Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/561 E. 2022/286 K. 01.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/141
KARAR NO : 2022/267

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 12/08/2016
KARAR TARİHİ : 30/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde, davalı şirket yetkililerinin Bolvadin ilçesinde patates üreticileri ile 2015 yılı Şubat ayı başında bir toplantı yaparak sözlü anlaşma yaptığını, buna istinaden davacının patates üretimi yapmayı taahhüt ettiğini, davalının ise tohum ve gübre gibi tüm ihtiyaçları temin etmeyi kabul ettiğini, bunun akabinde üretilen patateslerin davalı firma tarafından satın alınmasının kararlaştırıldığını, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin teknik şartlarında zirai sorumluluğun davalı şirkete ait olacağının belirlendiğini, davalının üretilen patateslerden beyaz patates cinsindeki ürünlerin 50 mm ve büyük olanları, boyutuna göre kilogramını 0,50TL ye küçük olanları kilogramını 0,25 TL ye almayı kabul ettiğini, bunun yanında sarı patatese ilişkin olarak aynı şartlarda anlaşma yapılmış ise de, yazılı sözleşmeye herhangi bir meblağ yazılmadığını, davalı tarafça müvekkilinden iki adet teminat senedi alındığını, birinin üzerine 265.000,00 TL bedel yazıldığını, diğerinin üzerine herhangi bir miktar yazılmadığını, bu senetlerin teminat senedi olduğu taraflar arasındaki sözleşmede açıkça yazılı olduğunu, davalı şirketin 2015 yılı Nisan ayında beyaz patates üretimi için tohumları davacıya teslim ettiğini, davacının da saha elemanlarının talebi ve yönlendirmesi ile tohumları toprağa ektiğini, bakımını yaptığını, fakat 15.05.2015 tarihinden sonra tohumlarda çıkış problemi yaşanmaya başlandığını, bu durumun davacı ve davalı şirket elemanlarınca tespit edildiğini, Bolvadin Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… D. İş sayılı dosyasında yapılan tespitte, davacının başlangıçtaki zararının % 35 olduğunun tespit edildiğini, bu tespite ve davacının uyarılarına rağmen davalı şirketin saha elamanlarının üretime devam edilmesi terkininde bulunduğunu, bu zarara ilişkin davacının Bolvadin Asliye HukukMahkemesinin …/… Esas sayılı davasında tazminat talebinde bulunduğunu, bu süreçte davacı tarafından üretilen 100 ton beyaz patatesin davalı tarafa teslim edildiğini ancak bir ödeme yapılmadığını, davacıya verilen sözleşme örneğinde davalı şirketin imzasının bulunmaması nedeni ile sözleşmenin bir örneğinin ihtarname ile davalıdan istediğini, davalının beyaz patatesin bedelini ödememesi nedeni ile davalıya sarı patatesleri teslimden imtina ettiğini ve deposunda bulundurduğunu, bu arada sözleşmenin davalı tarafından imzalanan bir örneğinin ihtarname ile gönderildiğinde sözleşmenin iradesi dışında doldurulduğunu tespit ettiğini, bu yaşananlar üzerine davacının verdiği 265.000,00-TL tutarlı teminat senedinin davalı tarafından İzmir 7. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı takibine konu edilerek, davacının deposundaki sarı patateslerin haczettirildiğini, bu arada takip ve haciz giderlerinin de abartıldığını, müvekkilinin sözleşme hükümlerinden dolayı davalıya borcunun bulunmadığını, bu nedenle 265.000,00-TL lik teminat senedinin de icraya konu edilmesinde haksız olduğunu, bu senetten dolayı ve diğer bedeli yazılmayan teminat senedinden dolayı borçlu olmadığını ileri sürerek, davacının davalıya borcu olmadığının tespit edilmesine, davacı aleyhine takibe konu edilen 265.000,00-TL lik bono ve davalı şirketteki diğer teminat senedinin iptaline, davacı aleyhine kötü niyetle takibe girişildiğinden %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde; davacı taraf ile 10.03.2015 tarihinde patates üretim sözleşmesi imzalandığını, davacının ikrar ettiği gibi sözleşme hükümlerine rağmen patatesleri zamanında teslim etmemesinden sonra ihtiyati haciz kararı uygulandığını, davacının daha sonra müvekkili aleyhine Bolvadin Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Sayılı tazminat davası açarak, patatesleri teslim etmemesine kılıf uydurmaya çalıştığını, dava konusu senedin davacının iddia ettiği gibi teminat senedi olarak değil, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden davacı tarafa yapılan nakdi yardımdan ve tohum verilmesi sureti ile davacı tarafın borçlanma senedi ile verildiğini, dilekçe ekinde sunulan faturalardan görüldüğü üzere davacı tarafa ticari ilişki çerçevesinde tohum ve ilaç verildiğini, davacının nakdi yardım ve tohum verilmesi sonucunda müvekkili şirkete borçlandığını, müvekkili şirketin borçlarının geri verilmemesi neticesinde dava konusu senede başvurmasının hukuki ve doğal hakkı olduğunu, davacı tarafça 265.000,00-TL lik senedin teminat senedi olduğu iddia edilmiş ise de, teminat senedi olduğuna dair şartların belirtilmediğini, senet üzerinde teminat olarak verildiğine dair bir kayıt bulunmadığını, kambiyo senedi vasfında olduğunu, davacının ürettiği patatesleri teslim etmemek sureti ile sözleşmeyi açıkça ihlal ettiğini, sözleşmenin 6/4 maddesi uyarınca davacının kendisine teslim edilmiş tohumun karşılığı teslim etmeyi taahhüt ettiği 530 ton ürün bedeli, müvekkili şirket tarafından yapılan her türlü masraf ve sözleşme hükümlerini ihlal etmesinden kaynaklanabilecek her türlü zarar karşılığında 265.000,00-TL lik senedi müvekkiline teslim ettiğini, buna rağmen senedin yasal dayanaktan yoksun olduğunu iddia etmenin gerçek dışı olduğunu, senedin borç senedi vasfında olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Taraflarca bildirilen deliller değerlendirilmiş, taraflar arasındaki sözleşme, İzmir 7. İcra Dairesinin …/… esas sayılı dosyası, davacı tarafından davalı şirket görevlileri hakkındaki şikayete ilişkin soruşturma evrakı, Bolvadin Asliye Ceza Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası, Bolvadin Asliye Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyası örnekleri getirtilerek incelenmiştir.
İzmir 7. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinden; davalı şirket tarafından davacı aleyhine 20.04.2015 tanzim, 29.09.2015 vade tarihli, keşidecisi … lehtarı … Gıda Ürün. San. Ve Tic. A.Ş. olan 265.000,00-TL bedelli bonoya dayanılarak 09.10.2015 tarihinde 265.000,00-TL asıl alacak, 762,33-TL işlemiş faiz olmak üzere 265.762,33-TL nin tahsili talebi ile girişilen icra takibine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davamızın konusunu bu takibin dayanağı olan bonoya ilişkin menfi tespit talebinin oluşturduğu belirlenmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 10.03.2015 tarihli, patates üretim sözleşmesinin konusunun, şirket tarafından üreticiye teslim edilecek patates tohumlarının sözleşme ekindeki tutanakta belirtilen tarlalarda üretici tarafından ekilerek bakım, gübreleme, ilaçlama işlerinin yapılarak hasata hazır edilmesine dair hak ve yükümlülüklerin düzenlenmesine ilişkin olduğu, sözleşmenin 3. Maddesinde tohumların şirket tarafından üreticiye verileceği, üretilen patateslerin mülkiyetinin şirkete ait olduğu, başka kişilere teslim edilemeyeceği, satılamayacağı, üreticinin de kendisine verilecek tohumlukları gübre ve ilacı karşılığında düzenlenecek bir tutanakla teslim alacağı, bunların bedeli kadar bir borç senedini şirkete vereceği, üreticinin bu senette yazılı meblağlı patatesi şirkete tesliminde kendisine ödenecek miktarda kesilerek tahsil edilmesini, ödenecek miktar bu kesim için yeterli değil ise bakiye miktarın kendi borcu olduğunu bilmesi ve bu borcun ödenmesi için vermiş olduğu borç senedinin tahsile konmasını kabul ettiği, sözleşmede ayrıca üretime, hasata, üretilen patatesin şirkete teslimine ilişkin ve şirket tarafından patatesin ne bedelle satın alınacağına ilişkin hükümler bulunduğu, sözleşmenin 6/5 maddesinde ”üretici kendisine verilmiş olan tohumluk karşılığı teslim etmeyi taahhüt ettiği en az 530 ton ürünün bedeli, şirketçe yapılmış her türlü masraf ve bu sözleşme şartlarının ihlal edilmesinden kaynaklanacak her türlü zarar ziyan karşılığı olmak üzere 265.000,00-TL lik teminat senedini sözleşmenin imzası ile birlikte şirkete teslim edecektir. Bu senedi aşacak miktardaki zarar, ziyan ve tazminat hakları mahfuzdur. Üretici sözleşme kurallarından herhangi birisini ihlal etmesi halinde bu teminat senedinin hiç bir ihtara hacet kalmaksızın tahsil edileceği hususunu kabul eder.” hükmüne yer verilmiştir.
Taraflar arasındaki 10.03.2015 tarihli sözleşmenin bütünü birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafından davacıya patates üretimi için tohum, gübre ve ilaç verileceği, bunun karşılığında davacının üreteceği patatesi sözleşmede belirlenen fiyatlarla davalıya satacağı, ancak satış bedellerinin öncelikle davacı üreticiye verilen tohum, gübre ve ilaç bedellerinin mahsup edileceği, davacıya verilen tohum, gübre ve ilaç bedellerine ilişkin davacının 265.000,00-TL bedelli teminat senedi verdiği anlaşılmıştır. Her ne kadar sözleşmenin 6/5 maddesinde verilen teminat senedinin şirketçe yapılmış her türlü masraf ve bu sözleşme şartlarının ihlal edilmesinden kaynaklanabilecek her türlü zarar, ziyan karşılığı olduğu da bildirilmiş ise de, her türlü zarar ve ziyan kavramının müphem bir kavram olduğu, yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu bu nedenle her türlü zarar, ziyan kavramının teminat senedi kapsamında olamayacağı kanaati oluşmuştur. Bu şartlarda dava konusu 265.000,00-TL lik teminat senedinin davalı şirket tarafından davacıya verilen, gübre, tohum, ilaç gibi nakden tarafların kabulünde olan hususları kapsadığı sonucuna varılmıştır. Esasen bu davada davalı şirketin teminat senedi kapsamında olduğu belirtilen ve somut olarak miktarları ile ortaya konulan zarar kalemi de söz konusu olmamıştır.
Bilirkişi … 21.08.2017 tarihli raporunda davalının incelenen ticari defterlerinde davalının davacıya keşide etmiş olduğu toplam 109.610,05-TL olan 7 adet faturanın davacı hesabına borç olarak kaydedildiğini, iş bu faturaların davalının cevap dilekçesi ekinde ibraz etmiş olduğu ve davacıya sözleşme gereği verilmiş olan, tohum ve ilaç faturaları olduğunu, yine davalının incelenen ticari defterlerinde davacının davalıya keşide etmiş olduğu toplam 44.420,46-TL olan 5 adet müstahsil makbuzu ve iade faturasının davacı hesabına alacak olarak kaydedildiğini, buna göre de dava konusu 29.09.2015 tarihli 265.000,00-TL lik senedin takibe konulduğu 09.10.2015 tarihi itibarı ile davalının davacıdan (109.610,05-TL-44.420,46-TL =) 65.189,59-TL alacağının olduğunu ortaya koymuştur.
Bilirkişinin bu tespiti hükme esas alınmıştır.
Mahkememizin 15/05/2018 tarihli …/… esas …… karar sayılı kararı ile; “davacı üretici ile davalı şirket arasında 10.03.2015 tarihli patates üretim sözleşmesi akdedildiği, bu sözleşme gereğince davalı şirketin davacıya üretilecek patates için tohum, gübre ve ilaç vermeyi, davacı üreticinin de üreteceği patatesleri sözleşmede belirtilen fiyat ve şartlarda davalı şirkete satmayı kabul ettikleri, davacı üreticinin kendisine verilecek tohum, gübre ve ilaç bedelleri ile şirketin uğrayacağı zararlara karşılık dava konusu 265.000,00-TL bedelli teminat senedi verdiği, ancak şirketin uğrayacağı zarar ifadesinin müphem ve oluştuğunda yargılamaya muhtaç bir konu olduğu, teminat senedinin kapsamında kabul edilemeyeceği, bu nedenle 265.000,00-TL bedelli teminat senedinin davalı şirket tarafından davacıya verilen tohum, gübre ve ilaç bedellerinin teminatını oluşturduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre teminat senedinin takibe konulduğu 09.10.2015 tarihi itibarı ile davalı şirket tarafından davacıya 7 adet fatura ile verilen tohum, ilaç ve gübre bedelinin 109.610,05-TL olduğu, davacı üreticinin ise aynı tarih itibarı ile kestiği 5 adet müstahsil makbuzu ile teslim ettiği ürünler ve iade faturası karşılığı davalı şirketten 44.420,46-TL alacaklı olduğu, takip tarihi itibari ile davalı şirketin alacağından davacının alacağının mahsubu ile davalının davacıdan (109.610,05-TL-44.420,46-TL =) 65.189,59-TL alacağının olduğu, 265.000,00-TL bedelli teminat senedinin bu alacağın teminatı olduğu halde davacının teminat senedinin tamamı üzerinden İzmir 7. İcra Dairesinin …/… sayılı takip dosyası üzerinden icra takibine giriştiği kanaatine varılmış” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, İzmir 7.İcra Dairesinin …/… Esas sayılı takibinin konusu 20/04/2015 tanzim 29/09/2015 vade tarihli keşidecisi davacı … lehdarı … Gıda Ürünleri San ve Tic AŞ olan 265.000,00-TL bedelli bono nedeniyle takip tarihi itibariyle davacının davalıya bono bedelinin 65.189,59 TL lik kısmından borçlu olduğunu, geriye kalan 199.810,41 TL lik kısmından borçlu olmadığının tespitine, 199.810,41-TL alacak üzerinden %20 oranındaki 39.962,08-TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararına karşı her iki tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 27/01/2022 tarihli …/… esas …/… karar sayılı ilamı ile; “Davacı, davalı ile tarımsal üretim sözleşmesi imzalamış bir çiftçidir. Davalı ticari şirket olup tacir sıfatını taşımaktadır. Ancak dava konusu edilen iş mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığından ve davacı da tacir sıfatını taşımadığından temel sözleşme ilişkisi kapsamında davaya ticaret mahkemesince bakılması mümkün olmayıp, davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine ait bulunmaktadır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece davaya asliye hukuk mahkemesi olarak bakılması ve hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken ticaret mahkemesi sıfatıyla davaya bakılarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğundan tarafların istinaf taleplerinin bu aşamada değerlendirilmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine” gerekçesiyle mahkememiz kararı kesin olarak kaldırılmıştır.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi kararı kesin nitelikte olduğundan karar gereğince işlem yapılması gerektiği kanaati oluşmuştur.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi kararında ortaya konulduğu üzere davayı görmeye İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup, mahkememiz görevli olmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davayı görmeye İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup mahkememiz görevli olmadığından davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
Kararın kesinleşmesinden sonra HMK 20 maddesi uyarınca iki haftalık süre içerisinde taraflarca dava dosyasının görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesinin talep edilmesi halinde dosyanın İzmir ASHM’ne gönderilmesine, iki haftalık süre içerisinde talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
-Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
Dair, verilen karar davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.30/03/2022

Katip…
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)