Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/615 E. 2022/767 K. 14.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/615
KARAR NO : 2022/767

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/10/2020
KARAR TARİHİ : 14/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında toplam 8 konteynerlik muhtelif ebat ve miktarda ceviz alım satımı konusunda 23.10.2019 tarihli ”Master Seller Contract” (Ana Satış Sözleşmesi) isimli sözleşme akdedildiğini, müvekkili şirketin sözleşme gereğince malların tamamının yüklemesini zamanında yaptığını, tüm edim ve yükümlülüklerini eksiksiz ve zamanında yerine getirdiğini, davalı şirket tarafından müvekkilince gönderilen 29/01/2020 tarihli e postadan sonra satış sözleşmesi kapsamındaki ……ve ……nolu …. konteyner malın teslim alınarak ödemelerin gerçekleştirildiğini, ancak sözleşme konusu diğer …… nolu 4 konteyner malın tüm yazılı ve sözlü uyarılara rağmen teslim alınmadığını ve bedellerinin de ödenmediğini, bunun üzerine 4 konteyner malın müvekkili şirket tarafından 26.02.2020 tarihinde limandan teslim alınarak … Bul. No:64 Mersin adresindeki Mersin Tatlog Antrepoya nakledildiğini ve müvekkili şirketin depo, nakliye, gümrük ve banka masrafları yapmak zorunda kaldığını, bu hususlara ilişkin olarak davalı şirkete İzmir 27. Noterliğinin 05.03.2020 tarih ve ………… yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilerek malların satış bedellerinin ödenmesi gerektiği, aksi halde malların en kısa zamanda piyasanın ön günkü satış bedeli üzerinden davalı ad ve hesabına 3.kişilere satılacağını ikame satış bedeli ile sözleşme bedeli arasındaki fark ile yapılan masraflar ve davacı zararından yapılan avansın mahsubundan sonra kalan bakiyenin tahsili için yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen satış bedelinin ödenmediğini, müvekkili şirketin uğradığı zararın, …….nolu sözleşme kapsamında 25.083,11-USD, … nolu sözleşme kapsamında 22.926,15-USD, …….nolu sözleşme kapsamında 21.042,79-USD, …… nolu sözleşme kapsamında 23.129,43-USD olmak üzere toplam 92.181,48-USD olduğunu, bu tutardan avans olarak alınan 26.808,00-USD mahsup edildiğinde müvekkili şirketin uğradığı bakiye zarar toplamının 65.373,48-USD olduğunu, davayı açmadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, anlaşma sağlanamadığını, dava açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, müvekkili şirketin fazlaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile 65.373,48-USD alacağının 12.01.2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranına göre işleyecek yasal faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki Türk Parası karşılığı ile birlikte davalıdan tahsiline, kötü niyetli olarak davanın açılmasına sebebiyet veren davalının, HMK 329 (1) maddesi uyarınca avukatlık ücreti olarak ödediği bedelin tamamını müvekkili şirkete ödemeye mahkum edilmesine, ayrıca HMK 329 (2) uyarınca öngörülen disiplin para cezası ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde, öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin müvekkilinin muamele merkezine göre Mersin Mahkemeleri olduğunu, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, davanın esası yönünden de davacı tarafın sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmediğini, müvekkilinin bu nedenle söz konusu malları teslim almadığını, müvekkilinin ilk teslim aldığı malları satınca müşterilerden gelen şikayetler üzerine son gelen mallar üzerinde bağımsız bir denetim firması olan …….. Hizmetleri Ltd Şti’nden mallar üzerinde inceleme yapılmasını talep ettiklerini, 11/03/2020 tarihli gözetim raporunun hazırlandığını, rapora göre cevizlerde küf başlangıcı olduğunu, ayrıca dış kabuk ve iç kısımlarda yoğun siyahlaşmalar olduğunu, bu durumun standartlara uygun olmadığının siyahlaşmaların yükün kalitesini düşürerek raf ve satış fiyatını etkilediğini, TBK 223 maddesine göre müvekkilinin malı ilk fırsatta kontrol ettiğini, malın ayıplı olduğunu ve ayıplı hali ile kabul etmeyeceğini bildirdiğini, söz konusu ceviz emtiasının ayıplı olduğu, satıcının bildirmiş olduğu nitelikte olmadığını, davacı tarafın 05/03/2020 tarihli ihtarnamesinin müvekkilinin Mersin 2.Noterliği’nin 13/03/2020 tarihli …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap verildiğini, müvekkili tarafından 26.808,00-USD avans gönderildiğini, gelen malın ayıplı çıkması nedeniyle malın teslim alınmadığını, bu nedenle müvekkilinin davacıdan 26.808,00-USD alacaklı olduğunu buna ilişkin talep ve haklarının saklı tuttuklarını, bu dava ile talep edilen alacak kalemlerinin dava konusu malın satımı ile ilgili olmadığını, itiraz ettiklerini, talebe konu alacak kalemlerinin fahiş olduğunu talep edilemeyeceğini, dava konusunun ayıplı olup ayıplı maldan satıcı davacının sorumlu olduğunu, müvekkilinin TBK 220 maddesi uyarınca sözleşmeden dönme hakkının bulunduğunu, müvekkiline satılmış olan malın ayıplı olması nedeniyle oluşan zararın tazminine ilişkin hakları saklı tuttuklarını, malın ayıplı olmasına rağmen dava açmakta kötü niyetli davranan davacı olup HMK 329 maddesinin uygulaması talebinin yerinde olmadığını, müvekkili kötü niyetli olmadığından disiplin para cezasının uygulanmasının mümkün olmadığını ileri sürerek, davanın öncelikle yetki yönünden ve esas yönünden reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde, kendilerine teslim edilen cevizlerin satış sözleşmesinde vadedildiği gibi Jumbo olmadığını, kendilerine teslim edilen …… konteyner numaralı malların 12.02.2020 tarihinde teslim alındığını, davacı tarafa 17.02.2020 tarihinde davalı şirket yetkililerinden ………. tarafından, ”gelen malın jumbo olmadığı” yönünde mesaj gönderildiğini yine davalı şirketin diğer ortağı ….tarafından, ”sizin sürecinizi başlatırsınız, antrepoaya çekecektiniz sanırım” şeklinde mesaj gönderildiğini, bu mesajlarla davacının akde aykırı hareket etmiş olması nedeni ile müvekkilinin sözleşmeden döndüğünün açıkça beyan edildiğini, ayrıca davaya konu ….. numaralı sözleşmeler kapsamındaki malın müvekkilince 21.11.2020 tarihinde teslim alındığını, dolayısı ile bu konteynerlere konu mallara ilişkin davacının zarar talep edemeyeceğini, davacının ortalama bedelin çok altında 1/3 eksik bedelle ürünleri sattığını, kötü niyetli olduğunu savunmuştur.
Davalı tarafça yetki itirazında bulunulmuş ise de taraflar arasında düzenlenen satım sözleşmesindeki yetki şartı nedeniyle mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmış, yetki itirazı reddedilmiştir.
Davacı tarafça sunulan davalı tarafça itiraza uğramayan satış sözleşmesi, faturalar, gümrük belgeleri, ihtarnameler incelenmiş, davalı tarafın ticari defterleri ve dosyaya celp olunan satım ve gümrük belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen 23.10.2019 tarihli satış sözleşmesinin incelenmesinden, satıcının davacı, alıcının davalı olduğu, 8 konteyner cevizin satışa konu edildiği, ceviz boyutunun jumbo olarak kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Sözleşmeye konu ………nolu konteynerlere konu malın gümrükten 12.02.2020 tarihinde davalı tarafından teslim alındığı, taraflar arasında ihtilaf konusu değildir. Sözleşmeye konu…… ve ……. nolu konteynerlere konu malın davalı tarafından teslim alınmadığı iddiasına karşın, davalı tarafça bunlardan ……….. ve ……. nolu konteynerlere konu malın kendilerince teslim alındığı savunulmuş, böylelikle 5 ve 6 nolu konteynerlere konu malın davalı tarafından teslim alınmadığı tarafların kabulünde olup, 10 ve 11 nolu konteynerlere konu malın davalı tarafından teslim alınıp alınmadığının da ayrıca diğer iddia ve savunmalar yanında araştırılması gerekmiştir.
Davalı tarafça cevap dilekçesi ekinde sunulan 11.03.2020 tarihli gözetim raporunda, 10.03.2020 tarihinde davalı şirketin Mersin Serbest Bölgesindeki depoda 560 çuval, 14 Milyon kg. Net ağırlıklı mal üzerinde yapılan gözetim sonunda alıcıdan alınan bilgi ve yüke ait evrakların incelenmesi neticesinde yükün 13.02.2020 tarihinde depoya tahliye edildiğinin anlaşıldığı, gözetim sırasında konteynerlerin depoda olmadığı, depo içerisinde 560 çuval kabuklu cevizin mevcut olduğu, her bir çuval 25 kg. Gelmekte olup, üzerinde marka ve etiketlerin mevcut olduğu, deponun farklı bölgelerinden rast gele 12 çuval seçildiği, 560 çuval içinden rast gele seçilen 12 çuval emtia açılarak gözetime başlandığı, yapılan kontrolden sonra cevizlerde küf başlangıcı olduğu, ayrıca dış kabuk ve iç kısımlarda yoğun siyahlaşmaların olduğunun göründüğü, USDA standartlarına göre renk spekleri ekstra açık tonda ve/veya amber renk tonunda olmasının gerektiği, oluşan bu dış kabuk ve iç kısımdaki siyahlaşmaların yükün kalitesini düşürerek, raf satış fiyatını etkilediği ortaya konulmuştur.
Davalının ticari defterleri de incelenerek, rapor tanzimi konusunda talimat mahkemesi olan Mersin 2. Asliye Ticaret Mahkemesince görevlendirilen bilirkişiler; nitelikli hesap uzmanı …, Gümrük Müşaviri ………, mali müşavir bağımsız denetçi …, 29.11.2021 tarihinde sundukları raporlarında, davalı tarafın dava konusu malların ayıplı olduğu iddiasına yönelik yaptırdığı tespitlerin TTK 23. Maddesinde belirtilen süreler dahilinde yapılmadığını, taraflarca imzalanmış ……… ve ………. nolu sözleşmeler kapsamındaki malların 21.11.2020 tarihinde davalı tarafından teslim alındığına yönelik davalı taraf ticari defterinde kayıt olmadığını, davalı tarafından teslim alınmayan dava konusu mallarla ilgili olarak davacı tarafından yapılan masraflara ilişkin ödemelerin usulüne uygun olarak faturalandırıldığını, ödenen tutarın piyasa koşullarına göre uygun olduğunu, davacının katlandığı bu masrafların 22.516,12 USD olduğunu, davacının ikame satıştan dolayı uğradığı zararın davalıdan alınan ön ödeme miktarı olan 26.808 USD mahsup edildikten sonra, 42.587,36 USD olduğunu, davacının davalıdan talep edebileceği toplam zararın 65.373,48 USD olduğunu, mahkemece davacının davalıdan 65.373,48-USD alacaklı olduğunun takdiri halinde davalının temerrüde düştüğü tarihten dava tarihine kadar geçen süre için hesaplanan faiz miktarının 1.633,44 USD olduğunu ortaya koymuşlardır.
Bilirkişi raporuna itiraz edilmesi üzerine itirazların değerlendirilmesi ve dava konusu cevizlerin piyasa satış fiyatına göre yüksek olduğu yönündeki itirazların değerlendirilmesi bakımından ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişilerden 24.05.2022 tarihli ek rapor alınmıştır.
Toplanan tüm deliller karşısında, davacı satıcı şirket ile davalı alıcı şirket arasında 8 konteyner jumbo ebatta cevizin satışına dair 23.10.2019 tarihli………nolu olarak belirlenen sözleşmenin imzalandığı, söz konusu 8 konteyner ceviz emtiasının Mersin Limanına ve Gümrüğüne gönderildiği, davalı şirket tarafından ……….nolu sözleşme – konteynere konu malın 12.02.2020 tarihinde gümrükten çekildiği, diğer kalan………. nolu sözleşme -konteyner numaralı malların teslim alınmadığı, davalının teslim almadığı malları, davacının gümrükten 26.02.2020 tarihinde teslim aldığı, antrepoya naklettiği, davalı şirkete İzmir 27. Noterliğinin 05.03.2020 tarihli, ………. yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek, bakiye satış bedeli ve masrafların 3 iş günü içinde ödenerek malıın teslim alınması, aksi takdirde piyasanın o günkü satış fiyatı üzerinden alıcı ad ve hesabına üçüncü kişilere satılacağı, ikame satış bedeli ile sözleşme arasındaki fark ile 20.630,94 TL masrafın, avans bedeli düşülerek tahsili için yasal yollara başvurulacağının ihtar edildiği, davalının bildirilen masrafları ve bakiye satış bedelini ödeyerek malları teslim almadığı, Mersin 2. Noterliğinin 13.03.2020 tarihli………. yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesi ile 4 konteyner malın 12.02.2020 tarihinde teslim alındığı, malın ayıplı olduğu, bu konuda gözetim raporu düzenlendiği, ayrıca sözleşmede belirlendiği üzere malın jumbo boy olmadığı, malın istenilen miktarda olmaması sebebi ile tek taraflı olarak sözleşmenin feshedildiği, mal bedeli olarak gönderilen 26.808 USD avansın ticari faizi ile iadesinin talep edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Böylelikle davalı tarafça sözleşmeye konu …….numaralı malların teslim alındığı, davaya konu ……… numaralı malların teslim alınmadığı, davalının 12.02.2020 tarihinde gümrükten teslim aldığı cevizin jumbo boy olmadığı yönünde davacı temsilcisine 17.02.2020 tarihinde Whatsapp mesajı gönderdiği, yine aynı tarihte ”sizin sürecinizi başlatırsanız, antrepoya çekecektiniz sanırım,” şeklinde mesaj gönderildiği, bu mesajın sözleşmeden dönme mahiyetinde olduğunun savunulduğu, ayrıca davalının Mersin 2. Noterliğinin 13.03.2020 tarihinde…… yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesi ile malın ayıplı olması ve istenilen tipte olmaması nedeni ile sözleşmenin fesih edildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Öncelikle ayıp ihbarının süresinde olup olmadığı, sözleşmeden dönme yönündeki ihtarın usulüne uygun ve süresinde gönderilip gönderilmediğinin değerlendirilmesi gerekmiştir. Tarafların tacir olduğu dikkate alındığında, TTK 23. Maddesinin uygulanması gereken ticari satımın bulunduğu kuşkusuzdur. TTK 23/3 maddesine göre ticari satımda, teslim sırasında açık ayıbın varlığı söz konusu ise 2 gün içinde durumun satıcıya ihbar edilmesi, ayıp açıkça belli değil ise alıcının malı teslim almasından sonra 8 gün içinde inceleyerek veya incelettirerek, bu süre içerisinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerekmektedir. Alıcı davalı 17.02.2020 tarihli Whatsapp mesajında teslim alınan malın jumbo boy olmadığını bildirmiştir. Malın jumbo boy olmaması teslim sırasında açıkça anlaşılabilecek ayıp niteliğindedir. Davalı 13.03.2020 tarihli cevabı ihtarnamesinde gözetim raporuna dayanarak ceviz emtiasında siyahlaşma ve küfleşme tespit edildiğini bildirmiş, bu durumu 17.02.2020 tarihinde bildirmiş değildir. Cevizin küflü olması veya siyahlaşma, yine ilk bakışta anlaşılacak türde bir ayıptır. Dolayısı ile davalının 17.02.2020 tarihli Whatsapp mesajında bildirdiği jumbo boy olmadığı ve 13.03.2020 tarihli cevabı ihtarnamesinde bildirdiği cevizin küflü ve siyahlaşmış olduğu yönündeki ayıp halleri davalının ilk bakışta anlayabileceği açık ayıp niteliğinde olup, malın tesliminden itibaren TTK 23/3 maddesine göre 2 gün içinde bildirilmesi gerekirken, bu süre içinde bildirilmediği, ayıp ihbar süresinin geçirilmiş olması sebebi ile malın mevcut hali ile kabul edilmiş sayılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kaldı ki, bildirilen ayıp teslim alınan mallara ilişkin olup, gümrükten henüz teslim edilmemiş mallara ilişkin ayıp açıkça iddia edilmiş değildir. Süresinde olmayan ayıp bildiriminin TTK 18/3 Maddesindeki usule göre yapıldığından bahsedilemeyeceği gibi teslim alınan mallardaki ayıp nedeni ile gümrükten teslim alınmayan mallara ilişkin sözleşmeden dönüldüğünün ayıp ihbar süresinde ve TTK 18/3 maddesindeki usulle bildirilmediğinden, davalının yasaya uygun olarak sözleşmeden dönüldüğünün kabulüne olanak bulunmadığı kanaatine varılmıştır. Bu durumda alıcı davalı temerrüde düşmüş olup, davacının TBK 236 maddesi uyarınca zararını istemesi mümkün hale gelmiştir.
TBK 236 maddesi uyarınca mütemerrit alıcı, satıcının zararını gidermekle yükümlü olduğundan, satış bedeli ile satılanın başkasına dürüstlük kuralına uygun olarak satışından elde edilen bedel arasındaki farkı ve diğer zararları karşılaması gerektiğinden, bilirkişi tarafından hesaplanan zarar tutarı 65.373,48-USD ‘nin fiili ödeme tarihindeki TL karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, söz konusu tutara davalının temerrüte düştüğü cevabı ihtarname tarihi olan 13.03.2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafça davalının kötü niyetli olarak davanın açılmasına sebebiyet verdiği ileri sürülerek HMK 329 maddesi uyarınca davalının para cezasına ve davacı ile vekili arasındaki vekalet ücretine mahkum edilmesini talep etmiş ise de, davalının dava konusu olayda kötü niyetle aleyhine dava açılmasına sebebiyet verdiğinin sübuta ermediği kanaatine varılmakla bu yöndeki talep reddedilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne, 65.373,48-USD ‘nin 13.03.2020 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarının 1 yıl vadeli mevduata uyguladığı en yüksek faizi ile fiili ödeme tarihindeki merkez bankasının efektif satış kuru TL karşılığının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 35.970,91-TL harçtan peşin alınan 8.992,73-TL harcın mahsubu ile eksik 26.978,18-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davalıdan tahsiline,
-HMK 329/2 maddesi uyarınca davalının para cezasına mahkum edilmesi talebinin reddine,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre taktir olunan 75.924,17-TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
HMK 329/1 maddesi uyarınca davalının davacı ile vekili arasında kararlaştırılan vekalet ücretini ödemeye mahkum edilmesi talebinin reddine,
4-Davacı tarafından sarf olunan 6.295,70-TL yargılama gideri ile 54,40-TL başvurma harcı, 8.992,73-TL peşin harç olmak üzere toplam 15.342,83-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Kararın kesinleşmesi halinde, ayrıca karar yazmaya gerek görülmeden kalan gider avansının derhal davacıya iadesine,
Dair, oybirliği ile verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/10/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye…
e-imza

Katip…
e-imza