Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/745 E. 2023/246 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/745 Esas
KARAR NO : 2023/246

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/12/2020
KARAR TARİHİ : 29/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinin incelenmesinde; davalı sigorta şirketi nezdinde … poliçe numarası ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası olan … plakalı aracın 18.09.2020 tarihinde kusurlu bir şekilde müvekkiline çarparak müvekkilinin yaralanmasına neden olduğu, müvekkilinin, hiçbir kusuru olmamasına karşın kaza neticesinde yaralandığı ve vücudunun çeşitli yerlerinde kırıklar meydana geldiği, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, taleplerini karşılayan bir cevap alınmayınca da arabuluculuk için gerekli başvuruların yapılarak davalılarla görüşmeler yapıldığı, yapılan bütün girişimlerden sonuç alınamayınca da işbu davayı açma gerekliliği doğduğu belirtilerek yukarıda açıklanan tüm hususlar da gözetilerek davanın kabulü ile fazlaya ve artırıma dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik Geçici Efor Kaybı (Geçici İş Göremezlik) sebebiyle 5.000,00 TL, Sürekli Güç Kaybı(Efor Kaybı) sebebiyle 100,00 TL, Bakıcı Gideri olarak 100,00 TL, Tedavi giderleri olarak 100,00 TL, Yol Gideri olarak 100,00 TL olmak üzere toplamda 5.400,00 TL maddi tazminatın 01.11.2020 tarihinden (davalının temerrüde düştüğü tarih) itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği,
Cevap dilekçesinin incelenmesinde; zarar sigortalarında seçimlik yetkinin bulunduğu, davanın ya davalı yerleşim yerinde ya da rizikonun gerçekleştiği yerde açılabildiği, iş bu davanın yetkili yargı mercide açılması gerekirken davacı tarafça iş bu davanın yetkisiz İzmir Mahkemeleri’nde ikame edildiği, sigorta şirketinin merkezi İstanbul olup İzmir’de de müvekkilinin bölge müdürlüğü olmadığından ve kazanın vuku bulduğu yer İzmir’in Tire İlçesi olduğundan yetkili mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığı, seçimlik yetkinin taraflarına geçmiş olması nedeniyle dosyanın müvekkili şirketin adresi itibariyle yetkili olduğu İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi gerektiği, davacı tarafın müvekkili şirkete yapmış olduğu başvuruda eksik evrak ile başvuru yapmış olduğundan KTK madde 97 uyarınca işbu davanın usulden reddine karar verilmesinin gerektiği, kabul anlamına gelmemek üzere sigorta poliçesinin bir zenginleşme aracı olmayıp, sadece gerçek zarar tutarını teminat altına aldığı, davaya konu kazanın meydana gelmesinde tam ve asli kusurlu tarafın bizzat davacı olduğu, dolayısıyla müvekkili şirketin poliçe kapsamında hiçbir sorumluluğunun bulunmadığı, davacı tarafın Ş.S Çakır Bulvarı’na gelerek kavşak ortasından karşıya, bölünmüş yolun kendisi tarafındaki ilk bölümü geçtiği; ilk seyir yönüne göre orta refüjün bitiş hizasına ulaşır ulaşmaz maskesini unuttuğunu farkedip; telaş ve acele ile aniden hızlı adımlarla, yeterli dikkat ve özen içerisinde olmadan, yolu kontrol etmeden geriye döndüğü, dönüşünde de orta refüjden kavşak ortasına doğru 4 metre mesafede olacak şekilde ilerlediği sırada taşıt yolunun sol şeridinin ortasına geldiğinde geri dönüş yolunun sağ tarafından, bölünmüş yolda seyreden … plakalı sigortalı motosiklet sürücüsünün davacı yayanın bu tehlikeli hareketini farketmesi ile fren tedbirine başvurduğu ancak motosikletin devrildiği ve asfalt zemin üzerinde sürüklenmesi sonucu motosikletin şeridi üzerinde yayayla çarpışmalarıyla kazanın meydana geldiği ve yayanın bu hareketinin kaza tespit tutanağını tanzim eden görevlilerce tespit edilip krokide belirtildiği, davayı kabul manasında olmamak üzere kaza ile davacının maluliyeti arasındaki illiyet bağının ve davacının kazadan kaynaklanan maluliyetinin tespiti bakımından dosyanın Adli Tıp 2. İhtisas Kurumu’na sevk edilerek Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkındaki Yönetmeliğe göre rapor tanzim edilmesi gerektiği, davayı kabul manasında olmamak üzere davacının talebine konu geçici işgöremezlik tazminatı, geçici bakıcı ve tedavi gideri yasa değişikliği ile SGK’nın sorumluluğuna eklenen tedavi teminatı kapsamında olduğundan, ilgili mevzuat kapsamında SGK tarafından karşılanması gerekli işbu giderlerden davalı müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın 01.11.2020 tarihinden itibaren işleyecek şekilde faiz talebinde bulunmasının mümkün olmadığı, davacı tarafa SGK tarafından geçici iş görmezlik tazminatı ödemesi ya da rücuya tabi başkaca bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiği, davacı tarafa Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan gelir sağlanıp sağlanmadığının tespitinin gerektiği belirtilerek yukarıda arz ve izah edilmeye çalışılan sebeplere binaen davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, aksi halde bu eksikliğin giderilmesi için davacı tarafa kesin süre verilmesine, Mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine, temerrüte düşmemiş ve dava açılmasına sebebiyet vermemiş bulunan müvekkili şirket aleyhine yargılama giderine, faize ve vekalet ücretine karar verilmemesine, masraf ve vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesinin talep edildiği,
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda 18/09/2020 tarihinde İzmir ili Tire İlçesinde dava dışı Ahmet Karavan tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı aracın yaya halde karşıdan karşıya geçmekte olan davacı asile çarptığı, bu kaza neticesinde davacı asilin Tire Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığı, bahse konu aracın kaza tarihini kapsar biçimde davalı yana ZMMS ile sigortalı olduğu, davacı tarafça istem konusu edilen hususlar doğrultusunda davalı yana KTK 97 uyarınca başvurunun yapıldığı konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın; davacının bu kazadan kaynaklı geçici ve kalıcı iş göremezliğe uğrayıp uğramadığı, uğramış ise oranının ve süresinin belirlenmesi, yine davacının bu kazadan kaynaklı bakıcı ihtiyacı olup olmadığı, bulunmakta ise bakıcının sürekli bakıcı ihtiyacı mı yoksa geçici bakıcı ihtiyacı mı olduğunun tespiti, davacının iş göremezlik oranının ve süresinin bulunması halinde oran ve süreye karşılık gelecek tazminat tutarının belirlenmesi ile davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı, bakıcı ihtiyacının olduğunun anlaşılması halinde bu hususa yönelik tazminat tutarının belirlenmesi ile davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı, davacının davalıdan tedavi gideri ve yol gideri alacağına esas tazminat alacağının olup olmadığı, bulunması halinde tutarının belirlenmesi ile davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığı hususlarında yapılacak inceleme neticesi varılacak kanaate esas geçici iş göremezlik, kalıcı iş göremezlik, bakıcı gideri, tedavi gideri ve yol giderinden kaynaklı maddi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce sosyal güvenlik kurumuna, trafik tescile, vergi dairesine, şoförler ve otomobilciler odasına, Tire devler hastanesine ve Tire CBS’ye yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazıların dosya arasına kazandırıldığı anlaşılmış ayrıca Mahkememizce davacı asil yönünden talep konusu iş göremezliğe ilişkin maluliyet raporu alınmış, kusura yönelik inceleme talebi üzerine önce İstanbul ATK Trafik ihtisas Dairesi’nin 31/03/2022 tarihli sonrasında ise yapılan itirazlar kapsamında aynı dairenin genişletilmiş uzmanlar heyetinden 31/10/2022 tarihli raporların dosyaya kazandırıldığı anlaşılmış devamında Mahkememizce verilen ara karar ile aktüer bilirkişisine tevdi edilmiş ise de bilirkişi tarafından bir takım hususların eksikliğini belirtir ön rapor sunulması üzerine bu eksikliğe dair inceleme ve araştırmanın yapıldığı sırada davacı vekili tarafından haricen ödeme sebebi ile davadan feragate dair 23/03/2023 tarihli ve 24/03/2023 tarihli beyan dilekçesinin sunulduğu, söz konusu dilekçenin feragate yetkili vekil tarafından verildiği ve davacı tarafça yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığının belirtildiği, davalı vekilince ise feragat sebebi ile karşı taraftan yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığına dair 24/03/2023 tarihli dilekçenin sunulduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi davaya son veren taraf usul işlemleri feragat, kabul ve sulh olmak üzere üçe ayrılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati gerekmemesine rağmen sulhun hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati şarttır. Bunlardan sadece feragat her türlü davada yapılabilmesine rağmen kabul ve sulh üzerinde serbestçe tasarruf edilebilen davalarda mümkündür. Ancak söz konusu üç usulü işlem de hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabilmektedir. Bir davada yapılan feragat beyanının en önemli sonucu hak veya alacak talebinden ileriye etkili olarak ve bir daha talep edilmemek üzere vazgeçilmesidir. Çünkü feragat edilen bir talep ileride yeniden ileri sürülecek olursa kesin hüküm itirazı ile karşılaşılma durumu ortaya çıkabilecektir. Dolayısı ile yapılan feragat beyanının çelişkiye yer bırakmayacak şekilde kayıtsız ve şartsız yapılması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamadan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; feragatin davacı vekili tarafından süresinde yapıldığı, vekilin feragate yetkili olduğu, söz konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklardan olduğu ve ayrıca feragatin kayıtsız ve şartsız yapıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK’nın 309. ve devamı maddelerinde, feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, feragatin tek taraflı taraf beyan olduğu, davayı bitiren taraf işlemlerinden olduğu ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu belirtildiğinden bu haliyle dava dosyamız açısından yapılan feragat beyanı karşısında, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve ayrıca davacı tarafça yatırılan harçların ve gider avansından kullanılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve feragat içeriği göz önüne davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair feragat sebebi ile davanın reddi yönünde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Dava konusu uyuşmazlık göz önüne alındığında davadan evvel 6325 sayılı yasa kapsamında arabuluculuk başvurusunda bulunulması üzerine bu husustaki yasa gereği zorunlu dava şartının görevsizlik kararın verilmesinden sonra giderildiğinde bir usule aykırılık bulunmamış ve ancak feragatin içeriği ve bahse konu yasanın 18/A maddesi göz önüne alındığında arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına dair aşağıdaki şekilde değerlendirme yapılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2- Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının evvelce alınan 54,40 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, fazladan alınan 125,50 TL harcın talep halinde ve kararın kesinleşmesinden sonra DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı, yukarıda mahsubuna karar verilen peşin harç ve yatırılan gider avansından kullanılan yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, arta kalan 1.336,60 TL gider avansının 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5.maddesi uyarınca DAVACI TARAFA İADESİNE,
4- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de feragatin ödeme sebebi ile yapıldığı anlaşılmakla davalı yararına VEKALET ÜCRETİ TAKDİRİNE YER OLMADIĞINA,
5- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu Murat Serezli’ye ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında ileri sürülen feragat beyanı içeriği göz önüne alındığında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
6- Dair taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 29/03/2023
Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza