Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/794 E. 2022/611 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/794
KARAR NO : 2022/611

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2020
KARAR TARİHİ : 08/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı taraf ile aralarındaki teklif sözleşmesine göre 45 günde teslimi vadedilen ürünlerden ilk olarak 252 adet infüzyon tepsisi (9.072 USD), 1 adet ayıklama masası (Tavalı) (650 USD), 1 adet ayıklama masası (Düz) (326 USD), 1 adet süzme masası (600 USD), 6 adet infüzyon kazanı (4.500 USD) nın teslim edildiği, ancak toplamda 16.000 $ değerinde olan kaynama kazanı ve vakumlu kazanın teslim edilmediği, davalının daha sonra 26/06/2019 tarihinde 2 adet infüzyon kazanını (1.500 USD) ve 40 adet infüzyon tepsisini (1.440 USD) teslim ettiği, bu teslimat için ayrı bir teslim tutanağı düzenlendiği, davalının teslim ettiği tüm ürünleri kapsar şekilde 26/06/2019 tarihli irsaliye ile 02/07/2019 tarihli faturanın tanzim edildiği, teklif sözleşmesinde ödemenin %80’inin peşin, kalan %20’sinin teslimatta yapılacağının belirtildiği, toplam 29.492,27 USD ödeme yapıldığı, müvekkilinin %80’den fazlaya ödemeyi yaparak ifa yükümlülüğünü yerine getirdiği ancak davalının eksik ürün teslim ettiğinden ve teslim edilen ürünlerin yapılan ödemeyi dahi karşılamadığından TBK md. 97 gereği kalan tutarın ödenmediği, davalının teslim ettiği ürünlerin toplam bedelinin 18.088 USD olduğu, yapılan 29.492,27 USD ödemeden teslim edilen ürünlerin bedelinin 18.088 USD’nin düşümü ile kalan 11.404,27 USD bedelli ürünün teslim edilmediği, davalıya eksik ve ayıplı ürün teslimi hususunda Bornova … Noterliği’nin 10/11/2017 tarihli … Yevmiye nolu ihtarının keşide edildiği, 13/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, 258,82 TL ihtar masrafı yapıldığı, davalıya İzmir 11. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine girişildiği ancak davalının takibe itiraz ettiği, müvekkilinin 05/01/2017 tarihinde teslimi gereken ancak teslim edilmeyen 16.000 USD değerinde olan kaynama kazanı ve vakumlu kazanı başka bir firmadan KDV hariç 64.000,00 TL’ye almak zorunda kaldığı, 16.000 $ x 3,59 = 57.440,00 TL’ye alınacak iken başka bir firmadan 64.000,00 TL’ye alınması sebebiyle 6.560,00 TL müvekkilinin zararının oluştuğu, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne, 11.404,27 USD (Amerikan Doları)’nın 05/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline, üçüncü kişi firmadan yapılan alım nedeniyle oluşan 6.560,00 TL zararın davalıdan tahsiline, 258,82 TL ihtar masrafı dahil yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; öncelikle açılan davanın zamanaşımına uğradığı, zamanaşımı itirazları dikkate alındığında davanın usulden reddinin gerektiği, davacının 21/11/2016 tarihli teklif sözleşmesine istinaden yapılan anlaşmanın dolar üzerinden olduğu, müvekkiline 29.492,27 USD ödeme yapıldığı, müvekkilinin ise teslim etmesi gereken edimi 11.404,27 USD eksik ifa ettiği hususundaki iddiaların hukuki dayanaktan yoksun ve davacının kötü niyetini gösterdiği, tarafların sözleşmeye konu malların alım satımı üzerinden TL üzerinden anlaşılmış olup taraflar arasındaki fatura, ticari defter kayıtları, sevk irsaliyesi vb deliller celb edildiğinde davacının bu husustaki iddialarının yersiz olduğunun, kötü niyetli olarak dolar / TL kur farkından da yararlanarak sözde alacak yaratma amacıyla iş bu davanın ikame edildiğinin görüleceği, müvekkilinin aralarındaki anlaşmaya istinaden üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirdiği, söz konusu malları ve teslim edilemeyen mallar yerine ikame malları da davacı tarafa teslim ettiği, davacının aralarındaki anlaşmaya istinaden söz konusu edimlerin bedeli olarak 101.000,00 TL ödeme yaptığı, davalı müvekkilinin ise teslim ettiği malların tümü için üzerine montaj işçiliği ve KDV bedelinin de ekleyerek 105.775,00 TL bedelli 02/07/2019 tarihli faturayı düzenlediği ve bu faturaya davacı tarafa teslim ettiği, faturanın taraflar arasında anlaşmaya göre TL üzerinden düzenlendiği, kabul anlamına gelmemekle anlaşmanın USD cinsinden yapıldığı kabul edilirse 21/11/2016 tarihli teklif sözleşmesinde imalatı yapılacak iş ve adet konusunda ayrı ayrı fiyatlandırma yapıldığı fakat sözleşmede bu fiyatların KDV hariç fiyatlar olduğunun belirtildiği, davacının ödemekle yükümlü olduğu toplam KDV miktarını dikkate almadan 31.148 USD KDV hariç teklif bedelinden davalının teslim etmiş olduğu KDV hariç 18.088 USD’yi çıkararak 11.404,27 USD bedelli ürünün teslim edilmediği iddia ettiği, teklif sözleşmesine göre fiyatlara KDV dahil olmayıp davalı müvekkilinin 18.088 USD’lik ürün tesliminde bulunduğu, davalı müvekkilinin teslim etmiş olduğu ürünlerin bedelinin toplam 18.088 + KDV olduğu, bu sebeple hesaplama yapılırken teslimi yapılan ürünlerin kdv’lerinin de dikkate alınarak mahsubunun gerçekleştirilmesi gerektiği, davacının 11.404,27 USD bedelinin dava tarihi itibariyle güncel USD kuru üzerinden ve 05/01/2017 tarihinden itibaren faizi ile birlikte talep ettiği, fakat gerek kanun gerekse Yargıtay içtihatlarına göre yabancı paranın iadesinin yabancı paranın alındığı tarihteki TL karşılığı üzerinden hesaplanması gerektiği yönünde olduğu, bu sebeple davacının dava tarihi itibariyle güncel kur üzerinden talep hakkının bulunmadığı belirtilerek açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir 11. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosya aslı, İzmir Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün yazı cevabı, Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazı cevabı, SMMM bilirkişisi … tarafından hazırlanan 17/12/2021 havale tarihli bilirkişi raporu ve 12/07/2022 havale tarihli bilirkişi ek raporu dosyamız arasındadır.
İzmir 11. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından … ve … Makina Ltd. Şti aleyhine 20.000 USD asıl alacak, 786,04 USD faiz ve 258,82 TL ihtar masrafı olarak toplam 20.786,04 USD ve 258,82 TL’nin tahsili bakımından ilamsız icra takibi başlatıldığı, dosya borçluları tarafından takibe itiraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce 28/09/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği SMMM bilirkişisi … tarafından hazırlanan 17/12/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen ” Davacı yasal defterlerine göre, davalı …’un 31.12.2020 dava tarihi itibari ile 1.104-TL tutarında borç bakiyesi bulunduğunun kabul edilebileceği, Davalı yasal defterlerine göre, davacı … Gıda Danışmanlık İç ve Dış Tic.San. A.Ş, 31.12.2020 dava tarihi itibari ile 1.104-TL tutarında alacak bakiyesi bulunduğunun kabul edilebileceği, İşbu raporun tespit ve değerlendirmeler bölümünde ayrıntısı ile belirtilen bilgiler ışığında davalı yanca düzenlenen faturanın TL cinsinden düzenlenmiş olduğu, davacı yanca yapılan ödemelerin Türk Lirası cinsinden yapıldığı, tarafların yasal defterlerinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin USD cinsinden düzenlendiği yönünde herhangi bir muhasebe kaydı ve açıklaması bulunmadığı, davalı yanca düzenlenen fatura, davacı yanca yapılan ödeme ve tarafların yasal defterleri dikkate alındığında taraflar arasında kurulan ticari ilişkinin Türk Lirası üzerinden mi yoksa USD üzerinden mi kurulduğu yönünde tarafımca somut bir tespit yapılmasının mümkün olmadığı, hukuki ve nihai yorumun takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere yapılan hesaplamalarda gerek davalının düzenlediği fatura gerek davacı yanca yapılan ödemeler gerekse tarafların yasal defterleri dikkate alındığında aralarında kurulan ticari ilişkinin TL cinsinden gerçekleştiği kabul edilerek tarafların yasal defterlerinin dikkate alındığı, işbu raporun Tespit ve Değerlendirmeler bölümünde ayrıntısı ile belirtilen bilgiler ışığında sayın Mahkeme tarafından tarafların yasal defterlerinin doğru olduğuna ve taraflar arasında kurulan ticari ilişkinin Türk Lirası cinsinden gerçekleştiğine karar verilmesi durumunda, davacı … Gıda Danışmanlık İç ve Dış Tic.San.A.Ş.’nin 31.12.2020 dava tarihi itibari ile davalı …’dan 1.104-TL alacak talep edebileceği, işbu raporun Tespit ve Değerlendirmeler bölümünde ayrıntısı ile belirtilen bilgiler ışığında davacının üçüncü bir firmadan mal alıp almadığı, aldığı bu malların bedelinin ne olduğu, üçüncü ki; firmadan yapılan alım nedeni ile 6.560-TL zararın oluşup oluşmadığının tarafımca tespitinin mümkün olmadığı değerlendirilmiş olup takdirin Sayın Mahkemeye bırakıldığı, davacının işbu davadaki 258,82-TL ihtar masrafı talebi ile ilgili olarak hukuki ve nihai yorumunun takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu ” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalı vekilince beyan ve itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce 24/02/2022 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği bu kez yeniden önceki rapor sunan bilirkişiye itirazların karşılanmasına yönelik ara karar gereği tevdisi üzerine bilirkişi tarafından hazırlanan 12/07/2022 havale tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu ek raporda özetle; kök raporda ayrıntılı bir değerlendirme yapılmış olması sebebi ile ve taraflarca yeni bir bilgi ve belgenin de sunulmamış olması nedeni ile kök raporda değişikliği gerektirecek bir husus bulunmadığı kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür. Söz konusu ek rapora karşı davacı vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalı yanca beyan yahut itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde; dosya tarafları arasında taraflarca imzalanan ve davalı tarafça hazırlanan teklif sözleşmesinde belirtilen malların alım satım ilişkisinden kaynaklı ticari bir ilişkinin kurulduğu, davacı yanın alıcı, davalı tarafın ise satıcı konumunda olduğu, davalı tarafça düzenlenen 26/06/2019 tarihli sevk irsaliyesine ve 02/07/2019 tarihli faturaya yönelik davacının bir itirazının olmadığı ve ayrıca davacı tarafından davalı tarafa … Bank aracılığı ile gönderilen tutara da davalının bir itirazının bulnmadığı, buradan hareketle teklif sözleşme konusu ürünlerden kaynama kazanı ve vakumlu kazanın davalı tarafın davacıya teslim yükümlülüğüne dahil olduğu konusunda bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın; bu ilişkinin TL üzerinden mi yoksa USD üzerinden mi kurulduğu, anlaşmaya KDV tutarının dahil olup olmadığı, davacı tarafça bu anlaşmaya istinaden 29.492,27 USD tutarında mı 101.000,00 TL tutarında mı ödeme yapıldığı, bu ilişki çerçevesinde davalı tarafça teslim edilen ürünlerin bedelinin belirlenmesi ile davalının davacıya eksik ürün teslim edip etmediği, eksik teslim yapılmış ise bu eksik teslim edilen ürün bedelinin belirlenmesi, davacının eksik teslim nedeniyle dava dışı başka bir firmadan kaynama kazanı ve vakumlu kazanı 64.000,00 TL bedelle alıp almadığı ve eğer almış ise bu ürünün temini sebebiyle davacının 6.560,00 TL zararının olup olmadığı, davalı tarafça teslim edilen ürünlere yönelik fatura tanzim edilip edilmediği, edilmiş ise davalı tarafa teslim edilip edilmediği hususlarında yapılacak inceleme neticesinde davacının ticari satımdan kaynaklı kendisine teslim edilmeyen ürünler yönünden davalıdan alacaklı olup olmadığı, 3. kişiden temin edilen zararının bulunulup bulunmadığı ve ayrıca ihtar masrafının davalıdan talep edilip edilmeyeceği hususlarına yönelik açılan alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın esası bakımından değerlendirmeye geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır. Dosyaya kazandırılan delillerden olan teslim alan kısmında Rukiye Kayhan teslim eden kısmında davalı … olan teslim tutanağı, teklif sözleşmesi ve … Bank aracılığı ile gönderildiği bildirilen dekontlar yönünden taraflardan sorulmakla tarafların bu delillere bir itirazının bulunmadığı, buradan hareketle teslim tutanağının, teklif sözleşmesinin ve dekontların iş bu uyuşmazlığın esası bakımından içeriği itibariyle taraflarca kabul edildiğinde bir tereddüt bulunmamaktadır.
Mahkememizce dosyaya gerek 17/12/2021 havale tarihli ve gerekse 13/07/2022 tarihli kök ve ek raporların kazandırıldığı ancak yukarıda da belirtildiği gibi rapora karşı itirazlarda bulunulduğu göz önüne alındığında raporların yeterli teknik incelemeyi içerdiği ve denetime elverişli olduğu ve raporda yapılan inceleme ve değerlendirmelerin (takdiri Mahkemeye bırakılanlar hariç olmak üzere) yerinde ve isabetli olduğu bu nedenle benimsenmesi gerektiği değerlendirmesi ile raporların hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında kazandırılan deliller ve bilirkişi kök ve ek raporu kapsamında yapılan inceleme neticesinde aksi iddia edilmekte ise de taraflar arasında ihtilafsız olan teklif sözleşmesinin in USD cinsinden oluştuğu ancak taraf kayıtlarının tetkiki neticesinde yapılan ödeme ve düzenlenen faturaların tutarları göz önüne alındığında tarafların ticari ilişkilerini TL olarak takip ettikleri ve ayrıca taraflar arasındaki anlaşmaya KDV’nin de dahil olduğu kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda taraf defterlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde davacı tarafça 2016-2017 yılları çeşitli tarihlerde davalı tarafa 106.879,20 TL tutarında ödeme yapıldığı, davalı yanca davacı aleyhine düzenlenen 86503 no.lu 105.775,20 TL tutarındaki faturanın her iki tarafın ticari defter ve kayıtlarında bulunduğu, davacı taraf kayıtlarına göre dava dışı …Makine isimli firmaya 2017 yılında çeşitli tarihlerde toplam 93.580,00 TL tutarında ödeme yapıldığı görülmekte ise de davacı kayıtlarında dava dışı bu şirket tarafından davacı aleyhine düzenlenmiş herhangi bir faturanın olmadığı anlaşılmıştır. Ancak her ne kadar davacı davacı tarafça 2017 ve 2018 yılları çeşitli tarihlerde davalı aleyhine 105.318,42 TL borç kaydı yaratılmış ise de 105.318,42 TL tutar yönünden herhangi bir somut bilgi ve belge bulunmaması sebebi ile bunun davacı alacağı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı kanaatine de varılmıştır
Taraflar arasında ihtilafsız olan teklif sözleşmesi kapsamında davalı tarafça davacıya teslim edilmesi gereken ürün toplamının sözleşmeye göre 31.148 USD olduğu, ticari ilişkinin yani yapılan ödeme ve fatura tanzim hususlarının TL cinsi üzerinden yapıldığı ve davacı tarafından davalı tarafa yukarıda da belirtildiği gibi … Bank aracılığı ile gerek dava dilekçesinde bahsedilen 101.000,00 TL’lik ödemeler gerek taraf kayıtlarının tetkiki neticesinde davalı tarafa yapıldığı anlaşılan 106.879,20 TL’lik ödemeler göz önüne alındığında iddia ve savunma kapsamında sözleşme gereği edim yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediğinin değerlendirilmesine esas olmak üzere öncelikle teklif sözleşmesine göre sözleşme bedeli olan 31.148 USD’nin % 80’nin peşin ödenmesi kalanının iş tesliminde ödenmesinin kararlaştırıldığı görülmekle davacı yanca yapılan ödeme tutarı ve ödeme tarihi göz önüne alındığında söz konusu ödemenin sözleşme bedelinin % 80’ini karşılayıp karşılamadığının değerlendirilmesi neticesinde teklif tarihi olan 21/11/2016 tarihindeki USD/TL çevirisi (1 USD = 3,3900 TL) olduğuna göre teklif tarihi itibariyle söz konusu sözleşmenin TL cinsinden değerinin 105.591,72 TL olduğu (teklif tarihi itibariyle ödeme tutarının USD cinsinden değerinin 25.073,74 USD olduğu da ayrıca anlaşılmak kaydıyla), dava dilekçesinde belirtilen ödeme tutarına yönelik kabul beyanı ve taraf kayıtlarının da ayrıca göz önüne alınması sureti ile davacının 21/11/2016 tarihinde davalıya 85.000,00 TL tutarında ödeme yaptığı sabit olduğundan davacının teklif sözleşmesi ile belirlenen ürünlerin %80’nin karşılığını ödediğine ve bu anlamda davacının sözleşme ile belirlenen sözleşme tarihindeki bu yükümlülüğünün yerine getirildiği kanaatine varılmıştır.
Davacı taraf yönünden teklif sözleşmesindeki peşinat yönünden belirlenen tutarın davalı tarafa ödendiği ve bu anlamda yukarıda da belirlendiği gibi davacının peşin ödeme tutarına yönelik yükümlülüğünü yerine getirdiği anlaşıldığından davalının sözleşme ile belirlenen ürünleri davalıya teslim ettiğine yönelik yükümlülüğünün yerine getirilip getirilmediğinin değerlendirilmesine esas olmak üzere yapılan niceleme neticesinde davalı tarafça düzenlenen sevk irsaliyesinde teklif sözleşmesine konu ürünlerden vakumlu kazan ve kaynama kazanı bulunmadığı gibi davalı tarafından davacı aleyhine düzenlenen fatura içeriğinde de adı geçen ürünlerin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu kapsamda davalı tarafça teklif sözleşmesine konu ürünlerden vakumlu kazan ve kaynama kazanının davacı tarafa teslim edilmediği dolayısı ile davalının söz konusu ürünlere yönelik yükümlülüğünü yerine getirmediği kanaatine varılmıştır. Dolayısı ile davacının söz konusu ürünler yönünden davalıdan talepte bulunmasında hukuki yararı mevcuttur.
Davalı satıcının bu şekilde temerrüte düştüğüne karar verilmekle birlikte 6098 sayılı TBK’nın 212 ve 213. maddeleri ve ayrıca teklif sözleşmesi başlıklı belge göz önüne alındığında teslim süresi 45 gün olarak belirlendiğinden 45. gün sonundan itibaren davacının vakumlu kazan ve kaynama kazanının 3. kişiden almış ise bu tutarı davalıdan talep edilebileceği anlaşılmakla birlikte davacının dava dilekçesindeki 2. kısımda belirttiği talep yönünden yapılan değerlendirme neticesinde her ne kadar davacı tarafça söz konusu ürünleri dava dışı firmadan aldığı ve bu sebeple zarar talebinde bulunmakta ise de davacı kayıtlarına göre davacı tarafından çeşitli tarihlerde … Makine isimli şirkete toplamda 93.000,00 TL tutarda ödeme yapıldığı görünmekte ise de bu ödemenin neyden kaynaklı olduğu belli olmadığı gibi … Makine tarafından davacıya teslim edildiği belirtilen vakumlu kazan ve kaynama kazanının davacıya teslimini gösterir davacı elinde bir belge olmadığı gibi kök rapora itirazda sunulan faturanın 2021 yılına ait olduğu ve içeriğinde “2Lİ BULL” şekilde ürün açıklamasının yer aldığı göz önüne alındığında bunun söz konusu kazanlar olduğu anlaşılmadığından davacının 3. kişiden alıma dair bir zararın varlığını kanıtlayamadığı, bu kapsamda bu durumun aksinin de davacı taraça kanıtlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Ayrıca her ne kadar aksi iddia edilmekte ise de sözleşme ile belirlenen 45 günün geçmesi ile birlikte satıcının yani davalının temerrütü oluştuğundan bu kapsamda davacının davalıya gönderdiği ihtarnamenin bedelini de zarar olarak isteme konusunda hukuki yararın bulunduğu kanaatine de varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dosya tarafları arasında yukarıda da belirtildiği gibi 21/11/2016 tarihinde davalı tarafından düzenlenen ve davacı tarafça kabul edilen teklif sözleşmesi başlıklı belge ile ticari bir ilişkinin kurulduğu, söz konusu ticari ilişkiye göre davalının satıcı, davacının ise alıcı konumunda olduğu, sözleşme bedelinin 31.148 USD olduğu, sözleşmeye göre teslime konu ürünlerin teslim süresinin 45 gün olduğu ve bedelinin % 80’inin peşin kalanının iş tesliminde ödenmesinin kararlaştırıldığı, her ne kadar sözleşme bedeli USD cinsinde ise de taraf kayıtlarına göre ilişkinin TL cinsinden sürdürüldüğü, davacı tarafça 21/11/2016 tarihinde 85.000,00 TL ödemede bulunulduğu, bu tutarın yukarıda da belirtildiği üzere sözleşme bedelinin %80′ ini karşıladığı dolayısı ile davacının sözleşme bedelinin % 80’ini peşin ödediğinden peşinata yönelik yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirdiği, davalı tarafın ise sözleşme ile kararlaştırılan peşinat tutarını ödemesine rağmen sözleşme konusu ürünlerden vakumlu kazan ve kaynama kazanının davacı tarafa teslim etmediği, gerek davacının kabulünde olan sevk irsaliye içeriğinde ve gerekse de davalı tarafından davacı gönderildiği ve davacı kayıtlarında bulunan fatura içeriğinde de söz konusu vakumlu kazan ve kaynama kazanının bulunmadığı bunun aksinin de davalı tarafça kanıtlamadığı dolayısı ile davacı tarafça teklif sözleşmesine konu toplam 16.000 USD’lik ürün kendisine teslim edilmediğinden ve ancak bu ürünlere yönelik bedelin % 80’i de ödendiğinden yani ürün bedelinin % 80′ i olan 12.800 USD karşılığı ödemede bulunulduğundan bu hususa yönelik ileri sürülen talebin kabulü ile taleple bağlılık ilkesi gereği 11.404,27 USD’nin temerrüt tarihi olarak takdir edilen 05/01/2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafça her ne kadar aksi iddia edilmekte ise de kendisine davalı tarafından teslim edilmeyen vakumlu kazan ve kaynama kazanının dava dışı üçüncü kişi konumundaki …makine isimli şirketten 93.000,00 TL karşılığı aldığı yönündeki iddiaya yönelik yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere ürün alımına yönelik herhangi bir sevk irsaliyesi gibi bir belge ibraz edilmediği gibi davacı tarafça ürün alamına yönelik aleyhine düzenlenen fatura dosyaya sunulmuş ise de faturanın 2021 yılına ait olduğu ve içeriğinde “2Lİ BULL” şekilde ürün açıklamasının yer aldığı göz önüne alındığında bunun söz konusu vakumlu kazan ve kaynama kazanı olduğu anlaşılmadığından ve bu anlamda davacının 3. kişiden alıma dair bir zararın varlığını kanıtlayamadığı ve bu durumun aksinin de davacı taraça kanıtlanamadığı kanaatine varılmakla davacının 3. kişiden yapılan alım bedeli ile talebe konu ettiği zarar talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca her ne kadar aksi iddia edilmekte ise de davalı yanın temerrütü sabit görüldüğünden ve bu kapsamda davacı tarafça davalı aleyhine ihtarname gönderildiği sabit olduğundan ihtara yönelik masraf tutarının da davalıdan tahsili yönündeki talep bakımından davacının talebi uygun görülmekle ihtar masrafı olan 258,82 TL’nin yargılama giderleri bölümünde davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiğine de karar verilmiştir.
Mahkememizce USD cinsinden hüküm kurulduğu görülmekle birlikte yargılama giderleri ve harçlar yönünden dava tarihi itibariyle USD/TL çevirisi yapılmakla dava değerinin 91.452,24 TL (ayrıntısının tensip tutanağı 8 nolu ara kararda belirtildiği şekilde) olduğu anlaşılmakla bu tutar yönünden aşağıda belirtildiği şekilde kısmen kabul göz önünde bulundurularak değerlendirme yapılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile;
– Taleple bağlılık ilkesi gereği 11.404,27 USD’nin temerrüt tarihi olarak takdir edilen 05/01/2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre yürütülecek değişken faizi ile birlikte ve fiili ödeme tarihindeki Merkez Bankası efektif satış kuru karşılığı TL karşılığının DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
– Davacının 3. kişiden yapılan alım bedeli ile talebe konu ettiği zarar talebinin REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 5.795,18 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 1.561,78 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 4.233,40 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan 896,60 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan)’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 831,73 TL ile 1.616,18 TL (1.561,78 TL peşin harç ile 54,40 TL başvuru harcından oluşan) harç ve 258,82 TL noter ihtar masrafından oluşan toplam 2.706,73 TL yargılama giderinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 153,40 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinden hesaplanan 13.573,81 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı üzerinden hesaplanan 6.560,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu Yücel Savrul’a ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
8- Dosya arasında bulunan İzmir 11. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen Müdürlüğe İADESİNE,
9- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.08/09/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır