Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/67 E. 2021/322 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/67 Esas
KARAR NO : 2021/322

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/01/2020
KARAR TARİHİ : 01/04/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Borçlu hakkında, İzmir … İcra Dairesinde … Esas nolu dosya numarası ile açmış oldukları icra takibine 25/11/2019 tarihinde borçlu vekili tarafından itiraz edildiğini ve takibin durduğunu, borçlunun itirazının haksız olduğunu, takibin konusunun 31.12.2018 tarihli devir bakiyesini gösteren Cari Hareket Dökümü ile 27.08.2019 tarihli irsaliyeli fatura olduğunu, fatura içeriğindeki ürünlerin davalı firmanın kaşesi ve imzası ile kendilerine teslim edildiğini, ancak davalının ödeme yapmadığını ve alacağı sürüncemede bırakmaya devam ettiğini beyan ederek davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın iptaline ve ticari temerrüt faizi ile birlikte takibin devamına, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket aleyhine başlatılan İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına karşı müvekkil adına yapmış oldukları itirazlarında haklı olduklarını, takibin ve açılan işbu davanın dayanağı bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının sadece kendisinin düzenlemiş olduğu fatura ve cari hesap ekstrelerine dayandığını, herhangi bir şekilde müvekkili şirket ile aralarında bu alacak kalemlerini doğrulayan bir belge sunmadığını, sunmuş oldukları 30.10.2019 tarihli faturada belirtilen plastik tabak kapatma makinesinin davacıya satımı ve teslimi nedeni ile müvekkili şirkete, davacı şirketin 6.195,00 TL tutarında borcu bulunduğunu, makinenin halen davacı tarafça kullanıldığını beyan ederek davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, kabul anlamına gelmemek kaydı ile mahkeme aksi kanaatte ise aksi 30.10.2019 tarihli fatura nedeni ile davacıdan alacaklı oldukları 6.195,00 TL’nin takas ve mahsubuna ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan alınarak taraflarına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Mahkememizce celp edilen İzmir ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklı/davacı şirket tarafından borçlu/davalı şirket aleyhine 07/11/2019 tarihinde 10.738,81 TL asıl alacak 255,52 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.994,33 TL alacak üzerinden ilamsız takibine başlanıldığı, ödeme emrinin borçluya 18/11/2019 tarihinde tebliğ olunduğu, borçlu vekili tarafından 25/11/2019 tarihli dilekçe ile icra takibine, borca, faize ve ferilerine itiraz edildiği, takibin durdurulduğu, eldeki davanın bir yıllık yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili 16/03/2020 tarihli dilekçesinde; davalı vekilinin iddia etmiş olduğu makinenin reklam amacıyla verildiğini ve davalının makineyi 3 gün içinde geri almasını talep etmiş; 28/07/2020 tarihli dilekçesinde ise her ne kadar cevaba cevap dilekçesinde davalının makineyi geri almaları gerektiğini belirtmiş ise de müvekkili ile yaptığı görüşmede makinenin davalı tarafından bırakıldığını ve kısa bir süre sonra davalı tarafından götürüldüğünü beyan etmiştir.
Davalının bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak 2018 yılı Mart ayı BA formları celp edilmiş, taraflara TTK 83 ve HMK 222 maddeleri uyarınca uyuşmazlık konusu dönemi kapsar ticari defter ve belgelerinin bulunduğu adresi bildirmeleri için süre verilmiş, mahkememizce taraf delilleri toplanmış, davacı vekili tarafından bildirilen müvekkiline ait ticari ve defter ve belgelerin bulunduğu adreste yerinde inceleme yapılarak rapor ibraz edilmesi için mahkememizce dosya ve ekleri SMM bilirkişisi …’a tevdi edilmiş, bilirkişi 24/09/2020 tarihli raporunda özetle; “07.11.2019 tarihi itibariyle davacı tarafından davalı tarafa 4 adet 16.402,99 TL.tutarındaki faturaların düzenlenmiş olduğu ve bu faturaların her iki tarafın da ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğu, 4 adet 16.402,99 TL. tutarındaki faturalar konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, davalı tarafından davacı tarafa düzenlenmiş olan 4 adet toplam 9.686,24 TL tutarındaki faturaların davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu halde, 3 adet toplam 3.491,26 TL. tutarındaki faturaların davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve 1 adet 30.10.2019 tarihli … numaralı 6.195,00 TL. tutarındaki faturanın davacı tarafın ticari defter kayıtlarında bulunmadığı, davalı tarafından davacı tarafa düzenlenmiş olan 30.05.2018 tarihli … numaralı 593,13 TL.tutarındaki fatura ile 01.06.2018 tarihli … numaralı 460,82 TL.tutarındaki faturanın davacı tarafın ticari defterlerine 593,14 TL ve 460,83 TL.tutarında olmak üzere 0,02 TL. fazla kaydedilmiş olduğu görülmüş olmakla, taraflar arasındaki (6.195,00 – 0,02)= 6.194,98 TL. tutarındaki farklılığın bu fatura tutarlarından kaynaklanmış olduğunun tespit edilmiş olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinde davalı tarafından davacı tarafa 2 adet toplam 2.172,92 TL.tutarında ödeme yapıldığı şeklinde kayıt bulunduğu halde, davalı tarafın ticari defterlerinde ise, davalı tarafından davacı tarafa 3 adet 5.701,21 TL.tutarında ödeme yapıldığı şeklinde kayıt bulunduğu, aradaki uyuşmazlığın davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olan 31.12,2018 tarihli 3.531,29 TL. tutarındaki ödemenin davacı tarafın ticari defterlerinde olmamasından kaynaklandığının tespit edilmiş olduğu, bu durumda; davacı taraf ile davalı taraf arasındaki (6.195.00 – 0,02 + 3.531,29 )= 9.726,27 TL tutarındaki uyuşmazlığın çözümü için, davalı tarafından davacı tarafa düzenlenmiş olan 30.10.2019 tarihli 23,10.2014 irsaliye tarihli 6.195,00 TL. tutarındaki faturadaki makine ile ilgili olarak makinenin nerede olduğunun ve davacı tarafından kullanıp kullanılmadığının tespitinin yapılması gerektiği, ancak bu konu uzmanlık alanı dışında kaldığı için bu konudaki takdirin sayın Mahkemeye ait olduğu, davalı tarafından düzenlenmiş olan bu faturanın davacı tarafa tebliğ edildiğinin davalı tarafından ispat edilmesi halinde, davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunan söz konusu 30.10.2019 tarihli 6.195,00 TL tutarındaki fatura nedeniyle davacı taraftan alacağının devam edeceği, aksi halde, davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olupta, davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan söz konusu 30.10.2019 tarihli 6.195,00 TL tutarındaki faturanın, davalı tarafından davacı tarafa ait cari hesap kayıtlarından çıkartılması gerekeceği; davalı tarafından davacı tarafa yapılmış olan ve davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olupta, davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 31.12.2018 tarihli 3.531,29 TL.tutarındaki ödemenin davalı tarafından ispat edilmesi halinde, davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunan söz konusu 31.12.2018 tarihli 3.531,29 TL.tutarındaki ödeme nedeniyle davacı taraftan alacağının devam edeceği, aksi halde, davalı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olupta, davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı bulunmayan söz konusu 31.12,2018 tarihli 3.531,29 TL.tutarındaki ödemenin, davalı tarafından davacı tarafa ait cari hesap kayıtlarından çıkartılması gerekeceği; Sonuçta 30.10.2019 tarihli 6.195,00 TL tutarındaki fatura içeriğindeki makinenin, nerede bulunduğunun ve davacı tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespitinin sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, söz konusu makineye ait faturanın davacı tarafa tebliğ edildiğinin davalı tarafından ispat edilmesi halinde, davalı taraf davacı taraftan 30.10.2019 tarihli 6.195,00 TL tutarındaki fatura ve 31.12.2018 tarihli 3.531,29 TL.tutarındaki ödeme nedeniyle davacı taraftan alacağının devam edeceği ve davalı tarafın ticari defter kayıtlarında bulunduğu şekilde, davalı tarafın davacı tarafa 1.012,54 TL. tutarında borçlu olacağı, aksi halde, davalı taraf davacı tarafa 30.10.2019 tarihli 6.195,00 TL tutarındaki faturanın ve 31.12.2018 tarihli 3.531,29 TL.tutarındaki ödeme olmak üzere toplamda (6.195,00 + 3.531,29)= 9.726,29 TL. tutarının davalı tarafından davacı tarafın cari hesap kayıtlarından çıkartılması gerekeceği ve davalı tarafın ticari defterlerindeki davacı tarafa ait cari hesabındaki 1.012,54 TL tutarındaki borcu ile birlikte davalı tarafın davacı tarafa toplamda (9.726,29 + 1.012,54)= 10.738,83 TL tutarında borçlu olacağı, davacı tarafın ticari defterlerinde; icra takip tarihi olan 07.11.2019 tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 10.738,81 TL tutarında alacaklı olduğu şeklinde kayıt bulunduğu, davalı taraf yukarıda açıklandığı üzere; 30.10.2019 tarihli 6.195,00 TL tutarındaki fatura içeriğindeki makinenin, nerede bulunduğunun ve davacı tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespitinin sayın Mahkememin takdirinde olduğu, söz konusu makineye ait faturanın davacı tarafa tebliğ edildiğinin ve 31.12.2018 tarihli.tutaıindaki ödemenin davalı tarafından ispat edilmesi halinde, davacı tarafın davalı taraftan; icra takip tarihi olan 07.11.2019 tarihi itibariyle (10.738,81 – 6.195.00 -3.531,29)- (1.012,52 TL + 2 faturada fazla düşülen^ 0.02 TL.)= 1.012,54 TL. tutarında alacaklı olacağı, aksi halde, davacı taraf davalı taraftan; icra takip tarihi olan 07.11.2019 tarihi itibariyle (10.738,81 +0,02)= 10.738.83 TL. tutarında alacaklı olacağı, ancak, icra takibi 10.738,81 TL. üzerinden başlatıldığı için takibe bağlı kalınması gerektiği” yönünde görüş bildirilmiştir.
Mahkememizce davalı şirkete isticvap davetiyeleri gönderilerek, 27/08/2019 tarihli irsaliyeli faturanın da bir örneği de isticvap davetiyesine eklenerek faturada bulunan imzanın şirket temsilcisine ait olup olmadığı hususunda şirket temsilcisinin mahkememize gelerek beyanda bulunması gerektiğine, duruşmaya gelip beyanda bulunmadıkları takdirde sözkonusu imzanın davalı şirket temsilcisinden sadır olmuş sayılacağının mahkememizce kabul edileceği; yine davalı şirkete isticvap davetiyesi gönderilerek 02/03/2018 tarihli ve 06/03/2018 tarihli faturanın bir örneği de isticvap davetiyesine eklenerek irsaliyeli faturalarda bulunan imzaların şirket temsilcisine ait olup olmadığı hususunda şirket temsilcisinin mahkememize gelerek beyanda bulunması gerektiğine, duruşmaya gelip beyanda bulunmadıkları takdirde sözkonusu imzanın davalı şirket temsilcisinden sadır olmuş sayılacağının mahkememizce kabul edileceği ihtar edilmiş ve şerh düşülmüş, davalı adına çıkartılan isticvap davetiyeleri usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı isticvaplara cevap vermemiştir.
Bilirkişi tarafından, icra takibindeki işlemiş faiz yönünden değerlendirme yapılmadığı anlaşıldığından dosya yeniden bilirkişi …’a tevdi edilerek, davacının takibe konu işlemiş faiz talebi yönünden ek rapor tanzim edilmesi istenilmiş, bilirkişi 21/12/2020 tarihli ek raporunda özetle; “Dava dosyasında, ödenmeyen fatura bedeli ve devir alacağının ödenmesi ile ilgili olarak davacı tarafından, davalı tarafa temerrüde düşürmek için herhangi bir ihtarnamenin keşide edilmediği tespit edilmiş olmakla, sayın mahkemece itirazın iptaline, icra takibinin devamına karar verildiği takdirde, davalı taraf icra takip tarihi olan 07.11.2019 tarihinde temerrüde düşürüldüğünden, davacı tarafından davalı taraftan işlemiş faizin talep edilemeyeceği, faizin icra takip tarihi esas alınarak İcra Müdürlüğü’nce hesaplanması gerekeceği; takdiri Mahkemeye ait olmak üzere davacı tarafın davalı taraftan işlemiş faiz talep edilebileceği yönünde karar verilmesi halinde; davacı tarafın davalı taraftan icra takip tarihi olan 07.11.2019 tarihi itibariyle talep edebileceği işlemiş faiz tutarının 329.28 TL olarak hesaplandığı ancak, davacı tarafından icra takibinde işlemiş faiz olarak 255,52 TL tutannda talepte bulunulmuş olduğu” yönünde görüş bildirilmiştir .
Davalı vekilinin yemin deliline dayandığı anlaşıldığından, davalının yemin deliline dayanıp dayanmayacağı hususunda beyanda bulunmak ve yemin metnini hazırlayıp beyanda bulunmak, kesin süre içerisinde beyanda bulunmadığı takdirde yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı ihtar edilmiş, davalı vekili yemin metnini ibraz etmiş, davacı şirkete yemin metni ekli davetiye tebliğ edilerek şirket temsilcisinin duruşmada hazır bulunması ihtar edilmiş, davacı şirket temsilcisi … katıldığı 01//2021 tarihli celsede alınan beyanında ” … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ile yetkilisi olduğum … Malzemeleri Pazarlama San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında bulunan ticari ilişki nedeni dava konusu makineye ait 30.10.2019 tarihli ve 6.195,00 TL tutarındaki faturanın tarafımıza tebliğ edilmediğine ve bu nedenle 30.10.2019 tarihli 6.195,00 TL tutarındaki fatura kadar borçlu olmadığımıza, davalı tarafın ticari defterlerinde gözüken 31.12.2018 tarihli ve 3.531,29 TL tutarında bir ödemenin şirketimize yapılmadığına namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim, beyanımda ısrar ediyorum” şeklinde yemin edasını yerine getirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; cari hesap ve fatura alacağından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiş; davalı, davacıya takibe konu alacak tutarında borcu bulunmadığını ve davalıya 6.195,00 TL bedelli makineyi sattığını, satış bedelinin takas edilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Her ne kadar fatura düzenlenmesi alacağın tek başına varlığını ispat etmeye yeterli değilse de mahkememizce taraf defterleri üzerinde bilirkişi marifetiyle aldırılan raporların denetime elverişli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, buna göre; taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğundan mahkememizce sahibi lehine delil vasfını taşıdığı kanaatine varılmış, incelenen davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre 02/03/2018 tarihli 3.531,29 TL bedelli, 06/03/2018 tarihli 2.150,55 TL bedelli, 27/08/2019 tarihli 9.548,23 TL bedelli faturalar yönünden davalı tarafın borçlandırıldığı, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yargılamaya konu faturaların kayıtlı olduğu, ayrıca mahkememizce 27/08/2019 tarihli, 02/03/2018 tarihli ve 06/03/2018 tarihli irsaliye faturalar eklenerek isticvap davetiyeleri davalı tarafa gönderildiği, davalının usulüne uygun isticvap davetiyelerinin tebliğine rağmen duruşmaya gelmediği, bu nedenle cari hesaba konu faturaların davalıya teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği kanaatine varılmış, TTK 21/2 maddesinde yer alan fatura alan kişinin 8 gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamış ise içeriği kabul etmiş sayılacağı hususundaki karineye göre davacının 27/08/2019 tarihli, 02/03/2018 tarihli ve 06/03/2018 tarihli faturalara konu malı davalıya teslim ettiğini usule uygun delillerle ispat ettiği ve akdi ilişkinin varlığının kabul edilmesi gerektiği, toplam 15.230,07 TL’lik borca karşılık davalı tarafın davacı tarafa üç adet toplam 3.491,26 TL fatura düzenlendiği, davacı tarafından bu miktarın ve 1.000,00 TL’lik ödemenin düşmesi neticesinde davacının davalıdan bakiye 10.738,81 TL alacağının kaldığı anlaşılmış, her ne kadar davalı vekili 6.195,00 TL bedelli faturayı ibraz ederek taraflar arasında satım ilişkisi olduğunu ve 3.531,29 TL ödemenin olduğunu iddia etmiş ise de davalının bu iddiasını ispat ile yükümlü olduğu, davalının iddia ettiği faturanın davacının ticari defter ve kayıtlarında bulunmadığı, buna göre davalının satım ilişkisini ispatlayamadığı, davacı şirket temsilcisinin yemininde de taraflar arasında 6.195,00 TL tutarında bir satım ilişkisi olmadığını, 6.195,00 TL bedelli faturanın kendilerine teslim edilmediğini ve 3.531,29 TL tutarında bir ödemenin de şirkete yapılmadığı hususunu beyan etmesi karşısında davalının iddiasını ispatlayamadığı, davacının davalıdan 10.738,81 alacağı olduğu anlaşılmış, davacı tarafından davalı tarafı temerrüde düşürmek üzere ihtarname keşide edilmiş olduğuna dair herhangi bir belgenin bulunmadığından davacının faize yönelik taleplerinin reddine, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalının kötü niyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine, alacak likit olduğundan davalı aleyhine kabul edilen toplam alacak miktarının %20’sine tekabül eden miktar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile davalının İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak 10.738,81 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine.
2-Asıl alacağın %20 si oranında hesaplanan 2.147,76 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
3- Davalının kötü niyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından reddine.
4-Alınması gereken 733,56-TL nispi ilam harcından, peşin alınan 132,79-TL nispi harç ve icra dosyasına yatan. 54,97-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 545,80-TL harcın davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına.
5-Davacı tarafından iş bu davada sarf edilen 132,79-TL peşin harç ile 54,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 187,19-TL yargılama harç giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine.
6-Davacı tarafından dosyada yapılan 500,00-TL bilirkişi ücreti gideri ve 174,50-TL posta-tebligat gideri olmak üzere toplam 674,50-TL yargılama giderinin davanın kabul oranına göre 658,78-TL sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına.
7-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davanın kabul oranına göre takdir ve tayin edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine.
8-Davalının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre davanın red oranına göre takdir ve tayin edilen 255,52-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine.
9-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının, karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine,
10-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A-13 maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir BAM İlgili Hukuk Dairesi Nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 01/04/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır