylece bedele hak kazandığı kanaatine varılmıştır. Bu nedenledir ki uyuşmazlık konusu bedelin davalı tarafa 31/05/2019 tarihinde gönderilmesine rağmen bu tutarın sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklı olarak 30/09/2019 tarihinde iadesinin talep edilmesi doğru bulunmamıştır. Bu nedenle açılı davanın reddine karar vermek gerekmiş ayrıca her ne kadar aksi belirtilmiş ise de davalı tarafın şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin de reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın REDDİNE,
2- Davalı tarafın şartları oluşmayan kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3- Karar tarihi itibariyle alınması 59,30 TL harcın evvelce alınan 301,94 TL peşin haçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, fazladan alınan 242,64 TL harcın kararın kesinleşmesinden sonra DAVACI TARAFA İADESİNE,
4- Davacı tarafından ve yukarıda mahsubuna karar verilen harç ile başvuru harcının ve ayrıca davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan kısmın DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
5- Davacı tarafından yatırılan yargılama giderinin kullanılmayan 207,90 TL’sinin 6100 sayılı HMK’nın Gider Avans Tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
6- Davalı tarafından yatırılan gider avansı kullanılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7- Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
8- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu ….’ a ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
9- Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2021
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır