Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/790 E. 2021/210 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/790 Esas
KARAR NO : 2021/210

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2020
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Tarafların, davalının yapmakta olduğu … Çevre Yolu Asfalt İşi kapsamında müvekkiline ait bordür makinesi ile yolun bordür döşemesinin yapılması hususunda anlaştıklarını, müvekkilinin yapması gereken bordürün metre başına birim fiyatının 9.-TL. olarak anlaşma sağlandığını ve müvekkilinin yol çalışmasında 650 metre bordür döşemesi yaptığını, müvekkili işi tamamlayıp teslim etmesine rağmen kendilerine ödeme yapılmadığını, müveklinin 28/02/2020 tarihli … Nolu 6.903,00-TL bedelli efaturayı tanzim ederek mail olarak davalıya gönderdiğini, davalının faturaya itiraz etmediğini, yapılan görüşmelerde oyalama yoluna gitmesi üzerine taraflarınca 08/09/2020 tarihinde İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu şirkete ödeme emrinin 17/09/2020 tarihinde tebliğ edildiğini ve borçlu şirket tarafından takipteki yetkiye ve borca itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu, davalı borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek davalının İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyasına yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun bu itirazı ile kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere hakkında icra inkar tazminatına/kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, ücreti vekaletin ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde iddia ve isnat olunan hususların gerçek durumla örtüşmediğini, hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini, içeriğini de kabul etmemekle birlikte davacı tarafın takibe ve davaya delil olarak sunduğu faturanın müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini, tebliğ edilerek itiraz veya ödeme hakkı verilmeden tebliğ edilmemiş faturaya dayalı olarak takip yapılmasının ve faiz istenilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafın öncelikle takibe ve davaya konu faturayı müvekkiline tebliğ ettiklerini ispat etmeleri gerektiğini, davacının haksız ve hukuka aykırı talebini meşru göstermek için maddi olayı çarpıttığını, müvekkilinin, taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak 08.02.2020 tarihinde 500 TL robot kira bedeli, 1572 TL asfalt bedeli ödemek suretiyle kapalı robot asfalt cihazı içerisinde malzemeyi getirerek davacıya teslim ettiğini, davacı işi yapmaya başladıktan kısa süre sonra makinesinin arızalandığını, ancak onarımı hemen yapamadıkları için o gün işin yapılmadığını ve getirilen asfalt evsafını kaybettiklerini, davacının makinenin onarıldığını bildirmesi üzerine 09.02.2020 günü müvekkili şirketin ikinci defa 500 TL robot kira bedeli, 1695 TL asfalt bedeli ödemek suretiyle malzeme getirttiğini ancak yine makinenin arızalandığını ve malzemenin bir kez daha kullanılamaz hale geldiğini, müvekkilinin 4.267,00 TL zarara uğradığını, davacının verdiği zararları tazmin etmeyi reddettiğini, kusur ve ihmalinden kaynaklanan zararlarına ilişkin alacakların davacıdan takas işlemine tabi tutulduğunu ve davacının alacağı olan 1.782,46 TL için fatura kesilmesi karşılığında derhal ödeme yapılacağının kendilerine bildirildiğini, müvekkili şirket aleyhine haksız ve kötü niyetli başlattığı takibe itiraz edilmesi üzerine gene haksız ve kötü niyetli olarak eldeki bu davayı ikame ettiğini beyan ederek davacının tüm taleplerinin reddine, haksız ve kötü niyetli takip ve dava açması nedeniyle davacı aleyhine takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili karşı dava dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesinin açıklama kısmındaki beyanlarının tekrarı ile davacı/karşı davalının İzmir … İcra müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali talebi ve diğer tüm taleplerinin reddine, haksız ve kötü niyetli takip ve dava açması nedeniyle davacı/karşı davalı aleyhine takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karşı davanın kabulüyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 4.267 TL zayi olan asfalt ve robot kira bedelinin, davacı/karşı davalıdan 2072 TL’sinin 08 Şubat 2020’den, 2195 TL’sinin ise 09 Şubat 2020’den itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte tahsil edilerek taraflarına ödenmesine, dava ve karşı dava yargılama giderleri ve vekalet ücretlerinin davacı/karşı davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Mahkememizce celp edilen İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı/alacaklı … tarafından davalı/borçlu … İnşaat Ltd Şti aleyhine 6.903,00 TL asıl alacak, 501,89 İşlemiş faiz olmak üzere toplam 7.404,89 TL alacak üzerinden 09/09/2020 tarihli ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 17/09/20250 tarihinde tebliğ olunduğu, borçlu vekilinin borca, ferilerine itiraz ettiği, takibin durdurulduğu eldeki davanın 1 yıllık yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacının tacir ve esnaf kayıtları ile davacının birinci sınıf tüccar sınıfına dahil olup olmadığının, hangi usule göre defter tuttuğunun, 2020 yılı itibari ile gayri safi iş hasılatlarının VUK’nun 2. bendinde yer alan miktarı aşıp aşmadığının tespiti amacıyla mahkememizce ilgili müdürlüklere müzekkere yazılmış, gelen cevabi yazılar dosya kapsamına alınmış, gelen cevabi yazıların incelenmesinde; Davacının 2020 yılında işletme hesabı defterine göre defter tutmakta olup BA/BS formu verme zorunluluğu bulunmadığı ve gerçek usuldeki mükellefiyet kaydının başladığı ve mükellefiyetinin halen devam ettiği, mükellefin 2019-2020 yıllarında işletme hesabına göre defter tuttuğu ve 2019 yılı gelir vergisi beyannamesinde ticari karının 50.591,78 TL diğer gelirlerinin 19.815,42 TL olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Asıl dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin; Karşı davanın ise 4.267,00 TL zayi olan asfalt ve robot kira bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Somut olayda vergi dairelerinin cevabi yazılarına göre davacı …’nin 2019-2020 yıllarında işletme hesabına göre defter tuttuğu ve 2019 yılında ticari karının 50.591,78 TL diğer gelirlerinin 19.815,42 TL olduğu, bu anlamda dava tarihi itibari ile davalının tacir sıfatını taşımadığı, dava konusuna göre davanın mutlak ticari dava ve TTK 4/1 maddesi kapsamında nispi ticari dava niteliğinde olmadığı, davanın çözümünde, genel görevli ve yetkili mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu, mahkememizin görevli bulunmadığı kanaatine varıldığından, dava şartı yokluğundan, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle asıl dava ve karşı davanın HMK nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.nun 20. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemesince karar verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir BAM İlgili Hukuk Dairesi Nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır