Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/156 E. 2022/366 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/156
KARAR NO : 2022/366

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/03/2021
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01/02/2019 tarihli 1 yıl süreli personel taşıma sözleşmesinin imzalandığı, iş bu sözleşmeye istinaden davacı tarafından davalı şirket bünyesinde çalışan personeller için iş yerine ulaşım hizmetleri verildiği, bu hizmet karşılığı olarak davalı şirket aleyhine 31/08/2019 tarihli 7.847,00 TL tutarlı, 30/09/2019 tarihli 8.673,00 TL tutarlı, 31/10/2019 tarihli 8.673,00 TL tutarlı ve 29/11/2019 tarihli 7.434,00 TL tutarlı faturalar düzenlendiği, faturalardan ve cari açık hesap ilişkisinden kaynaklı alacaklar için davalı aleyhine İzmir 2. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu belirtilerek itirazın iptali ile takibin devamının yanı sıra %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının talep edildiği ve ayrıca davalı şirketin borcunu ödememek amacıyla iş yerini kapatma, alacağın tahsil sürecini uzatma gayesi içerisinde olması nedeniyle davalı aleyhine ihtiyati haciz mahiyetinde ihtiyati tedbir kararının verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinden icra inkar tazminatı yönünden dava şartı arabuluculuk şartının gerçekleşmediği, davacının sunduğu son tutanak metninde icra inkar tazminatı müzakere edilen alacak kalemleri arasında belirtilmediği, davacının beyanlarını kabul etmedikleri ve tüm iddia ve taleplerine itiraz ettikleri, davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, davacı kötü niyetli olarak mükerrer tahsilat yapmak amacıyla dava yoluna başvurduğu, davalı müvekkilinin, mevcut bulunmayan borcu yönünden mal kaçırdığı, iş yerini sürekli kapattığı, bir daha faaliyete geçmeme ihtimalinin bulunduğu, süreci uzatmak istediği iddialarının gerçeğe aykırı olduğu, davacının, hukuka aykırı şekilde ileri sürdüğü alacak hakkını gerçeğe aykırı beyanlarla makul ve haklı göstermek çabası içerisinde olduğu, davalı şirketin saygın bir şirket olup, ticaret faaliyetlerini dürüstlük ilkesi çerçevesinde ve basiretli bir tacirin özen ölçüsünde sürdürdüğü, davacının tedbir talebinin gerekli şartları sağlamadığı gibi haksız ve kötü niyetli olduğu, taraflar arasında 01/02/2019 tarihinde “personel taşıma (servis) sözleşmesi” başlıklı hizmet sözleşmesi akdedildiği, Sözleşmenin “Ödeme” başlıklı kısmında işverenin her ayın ücret ödemesini bir sonraki ayın on beşinde peşin olarak ödeyeceğinin belirtildiği, davacı şirketin ödemelerin fatura karşılığında elden yapılmasını talep ettiği ve sözleşme metnine herhangi bir banka hesap numarası veya iban bilgisi yazılmadığı, sözleşme metninde vergilerden hizmet satışında bulunan davacı şirketin sorumlu ve yükümlü olduğunun belirtildiği, müvekkili davalı şirketin yapılacak ödemeler sonucunda faturaların kapalı olarak ödenmesini talep ettiği ve bu doğrultuda davacıya vadesi gelen ödemeler yapıldığı, davalı müvekkilinin sadece 31.08.2019 tarih ve … numaralı 7.847.00 TL tutarlı fatura bedelini ödeyemediği, davacının talebine konu diğer fatura bedellerinin ise tam olarak ödendiği, nitekim davacının icra takibine ve davaya dayanak delil olarak sunduğu faturalardan 30.09.2019 tarih ve … numaralı 8.673,00 TL tutarlı; 31.10.2019 tarih ve … numaralı 8.673,00 TL Tutarlı; 29.11.2019 tarih ve … numaralı 7.434,00 TL tutarlı faturaların kapalı fatura (bedeli tahsil edilmiş fatura) niteliğinde olduğu, faturaların ödenmesinin nakit ve elden yapıldığı, kaldı ki; davalının VUK ve diğer mevzuatı gerekçe göstermek sureti ile banka ve finans kuruluşlarından alınan ve faturaların ödendiğini gösteren belgeler talep edecek olması ihtimalinin de ispat karinesini ve külfetini değiştirmeyeceği, davacının dava dilekçesindeki beyanlarının çelişkili olduğu, davacı tarafın alacağa konu miktarın likit alacak olduğunu ve icra inkar tazminatı talep ettiğini beyan ettiği, müteakiben de dava dilekçesinde bilirkişi incelenmesi sonucunda alacağın miktarının ortaya çıkacağını beyan etmiştir. Toplanacak delillere ve bilirkişi raporuna göre belirlenecek alacak için icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinin açık olduğu, davacı tarafın kendi fatura bedellerinin likit olmadığını bildiği, şöyle ki; taraflar arasındaki temel ilişkiyi düzenleyen sözleşmede tek yön fiyatın 175 TL olduğu, ödemelerin puantajlara göre hesaplanarak yapılacağının açıkça kararlaştırıldığı, davalı müvekkilinin iyi niyetli olarak kendisine bildirilen miktarları ödediği ve kapalı faturalarını teslim aldığı, bir süre sonra müvekkili şirketin hesaplama detaylarını görmek ve ödediği/ödeyeceği miktarlarla karşılaştırmak maksadı ile davacıdan puantaj kayıtlarını talep ettiği, davacı tarafın sözleşmeye aykırı olarak bu kayıtları davalı müvekkili şirket ile paylaşmaktan imtina ettiği, nitekim davacı tarafın dilekçesinde ve dayandığı delillerinde; puantaj kayıtları yerine bir kısım hizmet verilen şirket personeli listesi başlıklı genel ve belirsiz bir metin sunduğu, hesaplamaların puantaj cetvelleri esas alınarak yapılacağının sözleşme metninde açıkça düzenlendiği, davacının faturalarına konu hesaplamaların genel bir rakam üzerinden puantaj kayıtları tutulmaksızın yapıldığı, davacı taraf sözleşmeye aykırı şekilde borcu belirlediği, her ne kadar faturalara itiraz süresinde itiraz edilmemiş ve pek çok fatura bedeli ödenmiş olsa da; taraflar arasındaki sözleşmedeki hesaplama yöntemi de göz önünde bulundurulduğunda, itiraz süresinin sadece faturaların değil, fatura bedelinin hesaplanmasına esas teşkil eden ve davalının hüküm ve tasarrufunda bulunan puantaj kayıtlarının da davalı şirkete teslimi ile başlaması gerektiğinin kabulünün gerektiği, davacı şirketin, taraflar arasındaki akde uygun şekilde borcun belirli hale getirilmesinde basiretli bir tacirin göstermesi gereken özeni göstermediği belirtilerek haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşamasının usulüne uygun tamamlandığı ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçildiği görülmüştür.
DELİLLER:
İzmir 2. İcra Dairesi’nin …/… esas sayılı dosyasının UYAP çıktısı, SMMM bilirkişi … tarafından hazırlanan 06/12/2021 havale tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasındadır.
İzmir 2. İcra Dairesi’nin …/… esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 32.627,00 TL asıl alacak, 2.893,08 TL işlemiş faiz olmak üzere 35.520,08 TL toplam alacağın tahsili bakımından ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının 30/11/2019 tarihli 1 adet cari hesap olarak belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce 21/09/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği dosyanın Mahkememizce yapılan uyuşmazlık tespiti göz önüne alınarak ticari defter ve kayıtların ibrazı yönünden kurulan ara karar gereğini yerine getiren taraf yönünden inceleme yapılmak üzere dosyanın SMMM bilirkişisi …’e tevdi edildiği ve adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 06/12/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle “davacı tarafın 2019-2020 yılı yasal defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davacı tarafından 2019 yılında çeşitli tarihlerde toplam 10 adet fatura üzerinden davalı aleyhine 83.839,00 TL tutarında fatura tanzim edildiği, faturaların davalı kayıtlarında bulunduğu, davalı tarafça söz konusu faturalara mahsuben banka aracılığıyla 51.212,00 TL tutarında ödeme yapıldığı ve bu ödemenin de davacı kayıtlarında yer aldığı, davalı cari hesabının icra takip tarihi itibariyle 32.627,00 TL tutarında borç bakiyesi verdiği, davacının alacağının …, …, … ve … no.lu fatura bedeller toplamı olan 32.627,00 TL’den kaynaklı 4 adet fatura muhteviyatına ilişkin olduğu, davalı tarafça faturalardan 31/08/2019 tarihli olan … no.lu faturanın ödenmediğinin kabulünde olduğu, belirtilerek nihai değerlendirme mahkemeye bırakılmak suretiyle davacının davalıdan kabulünde olduğu 7.848,00 TL tutarında ve ayrıca kabulünde olmadığı tutarlar birlikte 32.627,00 TL tutarında ihtimalli olarak hesaplama yapıldığı” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı taraf vekillerince ayrı ayrı beyan dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dosya kapsamına göre yapılan inceleme neticesinde; taraflar arasında 01/02/2019 tarihli personel taşıma sözleşmesinin imzalandığı, söz konusu sözleşmeye göre davacı tarafından davalı şirket bünyesinde çalışan personellere yönelik iş yerine ulaşım hizmeti verildiği, bu kapsamda davacı tarafından davalı aleyhine 31/08/2019 tarihli 7.847,00 TL tutarlı, 30/09/2019 tarihli 8.673,00 TL tutarlı, 31/10/2019 tarihli 8.673,00 TL tutarlı ve 29/11/2019 tarihli 7.434,00 TL tutarlı faturalar düzenlendiği, bu faturalardan kaynaklı ve cari açık hesap ilişkisinden kaynaklı davalı aleyhine yukarıda belirtilen icra dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, bu faturalardan 31/08/2019 tarihli ve 7.847,00 TL tutarındaki fatura bedelinin davalı yanca da ödenmediğinin kabul edildiği konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında uyuşmazlığın davalı tarafça kabul edilen fatura haricindeki yukarıda belirtilen diğer fatura bedellerinin davacı tarafa ödenip ödenmediği, davacının davalıdan cari hesap ilişkisinden kaynaklı alacağının olup olmadığı, ödenme durumu ile alacak durumunun tespiti neticesi davacının davalıdan talep edebileceği alacak tutarının bulunup bulunmadığı, davalı tarafça yapılan itirazın yerinde olup olmadığı yine istem konusu edilen faiz türünün ve tutarının yerinde olup olmadığı, davacı tarafça istem konusu edilen icra inkar tazminat talebinin yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; her ne kadar davacı yanca davalıya hizmetin verildiğini ve ayrıca bedelin ödenmediği yönünde tanık dinletilmek istenilmiş ise de davalı tarafça kendisine hizmet verilmediğine yönelik beyanının olmadığı ve ayrıca miktar göz önüne alınığında bedellerinin ödendiğine yönelik hususun da tanıklar ile ispat edilemeyeceği anlaşılmakla talep edilen konular hakkında davacının tanık dinletmesi yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Her ne kadar Mahkememizce 6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesince usulüne uygun olarak taraflara ticari defter ve kayıtların ibrazı yönünden kesin süreli ve yasal ihtaralı süre verilmiş ise de bu ara karar gereğinin sadece davacı yan tarafından yerine getirilmiş olması nedeniyle yasal ihtarata da konu yapıldığı anlaşılan yasanın 222/3 maddesi uyarınca iş bu dava bakımından davacı kayıtlarının davalı lehine delil olarak kabul edilmesine karar vermek gerekmiştir.
Davacı kayıtlarının incelenmesine esas hazırlanan bilirkişi raporunun dosya kapsamı ile bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde; dosya tarafları arasında 01/02/2019 tarihli personel taşıma sözleşmesinin imzalandığı, sözleşme süresinin 1 yıl olacağının kararlaştırıldığı, sözleşmede taşıma işinde kullanılacak aracın, taşıma ücretinin ve ücret ödemesinin miktar ve tarihlerinin belirlendiği bu kapsamda davacı tarafça davalıya taşıma hizmeti verildiği, söz konusu taşıma hizmetinden kaynaklı olarak davacı tarafça davalı aleyhine kendi kayıtlarında bulunduğu anlaşılan toplam 83.839,00 TL tutarında 10 adet fatura düzenlediği, faturaların her ne kadar davalı nezdinde kayıtlı olup olmadığı anlaşılamamış ise de davalı tarafından vergi dairesine verilen BA bildiriminin söz konusu faturalar ile karşılaştırıldığında davacının davalı aleyhine düzenlediği tüm faturaların davalı yanca BA bildirimi ile vergi dairesine bildiriminin yapıldığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve varılan kanaat ve tespitler göz önüne alındığında her ne kadar dosyaya kazandırılan rapora esasen itirazlarda bulunulmuş ise de davacı kayıtlarının birbirleri ile uyumlu oluşu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, davacı tarafından düzenlenen faturaların davalı yanca tümünün BA bildirimine konu edilmesi sebebi ile taraf kayıtlarının birbirleri ile uyumlu oluşu göz önüne alındığında itirazların yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından icra takibine konu edilen asıl alacağın toplam 4 adet faturadan kaynaklı olduğu belirtilerek bu husus üzerinden değerlendirme yapılmış ise de icra takibine konu alacak dayanağının cari hesap olarak belirtildiği göz önüne alındığında değerlendirmenin davalı aleyhine düzenlenen tüm faturalar üzerinden yapılması gerektiği değerlendirilmiştir. Söz konusu bu değerlendirme kapsamında yapılan inceleme neticesinde davalı tarafça kabul edilen fatura haricindeki diğer faturaya konu hizmetin kendisine verilmediği iddiasında bulunulmuş ise de tüm faturaların davalı tarafça BA bildirimine konu edildiği gibi faturaların davacıya iadesinin davalı tarafça ispat edilemediği göz önüne alındığında davacının fatura içeriği hizmetin davalıya verildiği yönündeki iddiasının faturaların davalı tarafça BA bildirimine konu edilmekle davacı lehine bu durumun adi bir karine oluşturduğu bu hususun aksinin ispatının davalı tarafta olmasına rağmen davalı yanca bunun ispatlanamadığı, bu hususta Mahkememizce yemin teklifin hatırlatılması üzerine verilen kesin süre içerisinde yemine dair usul işleminin yapılmadığı anlaşılmakla davalı yanın yemin delilinden vazgeçmiş sayıldığı kanaati ile davalının bu yöndeki savunmasının yerinde olmadığı ve davacının tüm fatura içerikleri yönünden taşıma hizmetinin davalıya verildiğinin davacı yanca ispatlandığı kabul edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosya tarafları arasında imzalanan 01/02/2019 tarihli taşıma sözleşmesinden kaynaklı davacı tarafça davalıya hizmet verildiği bu hizmet karşılığı davalı aleyhine toplam 83.839,00 TL tutarında 10 adet fatura düzenlendiği, söz konusu bu faturalara mahsuben davalı tarafça 51.212,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, davacının bu faturalardan kaynaklı bakiye 32.627,00 TL alacağının bulunduğu, düzenlenen fatura ve ödeme tarihleri dikkate alındığında yapılan ödemelerin hangi faturalara mahsuben yapıldığı belirtilmediğinden 6098 saylı yasanın 102. Maddesi göz önüne alındığında ödemenin ilk 6 adet faturaya yönelik borcu sona erdirdiği ve ancak esasen son düzenlenen 4 adet faturanın bedelinin davalı tarafça ödenmediği kanaatine varılmakla asıl alacak yönünden davalı itirazının yerinde olmadığı işlemiş faiz talep yönünden ise dosyanın bilirkişiye tevdisine gerek olmaksızın 6102 sayılı TTK’nın 1530/4a gereği her ne kadar davalı tarafça ticari defter ve kayıtlar sunulmamış ve bu kapsamda söz konusu 4 adet faturanın davalı tarafta ne zaman kaydedildiği hususu anlaşılamamakta ise de bu 4 adet faturanın davalı tarafça BA bildirimine konu edildiği sabit olduğundan bildirim tarihleri üzerine ödeme süresi eklenmekle bulunan temerrüt tarihinden takip tarihine kadar ki temerrüt faiz oranları göz önüne alınarak yapılan hesaplama neticesinde;
Asıl Alacak
Başlangıç
Bitiş
Oran %
Geçen Gün
Faiz Tutar
7.484,00 TL
28/10/2019
31/12/2019
21,25
64
278,86 TL
7.484,00 TL
01/01/2020
09/07/2020
15
190
584,37 TL

ARA TOP.
863,22 TL
8.673,00 TL
30/11/2019
31/12/2019
21,25
31
156,53 TL
8.673,00 TL
01/01/2020
09/07/2020
15
190
677,21 TL

ARA TOP.
833,74 TL
8.673,00 TL
29/12/2019
31/12/2019
21,25
2
10,10 TL
8.673,00 TL
01/01/2020
09/07/2020
15
190
677,21 TL

ARA TOP.
687,31 TL
7.484,00 TL
27/01/2020
09/07/2020
15
164
504,40 TL
Olmak üzere toplam 2.887,67 TL tutarında faiz hesabının yapıldığı ve davalı yana söz konusu faiz miktarına yönelik itirazının hesaplanan tutar bakımından yerinde olmadığı anlaşılmakla açılı davanın kısmen kabulü ile İzmir 2. icra Müd.’nün …/… Esas sayılı dosyasına davalı tarafın yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 32.627,00 TL asıl alacak ve 2.888,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.515,67 TL alacağın tahsili bakımından takibin devamına, fazlaya ilişkin iptal talebinin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 13,75 oranından az olmamak üzere ve artan oranlarda avans faizi uygulanmasına, yasal şartları oluştuğu kanaati ile İİK 67/Son gereği hüküm olunan tutarın % 20’si olarak hesaplanan 7.103,13 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; İzmir 2. icra Müd.’nün …/… Esas sayılı dosyasına davalı tarafın yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 32.627,00 TL asıl alacak ve 2.888,67 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 35.515,67 TL alacağın tahsili bakımından takibin devamına, fazlaya ilişkin iptal talebinin reddine,
– Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 13,75 oranından az olmamak üzere ve artan oranlarda avans faizi uygulanmasına,
– İİK 67/Son gereği hüküm olunan tutarın % 20’si olarak hesaplanan 7.103,13 TL icra inkar tazminatının DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 2.426,08 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 557,19 TL (379,59 TL peşin harç ile 177,60 TL icra dosya peşin harcından oluşan) harcının mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 1.868,89 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan (tebligat, müzekkere ve bilirkişi masrafı olmak üzere) kısmının ret kabul oranına göre hesaplanan 726,15 TL’si ile yatırılan 438,89 TL (379,59 TL peşin ve 59,30 TL başvuru harcından oluşan) harçtan oluşan toplam 1.165,04 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 423,75 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince davacı tarafa İADESİNE,
5- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan kısım olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, avansın 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince davalı tarafa İADESİNE,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinde hesaplanan 5.327,35 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
7- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı göz önüne alınarak hesaplanan 4.41 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
8- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’ a ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
9- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 10/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır