Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/510 E. 2021/416 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/510 Esas
KARAR NO : 2021/416

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/09/2020
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

Mahkememizde görülen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkili ile davalı arasında ticari satımdan kaynaklanan 05.06.2018 tarihli ve 7.150,80-TL bedelli faturaya konu iş yapıldığını, faturanın davalıya tebliğ edildiği, ancak davalının fatura bedelini ödemediğini, bunun üzerine 7.150,80-TL asıl alacak ve 1.417,62-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.568,42-TL borcun tahsili amacıyla 17.08.2020 tarihinde İzmir … İcra Dairesinin … sayılı dosya üzerinden takip başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, her ne kadar icra takibimizde takip öncesi faiz talepleri olmuşsa da iş bu konuda davalının takip öncesi işlemiş faize ilişkin itirazını kabul ettiklerini ve iş bu davayı anapara alacakları yönünden açtıklarını, davalının itirazlarının yerinde olmadığını, olaya konu işin ticari iş olup, ticari işlerde uygulanacak olan faizin avans faizi olduğunu beyan ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazın anapara olan 7.150,80-TL yönünden iptaline ve takibin devamına, borçlunun itirazında haksız olması da dikkate alınarak, likit olan alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata, yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddi gerektiğini, müvekkili şirketin adresinin İstanbul ilinde olması nedeniyle işbu davaya bakmakla yetkili mahkemenin İstanbul mahkemeleri olduğunu, davacının iddialarının ve başlatmış olduğu icra takibinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davanın reddi gerektiğini beyan ederek görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğundan davanın usulden reddine, davacının işbu davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle davanın esastan reddine, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER;
Mahkememizce celp edilen İzmir …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı şirket tarafından davalı/borçlu aleyhine 17/08/2020 tarihinde 7.150,80 TL bakiye cari hesap alacağı 1.417,62 TL takip öncesi işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.568,42 TL alacak üzerinden takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 18/08/2020 tarihinde tebliğ olunduğu, davalı borçlunun 20/08/2020 tarihli dilekçesi ile borcun tamamına, faize, faiz oranına ve ferilerine itiraz ettiği, İcra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği ve eldeki davanın yasal bir yıllık süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesine müzekkere yazılarak, 2020 yılı Ağustos ayı itibariyle davalı şirkete ait BA formları celp edilmiş, taraflara TTK 83 ve HMK 222 maddeleri uyarınca uyuşmazlık konusu dönemi kapsar ticari defter ve belgelerinin bulunduğu adresi bildirmeleri için süre verilmiş, mahkememizce taraf delilleri toplanmış, mahkememizce dosya ve ekleri SMM bilirkişisi …’e tevdi edilerek davacı taraf defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak uyuşmazlık hususlarında rapor ibraz edilmesi istenilmiş, bilirkişi 01/02/2021 tarihli raporunda özetle; “Yapılan incelemeler sonucunda; Davacı … tarafından davalı şirket adına 05.06.2020 tarih 132875 nolu 7.150,80-TL tutarında Kira Bedeli faturası düzenlendiği, davalı yasal defterlerinin incelenmemiş olması sebebi ile işbu faturanın davalının kabulünde olup olmadığı konusunda herhangi bir tespit yapılamadığı; Davacı yasal defterlerine göre, davalı …’nin 17.08.2020 icra takip tarihi itibari ile 7.150,80-TL tutarında borç bakiyesi bulunduğu, işbu fatura muhteviyatı hizmetin davalıya verilip verilmediği ve faturanın davalıya tebliğ edilip edilmediği hususlarında tarafınca dava dosyası kapsamında herhangi bir tespit yapılamasının mümkün olmadığı, Mahkeme tarafından davacı yasal defterlerinin doğru olduğuna yada icra takibine konu fatura muhteviyatı hizmetin davalıya verildiğine karar verilmesi durumunda; Davacı …’ nin işbu davaya esas İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına istinaden davalı ….’nden 17.08.2020 icra takip tarihi itibari ile 7.150,80-TL asıl alacak talep edebileceği, davacının işbu davada işlemiş faiz yönünden herhangi bir talebinin olmaması sebebi ile bu yönden bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı ” yönünde görüş bildirilmiştir.
Davalı taraf defterlerinin İstanbul ilinde bulunduğu bildirildiğinden mahkememizce İstanbul Nöbetçi ATM’ne talimat yazılarak SMMM bilirkişi aracılığıyla davalı tarafın defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılarak uyuşmazlık hususlarında rapor aldırılması istenilmiş, talimat mahkemesince SMMM bilirkişisi …’dan alınan 13/03/2021 tarihli raporda özetle; “Dava konusu edilen fatura 05.06.2018 tarih, … fiş numarası ve … yevmiye numarası ile davalının ticari defterine kaydedildiği, davalının Haziran 2018 dönemi Form Ba Bildirimi incelenmiş olup, dava konusu faturanın bildirime konu edildiği ve bağlı bulunulan Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesine beyan edildiği, davalının ibraz ettiği ve davacı ile ilgili kayıtların bulunduğu cari hesap ekstresine göre, davalının 05.06.2018 tarihinde davacıya 7.150,00 TL borçlandığı, davacıya herhangi bir ödeme yapmadığı ve güncel olarak borcun devam ettiği, davalı yanın, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 21/2. maddesine göre 8 günlük itiraz süresi içinde davacının düzenlediği ve icraya konu ettiği faturaya noter marifeti ile, kayıtlı elektronik posta ile veya iade faturası düzenlemek sureti ile itiraz ettiğini gösterir bir belgeye gerek dava dosyasında gerekse davalının ibraz ettiği evrak içinde rastlanmadığı, dolayısı ile davalının hizmetin cinsi ya da sair muhteviyat itibari ile davacının edimini yerine getirmediği iddiasını ispat eder bir itirazı görülmediği, dava dosyasında taraflar arasındaki ticari ilişkinin dayandığı bir sözleşme görülmediği, gerek davalının gerekse davacının tarafına sunduğu bir sözleşme de bulunmadığı, dolayısı ile işin mahiyeti, edimin gereği gibi yerine getirilip getirilmediği, fatura içeriğinde yer alan kiralama bedeli ifadesinin hangi mal veya hizmete ilişkin olduğu gibi hususların sözleşmeye göre değerlendirilmesi mümkün olamadığı, kaldı ki sözleşmeye dayalı hukuki incelemeler ve işin gereği gibi yapılıp yapılmadığı yönündeki teknik/sektör incelemelerinin mali bilirkişinin uzmanlık alanı dışında olduğu, nihai olarak; davalı yan borca yasal süresinde itiraz etmediği ve davacıya KDV dahil 7.150,00 TL borcu olduğunu kabul ettiği, davacının, yıllık %13,75 oranı üzerinden temerrüt faizi talep etmişse de dava dilekçesinde işlemiş faize ilişkin davalının itirazını kabul ettiğini ve işbu davayı anapara alacağı yönünden açtığını belirttiği, ancak Mahkemenin olası bir faiz hesaplanması kararı takdir etmesi halinde Mahkemeye yardımcı olmak maksadı ile faiz hesabının da tarafından yapıldığı, anaparaya ilave olarak faturanın vade tarihi ile icra evrakının düzenlendiği tarih arasında ve faturanın üzerinde yazılmak sureti ile davalıya tebliğ edilen aylık %8 oranı üzerinden hesaplanan 1.229,80 TL faiz tutarı bulunduğu” yönünde görüş bildirilmiştir.
Her ne kadar davalı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz etmiş ise de bilirkişi raporunun taraf denetimine açık usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin rapora itirazı yerinde görülmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Davacı, faturadan kaynaklanan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmiş; davalının icra takibinde alacağa dayanak olarak gösterilen faturada belirlenen alacak yönünden takibe itiraz etmiştir. Mahkememizce taraf defterleri üzerinde bilirkişi marifetiyle aldırılan raporların denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, buna göre; davacıya ve davalıya ait ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğundan mahkememizce sahibi lehine delil vasfını taşıdığı kanaatine varılmış, her ne kadar fatura düzenlenmesi alacağın tek başına varlığını ispat etmeye yeterli değilse de, TTK 21/2 maddesinde yer alan fatura alan kişinin sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamış ise içeri kabul etmiş sayılacağı hususundaki karineye göre davacının faturaya konu hizmeti davalıya teslim ettiğini usulüne uygun delillerle ispat ettiği ve akdi ilişkinin varlığının kabul edilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş, davalının itirazında haksız olması ve alacak miktarı likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın kabulü ile davalının İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin asıl alacak 7.150,80 TL üzerinden devamına.
Asıl alacağın %20si oranında hesaplanan 1.430,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
2-Harçlar Yasası gereğince karar tarihi itibariyle alınması gereken 488,47-TL nispi ilam harcından, başlangıçta alınan 79,28-TL peşin harç ile icra dosyasında alınan 42,84-TL peşin harç indirildikten sonra bakiye 366,35-TL harcın davalıdan alınarak, Hazineye gelir olarak kaydına.
3-Davacı tarafından iş bu davada sarf edilen 54,40-TL başvurma harcı ile 79,28-TL peşin harç olmak üzere toplam 133,68-TL yargılama harç giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine.
4-Davacı tarafından iş bu davada tebligat-posta gideri olarak sarf edilen 76,38-TL ve bilirkişi gideri olarak yapılan 1.200,00-TL olmak üzere toplam 1.276,38-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine.
5-Davacının kendisini duruşmalarda vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
6-Davacı tarafça yatırılan ancak sarf edilmeyen gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde resen davacıya iadesine.
7-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına.
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir BAM İlgili Hukuk Dairesi Nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır