Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/16 E. 2022/142 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/16
KARAR NO : 2022/142

DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/01/2021
KARAR TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 18/01/2021 tarihli dava dilekçesinin incelenmesinde; Müvekkili … Bankası İzmir/Özkanlar Şubesi ile dava dışı … arasında düzenlenen 03.06.2006 tarihli Genel Kredi Teminat Sözleşmesinde davacının kefil sıfatı imzaladığını, kredi borcundan kaynaklı temerrüde düşen borçlar için Bornova … Noterliği’nin 25.11.2008 tarih … yevmiye nolu ihtarname gönderildiği, … nolu cari hesaptan kaynaklı 12.953,18-YTL, , …nolu cari hesaptan dolayı 8.086,19-TL, Taksitli kredi hesabından kaynaklı 39.568,77-TL, iştira hesabından kaynaklı 6.400-TL olmak üzere toplam 67.008,14-TL nakdi kredi borcunun ödenmesi gerektiğini, Genel Kredi Teminat Sözleşmesi kaynaklı 44 adet çek yaprağının o tarihta yürülükte bulunana 3167 sayılı Kanunun 10. maddesi gereği ödenmesi gereken çek yasal sorumluluk tutarı toplamı olan 19.140-TL ‘nin depo edilmesi gerektiğini belirterek Müvekkili tarafından 44 adet çek yaprağının yasal garanti tutarı için depo edilen 19.320-TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı bankadan alınarak müvekkiline verilmesine , her türlü yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesinin talep ve dava edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinin incelenmesinde; Taraflar arasında imzalanan borç ikrarı protokolünde çek garanti tutarlarının tamamının 24.01.2010 tarihine ödemesi kararlaştırıldığını, davacı yan tarafından dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan banka dekontları ve dava dilekçesinde belirtildiği üzere çek garanti tutarı olarak ödedik dedikleri, ödeme tarihleri irdelendiğinde taahhüt edilen tarihten sonra yapıldığını, Yapılan ödemelerin Çek Garanti Tutarları için olduğu kabul edilse dahi süresinde yapılan bir iade talebi bulunmadığını, Meri Çek Kanunu’nda 31.01.2012 tarihli ve 6273 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle, gerek mülga Çek Kanunu’na gerekse meri Çek Kanunu’na tabi çekler için iki ayrı düzenleme benimsendiğini, 6273 sayılı kanunun 6’ncı maddesi ile Çek Kanunu’na geçici 3’üncü madde eklenmiş ve bu düzenleme ile bankaların müşterilerine verdikleri eski çek defterleriyle ilgili olarak, muhatap bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğunun ise 30.06.2018 tarihinde sona ereceği hüküm altına alındığını, bu tarihten sonra süresi içerisinde bankanın borçlularının iadeye yönelik herhangi bir başvuruları olmadığından, talebin dava edilebilme imkanıda kalmadığını belirterek İşbu davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, işin esasına girilecek ise yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
… Bankası Genel müdürlüğüne hitaben yazılan ve davacı ile dava dışı … ve … imzalı belge, Bornova … Noterliği ihtarnamesi, davalı tarafa yapılan 19/10/2020 tarihli başvuru belgesi ve davalı bankanın başvuruya verdiği 20/10/2020 tarihli cevabı, 24/05/2021 tarihli kök rapor,29/11/2021 tarihli ek rapor dosya arasındadır.
Mahkememizce 23/03/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar doğrultusunda; davalı bankanın Bornova Özkanlar Şubesinde yerinde inceleme yetkisi verilmek suretiyle dosyanın mahkememizce resen seçilecek Bankacı bilirkişisine tevdi ile uyuşmazlık tespiti göz önüne alınarak davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, yukarıda belirtilen protokol uyarınca borcun ödenip ödenmediği, davacının bu protokolden kaynaklı sorumluluğunun kalıp kalmadığı ve ayrıca çek yaprak bedelinin ödenmesine esas tutarın davacı tarafın iddia ettiği gibi mi yoksa davalı tarafın iddia ettiği gibi mi olduğu hususlarında yapılacak inceleme neticesi hazırlanacak raporun Mahkememize sunulmasının istenilmesi üzerine bilirkişi … tarafından hazırlanan 24/05/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen” Mahkeme kararında istenen; davacı’nın protokolden kaynaklı sorumluluğu’nun kalıp, kalmadığına ilişkin inceleme sonucu; Dava dışı …’ın, davalı Bankaya Kredi Borcu ile ilgili Genel Kredi Sözlemesinde kefalet imzası bulunan Davacı tarafından, Protokolde belirtilen koşullar çerçevesinde belirtilen ödemeleri yapıldığı ve borcun sıfırlandığı, borçtan dolayı davacı’nın sorumluluğunun kalmadığı, tespit edilmiştir. Mahkeme kararında istenen; Çek yaprak bedelinin ödenmesine esas tutarın davacı tarafın iddia ettiği gibi mi, yoksa davalı tarafın iddia ettiği gibi mi olduğu, davacı’nın davalıdan alacaklı olup olmadığına ilişkin inceleme sonucu 44 adet çek yaprağı ile ilgili inceleme sonucu 30.06.2018 tarihine kadar Çıkan çekler: (31.01.2012 tarih ve 6273 sayılı Kanun geçici 3’ncü madde)1-) Banka tarafından Müşteri’ye 3.7.2008 tarihinde, teslim edilen … seri no.lu çek defterinden 7 adet çek yaprağı’nın bankaya ibraz edildiği, bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutarın ibrazında bankaca ödendiği, tesbit edilmiştir. Dava konusu olan 44 adet çek yaprağı ile ilgili akibet Tablo: 2’de bu seriye ait 21 adet çek tesbit edildiğinden; 21-7 – 14 adet kalan çekin 30.06.2018 tarihine kadar bankaya ibraz edilmemesi ve banka’nın ödeme yükümlülüğünün ortadan kalkması kaynaklı neden den dolayı; Davacı’dan davalı tarafından tahsil edilen bankaların ödemekle yükümlü olduğu 14 adet çek için yapılan ödeme tutarının iade edilmesi gerektiği, 2-) Banka tarafından Müşteri’ye 31.03.2008 tarihinde, teslim edilen …no.lu çek defterinden Dava konusu 44 adet çek yaprağı ile ilgili akibet Tablo:2’de bu seri’ye ait, 18 adet çek tesbit edildiği 6 adet çek yaprağının bankaya ibraz edildiği, 4 adet için banka’nın ödemekle yükümlüğü olduğu tutarının bankaca ödendiği, Bankaya ibraz edilen Kalan 2 adet çek yaprakları; … no.lu çek 31.10.2008 tarihinde, 9086817 no.lu çek 3.11.2008 tarihinde, takastan ibraz edildiği, bu çek yaprakları için bankanın sorumlu olduğu tutarın ödenmediği, görülmüştür. Takastan ibraz edilen 2 adet için 10 yıllık zaman aşımını doldurduğundan, Kalan toplam 12 adet çekin 30.06.2018 tarihine kadar bankaya ibraz edilmemesi ve banka’nın ödeme yükümlülüğünün ortadan kalkmasından dolayı, davacıdan davalının tahsil ettiği bankanın ödemekle yükümlü olduğu toplam 14 adet çek yaprağı bedelinin davacıya iade edilmesi gerektiği, 3-) Banka tarafından Müşteri’ye 19.02.2018 tarihinde, teslim edilen … no.lu çek defterinden … no.lu çek yaprağı için bankaya 30.06.2018 tarihine kadar ibraz için bankaya müracaat edilmediği, bu nedenle banka’nın sorumlu olduğu tutardan sorumlu olmayacağı … no.lu çek yaprağının bankaya 31.10.2008 tarihinde, takastan ibraz edildiği, bankaca bankanın sorumlu olduğu tutarın ödenmediği, Çekin İbraz tarihine göre, 10 yıllık zaman aşımını doldurması nedeniyle, Çek yaprağı ile ilgili davacıdan tahsil edilen, banka’nın sorumlu olduğu, toplam 2 adet çek yaprağı bedelinin davacıya iade edilmesi gerektiği, 4-) Banka tarafından Müşteri’ye 18.10.2007 tarihinde, teslim edilen … no.lu çek defterinden … no.lu çeklerin bankaya 30.06.2018 tarihine kadar ibraz için bankaya “müracaat edilmediği, bu nedenle banka’nın sorumlu olduğu tutardan sorumlu olmayacağı nedeniyle, davacıdan tahsil edilen 3 adet çeke ait bankanın sorumlu olduğu tutarın davacı’ya iade edilmesi gerektiği ” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davalı vekili tarafından itiraz dilekçesinin sunulduğu, davacı vekilince duruşmada sözlü olarak beyanda bulunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 08/06/2021 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile; dosya kapsamına göre davalı tarafın rapora itirazlarının değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmakla dosyanın önceki rapor sunan bilirkişiye tevdi ile davalı taraf itirazlarının değerlendirilmesi, bu itirazlardan anlaşıldığı üzere davalı Banka ile kredi asıl muhatabı arasında imzalanan ve Mahkememiz davacısının müteselsil kefil sıfatıyla imzasının atılma aşamasından itibaren davalı taraf kayıtları üzerinde inceleme yapılarak dosya tarafları arasında imzalanan 25/12/2008 tarihli protokol hükümlerinin ve bu hükümlerle belirlenen yükümlülüklerin protokol taraflarınca yerine getirilip getirilmediği, dava konusu edilen çek yaprak bedellerinin depo edilmesine yönelik hususun işbu protokol ve kredi asıl borçlusu ve davalı Banka arasında imzalanan sözleşmelere göre değerlendirilmesi ile hazırlanacak raporun dosyamıza sunulmasının istenilmesine karar verildiği, Bilirkişi tarafından hazırlanan 29/11/2021 havale tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu ek raporun sonuç kısmında özetle; “Bankaca verilen bilgiye istinaden 15 adet çekin yaprak bedelinin ödendiği, 10 yıllık zaman aşımı sürelerinin tamamlandığı, 30/06/2018 tarihine kadar bankaca ödeme yapılmadığından eski çeklerin ödeme yükümlülüğünün ortadan kalkması ile ilgili zaman aşımı süreleri ile riskin ortadan kalktığı, banka ihtarnamesinde 44 adet çek yaprağı için 19.140,00 TL talep edildiği, 15 çek yaprağı için 6.630,00 TL bankanın ödemede bulunduğu, davacının çek yaprakları için toplam 19.320,00 TL yatırdığı, bu nedenle davacının bankadan 12.690,00 TL tutarında alacaklı olduğu, davacı yanca taahhüde konu ödemenin taahhüt tarihinden sonra 10/12/2010 tarihinde yapıldığı, yani 15/12/2008 tarihli protokolün 3. Maddesine davacı tarafından uyulmadığı, tasfiyeye intikal eden 12.762,63 TL’nin kredi borcuna mahsup edildiği, protokol tarihinden önce çekler için yatırılan 5.000,00 TL’nin banka tarafından nakdi kredi borcuna mahsup edildiği, protokol tarihinden sonra yatırılan 6.000,00 TL’nin bankaca birikmiş faiz tahsilinde kullanıldığı, davacı tarafından nakdi ve gayri nakdi kredi için toplam 91.475,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, bu ödeme ile birlikte borcun kalmadığı, Mahkemece davacının haklılığı yönünde kanaat getirilmesi halinde davalıdan 12.690,00 TL tutarında alacaklı olduğu” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüş, rapora karşı davacı vekili tarafından beyan ve itiraz, davalı vekili tarafından beyan dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arasında Davalı ile dava dışı … arasında genel kredi ve teminat sözleşmesinin imzalandığı, söz konusu sözleşmeye istinaden kredi kullandırıldığı ve çek karnesi verildiği, davacı tarafın söz konusu sözleşmeye müteselsil kefil sıfatıyla imza attığı, borçların ödenmemesi üzerine hesapların kat edildiği ve bunun sözleşmenin diğer taraflarına tebliğ edildiği, bu kapsamda davalı taraf ile davacı arasında ihtarnameye konu edilen borçların ödenmesi ve ayrıca gayri nakdi risk için çek yasal sorumluluk tutarının depo edilmesi yönünde protokol imzalandığı ve ödemelerin taksite bağlandığı, kredi borçları ve çek garanti tutarlarının kredi sözleşmesinin diğer taraflarınca ödendiği konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın söz konusu protokol çerçevesinde çek garanti tutarlarının ne zaman ödendiği, bu ödemenin taahahüt edilen tarihte yapılıp yapılmadığı, protokole göre yapılan ödemelerin davacı tarafın iddia ettiği gibi çek garanti tutarlarına hasren mi yoksa davalının iddia ettiği gibi tasfiye kontrat hesabına alınması ve nakit kredi borçlarından mahsup edilmesinin mümkün olup olmadığı istem konusu edilen alacağa yönelik zaman aşımı itirazının yerinde olup olmadığı hususlarına yönelik yapılacak inceleme neticesi davacının davalıdan 44 adet çek yaprağının yasal garanti tutarı için ödendiği belirtilen 19.320,00 TL alacaklı olup olmadığının ve bu tutarın davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas alacak davası olduğu anlaşılmıştır
Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere davalı Banka ile dava dışı … arasında genel kredi ve teminat sözleşmesinin imzalandığı, söz konusu sözleşmeye istinaden kredi kullandırıldığı ve çek karneleri verildiği, davalı …’ın söz konusu sözleşmeye müteselsil kefil sıfatıyla imza atıldığı, krediden ve çek karnelerinden kaynaklı borçların vadesinde ödenmemesi nedeniyle hesapların kat edildiği, borçlulara ihtarname ile bu durumun bildirildiği, akabinde söz konusu borçların ödenmesine yönelik dosya taraf vekillerinin kabulünde olduğu üzere 25/12/2008 tarihli protokolün imzalandığı, söz konusu protokolün 3. Maddesine göre bankaca ödemesi garanti edilen çek garanti tutarlarından kaynaklı 19.140,00 TL tutarında gayri nakdi borçların en geç 24/01/2020 tarihine kadar bankaya verileceği, protokolün 6. Maddesinde ise borç ikrarının herhangi bir maddesinin ihlal edilmesi halinde borçların tamamının muaccel hale geleceği hususunun hükme bağlandığı, söz konusu protokolün dosya tarafları ve dava dışı … ve … tarafından oluşturulduğu, buna göre çek garanti tutarlarının tamamının bahse konu 24/01/2020 tarihine kadar ödemesinin kararlaştırıldığı ancak dosya kapsamında da sabit olduğu üzere protokolde belirtilen ödemenin bir kısmının protokolün 3. Maddesine aykırı yapıldığı, bu nedenle davacı açısından protokole uyulmadığına kanaat getirildiği, çek garanti tutarlarına yönelik ödemenin ise davalı bankaca diğer kredi borçlarına mahsuben ilgili hesaplara yatırıldığı ve bankaca yapılan bu işlemin taraflar arası protokole uyumsuz olmadığı hususları tespit ve kanaat edilmiştir.
Söz konusu kredi sözleşmesi kapsamında bankaca 150 adet çek verildiği, çeklerin 06/10/2006 – 03/07/2008 tarihleri arası dönemde 6 parti halinde 25’er adet olmak üzere teslim edildiği, çeklerden 31 adedinin ibraz edildiği, 64 adedinin ödendiği, 46 adedinin iptal edildiği ve 9 adedinin açık çek olduğu bilirkişi raporu ile anlaşılmakla banka tarafından gönderilen ihtarnamede 44 adet çek yaprağı için 19.140,00 TL tutarında bedel talep edildiği ve 25/12/2008 tarihli protokole de bu tutar yazıldığı anlaşılmıştır.
İşbu davaya konu uyuşmazlık yönünden davalı tarafça istem konusu edilen alacağın 6273 sayılı kanunun 6. Maddesi ile çek kanununa geçici 3. Madde eklendiği ve bu nedenle bankanın eski çek defterleri ile ilgili sorumluluğunun 30/06/2018 tarihinde sona ereceği ve bu nedenle davanın öncelikle zaman aşımına uğraması sebebiyle reddedilmesi gerektiğinin belirtilmesine karşılık bu hususa yönelik davacı yanca bankanın çeklerden kaynaklı yasal yükümlülük süresi olan 10 yıllık sürenin 2018 yılında dolduğu ve davacının 2018’den itibaren istemini talep edilebilir hale gelmesi nedeniyle davalının zaman aşımına yönelik itirazının yerinde olmadığının belirtilmesi karşısında davacının iddiasının dayanağı sebepsiz zenginleşme olduğundan somut olayda sebepsiz zenginleşmeye yönelik 2 yıllık zaman aşımı süresinin mevcut dava bakımından dolup dolmadığı yönünden değerlendirme yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Öncelikle şu hususun belirtilmesinde fayda vardır ki Mahkememizce davacı yandan istem konusu edilen husus ile alakalı davalı yana başvuruda bulunulup bulunulmadığının sorulması üzerine davacı vekilince davalı bankaya 19/10/2020 tarihinde başvuru yapıldığı ve bankaca 20/10/2020 tarihinde cevap verildiği, hususu belirtilmekle dava tarihi olan 08/01/2021 tarihinden itibaren geriye doğru hesaplanan 2 yıllık sebepsiz zenginleşmeye dayalı süre içerisinde davacı taraf davalı tarafa başvuruda bulunmuş ise de söz konusu başvurunun davacıya zaman aşımı yönünden yeni bir hak bahşetmeyeceği ve sebepsiz zenginleşme süresinin bu şekilde değerlendirilemeyeceği düşünülmektedir.
Davalı bankaca verilen 20/10/2020 tarihli başvuruya yönelik cevapta kredi asıl borçları yönünden yapılan ödemeler ile bankaca yapılan mahsup sonucu yukarıda belirtildiği gibi protokol ile belirlenen sürede borcun karşılanmadığı hususu göz önüne alındığında dosya kapsamına kazandırılan bilirkişi kök ve ek raporuna göre çeklerden 30 adedinin 30/06/2018 tarihinde, 2 adedinin 31/10/2018 tarihinde ve 10 adedinin ise 30/11/2018 tarihinde 10 yıllık zaman aşımı sürelerinin dolduğu, sürelerin dolduğu tarih itibariyle yürürlükte olan 6098 sayılı BK’nın 77 ve devamı maddelerine göre öğrenilmeden itibaren 2 yıllık sebepsiz zenginleşme zaman aşımının bulunduğu yine bahse konu yasaya göre zaman aşımının kesilmesinin davacı tarafça davalı tarafa yapılan 19/10/2020 tarihli başvuru ve içeriği göz önüne alındığında bir sonucunun olamayacağı, bu kapsamda az önce belirtilen çekler yönünden verilen tarihler göz önüne alındığında davanın 08/01/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmakla çeklerden kaynaklı zaman aşımı sürelerinin 30 adet çek yönünden 30/06/2020 tarihinde, 2 adet çek yönünden 31/10/2020 tarihinde ve 10 adet çek yönünden ise 30/11/2020 tarihinde dolduğu göz önüne alındığında istem konusu edilen ve davalı bankaya ödendiği belirtilen çekler yönünden talebin zaman aşımına uğramış olması nedeniyle davanın zaman aşımından kaynaklı reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 80,70 TL harcın evvelce alınan 329,94 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına fazladan alınan 249,24 TL karar ve ilam harcının kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ile yukarıda mahsubuna karar verilen harç ile gider avansından kullanılan kısmın DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 51,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesine göre DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Hükümleri uyarınca hesap ve takdir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
6- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’a ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
7- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.17/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)