Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1002 E. 2022/289 K. 04.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1002
KARAR NO : 2022/289

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 04/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasında ön inceleme aşamasında, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde, müvekkilinin Antalya’da faaliyet gösteren otel inşaatı, perlitli sıva, her türlü malzeme işçilik işlerinin tüm şartnamaleri ile projeler doğrultusunda işverenin beğeni ve kabulüne tabi olacak şekilde, tüm geçici iş ve tesisleri ile birlikte yüklenici tarafından sabit fiyatlarla yapılması için dava dışı … Otel işl. İnş. San. Ve Tic. A.Ş. ile anlaştığını, 01.06.2021 tarihli Ürün Satış Sözeşmesi imzaladıklarını, sözleşme gereğince müvekkili şirket tarafından davalıya 2.342.251,05-TL ödeme yapılmış olmasına rağmen davalı tarafından sözleşme ve eklerine uygun olarak belirlenen tarihlerde … markalı yeterli miktarda ürün gönderilmediğini, gönderilen ürünlerin bir kısmının da ayıplı çıktığını, dava dışı … şirketinin yaşanan sıkıntıları çözmek adına davalı ile bir çok defa yazışmalar yaparak çaba sarf ettiğini, sözleşme konusu edimleri yerine getirmeyen davalıya müvekkili tarafından Antalya … Noterliğinin … yevmiye numaralı 09.09.2021 tarihli ihtarnamesinin gönderildiğini, ayıplı malların iade alınması belirtilerek sözleşmenin haklı nedenle fesih edildiğini, ayrıca yapılan ödemelerin avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesi gerektiğinin de belirtildiğini, … şirketi tarafından da davalı borçluya ihtarname gönderilerek yaşanan sıkıntıların sonuçlarının belirtildiğini, davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine Bergama İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinin de anlaşamama ile sonuçlandığını, davalıya yapılan ödeme tutarının 2.342.251,05-TL olmasına rağmen davalı tarafından gönderdiği ürünlerin fatura bedelinin 625.068,64-TL olup 1.717.182,41-TL değerindeki ürünlerin tesliminin gerçekleştirilmediğini, takibe itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek ihtiyati haciz kararı verilmesine, davalının Bergama İcra Müdürlüğünün …/… Esas sayılı takibinde borca itirazının iptaline, takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesi ile; taraflar arasında akdedilen Ürün Satış Sözleşmesinin 8. maddesinde sözleşmeden kaynaklanan ihtilaflarda İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili kılındığını, HMK 17. maddesindeki yetki sözleşmesine ilişkin şartların sağlandığını, yetki sözleşmesi ile belirlenen yerin kesin yetkili hale geldiğini, davanın sadece yetki sözleşmesi ile belirlenen yerde açılabileceğini, buna göre davayı görmeye mahkememizin yetkili olmadığını İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, esasa ilişkin olarak da taraflar arasındaki sözleşme gereği müvekkilinin üretim sürecine girdiğini, davacı tarafından 06/07/2021 tarihinde 200.000,00-TL 09/07/2021 tarihinde 999.950,00-TL, 09/08/2021 tarihinde 125.000,00-TL ödeme yapıldığını, bunların dışında yapılan ödeme olmadığını, davacının sözleşmeye uygun olarak düzenli ödeme yapmadığını, sözleşmede belirtilen Ağustos 2021 ve Eylül 2021 ödemelerinin ise hiç yapılmadığını, davacının ödeme konusunda temerrüde düşmesine rağmen sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, davacının … markalı ürünlerin yeterli miktarda gönderilmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının ifayı kabule hazır olmadığından taraflarınca mal sevkiyatı yapılmadığını, bu hususta davacının şantiyede yeterli alan bulunmadığı için sevkiyatın durdurulması talebini içerir mail yazışmalarının mahkemeye sunulduğunu, müvekkilinin iş ilişkisinin devamı için olağanüstü şartlarda ne gerekiyorsa yaptığını, tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, sözleşmenin davacı tarafından haksız feshi nedeniyle müvekkilinin yaptığı masraflar, yoksun kaldığı kâr ve aynı malı daha uyguna alma imkanını kaçırması sebebiyle zarara uğradığını, yine sözleşmenin haksız feshi nedeniyle ürün için hazırlanan torbaların depoda kaldığını, bu nedenle zarara uğranıldığını, sözleşmenin geçerliliğine güvenilerek hammadde ve palet alımı ile nakliye hizmetinin sağlanması için anlaşmalar yapıldığını, davacının ödemelerini yapmaması nedeniyle hammadde birim fiyatlarının değiştiğini, enerji ve diğer giderlerdeki fahiş artışın müvekkilinin kâr etmesini imkansız hale getirdiğini, ayrıca sözleşmede yükümlülüğü olmadığı halde yeni sıva makineleri alınarak davacı şirkete kiralandığını, bu sıva malzemelerinin haksız fesih sonrasında temizlenmemiş, eksik ve sarf malzemeleri kullanılmış olarak iade edildiğini, bu makinelerin her birinin fiyatının 150.000,00-TL civarında olduğunu bu nedenle zararlarının doğduğunu, sözleşmenin ifası için yapılan giderler ile sözleşmenin geçerliliğine güvenilerek başka iş anlaşmaları yapılma fırsatının kaçırıldığını, kâr kaybına, müspet zararlara uğranıldığını, ayıplı mal iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddine, talep olması halinde dosyanın İstanbul Anadolu Mahkemelerine gönderilmesine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı tarafça yetki itirazında bulunulmuş olmakla HMK 138. Maddesi uyarınca dosya üzerinden yetki itirazının değerlendirilmesi gerekmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde; yetki itirazı ile ilgili olarak HMK 6.maddesi uyarınca davalının adresinin bulunduğu Bergama İcra Dairesinde icra takibine girişildiğini, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmediğini, Bergama ilçesinin ticari davalar yönünden HSK’nın 07/07/2021 tarihli kararı gereğince İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine bağlı olduğunu, dolayısıyla yetki itirazının yerinde olmadığını, esasa ilişkin savunmaların yerinde olmadığını ileri sürmüştür.
Bergama İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; … İnşaat ve İnşaat Malzemeleri San ve Tic Ltd Şti tarafından …İnşaat Makina Perlit San ve Tic AŞ aleyhine 1.717.182,42-TL asıl alacak, 33.884,95-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.751.067,37-TL’nin tahsili için 22/10/2021 tarihinde girişilen icra takibine ilişkin olduğu, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlu vekilince borca itirazda bulunulduğu, bu nedenle takibin durduğu anlaşılmıştır. İcra takibinde borçlu vekilince yetkiye itirazda bulunulmadığı, sadece borca itiraz edildiği saptanmıştır.
Taraflarca delil olarak dayanılan, davacının davalıdan celbini talep ettiği 01/06/2021 tarihli Ürün Satış Sözleşmesi davalı tarafından cevap dilekçesi ekinde sunulmuş, ayrıca müzekkeremiz üzerine üçüncü şahıs … Otel İşletmeleri İnş. San ve Tic A.Ş. vekilince sunulmuştur. Sunulan 01/06/2021 tarihli Ürün Satış Sözleşmesi’nin inclenmesinden; davanın tarafları arasında imzalandığı, … Otel İşletmeleri İnş. San. Ve Tic. A.Ş.’nin müşterek borçlu/müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşmenin konusunun davalının ürettiği … Markalı ürünlerin müşteri … İnş. Ve İnş. Malz. Tic. San. Ltd. Şti.’nin … … …’teki otel inşaatında kullanılmak üzere satışı olduğu, ihtilafların çözümü mercii başlıklı sözleşmenin 8.maddesinde ” işbu satış sözleşmesinden ve/veya uygulamasından doğacak ihtilaflarda İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri yetkilidir” hükmüne yer verildiği anlaşılmıştır.
HMK’nun 17. Maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için tacirler veya kamu tüzel kişileri arasında akdedilmiş olması, kamu düzenini veya kesin yetki halini ihlal eden bir durumun bulunmaması gerekir. Davamızda her iki tarafın da tacir olduğu, kamu düzenini veya kesin yetki halini ihlal eden bir halin olmadığı dikkate alındığında, 01/06/2021 tarihli Ürün Satış Sözleşmesinin 8.maddesindeki yetki şartının geçerli ve uygulanabilir olduğu kanaatine varılmıştır. Bunun yanı sıra davalı tarafından uzatılmış esasa cevap süresi içerisinde yetki sözleşmesinin varlığından bahisle mahkememizin yetkisine itiraz edildiği, yetki itirazının da süresinde ve geçerli olduğu değerlendirilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın; taraflar arasında akdedilen Ürün Satış Sözleşmesi gereğince davacının sözleşmeye uygun olarak ödediği tutarda davalının üretmeyi ve satışını üstlendiği ürünü göndermemesi ve gönderilen ürünlerin bir kısmının ayıplı olduğu iddiası ile sözleşmeyi feshetmesi sebebiyle davalının gönderdiği ürün bedeli düşülerek bakiye fazla avansın iadesi istemli girişilen icra takibinde davalının borca itirazının iptali istemine ilişkindir. Bu nedenle taraflar arasındaki uyuşmazlığın ürün satış sözleşmesinden kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından davalının muamele merkezinin Bergama ilçesinde olması itibariyle Bergama icra dairesinde icra takibine girişildiği, davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmediği, borca itiraz ettiği, Bergama ilçesinin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin yetki alanında kalması itibariyle mahkememizde iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, İzmir Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu ileri sürülmüştür.
Taraflar arasındaki ihtilafın, Ürün Satış Sözleşmesinden kaynaklandığı, sözleşmenin 8.maddesinde ortaya konulan geçerli bir yetki sözleşmesi bulunduğu, bu yetki sözleşmesi ile söz konusu sözleşmeden doğan uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Anadolu Mahkemeleri ve İcra Müdürlükleri yetkili kılındığı, davalı tarafın süresinde yetki itirazında bulunduğu, HMK 17. Maddesi dikkate alındığında davayı görmeye genel yetkili mahkemenin değil, sözleşme ile belirlenen İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğu, bu nedenle mahkememizin yetkisiz olduğu, yetki itirazının yerinde olduğu kanaatine varılmakla, mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davayı görmeye İSTANBUL ANADOLU ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin yetkili olması karşısında mahkememizin yetkisizliğine,
2- Yetkisizlik kararının kesinleşmesinden sonra HMK 20. maddesi uyarınca 2 haftalık süre içerisinde taraflarca talepte bulunulması halinde dava dosyasının İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, HMK 20 maddesinde belirlenen 2 haftalık süre içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde dosyanın re’sen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
3- Yargılama giderlerinin nihai kararda takdirine,
Dair tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.04/04/2022

Başkan …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Üye …
(e-imzalıdır)

Katip …
(e-imzalıdır)