Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/678 E. 2021/209 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/678 Esas
KARAR NO : 2021/209

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 20/11/2020
KARAR TARİHİ : 04/03/2021

Mahkememizde görülen Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili …’in, … Holding A.Ş.’ye ait B gurubu hisselerden 50 adet hisseyi 20.08.2020 tarihinde … isimli başka bir hissedardan satın aldığını, satın alma ve devir işleminin … tarafından İzmir … Noterliğinin 25.08.2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile … Holding A.Ş.’ye bildirildiğini, ancak … Holding A.Ş.’nin, bu pay devrinin yapılabilmesi için hisseleri satan kişinin değil alan kişinin imza beyannamesi ile birlikte kendisinin başvuru yapması gerektiğini müvekkiline bildirmesi üzerine müvekkilinin Üsküdar … Noterliği’nin 04.09.2020 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile satın aldığı hisselerin kendi adına şirket pay defterine kaydının yapılarak bundan sonra yapılacak genel kurul çalışmalarının ve tüm bildirimlerin kendi adresine yapılmasını ihtaren bildirdiğini, ihtarname tebliğ edilmesine rağmen … Holding A.Ş.nin süregelen uygulamalarından farklı ve TTK hükümlerine aykırı olarak müvekkilinin satın aldığı hisselerin pay defterine kaydını yapmadığını, müvekkili tarafından alınan hisselerin şimdiye kadar hiçbir ortağa yapılmadığı şekilde bir prosedüre tabi tutulduğunu, davalının müvekkilinin hukuki haklarını nedensiz olarak engellemeye çalıştığını beyan ederek müvekkilinin satın almış olduğu … Holding A.Ş. hisselerinin devrinin yapılmasında herhangi bir yasal engel olup olmadığı, şirketin genel olarak yapılan pay devirlerinde müvekkiline uygulanmak istenilen prosedürün herhangi bir başka hissedara uygulanıp uygulanmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının davayı açmakta hukuken yararı olmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, somut olayda davacının hukuki durumu veya hakkı tehlike altında olmadığı gibi, davacının pay defterine kaydedilmemesi dolayısıyla uğradığı ve aynı zamanda ispat edebildiği bir zararın söz konusu olmadığını, davacı gibi müvekkil şirketin paylarına ilişkin devraldıklarını iddia eden bir kısım devralanlar tarafından, işbu dava konusu ile aynı konuda davalar ikame edildiğini, ancak söz konusu davaların hukuki yarar yokluğundan reddedildiğini, ayrıca eğer eda davası açılabilecekken, bunun yerine tespit davası açıldı ise açılan tespit davasında hukuki yararın bulunmadığının kabul edileceğini, davacı tarafından işbu davaya ek olarak müvekkili şirket pay defterine kayıt ve tescil istemli olarak başkaca bir dava ikame edildiğini ve söz konusu davada dilekçeler aşamasının tamamlandığını, davacı tarafından hem eda davasının hem de icrai niteliği bulunmayan tespit davası eş zamanlı olarak açıldığını, davacı, açmış olduğu eda davasında ileri sürdüğü iddialarını işbu tespit davasında da sürmüş olduğundan, işbu davayı açmakta hukuki yararının varlığından söz edilemeyeceğini, ayrıca davacı tarafından pay devrine ilişkin ikame edilen eda davası ile görülmekte olan işbu tespit davasının taraflarının, dava konusu ve sebeplerinin aynı olduğunu, iki dava arasında derdestlik mevcut olduğunu, pay sahibi … tarafından davacıya devredildiği iddia edilen payların devrine ilişkin sunulan belgelerden pay devrinin hangi tarihte yapıldığının anlaşılamadığını, taraf beyanları ile kayıtların arasında uyuşmazlık söz konusu olduğunu, pay sahiplerinden …’ın devreden sıfatıyla davacı dışında 341 kişiye daha sahip olduğu payların çok küçük pay adetleriyle görünüşte devrine yönelik muhtelif işlemler gerçekleştirdiğini, müvekkili şirketin bugüne kadar … tarafından gerçekleştirilen pay devir işlemine benzer nitelikte düşmanca bir devir ile karşı karşıya kalmadığından davacının tespit talebine karşılık müvekkili şirket ortaklarından daha önce herhangi bir kişiye davacı tarafa uygulanan prosedürün uygulanmasının söz konusu olmadığını, nitekim müvekkili şirketin 27.08.2020 tarihli 2019 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında Müvekkil Şirket paylarının halka arz edilmesi oy çokluğuyla reddedildiğini, devir beyanları ile Noter aracılığıyla gönderilen devir listesinde yer alan devire konu pay adetlerinin birbiriyle örtüşmemesi, bazı devralma beyanlarında tarihin bulunmaması, ilmühabere bağlanmış nama yazılı payların devri için payları temsil eden ilmühaberin ciro ve teslimi gerekli olduğu halde, gönderilmiş olan belgeler arasında ciro edilmiş ilmühaber bulunmaması, devir işleminde, devralan kişilerin ilgili payları kendi nam ve hesaplarına devraldıklarının açıkça belirtilmesi gerektiği halde devirlerde böyle bir beyanın bulunmaması nedeniyle davacı tarafça yapılan başvurunun usulsüz olduğunu belirterek öncelikle davanın hukuki yarar yokluğundan esasa girilmeksizin usulden reddine, mahkeme tarafından usule ilişkin itirazlarımızın kabul edilmemesi halinde, davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Mahkememizce celp edilen İzmir … ATMnin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacının … davalının … Holding Aş olduğu, dava konusunun davacı …’in 23/08/2020 tarihinde dava dışı … isimli başka bir hissedarın aldığı 50 adet hissenin şirket pay defterine kaydı ve tescilin yapılması talebine ilişkin olduğu, yargılamanın devam ettiği anlaşılmıştır.
İzmir … Noterliğinin 25/08/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin onaylı sureti, Üsküdar …. Noterliğinin 04/09/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin onaylı bir sureti ve davalı şirketin sicil dosyası celp edilerek dosyamız arasına alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davacı tarafından satın alınan … Holdıng AŞ hisselerinin devrinin yapılmasında herhangi bir yasal engel olup olmadığı ve davalı şirketin davacıya pay devirlerinde uygulanmak istenilen prosedürün başka bir hissedara uygulanıp uygulanmadığının tespiti istemine yöneliktir.
Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir, Diğer bir anlatım ile davalının varlığını inkar ettiği ilişkinin var olduğu veya yokluğunu inkar ettiği hukuki ilişkinin yok olduğu hükme bağlanır.
Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının menfaatinin (hukuki yararının) bulunması gerekir. Bu husus 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 106 ncı maddesinin ikinci fıkrasında “Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır” düzenlemesi ile ifade edilmiştir.
Tespit davasında davacı, kendisi için söz konusu olan tehlikeli veya tereddütlü durumun ortaya çıkaracağı zararın, ancak tespit davası ile giderilebileceğini kanıtlamalıdır. İşte davacının hukuki ilişkinin derhal tespitinde menfaatinin (hukuki yararının) varlığı için öncelikle davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) ve ciddi bir tehditle karşı karşıya olması gerekir.
Somut olaya baktığımızda; Her ne kadar davacı tarafça mahkememize tespit davası açılmış ise de davacı tarafça, aynı hisselerle ilgili olarak İzmir .. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası üzerinden hisselerin pay defterine kaydı ve tescili talep edildiği, davacı vekilinin talep ettiği satın alınan hisselerin devrinin yapılmasında herhangi bir yasal engel olup olmadığı hususunun İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında değerlendirileceği, Yargıtayın yerleşmiş içtihatlarına göre eda davası ile ileri sürülebilecek hususların tespit davası açılarak ileri sürülmesinde hukuki yararı olmadığı, davacıya uygulanmak istenilen prosedürün herhangi bir başka bir hissedara uygulanıp uygulanmadığının tespiti hususuna yönelik talebinde de davacının güncel bir hukuki yararı olmadığı kanaatine varılarak davanın, hukuki yarara yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-h ve 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın, hukuki yarara yönelik dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/1-h ve 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince karar tarihi itibarı ile alınması gereken 59,30-TL harçtan başlangıçta alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafın yaptığı tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.
4- Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde istek halinde ilgilisine iadesine,
5-Davalının yargılama sırasında kendisini vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir BAM İlgili Hukuk Dairesi Nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 04/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır