Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/145 E. 2021/757 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/145
KARAR NO : 2021/757

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/02/2021
KARAR TARİHİ : 08/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde;müvekkili şirketlerin oluşturduğu iş ortaklığı ile davalı … arasında 23/01/2019 tarihli … Genel Müdürlük Hizmet Binası ve Tesisleri İnşaatı işine ait yapım sözleşmesinin akdedildiğini, müvekkilinin iş programını hazırlayarak davalı idareye sunduğunu, davalı idarenin bu programı inceleyerek onayladığını, işin yapımına başlandığını, işin ifası sırasında davalı idareden kaynaklanan haller nedeniyle yüklenici iş ortaklığına birçok kez süre uzatımı verildiğini, ancak somut olaylara göre revize edilen iş programlarının hatalı olduğunu, bu nedenle iş ortaklığının sürekli olarak iş programının gerisinde kalmasına neden olduğunu ve hatalı iş programının fiyat farkı alacağının düzgün ve adaletli bir şekilde alamamasına sebebiyet verdiğini, tek tek açıklanan nedenlerle revize iş programının hatalı olduğunun tespiti ile müvekkili şirketlerin son 20 nolu hakediş itibariyle hak kazandığı fiyat farkı alacağının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 690.460,681-TL’sinin tahsiline karar verilmesini talep ettiklerini, bunun yanı sıra sözleme konusu işin yapımı sırasında zorunlu proje değişikliği ve ilave imalatlardan kaynaklanmak üzere 661.382,37-TL ve akabinde 8.517.568,73-TL olmak üzere iki kere keşif artışı yapıldığını, müvekkili şirketlerin itirazına rağmen idare tarafından keşif artışlarının mevzuata fiili duruma ve hakkaniyete aykırı belirlendiğini, fiyatlara itiraz edildiğini, tek tek ayrıntılarıyla belirtildiği üzere ilave işler nedeniyle yüklenicinin tek taraflı olarak belirleyip hatalı olarak hakedişlere yansıttığı alacakları nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00-TL’nin tahsilini istediklerini, sonuç olarak süre uzatımı nedeniyle ortaya çıkan fiyat farkı nedeniyle şimdilik 690.460,681-TL’nin ilave işler nedeniyle 5.000,00-TL’nin ticari temerrüt faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesinde delil olarak dava şartı zorunlu arabuluculuk son tutanağına dayanıldığı bildirilmiş, dava dilekçesinde arabuluculuk başvuru numarası ile ilgili herhangi bilgi verilmemiş, dava dilekçesi ekinde arabuluculuk son tutanağı sunulmamış olmakla mahkememizin 02/03/2021 tarihli tensip tutanağının 3 nolu bendi ile 6325 sayılı yasanın 18/a-2 maddesi uyarınca arabuluculuk son tutanağı aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış örneğinin sunulması için davacı tarafa bir haftalık kesin süre verilmiştir. Davacı vekili 08/03/2021 tarihli dilekçesi ekinde arabulucu … ve taraf vekillerince e imzalı arabuluculuk son oturum tutanağının sunulduğu bildirilmiş, dilekçe ekinde dilekçede bahsedilen arabuluculuk son tutanağı örneği sunulmuştur. Davacı vekilince dilekçesi ekinde sunulan arabuluculuk son tutanağının incelenmesinden; … – … ile … Tic AŞ arasındaki ticari satımdan kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin Anadolu Arabuluculuk Bürosu’nun … dosya numaralı … arabuluculuk numaralı olduğu davamızın tarafları ve konusu ile ilgili olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; iddiaların doğru olmadığını davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davacı vekili 08/10/2021 tarihli ilk duruşmada; davayı uyap üzerinden açtıklarını, davayı açarken dava dilekçesi ekinde de arabuluculuk son tutanağını sunduklarını, arabuluculuk sürecini tamamladıklarını, ancak maddi hata sonucunda başka bir davanın arabuluculuk tutanağını sunmuş olduklarını, bu maddi hatayı gidermek istediklerini, bu duruma karşı tarafın muvafakat etmesinin yasal bir zorunluluk olmamakla birlikte muvafakat edeceğini düşündüklerini beyan etmiştir.
Davalı vekili mahkememizin 08/10/2021 tarihli ilk duruşmasında; arabuluculuk konusunda dava şartının gerçekleşmediğini, sonradan arabuluculuk tutanağının sunulmasına muvafakat etmediklerini bildirmiştir.
Dosyanın tümüyle incelenmesinden; dava dilekçesinin ekinde sunulmuş arabuluculuk son tutanağı örneğinin olmadığı, dava dilekçesinde e imza ile oluşturulmuş arabuluculuk tutanağının tarihi ve numaralarına ilişkin hiçbir bilginin olmadığı, davacının delil sunum dilekçesinde arabuluculuk tutanağına dayanılmış olmakla birlikte eklerinde böyle bir belgenin olmadığı, arabuluculuk başvuru numarası olmadığından uyap üzerinden arabuluculuk son oturum tutanağına ulaşılamadığı, davacı vekiline tensip ara kararı ile verilen süre üzerine davacı vekilinin 08/03/2021 tarihli dilekçesi ekinde davamızın konusu ve tarafları ile ilgili olmayan e imza ile oluşturulmuş bir arabuluculuk son tutanağının sunulduğu anlaşılmıştır.
TTK’nun dava şartı arabuluculuk başlıklı 5/A-1 maddesinde “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmüne yer verilmiştir.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-1-2 maddelerinde “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır. (2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusunun eser sözleşmesinden kaynaklı alacak talebine ilişkin olduğu davanın TTK 5/A maddesinde ortaya konulduğu üzere dava şartı zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu, davacı tarafça dava açılmadan evvel arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunun bildirildiği, ancak dava konusu uyuşmazlığa ilişkin arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmediği, bu nedenle sunumu konusunda tensip ara kararı ile bir haftalık kesin süre verildiği, davacı vekilinin bir haftalık kesin süre içerisinde sunulan e imzalı arabuluculuk son tutanağı örneğinin davamızın tarafları ve konusu ile ilgili olmadığı, dolayısıyla dava konusu uyuşmazlığa ilişkin tutanağın verilen kesin süre içerisinde sunulduğunun kabul edilemeyeceği, bu durumun davalı tarafından usuli kazanılmış hak oluşturduğu, davalı tarafın bundan sonra sunulmasına da muvafakat etmediğini bildirdiği de dikkate alınarak davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın TTK 5/A ve 6325 sayılı yasanın 18/A-2 maddesi uyarınca usulden reddine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 59,30-TL harcın peşin alınan 11.876,73-TL harçtan mahsubu ile bakiye 11.817,43-TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre takdir olunan 4.080,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderlerin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Taraflarca yatırılan ancak sarf edilmeyip artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, oybirliği ile verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.08/10/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır