Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/425 E. 2021/326 K. 06.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/115 Esas
KARAR NO : 2021/323

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2020
KARAR TARİHİ : 06/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında ,şirketin kurumsal ve profesyonel yönetimi de dahil olmak üzere bir takım hususlara ilişkin 01.03.2018 tarihli danışmanlık sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği davacı tarafından yapılacak işler sözleşmeye ek ” … Şirket Yapılandırma Projesi ” başlığı altında belirlendiğini, sözleşmenin 7.maddesi ile sözleşme süresi 1 sene, 4.maddesi ile de sözleşmeye konu işin bedeli aylık 3.000,00 TL + Kdv den yıllık 36.000,00 TL +Kdv olarak belirlenmiş,ödemelerin 4 eşit taksitte yapılması kararlaştırıldığını, davacının sözleşme süresi olan 1 yıllık zaman dilimi içerisinde sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve vermiş olduğu hizmet karşılığı sözleşmenin 4.maddesi ile belirlenen KDV dahil 44.100,00 TL alacağı için, 06.05.2018 tarih ve … no’lu 11.025,00 TL bedelli,01.09.2018 tarih ve … no’lu 11.025,00 TL bedelli,09.01.2019 tarih ve … no’lu 11.025,00 TL bedelli ve 11.03.2019 tarih ve … no’lu 11.025,00 TL bedelli 4 adet faturayı keşide ederek davalı şirkete teslim ettiğini, davalı şirketçe sözleşmeye konu işin yapılmadığı veya eksik ifa edildiği yönünde herhangi bir itirazda bulunulmadığı gibi, söz konusu faturaları derhal ticari defter ve kayıtlarına işlenmiş ve müvekkile ait … Bankasında kain … ıban no’lu hesaba 13.07.2018 tarihinde 5.000,00 TL, 03.08.2018 tarihinde 3.000,00 TL, 26.09.2018 tarihinde 3.025,00 TL, 20.03.2019 tarihinde 2.000,00 TL olmak üzere toplamda 13.025,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye 31.075,00 TL alacağın davacı tarafından şifa-i ve e-mail yolu ile ile talep edildiğinde şirket yetkilisi … tarafından borcun en kısa sürede ödeneceği belirtilerek davacının oyalandığını, davacının davalı şirkete sözleşmede belirtildiği şekilde 4 farklı tarihte ve eşit miktarda (11.025,00 TL ‘den) toplamda 44.100,00 TL bedelli fatura kestiğini, davalı yanın iş bu fatura bedellerine karşılık kısmi ödeme olarak muhtelif tarihlerde davacıya 13.025,00 TL ödeme yaptığını ,böylelikle davalı yandan KDV dahil 31.075,00 TL fatura alacakları kaldığını belirterek İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden açılan icra takibine borçlu tarafından borca ve borcun faiz dahil tüm ferilerine yapılan itirazın iptali ile yasal faiziyle birlikte hesaplanacak miktar üzerinden takibin devamına, davalı aleyhine alacağın likit bir para alacağı olması nedeniyle borcun tamamı üzerinden % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunulmamakla taraf teşkili sağlanmış ve davalının iş bu dava bakımından inkar çerçevesinde davayı savunduğu anlaşılmıştır.
DELİLLER:
İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası aslı, Karşıyaka … Noterliği’nin yazı cevabı, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazı cevabı, Balçova Vergi Dairesi’nin yazı cevabı ve bilirkişi raporu dosyamız arasındadır.
Mahkememizce 09/02/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği dosyanın Mahkememizce resen seçilecek bir SMMM bilirkişisine tevdi ile uyuşmazlık tespiti doğrultusunda davacı taraf ticari defter ve kayıtlarının incelenerek neticede davalı tarafça yapılan itirazın da değerlendirildiği şekilde rapor hazırlanmasının istenilmesi üzerinde dosyanın SMMM …’a tevdi edildiği, adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 05/04/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu, söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “davacı vekilinin dava dilekçesinde davasını ticari defter/belgelere ve yasal her türlü delile dayandırdığı, vergi beyannamelerinin de defterlerin dayanak belgesi niteliğinde olduğu, davalı tarafın 31.075,00 TL borçlu olabileceği, davacının bu miktar için alacaklı olabileceği hususu Yüce Mahkemenin takdirinde olduğu, davacı …’in İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına istinaden 25/12/2019 icra takibi tarihi itibari ile davalı … Özel Eğitim Hiz. Ve İnş. Anonim Şirketi’nden 31.075,00 TL tutarında asıl alacağı bulunduğu” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür Raporun incelenmesinde taraflar arasında borç ilişkisinin bulunduğu, davalının kısmi ödemeler yaptığı, davalı tarafça dosyaya herhangi bir evrak sunulmadığı, davacı tarafından düzenlenen dava konusu 4 adet serbest melsek makbuzlarının davalıya teslim edildiği, bu kapsamda davaya dayanak icra dosyasından kaynaklı davacının davalıdan 31.075,00 TL alacaklı olduğunun bildirildiği, raporun ekinde gelir idaresi başkanlığından alınana davacıya ait vergi kayıtlarının sunulduğu, bu vergi kayıtlarının tetkikinde davacının serbest meslek kazancına yönelik vergi dairesine sunmuş olduğu kayıtlara yönelik gelirinin gayri menkul sermaye iradiyle birlikte bildirildiği dolayısıyla her ne kadar geçen celse davacı asilin tacir olduğu şeklinde tespit yapılmış ise de gayrimenkul sermaye iradı çıkarıldıktan sonra Mahkememiz davacısının serbeste melsek işletme defteri tutması ve gelir vergisi beyannamesine göre iş bu uyuşmazlık yönünden tacir olmadığının tespit edildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun; İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine 4 adet faturadan kaynaklı olmak üzere takip başlatıldığı yapılan itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmakla taraflar arasında danışmanlık sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, sözleşme konularının nelerden ibaret olduğu, davacı tarafından söz konusu sözleşmeye göre yükümlülüklerin yerine getirilip getirilmediği bu kapsamda davalı tarafa gönderilen faturaların gerçeği yansıtıp yansıtmadığı, söz konusu faturalara mahsuben davalı tarafından yapıldığı kabul edilen 13.025,00 TL haricinde davacının alacağının bulunup bulunmadığının tespitine yönelik yapılacak inceleme neticesi davalı tarafından yapılan itirazın haklı olup olmadığına esas açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir. Ticarî davalar, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde sayılmış olup, buna göre, “Her iki tarafın da ticarî işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin a), b), c), d), e) ve f) bentlerinde sayılan davalar” ticari dava olarak adlandırılmıştır.
TTK’nun 4. maddesine göre; tarafların tacir olup olmadıklarına ve dava konusu edilen işin ticarî nitelikte olup olmadığına bakılmaksızın ticarî dava olarak sayılan dava türleri mutlak ticarî davalar, tarafları tacir olan ve tarafların ticarî işletmesi ile ilgili olan uyuşmazlıklar nispi ticari davalardır. Bir davanın nispi ticari dava sayılabilmesi için; uyuşmazlığın her iki tarafının tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticarî işletmesi ile ilgili olması gerekli ve zorunludur.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesini değiştiren 6335 sayılı Kanun ile asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki, iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılıp, görev ilişkisi haline getirilmiştir. Görev ilişkisi mahkemece re’sen davanın her aşamasında nazara alınan ve kamu düzeninden sayılan bir dava şartıdır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanmayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir.
Somut uyuşmazlık neticesinde yapılan inceleme neticesinde her ne kadar davacı tarafça davalı aleyhine yukarıda belirtilen hususlar doğrultusunda itirazın iptali davası açılmış ise de taraflar arasında bi,r borç ilişkisinin bulunduğu bu borç ilişkisinin davacı tarafından davalıya verilen danışmanlık hizmetinden kaynaklandığı ve uyuşmazlığa dayanak icra dosyası alacağının 4 adet serbest meslek makbuzu alacağından kaynaklı olduğu, her ne kadar vergi dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapta davacının 2019 yılı itibariyle gelir gider tablosuna göre işletme hesabına göre defter tutardan yükümlülere yönelik belirlenen sınırın üzerinde gelir elde ettiği görülmüş ise de bu gelirin bilirkişi raporu ile sabit olduğu üzere gayri menkul sermaye iradından kaynaklı olmak üzere bu tutara tekabül ettiği, gayrimenkul sermaye iradının düşürülmesi neticesinde gerçek gelir tutarı göz önüne alındığında davacının iş bu uyuşmazlık yönünden tacir vasfına sahip olmadığı ve dolayısıyla dava konusu uyuşmazlığın da nispi bir ticari davaya vücut vermediği kanaati ile açılı davanın görevsizlik nedeni ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın GÖREVSİZLİK NEDENİ ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2- Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3- 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi gereği kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde iş bi dosya resen ele alınarak Mahkememizce davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE,
4- Yargılama giderleri konusunda görevli ve yetkili mahkemece karar verilmesine, davanın açılmamış sayılma şartları oluştuğu takdirde yargılama giderleri konusunda MAHKEMEMİZCE KARAR VERİLMESİNE,
5- Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 06/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır