Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/398 E. 2021/1025 K. 29.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/398 Esas
KARAR NO : 2021/1025

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/08/2020
KARAR TARİHİ : 29/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin eski çalışanı …’ın, dava dışı … isimli kişiden yüksek faizle 17.000 TL borç para aldığını, sonrasında borcun sürekli artması nedeniyle borcunu ödeyemez duruma geldiğini, bu sırada, şirket bünyesinde çalışan …’ın işyerine gelen dava dışı …, …’ın vermek istediği senede baskı uygulayarak şirket kaşesi basmasını istediğini, bunu yapamayacağını ifade eden …’ı dinlemeyerek kaşeyi kendisi alarak senede bastığını ve imza attırdığını, sonrasında, dava dışı …, dava dışı … ile görüşmüş, dava dışı …’in kendilerine 25.000 TL daha borcu bulunduğunu söylediğini ve borcu taksitlendirdiğini, 5.000,00 TL, 10.000,00 TL ve 5.000,00 TL olarak ödenen borcun son taksidi dava dışı … tarafından ödenerek senet geri alınmak istendiğinde, dava dışı …, …’ı sürekli oyalayarak ödemeyi almadığını ve senedi geri vermediğini, bu süreçten sonra ise, İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının ödeme emri şirkete tebliğ edildiğini, ödeme emri incelendiğinde, dava dışı …’in senedi cirolayarak davalı …’e verdiği ve icra takibini …’in başlattığının anlaşıldığını, açıklanan nedenlerle, müvekkili şirkete icra takibi açılmasıyla birlikte öğrenildiğini, dava dışı …’ın beyanlarıyla ortaya çıktığını, bahse konu senet ve buna bağlı borç ile müvekkili şirketin herhangi bir ilgisi bulunmadığını, bono üzerindeki kaşe ve imzanın şirketi temsile yetkili kişi tarafından atılmadığını, açıklanan nedenlerle; İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının müvekkili şirket açısından teminatsız veyahut uygun görülecek bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilerek icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine, menfi tespit davasının kabulüyle, müvekkilinin İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine konu alacak miktarı kadar (dava tarihi itibariyle ferilerle birlikte 17.567,35 TL) davalıya borçlu olmadığının tespitine, istirdat istemlerinin kabulüyle, müvekkilinin icra tehdidi altında ödediği toplam 10.000 TL’nin ödendiği tarihten bu yana işlemiş ve işleyecek yasal faiziyle birlikte istirdatına karar verilmesine, kötü niyetli olarak müvekkili hakkında icra takibine geçen davalı hakkında dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Dava dışı …’in lehdarı olduğu senedi ciro yoluyla müvekkili …’e devrettiğini, müvekkilinin iyi niyetli hamil olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla, davacı şirket, dava dışı …, dava dışı … aleyhine takip başlattığını, davacı tarafça yasal süreler içerisinde imzaya ve/veya borca itiraz edilmemiş olup huzurda derdest dava ile söz konusu borcun olmadığının tespiti ve icra tehdidi altında ödenen bedellerin istirdatı istemli işbu davanın açıldığını, müvekkilinin söz konusu ilişkilerin tarafı olmadığını, senedin doğumuna neden olan borç ilişkisinden de sorumlu olan kişi olmadığını, kambiyo senetlerinin doğumlarına neden olan hukuki işlemle bağlı durumda bulunmayan senetler olduğunu, bu nedenle, senedin doğumuna neden olan hukuki işlemde bir sakatlık olması durumunun kambiyo senedine yansımadığını, senedin devrinde hamil, cirantanın esas borç ilişkisinden kaynaklanan haklarını değil, senette yazılı olan hakları devraldığını, bunun sonucu olarak davalının, senedin doğumuna neden olan temel borç ilişkisinden sorumlu olmayacağını, son hamilin iyiniyetli olduğu karine olduğundan, son hamil olan müvekkilin bilerek borçlu zararına hareket ettiğini de ispat yükünün davacıda olduğunu, davalının bile bile borçlunun zararına hareket ettiğine dair bir delil sunulamadığı gibi iddia edilen tüm hususlar soyut nitelikten öteye geçemediğinden, davalının kötü niyetli olduğunu kabule de imkân bulunmadığını, tüm bu nedenlerle müvekkilinin alacağını elde etmesini engellemek amacıyla açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, açıklanan nedenlerle, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER;
Mahkememizce dosyanın Aydın Jandarma Kriminal Labaratuvar Amirliğine gönderilerek, uyuşmazlığa konu 15.09.2019 düzenleme tarihli 15.10.2019 vade tarihli 20.000,00 TL bedelli senet üzerindeki şirket kaşesi üzerindeki imzanın davacı şirket temsilcisi …’ye ait olup olmadığı hususunun alınan imza örnekleri ve celp edilen 15.09.2019 tarihinden önce düzenlenen imza asıllarının bulunduğu belgeler incelenerek tespitinin istendiği, İlgili kurum tarafından düzenlenen 28/10/2021 tarihli raporunda özetle; ” inceleme konusu senet üzerinde … Şirketi adına atfen atılı bulunan imzalar ile …’nin mevcut mukayese imzaları arasında yapılan inceleme ve karşılaştırmada farklılıklar görüldüğünü, söz konusu imzaların … eli ürünü olmadığı” kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora karşı beyan dilekçeleri sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davanın; icra takibinden sonra açılan ve takibe konu senet nedeniyle 17.567,35 TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ve 10.000,00 TL yönünden haciz baskısı altında ödenen bedelin iadesine yönelik istirdat davası olduğu görülmüştür.
Her ne kadar mahkememize dava açılmış ise de; davacı vekilinin mahkememize sunmuş olduğu 28/12/2021 havale tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiklerini beyan etmiş, duruşma günü beklenmeksizin davanın konusuz kalması nedeni ile dosya üzerinden davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin, dosyaya sunduğu vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin feragat beyanını içerir dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından sunulan 29/12/2021 havale tarihli dilekçesi ile; davacı vekilinin 28/12/2021 tarihinde sunmuş olduğu dilekçe ile taraflar arasında yapılmış olan 20/12/2021 tarihli protokol gereğince davadan feragat ettiklerini, davacı tarafından yapılmış olan feragati kabul ettiklerini, feragat gereğince duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden işlem yapılmasını talep ettikleri görülmüştür.
6100 sayılı HMK uyarınca feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Karşı tarafın kabulüne bağlı değildir ve hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Ayrıca feragat davayı sona erdiren taraf işlemidir. Davacı vekil tarafından davadan feragat edilmiştir. Davacı vekilinin davadan feragat yetkisi bulunmaktadır. Belirtilen nedenlerle davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiş ve davalının kendisini vekille temsil ettirmiş olması nazara alınarak davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda yazılı bulunan gerekçeye göre;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından başlangıçta alınan 348,56 -TL peşin nispi harçtan mahsubu ile bakiye 289,26 -TL harcın karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan harç ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir olunan 5.100,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ayrıca karar yazılmaya gerek görülmeden artan gider avansının derhal davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir BAM İlgili Hukuk Dairesi Nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 29/12/2021

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza