Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/518 E. 2022/875 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/518 Esas
KARAR NO : 2022/875

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 21/09/2020
KARAR TARİHİ : 10/11/2022
GEREKÇELİ KARAR
YAZIM TARİHİ : 10/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün kırsal kalkınma yatırımlarının desteklenmesi programı 12. etap hibe programı kapsamında Müvekkil Şirket ile davalı şirketin imzaladığı 21.09.2018 tarihli uygulama sözleşmesi gereğince, İzmir ili, Urla ilçesi, … Köyü, … Sk. No:… adresinde bulunan Müvekkil Şirket işletmesinde çiftçilik faaliyetinin gelişimini amaçlayan yüksek plastik tünel yapım projesi kapsamında belirtilen işleri sözleşmede belirtilen şartlarda ve sürede tamamlayarak Müvekkili Şirkete teslim etmeyi davalı şirket kabul ve taahhüt ettiğini, Sözleşme toplam bedeli 493.210.00+KDV olarak belirlenmiş ve davalı şirkete ödenmiştir. Sözleşme kapsamında 11.10.2018 tarihinde başlanılan iş 06.07.2019 tarihinde tamamlandığı iddiası ile davalı şirket, Müvekkil Şirket işyerinden ayrıldığını, Müvekkili Şirket tarafından davalı şirkete İzmir 15. Noterliği’nin 23.12.2019 tarih ve … yevmiyesi ile gönderilen ve çiftçilik faaliyetinin gelişimini amaçlayan yüksek plastik tünel yapım projesi kapsamında taraflar arasında akdedilmiş bulunan 21.09.2018 tarihli sözleşme gereğince yaptığı hatalı ve ayıplı imalatların düzeltilmesine ilişkin ihtar gereği de muhatap tarafından yerine getirilmediğini, Taraflar arasında yapılan sözleşme ve ekleri ile idari şartnameye göre imalatların yapılması işlerinin davalı şirketin sorumluluğunda olduğu; yine yapılan imalatlardaki yapısal sorunların ve ayıplı imalatların giderilmesi için gerekli tadilat, onarım ve güçlendirme imalat masraflarının da davalı şirketin sorumluluğunda olduğu orta da olduğunu, davalı şirket tarafından yapılan hatalı imalat ve ayıplı işler nedeniyle; imalatlardaki yapısal sorunlar ve yapısal sorunlar sonunda gerek tadilat, onarım ve güçlendirme nedeniyle oluşan zararlar gerekse yapısal sorunlar nedeniyle bitkilerde meydana gelen zararlarla ilgili halihazırda mahkeme tespit aşamasında talepleri olduğunu, Davalı şirket tarafından yapılan hatalı imalat ve ayıplı işler nedeniyle; imalatlardaki yapısal sorunlar ve yapısal sorunlar sonunda gerek tadilat, onarım ve güçlendirme nedeniyle oluşan zararlar gerekse yapısal sorunlar nedeniyle bitkilerde meydana gelen zararlarla ilgili fazlaya ilişkin haklarımız ve HMK gereği talebimizi artırma hakkımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00-TL nin dava tarihinden itibaren ticari reeskont avans faizi ile davalı şirketten tahsiline; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı şirkete tahmiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Mahkemenizin yukarıda numarası yazılı dosyasında müvekkili şirkete karşı açılan işbu davada iddia edilen hususlar gerçekleri yansıtmadığı gibi haksız ve asılsız iddialar içerdiğini, Ayrıca süresi içinde ayıp ihbarında bulunulmadığından davacının ileri sürdüğü iddialara itibar edilemeyeceğini, Davaya konu edilen ayıp iddialarından; sera örtülerine ilişkin ayıp iddiaları davacının hatalı kullanımlarından kaynaklanmakta olup paslanma ve renk kayıplarına ilişkin iddiaları ise davacının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmemesinden ve bu süreçte kusurlu hareket etmesinden kaynaklandığını, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin eki proje hususunda taraflarca mutabık kalınmış, ölçüleri belirlendiğini, Bu esnada karşı taraf arazinin tesviyesini tamamlayıp müvekkil şirkete teslim etmesi gerekirken araziyi engebeli halde bıraktığını, Davacı tarafın paslanma ve renk kayıpları iddialarına yönelik durum müvekkili şirketten kaynaklanmadığını, Zira karşı taraf arazi tesviyesi işlemini düzgün yapmadığı gibi arazi içinde çıkan su kaynağı için de yapılması gereken işleri gerektiği gibi yapmadığını, Ayrıca taraflar arasında imzalanan sözleşme uyarınca sözleşme konusu işin gereği olan ve davacı tarafça yapılması/yaptırılması gerekli elektrik tesisatı ve elektrik panosu işleri yapılmadığından, sözleşme ile müvekkil şirket üzerine düşen yükümlülüklerin yerine getirilmesi güçleştirilmiş olmasına karşın müvekkil şirket, araziyi teslim almasından itibaren işin yarım kalması iş prensiplerine uymadığı için işe ara vermeden işin tamamlanması için gereken üstün gayreti iş boyunca sürdürdürdüğünü, davacı taraf, işin teslim edildiği tarihi 06.07.2019 olarak açıkça dilekçesinde belirtildiğini, ancak TTK 23/c uyarınca 2 günlük ve 8 günlük sürelerde ayıp ihbarında bulunmadığını, Davacı taraf her ne kadar “kış mevsiminin gelmesi ve yağışların başlamasıyla” ortaya çıktığını iddia ettiği hususlarda mağdur olduğunu iddia etmekte ise de; 2019 yılında yağmurlar ihtarnamenin düzenlendiği tarihten çok daha önce başladığını, Davacı taraf, varsa ilk yağmurlarla ortaya çıkacak sözde “gizli ayıp”ı aralık ayında, yasal süresinden çok sonra müvekkili şirkete ilettiğini, Davacı taraf davaya konu bu hususlarda yine teslimden çok sonra tespit talebinde bulunmuş olup işbu tespit dosyasında alınan bilirkişi raporuna karşı tarafımızca detaylı şekilde itiraz edildiğini, Bahsi geçen raporu kabul etmemekle işbu dosyanın mahkemenizce değerlendirmeye alınması halinde itiraz dilekçemizin dikkate alınmasını talep ettiğini, Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerden ötürü, haksız davanın reddine yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İzmir 15.Noterliği yazılan yazı cevabı mahkememiz dosyası içine alınmıştır.
Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasının fiziki olarak mahkememiz dosyası içine alındığı anlaşılmıştır.
Mahkememiz ara kararı gereğince mahallinde delillerin tespiti için keşif yapılmış ve keşif mahallinde tanıklar …, …, …’ın beyanları alınmıştır.
Tanık … beyanında; “2015 senesinden 2020 Aralık ayına kadar davacı firmada genel koordinatör olarak görev yaptım biz şirket olarak tropikal bitki üretmekteyiz her sene Tarım Bakanlığı ,Kalkınma Ajansları senede bir iki defa hibe desteğinde bulunmaktadır biz de yüksek plastik tünel yapımı için başvuruda bulunduk, projelerimizi sunduk, projelerimizin onaylanmasından sonra destek çıktı, bunun üzerine biz de yüksek plastik tünel yapımı için çeşitli firmalar ile görüştük, … firması ile anlaşma yaptık, firma görüşme sırasında firma bizden arazinin tesfiyesini yapılmasını istedi tesfiye işlemi yapıldıktan sonra biz yeri davalı … firmasına teslim ettik, tam olarak hatırlayamıyorum ancak Haziran Temmuz gibi firma tünel yapımını tamamlayarak bize teslim etti, tünelin yapılması sırasında bizim firma olarak çok müdahalemiz olmadı zira projemiz daha önce kurumlar tarafından onaylanmıştı ve anahtar teslimi olarak anlaşmıştık, ancak teslimden hemen sonra yaz ayında biz seranın ana direklerinde paslanmalar, boyanın renginde atmalar ve yine serayı tutan direklerde eğrilmeleri tespit ettik, ayrıca yine yazın tavanlardaki naylonun yırtıldığını gördük aynı zamanda su oluklarının olması gerektiğinden çok küçük yapıldığını ve bu nedenle yağmurlar başlayınca da su tahliyesinin de yeterli bir şekilde gerçekleşmediğini anladık, naylonlarda bulunan deliklerden akan su ve soğuk sebebiyle bitkilerimizin zarar gördüğünü tespit ettik ancak şuan tam olarak hangi bitkilerin zarar gördüğünü ve sayısını size aktaramıyorum, biz yaz ayında tespit ettiğimiz eksiklikleri firmaya bildirdik ancak operasyonu yöneten şirket işletme müdürü …’dur ne şekilde firmaya bildirimde bulunulduğunu bilemiyorum ancak firmaya şikayetlerimizi ilettik, firma geleceklerini söylemelerine rağmen bize herhangi bir çözüm üretmediler, dedi.
Mahkememizce soruldu: Biz tesfiye işlemini yaptıktan sonra araziyi firmaya teslim ettik hatta davalı firma yaptığımız tesfiye işlemini beğenmediğinden biz ikinci kez tesfiye işlemini yaptık bu sırada davalı firmanın malzemeleri getirip getirmediğini hatırlayamıyorum, firmanın seraya iki parçaya bölme gibi bir müdahalesi olmamıştır zira bizim projemiz kurumca onaylandıktan sonra yapılmaktadır bu sebeple projeye müdahale etmemiz söz konusu değildir, dedi.
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: Davalı firma yapılan işlemlerin iki sene garantisi olduğunu bize iletmişti dedi.
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu: Seranın havalandırmasını kimin ve ne şekilde yapıldığı konusunda herhangi bir bilgim bulunmamaktadır aynı zamanda seranın havalandırılması ile ilgilenen kişilerin bu konuda herhangi bir eğitim alıp almadıklarını bilemiyorum, seranın havalandırmanın elektrik aksamının kim tarafından ve ne zaman yapıldığı konusunda herhangi bir bilgim bulunmamaktadır, firma söz konusu yapıyı inşaa ettikten sonra Tarım İl Müdürlüğünden yetkililer geldi ve hibemizi aldık, “şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldı.
Tanık … beyanında; ” Projemizin kurum tarafından onaylanması üzerine davalı firma ile plastik tünel yapımı işi konusunda anlaşma yaptık, görüşmeler sırasında davalı firma alanın tesfiye işleminin yapılması gerektiğini belirtmesi üzerine biz yatay ve dikey lazer tesfiye işlemini gerçekletirdik 20 günlük tesfiye işleminin tamamlanması üzerine davacı firmaya bildirimde bulunduk ancak davalı firma bize seranın yapılacağı eğitimin yatay ve dikey %1,5-2 bandında olması gerektiğini söyledi biz bu ölçü doğrultusunda tesfiye işlemlerini tamamladık, davalı firmaya tesfiye işlemlerinin tamamlandığını bildirdiğimizde davalı firma yatay tesfiyede bir sıkıntı olmadığını ancak dikey tesfiye ölçüsünün 0 kodunda olması gerektiğini söyledi bu işlemi yapılabilmesi için lazer tesfiye makinesine ihtiyacımız vardı, fakat anlaştığımız firma lazer tesfiyesini Manisa ya götürmesi üzerine biz başka bir firma ile anlaşarak lazer olmayan manuel çalışan bir sistem ile tesfiye işlemini 1 hafta 10 günlük süre içerisinde tamamlayarak firmaya teslim etik, firma işi teslim aldıktan yaklaşık 10-11 ay sonra işi tamamlayarak yanılmıyorsam 2019 Temmuz gibi bize işi teslim etti, işi teslim aldıktan bir gün sonra sera naylonunda yırtık olduğunu farkettik yetkililere bunu bir gün sonra öncelikle sözlü olarak ilettik, firma bu büyüklükte bir naylonun yırtık olmadan çekilemeyeceğini söyledi, ben de yurt dışında bir çok firmanın yırtık olmadan çektiğini ilettim, firma tünel yapılan alanın rüzgarlı bir alan olduğunu, yırtıkların bant çekilerek onarılabileceğini kaldı ki ürünlerin 2 yıl garantili olduğunu iletti ancak herhangi bir müdahalede bulunmadı ayrıca iş yapılırken ve yapıldıktan sonra da serada bulunan dikmelerde eğriler olduğunu, yan havalandırmaların pirinç diye tabir edilen havalandırma burçlarında paslanmalar olduğunu gördük, onlar bize direklerin eğik olmasının normal olduğunu iletti yine bir müdahalede bulunmadılar, hatta direklerin bir tanesinde boyunun yetmemesi sebebiyle kaynak yapıldığını fark ettik bu hususu da davalı firmaya ilettik bu hususun sorun olmayacağını ilettiler ayrıca seranın üst bölümün havalandırma bölümünün üst aksamının tam olarak yerine oturmadığını da gördük, ayrıca yağmur oluklarının çok küçük bir şekilde olduğundan yeterli olmayacağını söyledim, olukları büyültmelerine rağmen yağmur yaptığında olukların birleşim yerlerinde su sızdı, bu da bitkilere zarar verdi, ayrıca delilerden yağmur sızması üzerine seranın yaklaşık %70inden su sızdı bu da bitkilere zarar verdi kumkuat, narenciye çeşitlerinden portakal limon ağaçları, maymun çıkmaz ağacı ve black boy gibi ağaçların zarar gördüğünü tespit ettik, bu zararları davalı firmaya rüzgarlar şiddetlendikten ve yağmurlar başladıktan sonra ilettik, ancak davalı firma herhangi bir işlem yapmadı, biz seradaki yırtıkları onarmaya poliikarbondaki atmaları onarmaya çalıştık ancak polikarbondaki atmalar ve sorumlarımızı devam etmektedir dedi.
Davalı firmanın talebi üzerine soruldu: Tesfiye aşamasında araziden su çıkmıştır, havalandırma işlemleri ile firmada peyzaş mimarı ile ilgili arkadaşlarımız ilgilenmektedir, bildiğim kadarıyla okullarında bu konuda eğitim verilmektedir, havalandırma işlemini bizzat peyzaj mimarı olarak çalışan arkadaşlar yapmaktadır elektrik aksamı seranın bitmesine yakın bir dönemde SGM Elektronik Mühendislik şirketi tarafından imalatın başlamasından yaklaşık 7 ay sonra yapılmıştır, bildiklerim bundan ibarettir,” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldı.
TANIK …beyanında; “Ben firmanın teknik departmanında çalışmaktayım davacı firma ile … firması anlaşma yaptıktan ve şartlar belirlendikten sonra sözleşmenin uygulanması aşamasında proje bana geldi biz arazi kontrolünü yaptık kontrol yaptığımızda kuzeyden güneye 3,5 mt kot farkı olduğunu tespit ettik, araziyi seraya uygun hale getirmek serayı yaptıran firmanın yükümlülüğünde olduğundan biz firma olarak davacı firmaya olması gereken eğim miktarını bildirdik kendilerine orta nokta 0, oluk akış istikametinin ise %1 oranında eğimli olması gerektiğini ilettik firma arazi düzeltme işlemlerine başlayacağını bildirdi biz de imalat sürecine konstrüksiyon oluşturma sürecine girdik, ölçümlerimizi yaptığımızda firma belirttiğimiz oranda eğimi sağlamamıştı yaklaşık 2mt civarında bi eğim bulunmaktaydı bu durumu firmaya ilettiğimizde kendileri lazer tesfiye işlemini yapan firma ile anlaşamadıklarını, lazer tesfiye aletinin götürüldüğünü ancak sorunu çözeceklerini söylediler, ancak tekrardan birbuçuk iki ay sonra geldiğimizde yine istenilen ölçüde eğim sağlanamadı, biz üretimi tamamladığımızdan ürünleri getirdik tesfiye işlemlerinin tamamlanması bir hafta 10 gün kadar sürdü biz bu arada rötuşlarımızı da yaptık, yaklaşık 6-7 ayda işi tamamladık firmaya imza karşılığında teslim ettik, biz malzemeyi getirdikten sonra tünelin teknik detayları belirtilmişti ve firmaya bildirilmiştir sözleşmeye göre montajı sağladık, montaj bitmesine yakın 2019 yılınan 6.ayında rüzgarın bu bölgede çok olduğunu farkettik bu durum bize bildirilmemişti, bu durum karşısında biz alın direklerinin orta kısımları bölümlerine ek ilave destek örgüleri yaptık bunun için de firmadan masraf almadık, bu haliyle işi teslim ettik teslimattan kısa bir süre sonra yaklaşık 15-20 gün sonra naylonda delikler olduğu söylendi biz kontrol geldik, sera naylonunda üretici firmanın garantisi sadece malzemenin özelliğini kaybetmemesi konusundadır yırtılma ile ilgili sorumluluğumuz bulunmamaktadır, tamirat işlemlerini yaptık polietilen bantla tamir işlemini yaptık, zira tamir işleminin tek yöntemi budur, bir süre sonra kuvvetli rüzgar olduğunu ve bu nedenle naylonda açılma olduğunu belirttiler, biz yine gelerek köşedeki açılmanın rüzgar klipslerinden olduğunu tespit ettik klipsleri tekrardan doğru şekilde çakarak tamir ettik, bunun dışında firmaya ayıp konusunda herhangi bir ihbarda bulunulup bulunulmadığını bilemiyorum, galveniz sera olduğu için boyalı bir ürün bulunmamaktaydı paslanma konusunda herhangi bir şikayet olup olmadığını bilemiyorum dedi.
Davacı vekilinin talebi üzerine soruldu: Yağmur olduktan sonra akmalar olduğu, belli kesimlerden içeriye su girdiği bize iletildi, ekibimiz gelerek naylonla ilgili yıpranmış yahut açık olduğu tahmin edilen gerekli olan tüm noktalar elden geçirilerek tamiratının yapıldığını biliyorum, dedi.
Davalı vekilinin talebi üzerine soruldu: Tesfiye işlemi tamamlandıktan sonra biz montaj aşamasında iken seranın bulunduğu kısmın dol tarafında bir su kaynağı tespit ettik, yeraltından su çıkmaktaydı dışarıda malzemelerimiz olduğundan bu su ile temas ettim, davacı firmadaki yetkili kişiler de bu durumu görmüşlerdi, bu durumu kendi firmamıza da ilettik bu durum iş sürecimizi uzatmıştır, makine ekipmanımız çamura saplanıp 15-20 gün dahi iş yapamamışızdır, ani rüzgar sebebiyle sera naylonunda yırtılma olması mümkündür, bu tip seralarda havalandırma otomasyon sistemi ile kontrol edilmesi gerekmektedir serada otomasyon sistemi kurulmamıştır bu hususu da firmaya ilettik,” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldı.
Makine mühendisi bilirkişi …, İnşaat mühendisi bilirkişi … ve Ziraat Mühendisi … tarafından oluşturulan bilirkişi heyeti tarafından yapılan keşif sonucunda 28/06/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporu düzenlendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 28/06/2021 tarihli bilirkişi raporunda gizli ayıp tespit edildiği, gizli ayıptan doğan zararın belirlenmediği, zararın hesaplanması ile bitkilerde meydana gelen zararın zarar tarihi dikkate alınarak TL. Olarak belirlenmesi ve davalı taraf itirazlarını karşılar şekilde ek rapor alınması için dosya bilirkişilere tevdi edilmiştir.
Makine mühendisi bilirkişi …, İnşaat mühendisi bilirkişi … ve Ziraat Mühendisi … tarafından hazırlanan 09/05/2022 tarihli bilirkişi ek raporu hazırlandığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan Yüksek Plastik Tünel Yapım Projesinin Yapımına yönelik sözleşmenin eksik ve ayıplı ifası nedeniyle uğranılan zararın tazminine yönelik eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Taraflar arasında düzenlenen 21/09/2018 tarihli sözleşmeye göre; Urla … Köyü … sok. No;… adresinde bulunan davacı şirketin faaliyetleri için davalı tarafça belirtilen adreste Yüksek Plastik Tünel yapım işinin üstlenildiği, davalı tarafça sözleşme gereğince yapılması kararlaştırılan seranın yapıldığı, davacı tarafça yapılan eserde faaliyete başlandığı, yapım işine ilişkin olarak idari ve teknik şartnamenin bulunduğu şartname uyarınca sözleşmeye konu projenin ve uygulanmasından davalı şirketin sorumlu olduğu, imalatlarda ve eserde eksiklik ve ayıp olup olmadığının tespiti bakımından tanıkların dinlenildiği ve mahallinde keşif yapılarak alanında uzman makine mühendisi, inşaat mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişisi tarafından sözleşme ve şartnameye uygun olarak eserin yapılıp yapılmadığının ve eserde ayıp bulunup bulunmadığının tespitinin yapıldığı, ayrıca Urla Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş ve … D.iş sayılı dosyalarında delil tespiti yapılarak mahallinde keşif yapıldığı, makine ve ziraat mühendisi ile fen bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetince bir takım tespitler yapılarak rapor düzenlendiği, yapılan tespit ve düzenlenen bilirkişi raporuna göre; sözleşmeye göre yapılan yapının 5120 m2 taban alanlı galvarizli profillerden hafif çelik konstrüksiyon şeklinde yapılmış üstü polietilen naylon, yan ve alın kaplamaları poli karbon panellerden oluşan, çatısının altında elektrik motorlu don ve gölgeleme sistemi bulunan bitkilerin büyümesi ve gelişmesi için elverişli koşullar sağlamak için yapılan sera olduğu tespit edilmiş, davacı tarafça dava tarihinde evvel Urla SHM’since yaptırılan delil tespiti sonucunda düzenlenen bilirkişi raporlarında yapıda hareketlenmeler olduğu ve bu hareketlenme ve deformansyonların ilk tespit tarihinden ikinci tespit tarihine kadar daha da ilerleyerek devam ettiği, bunun sonucunda yapının kolanlarını oluşturan 80×80 mm.profillerden kalıcı burulma ve dönme deformansyonlarının oluştuğu, bu hareketlenmelerin bazı kolların zemin ile bağlantısını sağlayan 85×85 mm ankraj profillerinden açma ve kolan ve soket bağlantısı tutan bulonlarda burkulmaların meydana getirdiğinin tespit edildiği, sera yapısının çatı aksanında yapılan incelemede; ek tespit bilirkişi raporunda olduğu gibi a çatı şeklinde yapılan çatının taşıyıcı elemanları olan bazı V kiriş elemanlarında ciddi sehimlerin oluştuğu, çatıda da gerekli boyut kontrollerinin tekrar yapıldığı, statik raporda çatı yükünün V kirişlere aktaran aşık kirişlerinin aralıklarının 61 cm olarak yapılması belirtilirken fiili olarak aşıkların 96 cm aralıklı olarak yapılmış olduğu, yapının en önemli yapısal malzemesi olan kolanlarında yapılan incelemede; ilk tespit raporunda belirtildiği şekilde bir kolonun profilinin, tam boydan oluşmadığı, iki profilin kaynak yapılarak kolon oluşturduğu, ayrıca özellikle ankraj elemanlarını oluşturan profillerin kesim yerlerinde ve bazı profillerin gövde ve kaynak yerlerinde galvaniz kaplamanın attığı, korozyonlar oluştuğu, bu kesim ve kaynak bölgelerinin korozyonu önlemek ve kaynak yerlerini kapatmak için herhangi bir izolasyon ve boya uygulamasının yapılmadığı, kaynakların mukavemeti açısından özensiz yapıldığı, yine kaynakların yeniden açılarak kaynak işleminin tekrar yapılmasının gerektiği, çatının üst örtüsünün oluşturan polietilen naylon üst örtüsünde yapılan incelemede; ilk tespit raporunda da belirtildiği şekilde bazı bölgelerde yırtılmaların oluştuğu, sera yapısının yan ve alın cephelerinde yapılan incelemede; ilk tespit raporunda belirtildiği şekilde polikarbon cephe panellerinin, çelik konstrüksiyon ile birleşimlerinde özensiz ve hatalı uygulamalardan dolayı açılmalar ve deformansyonlar oluştuğu ayrıca yapıda oluşan hareketlenmelerden dolayı yapının dengesizleştiği ve bu sebeple yan panellerdeki açık kapama mekanizmalarının bozulduğu ve işlevini yitirdiği, sera yapısındaki hareketlenme ve yapı elemanlarındaki deformansyonlardan dolayı çelik konstrüksiyon dengesinin bozulduğu, bunla birlikte çatıdaki ısı perdelerinin, açılıp kapanmasını sağlayan millerde eğilme ve burulmalarının oluştuğu, bunun sonucu olarak da ısı perdelerinin düzgün açılıp kapanmadığı tespit edilmiştir.
Bilirkişi heyetince yapılan tespit ve değerlendirmeler ve toplanan delillere göre; tarafların birbirlerine göndermiş olduğu ihtarnameler de dikkate alındığında; malzemelerin seçimi, beğenilmesi, kesitlerin ve proje boyaları ile diğer diyagonal bağlantı elemanlarının özellikleri ve projeye göre aralıklarla yapılmasından kaynaklı ayıplardan davalının bir sorumluğunun bulunmadığı ancak davalının işi terk ettiği tarihinin 06/07/2019 olduğu, davacı tarafça ayıp ihtarının 23/12/2019 tarihinde yapıldığı dikkate alındığında aradan geçen süre nazara alındığında TBK’nın eserdeki ayıba ilişkin ilgili maddesi de dikkate alındığında açık ayıba ilişkin makul süresinin geçtiği, ancak teslim sonrasında oluşan kolan ve bağlantılarındaki burkulmalardan bir hassa malzemenin mukavemete dayanmaması konusunda ve sera malzemesinin yırtılmasından (gerekli eşit gerginlikte olmayışı nedeniyle) ve galvenizli malzemede renk atımından (malzemenin galvenize kaplamanın yeterli kalınlıkta olmayışından) davalının gizli ayıp kapsamında sorumlu olduğu, eserdeki bu hususların gizli ayıp olarak nitelendirilmesi gerektiği, bu ayıplardan dolayı zararın bu ayıpların giderilmesine yönelik yapılması gereken yapısal tadilat onarım ve yeni imalat ve işçilik bedeli olmak üzere gizli ayıptan kaynaklı toplam bedelin 59.000-TL olduğu, davacı tarafça imalatlardaki yapısal sorunlar nedeniyle gerek tadilat, onarım ve güçlendirme nedeniyle oluşan zararların ve gerekse yapısal sorunlar nedeniyle bitkilerde meydana gelen zararların fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak talep edildiği, eserdeki gizli ayıp nedeniyle seradaki tadilat, onarım nedeniyle oluşan ve davalının sorumlu olduğu bedelin 59.000-TL olduğu, eserdeki gizli ayıptan davalının sözleşme nedeniyle ve ayrıca garanti kapsamında sorumlu olduğu, davacı tarafça her ne kadar bitkilerde de meydana gelen zararlar nedeniyle tazminat talep edilmiş ise de; davalının yapmış olduğu ayıplı imalatlar nedeniyle bitkilerde oluşan zarar arasında bir illiyet bağının kurulamadığı, bu nedenle davacının iddia etmiş olduğu seradaki bitkilerde oluşan zarardan davalının sorumlu olmadığı, davalının sözleşme kapsamında işi tamamlayıp davacıya teslim ettiği, ancak eserde gizli ayıpların bulunduğu, gizli ayıp nedeniyle davalının 59.000-TL’den sorumlu olduğu, davacı tarafça 50.000-TL’nin talep edildiği bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜNE;
2-50.000-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,
4-Alınması gereken 3.415,50-TL nispi ilam harcından, peşin alınan 853,88- TL nispi harç indirildikten sonra kalan 2.561,62-TL harcın davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
5-Davacının yatırmış olduğu 54,40-TL başvurma harcı ile 853,88-TL nispi harç toplamı 908,28-TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu 2.100,00-TL bilirkişi ücreti 775,60-TL tebligat-posta gideri ve 419,90-TL keşif harcından ibaret toplam 3.295,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/11/2022
Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.