Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/774 E. 2021/724 K. 05.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/774 Esas
KARAR NO : 2021/724

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/06/2014
KARAR TARİHİ : 05/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından İzmir … ASHM’nin … Esas sayılı dosyasına sunulan dava dilekçesinde özetle; kurumun … Müdürlüğüne bağlı lokal işletmesinde garson ve resepsiyon hizmetlerini 2008 yılı itibari ile yürüttüğü müvekkili şirketin davalının bu hizmetlerini ifa etmesine rağmen davalının müvekkilinin hizmetlerinden dolayı hak ettiği ödemeyi yapmadığını müvekkilinin davalıdan 2008 yılı ve 2009 yılı hizmetlerinden dolayı kalan alacak miktarının 8.964,16 TL olduğunu, müvekkilinin 04/02/2009 – 26/03/2009- 26/05/2009 ve 15/09/2009 tarihinde yaptığı başvurulara rağmen davalı kurumun olumlu bir yanıt vermediğini ve bugüne kadar ödemeyi yapmadığını en son davalı kuruma İzmir … Noterliğinin 25/03/2014 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesini de gönderdiklerini davalı kurumun müvekkilinin taleplerinin haksız olduğunu beyan ettiğini ve ödemeyi yapmadığını , davalı kurum tarafından müvekkiline ödenmeyen 8.964,16 TL tutarındaki alacağı hakediş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan tahsil edilerek müvekkiline verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili teşebbüs aleyhine açılan bu davanın haksız yersiz ve mesnetsiz olduğu zaman aşımı süresi geçirildikten sonra davanın açıldığını bu nedenle davanın zaman aşımı nedeni ile reddine , davacı şirkete yazılan yazıdan da anlaşıldığı üzere müvekkili teşebbüsün dava konusu dönemlere ilişkin davacı yana herhangi bir borcunun bulunmadığını bu hususun müvekkili teşebbüs kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi neticesinde ortaya çıkacağını iddia ederek davanın reddinin talep edildiği görülmüştür.
Davacı vekili tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde özetle; Olayda zaman aşımı süresinin dolmadığını, söz konusu ihale dönemlerinin 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin olduğunu, davalı tarafça dava dilekçesi ile talep edilen alacağın ödendiği yahut böyle bir alacağın doğmadığının iddia edilmediği bilakis ödemelerin yapıldığı ve borcun olmadığının iddia edildiği bu iddianın kabulünün mümkün olmadığını, davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde ödeme makbuzlarının bulunduğunu iddia etmesine rağmen davaya konu alacağa ilişkin ödeme yapıldığına dair hiçbir makbuz ve belgenin olmadığı, ödemeyi ispatın davalı tarafta olduğu belirtilerek cevap dilekçesinin reddi ile davanın kabulünün talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan ikinci cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan ücret alacağının BK 147. Mad. gereğince 5 yıllık zaman aşımına tabi olması nedeni ile zaman aşımının dolduğu, sözleşme konusu işin bedelin ödenmediğine dair iddianın doğru olmadığı belirtilerek davanın reddinin talep edildiği görülmüştür.
İzmir … ASHM’nce yapılan değerlendirme neticesi uyuşmazlık yönünden … Esas ve … Karar sayılı ilam ile davanın kabulü yönünde karar verildiği, yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay … HD.nce … e. ve …K. Sayılı ilam ile davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılması gerekirken davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılmasının TTK’nın 4 ve5. Maddelerine aykırı görülmekle bozulmasına karar verilip Mahkemenin … e. Sırasına kaydedildiği ve bozmaya uyulmakla … K. Sayılı ilam ile görevsizlik kararı verildiği ve Mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilmiştir.
Yukarıda belirtildiği şekilde dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir … ASHM’nin … Esas – … Karar sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan 01/01/2008 tarihli, 02/07/2008 tarihli, 02/02/2009 tarihli ve 04/09/2009 tarihli sözleşmelerin onaylı suretleri ile bilirkişi raporu dosyamız arasındadır.
Mahkememizce 18/05/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği dosya SMMM Bilirkişisi …’a tevdi edilmekle davacı tarafça bildirilen adreste de davalı tarafa bağlı olan … Müdürlüğü’nün adresinde taraf kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi de verilmek suretiyle inceleme yapılarak davacının davalıdan hakedişten kaynaklanan bir alacağının olup olmadığı, bulunması halinde miktarının tespit ve değerlendirilmesine esas hazırlanacak raporun dosyamıza sunulmasının istenilmesine karar verildiği, adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 18/08/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “taraflara ait ticari defterler sunulmadığından incelenemediği, ancak dosya içeriği ve taraf savunmalarından anlaşıldığı kadarı ile taraflar arasında ticari ilişkinin var olduğu, taraflar arasında uyumsuzluğun davacı tarafından dava konusu yapılan alacak miktarına davalı tarafın hakkediş ödemelerinin yapıldığı iddiasında bulunduğu, ancak iddia edilen ödemeyi tevsik edici belge tarafıma ve Mahkeme dosyasına sunulmadığı, dosya içeriğinde mübez … Genel Müdürlüğü … Müdürlüğü tarafından hazırlanan Hakediş konulu yazı içeriğinde Eylül- Ekim Kasım- Aralık 2018 ve Ocak 2019 ayına ait fatura bedellerinin muhasebe kayıtlarına göre faturaların kapalı vurulduğundan ödenmemiş görüldüğünü, Aralık 2008 Ocak 2019 aylarına ait faturalar ile ilgili dilekçede belirtilen meblaların henüz ödenmemiş olarak görüldüğü ifade edildiği sonrasında davalı kurumun davalı tarafa 11.04.2014 tarih ve …sayılı yazısı ile ihtarnamedeki taleplerin haksız olduğu ifade edilse de davalı kurumun davacı tarafa veya Sayın Mahkemenize iş bu fatura ödeme belgelerini sunmadığı, netice olarak Sayın Mahkemenizin davacının davalıdan 8.964,10 TL Asıl Alacak + 6.569,83 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 15.533,93 TL hesaplandığı ” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan dilekçesinin sunulduğu, davalı vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun; taraflar arasında ihale sonucu olmak üzere davalı kurumun … müdürlüğü lokalinde 2008 yılı itibariyle garson ve resepsiyon hizmetlerinin temini için birim fiyatlı hizmet alım tip sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmeye göre davacının yüklenici davalının işveren olduğu, sözleşmenin devamında verilen hizmet karşılığı olmak üzere davacı tarafça ödenmeyen hak edişler ile alakalı davalı yana yazılı başvuruda bulunulmasına rağmen davalının cevap vermediği ayrıca bu hususta davacı tarafça ihtarname keşide edildiği ve davalı tarafça davacıya 4 faturanın kapalı halde olduğu ve ayrıca 2 fatura yönünden incelemenin devam ettiğinin bildirildiği sonrasında 2 fatura yönünden de incelemenin bittiği ve neticede davacı tarafça istem konusu edilen hak ediş tutarının ödenmediği konusunda bir ihtilaf olmamakla birlikte davacının davalıdan söz konusu sözleşme çerçevesinde hak ediş alacağının olup olmadığı, davalı tarafça hak edişlerin ödenip ödenmediği bulunması halinde davalıdan tahsilinin mümkün olup olmayacağının tespitine esas varılacak kanaate yönelik açılan alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; her ne kadar davalı tarafından somut uyuşmazlık yönünden 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu belirtilmiş ise de dosya kapsamına göre yapılan değerlendirme neticesinde taraflar arası sözleşmenin TBK’nun 147 maddesinde belirtilen sözleşme türlerinden hiç birine uymadığı, sözleşmenin bir hizmet sözleşmesi niteliğinde bulunmadığı ve bu nedenle bu maddedeki zaman aşımı süresinin olayımızda uygulama olanağının bulunmadığı anlaşılmakla uyuşmazlığın taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı alacak davasının genel zaman aşımı süresi olan 10 yıllık süre içerisinde de açıldığı anlaşıldığından zaman aşımı süresinin reddine karar verilmiştir.
Yine uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır. Mahkememizce her iki taraf yönünden de 6100 sayılı HMK’nın 222 maddesinin 3. Fıkrasında belirtildiği şekilde ve ihtaratlı olarak ticari defter ve belgelerin dosyaya sunulması yahut nerede olduğunun bildirilmesine yönelik süre verildiği, verilen kesin süreye rağmen bu hususun sadece davacı yan tarafından beyan edildiği, davalı tarafça beyan edilmediği anlaşılmakla söz konusu yasa maddesi göz önüne alındığında davacı kayıtlarının davacı lehine delil olarak kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde davacı taraf ile davalı taraf arasında 2008 ve 2009 tarihlerine yönelik çıkılan ihaleye yönelik yukarıda belirtilen sözleşmelerin imzalandığı ve davalı kurumun … müdürlüğü lokalinde garson ve resepsiyon hizmetlerinin üstlenilmesine yönelik birim fiyatlı hizmet alım tip sözleşmesinin imzalandığı bu sözleşmeye göre davacının yüklenici sıfatına sahip olduğu, söz konusu sözleşmelerin 13/1 maddesine göre ödemelerin aylık olacağı ve fatura ve istihkakların davalı yan mali işler müdürlüğüne ulaşmasını takiben 30 gün içerisinde yapılacağının kararlaştırıldığı, davacı tarafça davalıya söz konusu sözleşmeleri uyarınca hizmet verildiğinin dosya kapsamı ile sabit olduğu, sözleşmelerin davacı tarafça davalıya kesilen fatura dönemlerini kapsadığı, davacı tarafça verilen hizmet karşılığı dava konusu edilen faturalara yönelik davalıdan 04/02/2009 tarihli yazı ile 2008 yılı Eylüli, ekim kasım ve Aralık ayları ile 2009 yılı ocak aylarına ilişkin hak ediş tutarı olarak 11.090,00 TL’nin ödenmediği belirtilerek ödenmesinin talep edildiği, bu dilekçenin davacı yanca 04/02/2019 tarihli … numara ile kayıt altına alındığı hususları dosya kapsamında tespit edilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde taraflar arasında yukarıda belirtildiği şekilde sözleşmelerin imzalandığı ve bu kapsamda davcı tarafça davalı yana garson ve resepsiyon hizmetinin verildiği, davacı tarafça yapılan bu hizmet karşılığı hak edişler düzenlenerek yukarıda belirtildiği şekilde 2008 ve 2009 tarihlerine yönelik alacak iddiasıyla davalı tarafa başvuruda bulunulduğu, alacağa konu teşkil eden hak edişi oluşturan faturaların davacı yan nezdinde kayıtlı olduğu, bu faturalara davacı tarafça davalıdan tahsiline yönelik 04/02/2019 tarihli başvuru dilekçesinin de davalı nezdinde kayıtlı olduğu, faturaların hizmet dönemini kapsadığı anlaşılmakla söz konusu faturalardan kaynaklı davacının davalıya verdiği hizmete yönelik Mahkememizde karine oluştuğu bu karinenin aksinin davalı yanca iddia edilmediği gibi ispatta edilemediği dolayısıyla davacının davalıya faturalardan kaynaklı hizmet verdiğine Mahkememizin kanaat getirdiği bu anlamda davalı tarafça ödeme ile borcun son bulduğu belirtildiğinden ödemenin yapılıp yapılmadığı konusunda dosyasının değerlendirilmesinde ise ödeme olgusu davalı yanca ispat edilemediğinden ve ayrıca yemin deliline de dayanılmadığından davacının davalıdan talep konusu olan 8.964,16 TL tutarında alacağının olduğuna kanaat getirildiği ve ancak sözleşmedeki ödeme süresi göz önüne alındığında evrakın davalı yanca kayıt tarihi olan 04/02/2009 tarihi baz alınmakla yapılan hesaplama neticesinde davalının 07/03/2009 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü anlaşılmakla açılı davanın kabulü ile 8.964,16 TL’nin davalının temerrüt tarihi olarak tespit edilen 07/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile; 8.964,16 TL’nin davalının temerrüt tarihi olarak tespit edilen 07/03/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 612,35 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 153,10 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 459,25 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 178,30 TL ( 153,10 TL peşin harç ile 25,20 TL başvuru harcından oluşan) ile gider avansından kullanılan 1.354,85 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 1.533,15 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 37,65 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan kısmın davalı üzerinde bırakılması ile arta kalan 50,40 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVALI TARAFA İADESİNE,
6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
7- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 05/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır