Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/484 E. 2022/98 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/484
KARAR NO : 2022/98

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2020
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 09/09/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhine müvekkili şirket tarafından İzmir 15.İcra Müdürlüğü’nün …/… E dosyası ile icra takibi başlatıldığını, 2017 yılı hesap ve işlemeleri için imzalanan 31.01.20217 – 13 ( Seri No: … – …, Sıra No: …) tarih ve sayılı Mali Müşavirlik Denetim ve Tasdik Sözleşmesi” uyarınca denetim ve tasdik, 2018 yılı hesap ve işlemleri için imzalanan 31.01.2018 – 19 ( Seri No: … – …, Sıra No: …) tarih ve sayılı Yeminli Mali Müşavirlik Denetim ve Tasdik Sözleşmesi” uyarınca denetim hizmeti verildiğini ve karşılığında icra takibine konu edilen faturaları kesip davalı şirkete teslim ettiğini, ayrıca 2016 yılı indirimli oranda teslim edilen mallar dolayısıyla iadesi gereken katma değer vergisi için 15.02.2017-20 ( …-… …) sayılı yeminli mali müşavirlik tasdik sözleşmesi düzenlendiğini ve sözleşme kapsamında düzenlenen raporun vergi dairesine teslim edildiğini belirterek haksız ve kötüniyetli olan davalı itirazının iptali ile alacak sabit ve likit olduğundan davalının alacağın % 20’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davalı şrkete yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilmiş olan bedelin haksız olduğu, anılan bedele ilişkin hizmetlerin davacı tarafça yerine getirilmediği, davalı şirketin davacı taraftan almış olduğu hizmet bedellerini eksiksiz olarak ödediği, davaya konu edilen bedelin davacı tarafından ifa edilmemiş bir hizmetten kaynaklı olduğu bu hususun vergi dairesi kayıtlarının üzerinden yapılacak bilirkişi incelemesi ile iddiaların gerçeği yansıtmadığının ortaya çıkacağını, bu nedenlerle; haksız ve mesnetsiz davanın reddine, müvekkil şirket lehine %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir 15. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası, davacı yan yönünden Konak Vergi Dairesine yazılan müzekkereye verilen BS formlarına ilişkin, davalı yan yönünden Torbalı Vergi Dairesine yazılan müzekkereye verilen BA formlarına ilişkin müzekkere cevapları, mali müşavir bilirkişi tarafından sunulan 22/03/2021 tarihli rapor, yeminli mali müşavir tarafından sunulan 17/07/2021 havale tarihli kök rapor ile 03/11/2021 tarihli ek rapor dosyamız arasındadır.
İzmir 15. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından
Davalı aleyhine 69.385,61 TL, 36.684,00 TL ve 29.345,55 TL işlemiş faizden oluşan toplam 135.415,16 TL alacağın tahsili bakımından ilamsız icra takibinin başlatıldığı, 69.385,61 TL alacağın takip dayanağının yeminli mali müşavirlik denetim ve tasdik sözleşmesinden kaynaklı 2016 yılı, 2017 yılı ve 2018 yılı KDV iadesi tasdik rapor ücreti ve sözleşme ve rapor teslim tutanağı olarak belirtildiği, 36.684,00 TL alacağın takip dayanağının ise çeşitli tarihli faturalar olarak belirtildiği, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı yan vekilince geniş anlamda borca ve yetkiye itiraz dilekçesinin sunulduğu, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına yönelik kararın verildiği görülmüştür.
Mahkememizin 02/02/2021 tarihli duruşmasında verilen ara karar gereği dosyanın SMMM bilirkişisi …’e tevdi üzerine adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan ve taraf kayıtlarının tetkikine yönelik oluşturulan 22/03/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle; taraflar arasında yeminli mali müşavirlik denetim ve tasdik ile yeminli mali müşavirlik tasdik sözlemesi olmak üzere iki ayrı türde sözleşmenin düzenlendiği, sözleşmelerden ikisinin 2017 ve 2018 dönemlerini ihtiva eden yeminlik mali müşavirlik denetim ve tasdik sözleşmesi, dördünün ise 2016, 2017 ve 2018 dönemlerini ihtiva eden yeminli mali müşavirlik tasdik sözleşmesi olduğu, taraf BA ve BS formlarının incelendiği, Torbalı Vergi Dairesi müzekkere cevabına göre davalı şirket hakkında yeminli mali müşavir … tarafından düzenlenen ve daireye verilen 3 adet yeminli mali müşavirlik KDV iade tasdik ve 1 adet kurumlar vergisi tasdik raporunun bulunduğu, davacı ticari kayıt ve defterlerine göre açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, davacı kayıtlarına göre davalının cari hesabında 01/01/2017 tarihi itibariyle 15.860,00 TL tutarında borç bakiyesinin bulunduğu, alacak kaydı tahakkuk ettirilerek hesabın kapatıldığı, davacı tarafından 2017, 2018 ve 2019 yıllarında çeşitli tarihlerde davalı aleyhine KDV dahil 59.472,00 TL tutarında 21 adet fatura düzenlendiği ve davacıda kayıtlı olduğu, bu faturalara istinaden davalı yanca banka aracılığı ile 22.788,00 TL tutarında ödeme yapıldığı ve davacı kayıtlarına göre davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 36.684,00 TL tutarında alacağının olduğu, davalı ticari kayıt ve defterlerine göre ise açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, davalı kayıtlarına göre davacı tarafça davalı aleyhine 2017, 2018 ve 2019 yıllarında 21 adet KDV dahil toplam 59.472,00 TL tutarında fatura düzenlendiği, söz konusu faturalara istinaden davalı yanca 32.788,00 TL tutarında ödeme yapıldığı ve icra takip tarihi itibariyle davalının davacıya 26.684,00 TL tutarında borç bakiyesinin bulunduğu, taraf defterleri arasındaki farkın davalı tarafta olup davacı tarafta olmayan 10.000,00 TL’lik ödemeden ibaret olduğu, ayrıca davacının 2016 yılında devreden 15.860,00 TL tutarında alacağının davacı tarafta kayıtlı olmasına rağmen davalıda kayıtlı olmadığı ancak bilirkişi raporunda bu kaydın dava dışı başka bir firma yönünden devreden borç bakiyesinin davalı adına kaydedildiği anlaşılarak muhasebe kaydının düzeltildiği ve her iki taraf kayıtlarına göre 2016 yılından devreden davacı alacak bakiyesinin olmadığı, takibe dayanak 69.385,61 TL alacağa yönelik sözleşmelere istinaden herhangi bir faturanın düzenlenmemiş olduğu ancak bu alacaktan kaynaklı olarak yeminli mali müşavir bir bilirkişi tarafından değerlendirmelerin yapılmasının belirtildiği, bu kapsamda davacının davalıya 3 adet sözleşmeden hizmet verdiğine kanaat getirilmesi halinde davalıdan 105.486,22 TL tutarında alacak talep edebileceği, 2 adet sözleşmeden kaynaklı hizmet verdiğine kanaat getirilmesi halinde davalıdan 77.274,00 TL alacak talep edebileceği ve takip tarihi itibariyle temerrüte düşülmediğinden işlemiş faizin yerinde olmayacağı şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davalı vekilince rapora beyan ve itirazların sunulduğu ve uzman yeminli mali müşavir tarafından incelemenin yapılmasının talep edildiği, davacı vekili tarafından beyan dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce dosyaya kazandırılan ve yukarıda bahsedilen raporda yapılan görüş dikkate alınmakla suretiyle resen seçilen yeminli mali müşavir bilirkişi …’e tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 17/07/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle; taraf iddia ve savunmaları ile bilirkişi raporunun incelendiği, icra takibi dayanağı olan 3 adet KDV iadesi tasdik sözleşmesi ve 15 adet faturanın incelenmesinde; 17/02/2017 düzenleme tarihli, 17/02/2017 faiz başlangıç tarihli 24.840,00 TL tutarındaki (2016 yılı KDV iadesi tasdik raporu ücreti – sözleşme ve rapor teslim tutanağı) sözleşmeden kaynaklı hükümlerin incelendiği, sözleşmenin 16/02/2017 tarihinde Gelir İadesi Başkanlığı sistemine kayıt edildiği, Torbalı Vergi Dairesi’nin gönderdiği 18/02/2021 tarihli yazı ve eklerine göre sözleşmeye konu 17/02/2017 tarih ve YMM: …/…/…/…/… sayılı KDV iadesi tasdik raporunun vergi dairesine verildiği, raporda iadesi gereken KDV tutar toplamının 457.000,00 TL olduğu, vergi dairesine sunulan rapora istinaden davalıya ne tutarda bir ödeme yapıldığının dosya kapsamında belli olmadığı, bu nedenle iadenin kabul edilmediği hususunda aksi bir bilgi ve belge olmadığından iadenin davalıya yapıldığının kabulü ile 30/12/2016 tarihli ve 29934 sayılı RG’ de yayınlanan 2017 yılı ücret tarifesine göre yapılan hesaplamada davacının hak ettiği toplam ücretinin 25.612,10 TL olduğu, 02/03/2018 düzenleme tarihli, 02/03/2018 faiz başlangıç tarihli 15.750,83 TL tutarındaki (2017 yılı KDV iadesi tasdik raporu ücreti – sözleşme ve rapor teslim tutanağı) sözleşmeden kaynaklı hükümlerin incelendiği, sözleşmenin 26/02/2018 tarih ve YMM: …/…/…/…/… sayılı yatırım teşvik iadesinden doğan KDV iadesi tasdik raporunun 02/03/2018 tarihinde Torbalı Vergi Dairesi’ne elden teslim edildiği, Torbalı Vergi Dairesi’nin gönderdiği 18/02/2021 tarihli yazı ve eklerine göre sözleşmeye konu 26/02/2018 tarih ve YMM: …/…/…/…/… sayılı yatırım teşvik iadesinden doğan KDV iadesi tasdik raporunun vergi dairesine verildiği, raporda iadesi gereken KDV tutar toplamının 262,513,80 TL olduğu, vergi dairesine sunulan rapora istinaden davalıya ne tutarda bir ödeme yapıldığının dosya kapsamında belli olmadığı, bu nedenle iadenin kabul edilmediği hususunda aksi bir bilgi ve belge olmadığından iadenin davalıya yapıldığının kabulü ile sözleşmedeki %6 oranına göre yapılan hesaplamada davacının hak ettiği toplam ücretinin 15.750,83 TL olduğu, 14/12/2018 düzenleme tarihli, 14/12/2018 faiz başlangıç tarihli 24.794,78 TL tutarındaki (2018 yılı KDV iadesi tasdik raporu ücreti – sözleşme ve rapor teslim tutanağı) sözleşmeden kaynaklı hükümlerin incelendiği, sözleşmenin 07/12/2018 tarih ve YMM: …/…/…/…/… sayılı yatırım teşvik belgeli mükellefe yapılan teçhizat teslimlerinden doğan KDV iadesi ve geçici 39. Madde kapsamında teslimden doğan KDV iadesi tasdik raporunun 14/12/2018 tarihinde Torbalı Vergi Dairesi Müdürlüğü’ne elden teslim edildiği, Torbalı Vergi Dairesi’nin gönderdiği 18/02/2021 tarihli yazı ve eklerine göre işbu raporun vergi dairesine verildiği ile ilgili bir bilginin olmadığı, belgeye göre vergi dairesinden yapılan kontrolü sonucunda bir kısım eksiklerin tespit edildiğinin ve bu eksikliklerin giderilmesinin istenildiği, fakat eksiklikler giderilmediğinden iade dosyasının reddedildiğinin anlaşıldığı, bu nedenle bu eksikliklerin giderilmesindeki sorumluluğun yeminli mali müşavirde olduğundan hizmetin tam olarak yerine getirilmediğinin kabulü ile sözleşmeden kaynaklı davacının davalıdan alacaklı olmadığı kanaatine varıldığı, takibe dayanak faturaların incelendiği, Torbalı Vergi Dairesi’nin Mahkemeye göndermiş olduğu 18/02/2021 tarihli yazı ve eklerine göre 31/01/2018 – 19 sayılı sözleşmeye konu 2018 yılı kurumlar vergisi beyannamesi tasdik raporunun vergi dairesine verildiği ile ilgili bir bilginin olmadığı, dolayısıyla faturaların dayanağı olan 31/01/2018 – 19 tarih ve sayılı sözleşmeden kaynaklı davacının alacağının olmadığı ve buna göre davacının davalıdan tam tasdik sözleşmesi kapsamında 28.320,00 TL alacağının tahakkuk ettiği, davalı yanca yapılan 22.788,00 TL’lik ödeme sonucunda davacının 5.532,00 TL alacağının olduğuna kanaat getirildiği, yapılan tespit ve incelemeler neticesinde davacının 15/02/2017 tarihli – 20 sayılı sözleşmeden kaynaklı 24.840,80 TL, 26/02/2018 – 22 sayılı sözleşmeden kaynaklı 15.750,83 TL ve tam tasdik sözleşmeleri kapsamında 5.532,00 TL olmak üzere toplam davalıdan icra takip tarihi itibariyle 42.123,63 TL tutarında alacağının olduğu, işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, 27/11/2018 – 49 sayılı sözleşmeden kaynaklı davacının alacaklı olmadığı hususlarında şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin sunulduğu ve ek rapor alınmasının talep edildiği, davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz ve beyanda bulunulmakla ek rapor alınmasının talep edildiği görülmüştür.
Mahkememizce 05/10/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar ile dosyanın önceki rapor sunan bilirkişi …’e tevdi ile taraf itirazlarının ayrı ayrı değerlendirilmek sureti ile ve ayrıca … tarafından hazırlanan raporda yapılan ödeme tutarı 32.788,00 TL olarak belirtilmesine rağmen sunulan 17/07/2021 tarihli raporda bu tutar 22.788,00 TL olarak değerlendirildiği ve ancak … tarafından sunulan raporun devamında da bu tutar yönünden 22.788,00 TL olarak değerlendirmeye alındığı görülmekle bu hususun da netleştirilmesinin istenilmesine karar verilmesi üzerine adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 03/11/2021 havale tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen; İzmir Vergi Dairesi Başkanlığının yazı ve ekleri ile tarafların bilirkişi raporuna karşı itirazları doğrultusunda dosya ve eklerinin incelenmesi neticesi kök raporda değişikliğe yer olmadığı ve ancak 17/07/2021 tarihli raporda davalının yapmış olduğu ödeme tutarının sehven belirttiği, gerçek ödeme tutarının 22.788,00 TL olduğu” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu ek rapora karşı davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz ile ek rapor alınmasının talep edildiği, davalı vekili tarafından bilirkişi ek raporuna itiraz ve beyan dilekçesi sunulduğu, davacı tarafça beyan ve itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde; taraflar arasında mali müşavirlik denetim ve tasdik sözleşmesi kapsamında ticari bir ilişkinin bulunduğu, söz konusu ticari ilişkiye mahsuben davacı tarafın davalı yana hizmet verdiği, davacı tarafça verilen bu hizmetten kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik davalı aleyhine İzmir 15.İcra Müdürlüğü’nün …/… E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız icra yoluyla takip başlattığı, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan tespitler göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun davacı tarafından davalıya verilen hizmetten kaynaklı alacaklı olup olmadığı, olduğunun anlaşılması halinde bu alacağın neyden kaynaklandığı, davalı yanca kendisine verilen hizmet karşılığında davacı tarafa ödeme yapıp yapmadığı, davacı tarafından hizmet sözleşmesi kapsamında hizmetin verilmesi sırasında davacı yanın bir kusurunun bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davalının zarara uğrayıp uğramadığı, davacının davalıdan icra takibindeki kadar alacaklı olup olmadığı bu kapsamda davalı yan itirazının yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine yönelik itirazın iptali isteminin yanı sıra taraflarca istem konusu edilen icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır. Her ne kadar davalı vekilince icra müdürlüğü dosyasına sunulan ödeme emrine itiraz dilekçesinde geniş anlamda borca itirazın yanı sıra icra müdürlüğünün yetkisine de itiraz edilmiş ise de dosya kapsamına kazandırılan deliller ve bilirkişi raporu göz önüne alındığında taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve dava konusu edilen istemin bu ticari ilişkiden kaynaklı talep edildiği anlaşıldığından 6098 sayılı yasanın 89. maddesi göz önüne alınarak davacı tarafın kendi yerleşim yerinde işbu takibi yapmasında sakınca görülmeyerek davalı yanın icra müdürlüğüne yetkisinin itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamına göre taraflar arası alacak borç durumunun tespiti ve değerlendirilmesinden evvel az yukarıda da belirtildiği gibi taraflar arasında mali müşavirlik denetim ve tasdik sözleşmesi kapsamında ticari bir ilişkinin bulunduğunda bir tereddüt olmamakla birlikte ilişkin ve bu ilişkiden kaynaklı alacağın dayanağının ne olduğunun öncelikli incelenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Buna göre; dosya tarafları arasında taraflar arasında yeminli mali müşavirlik denetim ve tasdik ile yeminli mali müşavirlik tasdik sözlemesi olmak üzere iki ayrı türde sözleşmenin düzenlendiği, 31/01/2017 tarihli yeminli mali müşavirlik denetim ve tasdik sözleşmesinin 31/01/2017-13 tarihli, …-…/… sayılı ve döneminin 01/01/2017-31/12/2017 tarihleri arası olduğu, sözleşme konusunun kurumlar vergisi olduğu ve bedelinin 24.000,00 TL olduğu, 31/01/2018 tarihli yeminli mali müşavirlik denetim ve tasdik sözleşmesinin 31/01/2018-19 tarihli, …-…/… sayılı ve döneminin 31/01/2018-31/12/2018 tarihleri arası olduğu, sözleşme konusunun kurumlar vergisi olduğu ve sözleşme aylık bedelinin 2.200,00 TL olduğu ayrıca yine taraflar arasında 26/02/2018-22 tarihli, …-…/… sayılı yeminli mali müşavir tasdik sözleşmesinin bulunduğu, döneminin 01/01/2017-31/12/2017 tarihleri arası olmak üzere konusunun yatırım teşvik iadesinden doğan KDV olduğu, ücretin rapor tesliminde % 6 olarak belirlendiği, 27/11/2019-49 tarihli, …-…/… sayılı yeminli mali müşavir tasdik sözleşmesinin bulunduğu, döneminin 01/01/2018-31/12/2018 tarihleri arası olmak üzere konusunun geçici 39. madde olduğu, ücretin rapor tesliminde tarife üzerinden kararlaştırılacağının belirlendiği, 27/11/2018-50 tarihli, …-…/… sayılı yeminli mali müşavir tasdik sözleşmesinin bulunduğu, döneminin 01/01/2018-31/12/2018 tarihleri arası olmak üzere konusunun yatırım teşvik iadesinden doğan KDV olduğu, ücretin rapor tesliminde tarife üzerinden kararlaştırılacağının belirlendiği, 15/02/2017-20 tarihli, …-…/… sayılı yeminli mali müşavir tasdik sözleşmesinin bulunduğu, döneminin 31/01/2016-31/12/2016 tarihleri arası olmak üzere konusunun indirimli orandan iade olduğu, ücretin rapor tesliminde tarife üzerinden kararlaştırılacağının belirlendiği hususları tespit edilmekle takip dayanağı alacağın 2016-2017 ve 2018 tarihlerine yönelik 3 adet KDV iadesi tasdik sözleşmesinden ve 15 adet faturadan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arası ilişkinin ve sonuçta ortaya çıkan uyuşmazlığın yukarıda belirtildiği şekilde oluştuğu göz önüne alındığında bu ilişkinin ticari defterlere yansıma şeklinin de incelenmesi gerektiği anlaşılmakla bu hususa yönelik kazandırılan raporun incelenmesinde; taraflar arası ilişkini 2017 öncesinde başladığı, her ne kadar davacı nezdinde 2016 yılından devir eden bakiye alacak tutarı yönünden davalıdan 15.860,00 TL tutarında alacaklı gözükmekte ise de bunun sehven davacı yan muhasebe işleminden kaynaklandığının raporda açıklandığı ve sonuç olarak bunun düzeltildiği, davalı nezdinde ise 2016 yılı devir alacak-borç tutarının bulunmadığı yönünde kayıt olduğu görülmekle esasen taraflar arasında 2017 yılına devir eden bakiye yönünden bir uyumsuzluğun bulunmadığı ve 2017 yılı açılış bakiyesine göre taraflar arası alacak-borç tutarının bulunmadığı, 2017-2018 ve 2019 tarihler arası dönemde ise davacı tarafından davalı aleyhine 21 adet olmak üzere toplam bedeli 59.472,00 TL tutarında fatura tanzim edildiği ve bu faturaların her iki taraf kayıtlarında da aynı tutarda yer aldığı, her ne kadar davalı kayıtlarında 32.788,00 TL tutarında ödeme gözükmekte ise de söz konusu ödemeden 10.000,00 TL’sinin davalı yanca sehven kayıt altına alındığının bilirkişi raporu ile tespitinin yapıldığı kaldı ki bu tutara yönelik ödeme kaydının davacı kayıtlarında da bulunmadığı buradan hareketle söz konusu faturalara istinaden davalı tarafından davacı tarafa banka havalesi ile toplam 22.788,00 TL tutarında ödemede bulunulduğu her iki taraf kayıtlarında söz konusu tutarın birbirleri ile uyumlu olduğu böylece her iki taraf kayıtlarına göre davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle faturalardan kaynaklanan 36.684,00 TL tutarında alacağının bulunduğu görülmektedir.
Dosyaya her ne kadar yukarıda da içeriklerinden bir takım hususların bahsedildiği birden fazla rapor kazandırılmış ve raporlara itirazlarda bulunulmuştur. Söz konusu itiraz ve beyanların bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde kazandırılan taraf kayıtlarının tetkiki yönündeki 22/03/2021 havale tarihli raporun yeterli teknik incelemeyi içerdiği ve esasen taraf kayıtlarının miktar itibariyle uyumlu oldukları ve kayıtlar yönünden hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmış ise de raporda mali müşavirlik hizmeti yönünden bir değerlendirme yapılmadığı, her ne kadar fatura tutarları yönünde taraf kayıtları uyumlu ise de davalı yanca fatura konusu hizmetin verilmediğinin iddia edildiği, taraflar arası ilişkinin niteli göz önüne alındığında ise faturaların tek başına kayıtlı olmasının içeriği hizmetin verildiğinin ispatına tek başına yaramayacağı düşüncesi ile bu yönden raporun hükme elverişli görülmediği ve bu konudaki değerlendirmenin diğer kazandırılan deliller üzerinden Mahkememizce değerlendirilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Yine mali müşavirlik hizmeti yönünden dosyaya kazandırılan kök ve ek rapora itirazlarda bulunulmuş ise de hem kök raporun hem de ek raporun esasen yeterli teknik incelemeyi içerdiği, ek rapor ile taraf itirazlarının da ayrıntılar ile karşılandığı ve bir takım hususların ise resen değerlendirilmesi gereken hususlardan olduğu göz önüne alındığında kök ve ek raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dosya taraflara arasında yukarıda ayrıntısı belirtilen sözleşmelerden kaynaklı bir ticari ilişkinin bulunduğu, söz konusu ilişkinin temelinin yeminli mali müşavirlik hizmetinden kaynaklandığı, bu kapsamda davacı yanca davalı yana hizmet verildiği ve verilen hizmet nedeniyle ödenmeyen bakiye fatura ve sözleşmeden kaynaklanan alacak iddiası ile davalı aleyhine İzmir 15.İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve iş bu asıl alacak tutarı yönünden yapılan itirazın iptali istemine dayanak davanın açıldığı, az yukarıda da belirtildiği üzere itirazın iptaline konu asıl alacaklardan 69.385,61 TL’sinin 2016-2017 ve 2018 yılları yeminli mali müşavirlik denetim ve tasdik sözleşmesi kapsamındaki KDV iadesi tasdik rapor ücretinden kaynaklandığı, 36.684,00 TL’si asıl alacağın ise bu ticari ilişkiden kaynaklı olarak düzenlenen faturalardan kaynaklandığı, 2016 yılı KDV iadesi tasdik rapor ücreti yönünden yapılan inceleme neticesinde 17/02/2017 düzenleme tarihli ve 24.840,00 TL tutarında olduğu, sözleşme döneminin 01/01/2016-31/12/2016 dönemini kapsadığı ve konusunun indirimli oranda iade olduğu, sözleşmenin Gelir İdaresi Başkanlığı sistemine kayıt edildiği, hükme esas alınan raporda da belirtildiği üzere KDV iadesi tasdik raporunun vergi dairesine verildiği, raporda iadesi gereken KDV tutar toplamının 457.000,00 TL olduğu buna yönelik davalı yana KDV iadesinin yapıldığı ve 2017 yılı ücret tarifesine göre davacının bu hizmetten kaynaklanan 25.612,10 TL tutarda alacağının bulunduğu ve bu alacağın davalı yanca tazmin edilmesi gerektiği ve fakat davacı tarafından bu tutardan 24.840,00 TL’sinin talep edildiği anlaşılmakla davacının bu hizmetten kaynaklı sonuç olarak davalıdan 24.840,00 TL alacağının bulunduğu, 2017 yılı KDV iadesi tasdik rapor ücreti yönünden yapılan inceleme neticesinde 02/03/2018 düzenleme tarihli ve 15.750,83 TL tutarında olduğu, sözleşme döneminin 01/2017-12/2017 dönemini kapsadığı ve konusunun yatırım teşvik iadesinden doğan KDV iadesi olduğu, hükme esas alınan raporda da belirtildiği üzere raporun 02/03/2018 tarihinde Torbalı Vergi Dairesine elden teslim edildiği, raporda iadesi gereken KDV tutar toplamının 262.513,80 TL olduğu buna yönelik davalı yana KDV iadesinin yapıldığı ve sözleşmedeki % 6 orana göre yapılan hesaplama sonucu davacının 15.750,83 TL tutarda alacağının bulunduğu ve bu alacağın davalı yanca tazmin edilmesi gerektiği, dolayısı ile davacının bu sözleşme gereği edimlerden kaynaklı olarak davacı lehine hizmetin verildiği dolayısı ile davacının 2016 ve 2017 yıllarına yönelik olarak talebine konu ettiği tutarda davalıdan alacaklı olduğu, bu alacakların davalı yanca karşılanmadığı ve bu anlamda gerek icra dosyasına gerekse de iş bu dava dosyasına bu anlamda yapılan itiraz ve savunmaların yerinde olmadığı, 2018 yılı KDV iadesi tasdik rapor ücreti yönünden yapılan inceleme neticesinde 14/12/2018 düzenleme tarihli ve 28.794,78 TL tutarında olduğu, sözleşme döneminin 01/2018-12/2018 dönemini kapsadığı ve konusunun yatırım teşvik belgeli mükellefe yapılan teçhizat teslimlerinden doğan katma değer vergisi iadesi ve geçici 39. madde kapsamında teslimden doğan KDV iadesi olduğu, gerek kazandırılan Torbalı Vergi Dairesi cevabi yazısında, gerek kök raporda gerekse de ek raporda da belirtildiği üzere söz konusu raporun ilgili Vergi Dairesine verilmediği, her ne kadar davacı yanca vergi dairesine teslimine yönelik icra dosyasında teslim tutanağına dayanılmakta ise de söz konusu raporun Torbalı Vergi Dairesine iletilmesi üzerine adı geçen vergi dairesince raporda bir takım hususların eksik olduğu belirtilmekle eksiklerin giderilmesinin istenilmesine rağmen giderilmediğinden iade dosyasının reddedildiği ve böylece söz konusu rapordan kaynaklı ücretin hak kazanılması yönünden davacı yan üzerine düşen yükümlülüğün yerine getirilmediği kanaatine varılmakla ve davacı tarafın sorumluluğunda olmasına rağmen yerine getirilmemesinden kaynaklı olarak davalı yanca iadenin alınmadığı anlaşılarak bu sözleşmeden kaynaklı olarak davacının alacağının olmadığı, bu hususun ispatı bakımından başkaca incelenmesi gereken bir delil olmadığı gibi ispatına yönelik olarak davacı yanca yemin deliline de dayanılmadığı görülmekle başkaca bir inceleme yapılmasının gerekli olmadığı kanaatine varılmıştır. Takibe dayanak faturadan kaynaklı 36.684,00 TL’lik asıl alacak yönünden yapılan incelemede ise dayanak 15 adet faturanın 31/01/2017-13 sayılı 2017 yılı tam tasdik sözleşmesi ile 31/01/2018-19 sayılı 2018 yılı tam tasdik sözleşmelerine ait olduğu, 31/01/2017-13 sayılı sözleşme döneminin 01/01/2017-31/12/2017 ve bedelinin aylık 2.200,00 TL, 31/01/2018-19 sayılı sözleşme döneminin ise 01/01/2018-31/12/2018 ve bedelinin yıllık 24.000,00 TL olduğu, 31/01/2017-13 sayılı sözleşmeye konu 20/06/2018 tarih ve YMM:…/…/… sayılı ve 2017 yılı kurumlar vergi beyannamesi tasdik raporunun torbalı vergi dairesi cevabi yazısı ile vergi dairesine verildiği, SMMM bilirkişisi raporunda da sabit olduğu üzere bu döneme yönelik davacı tarafından davalı aleyhine 12 adet olmak üzere toplam 28.320,00 TL tutarında fatura düzenlendiği, gerek faturaların her iki taraf nezdinde aynı tutarda kayıtlı oluşu gerekse de ilgili vergi dairesine söz konusu 2017 yılı raporun sunulduğu hususlarının birlikte değerlendirilmesi neticesi davacının davalıdan tüm bu 2017 yılı faturalarından kaynaklı alacağının bulunduğu kanaatine varıldığı ancak aynı vergi dairesinin cevabi yazısına göre ise 31/01/2018-19 sayılı sözleşmeye konu 2018 yılı kurumlar vergisi beyannamesi tasdik raporunun vergi dairesine verildiği ile ilgili bir bilgi olmadığının belirtilmesi karşısında bu durumun davacı yanca ispatının gerektiğinin sözleşmenin 2.2 maddesinden anlaşıldığı ve ayrıca yine dosya kapsamına göre söz konusu 5. maddesine göre sözleşmenin de fesih edildiğine yönelik yazılı bir ihbarnamenin de olmadığı görülmekle her ne kadar her iki taraf nezdinde söz konusu 2018 yılına yönelik 9 adet olmak üzere toplam 31.152,00 TL tutarında fatura kayıtlı ise de davacının faturaya dayanak hizmetin verildiğini kanıtlayamadığı dolayısı ile 2018 yılına yönelik davacının alacağının olmadığı, bu hususun ispatı bakımından başkaca incelenmesi gereken bir delil olmadığı gibi ispatına yönelik olarak davacı yanca yemin deliline de dayanılmadığı görülmekle başkaca bir inceleme yapılmasının gerekli olmadığı kanaatine varılmış, fatura toplam tutarına yönelik davalı yanca 22.788,00 TL tutarında bir ödeme yapılmış ise de davacının alacaklı olduğu 2017 yılına yönelik alacak tutarı olan 28.320,00 TL’den ödeme tutarının düşülmesi ile esasen davacının faturadan kaynaklı olarak davalıdan 5.532,00 TL alacağının dolayısı ile davacının davalıdan talep edebileceği toplam asıl alacak tutarının hükme esas alınan rapordaki hesaplama hatası göz önüne alınmakla doğru tutarın 46.122,83 TL (24.840,00 TL + 15.750,83 TL + 5.532,00 TL) olduğu kanaatine varılmakla açılı davanın kısmen kabulü ile davalının İzmir 15. icra müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 46.122,83 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa yönelik fazlaya dair iptal talebinin reddine, hükmolunan alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %21,25 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, yasal şartları oluştuğu kanaatiyle İİK 67/son gereği hükmolunan tutarın %20’si olarak hesaplanan 9.224,56 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen tutar yönünden davacının kötü niyeti sübut bulmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin reddine kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının İzmir 15. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 46.122,83 TL asıl alacak yönünden devamına, asıl alacağa yönelik fazlaya dair iptal talebinin REDDİNE,
– Hükmolunan alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %21,25 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
– İİK 67/son gereği hükmolunan tutarın %20’si olarak hesaplanan 9.224,56 TL icra inkar tazminatının DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
– Davacının kötü niyeti sübut bulmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 3.150,66 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 1.221,45 TL (544,37 TL peşin harç ile 677,08 TL icra dosya peşin harcından oluşan) harcının mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 1.929,21 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan (tebligat, müzekkere ve bilirkişi masrafı olmak üzere) kısmının ret kabul oranına göre hesaplanan 1.158,49 TL’si ile yatırılan 598,77 TL (544,37 TL peşin ve 54,40 TL başvuru harcından oluşan) harçtan oluşan toplam 1.757,26 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 153,50 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince davacı tarafa İADESİNE,
5- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan kısım olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına ve yatırılan tutarın 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5. maddesi gereğince davalı tarafa İADESİNE,
6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinde hesaplanan 6.795,96 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
7- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı göz önüne alınarak hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
8- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu … ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
9- Dosya arasında bulunan İzmir 15. İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen Müdürlüğe İADESİNE,
10- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/02/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim…
(e-imzalıdır)