Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/384 E. 2021/198 K. 01.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/384 Esas
KARAR NO : 2021/198

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/07/2020
KARAR TARİHİ : 01/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinin incelenmesinde; Müvekkilinin davalıya; 10.11.2019 düzenleme tarihli faturada yazılı olan, … … …, bu makinenin çalışırken ısınmasını engellemek ve oda sıcaklığını düşürmek için ….. Klima ve yine aynı makine için güç ünitesi olan Ups cihazını sattığını ve KDV dahil 59.000-TL. fatura kesildiğini, faturanın davalı tarafından 11.11.2019 tarihinde imzalanarak teslim alındığını, TTK.’nun 21/2 maddesinde, “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” denmek olduğunui İlgili madde uyarınca davalının, dava konusu fatura içeriğine ilişkin süresi içinde itiraz etmeyerek fatura içeriğini kabul ettiğini, ayrıca davalının dava konusu ürünleri kendisinin gelip teslim aldığını ve servis vasıtasıyla kurulumunu sağladığını, aradan geçen süreç içinde fatura bedelinin davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından davalı aleyhine 18.06.2020 tarihinde, İzmir …. İcra Dairesi’nin …. E. sayılı dosyasıyla, fatura alacağını tahsil edebilmek amacı ile 7 örnek icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme icra emrine 24.06.2020 tarihinde itiraz ettiğini ve icra takibini durdurduğunu belirterek davanın kabulü ile borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptaliyle takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesinin talep edilmiştir.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinin incelenmesinde; davalı şirket ile davacı arasında yaklaşık iki buçuk- üç yıldır devam eden bir ticari ilişki geçmişleri bulunduğunu, davacı şirket yetkilisinin davalı şirket ile iletişime geçerek elinde …, …. vb. herkesçe ismi duyulmuş olan şirketler ile yüklü tutarlarda reklam anlaşma yaptığını, bu anlaşmaya istinaden yapılacak olan reklam ve promosyon işlerinin olduğunu, bunların tasarımın müvekkil şirket tarafından yürütülmesi istediğini, elinde bulunan makinenin söz konusu işleri yapmak için yeterli olmadığından baskı işlerin için müvekkil şirketin dijital baskı makinelerinin kullanılması istediğini belirttiğini, davalı şirketin davacının birlikte çalışma teklifini kabul ettiğini ve hizmet vermeye başladığını, davacı tarafa, verilen hizmetin bir kısım ödemesinin davalı şirket hesabına ödendiğini, yapılan ödemelerden sonra davacı tarafındavalı şirketten hizmet almaya devam ettiğini, ancak hizmetler karşılığında ödeme yapmadığını, bunun üzerine davacı şirket yetkilisi ile görüşme sağlandığını, halihazırda işlerinin devam ettiğini bu işlerin tasarım ve baskı işlerinin yine müvekkil şirket tarafından yapılacağını belirterek, elinde bulunan dava konusu faturaya konu makineyi müvekkile rayiç bedelinin üzerinde satmayı teklif ettiğini, davalının davacı tarafa verilen hizmetler sonunda oluşan cari hesabının bir kısmını kurtarmak ve söz konusu işlerinde devam edeceğini dikkate alarak faturaya konu makineyi almayı kabul ettiğini belirterek haksız ve kötü niyetli davanın reddine, haksız ve kötü niyetli icra takibi yapan davacının % 20 den aşağı olamamak üzere kötü niyet tazminatı ödemesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edilmiştir.
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası üzerinden 10/11/2019 tarihli 59.000,00 TL bedelli fatura ve 3.200,55 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 62.200,55 TL toplam alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğu konularında bir uyuşmazlık olmamakla birlikte davalı tarafından bahse konu icra dosyasına yapılan itirazın haklı olup olmadığının tespitine esas açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından 23/02/2021 tarihli dilekçe dava konusu alacağa ilişkin olarak tarafların haricen anlaşmış olduğundan davadan feragat edildiğinin bildirildiği, bu kapsamda feragat dilekçesinin davalı vekiline usulüne uygun tebliğ üzerine sunulan 01/03/2021 tarihli dilekçe ile davacı ile davalının dava konusu alacağa ilişkin haricen anlaştıkları karşı taraftan masraf ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığının talep edildiği görülmüştür.
Bilindiği gibi davaya son veren taraf usul işlemleri feragat, kabul ve sulh olmak üzere üçe ayrılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati gerekmemesine rağmen sulhun hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati şarttır. Bunlardan sadece feragat her türlü davada yapılabilmesine rağmen kabul ve sulh üzerinde serbestçe tasarruf edilebilen davalarda mümkündür. Ancak söz konusu üç usulü işlem de hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabilmektedir. Bir davada yapılan feragat beyanının en önemli sonucu hak veya alacak talebinden ileriye etkili olarak ve bir daha talep edilmemek üzere vazgeçilmesidir. Çünkü feragat edilen bir talep ileride yeniden ileri sürülecek olursa kesin hüküm itirazı ile karşılaşılma durumu ortaya çıkabilecektir. Dolayısı ile yapılan feragat beyanının çelişkiye yer bırakmayacak şekilde kayıtsız ve şartsız yapılması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamadan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; feragatin davacı vekili tarafından yapıldığı, vekilin vekaletnamesinde feragate yetkili olduğu, feragatin süresinde yapıldığı, söz konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklardan olduğu ve ayrıca feragatin kayıtsız ve şartsız yapıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK’ nın 309. ve devamı maddelerinde, feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, feragatin tek taraflı taraf beyan olduğu, davayı bitiren taraf işlemlerinden olduğu ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu belirtildiğinden bu haliyle dava dosyamız açısından yapılan feragat beyanı karşısında, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 59,30 TL harcın evvelce alınan 751,23 TL harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, fazladan alınan 691,93 TL harcın talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ile peşin harçtan mahsup edilen harçların ve gider avansından kullanılan yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, arta kalan gider avansının 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5.maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
4- Dosya arasında bulunan İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen birime İADESİNE,
5- Davalı taraf her ne kadar vekil ile temsil edilmiş ise de sunulan talep göz önüne alınmakla davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …….’e ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVACIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
7-Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır