Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/367 E. 2022/279 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/367
KARAR NO : 2022/279

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 16/08/2016
KARAR TARİHİ : 31/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 16/08/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında … alış-veriş merkezinde bulunan … bölümünde yer alan … isimli işyerini işletmek için 01.01.2015 tarihinde 3 yıl süreli kira sözleşmesi ve Franchise sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye güvenilerek önceki işletmeciye 106.856,00 TL ödendiğini, sözleşmenin 3. maddesi gereği davalıya 20.000 .00 TL teminat verildiğini, kira ve marka bedeli ödemelerinin aksatılmadan yapıldığını, yıllık gelirin ise 37.681,25 TL olduğunu, 01.06.2016 tarihinden itibaren güvenlik görevlileri tarafından işyerine sokulmadığını, davalıya bu konuda Kartal … Noterliği’nin … yevmiyesi ile 13.06.2016 da ihtar gönderildiğini, davalının İzmir … Noterliği’nin … yevmiyesi ile 24.06.2016 da gönderdiği ihtarda, taleplerin kabul edilmediğinin bildirildiğini, 20.000,00 TL teminat bedeli ile zararlarını karşılamak için şimdilik 10.000,00 TL’nin, avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan 09/09/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; önceki işleticilere ödenen para ile kendilerinin bağlı olmadığını, kira ve marka bedeli ödemesinin sözleşme gereği olduğunu, 01/06/2016 kira ve marka bedelinin ödenmediğini, kendilerinin kira bedeli ve bunun teminatıyla ilgilerinin olmadığını, bunların üst kiralayan olan …’ye ödendiğini, …’nin de işyerini kapatarak ülkeyi terk ettiğini, sözleşmede üst işletme sözleşmesi devam ettiği sürece alt iletme sözleşmesinin de devam edeceği kaydı olduğunu, …’nin ülkeyi terk etmesi ile üst işletme sözleşmesinin sona erdiği ve dolayısıyla alt işletme sözleşmesinin de sona erdiğini, …’nin ülkeyi terk etmesi ile kendilerinin daha uzun süreli olan kira sözleşmesinin de son bulduğu ve kendilerinin daha fazla zarara uğradıklarını beyanla davanın reddinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Mahkememizce yapılan incele ve değerlendirme neticesine dosyaya sunulu ve taraflar arası imzalanmış sözleşmede taraflar her ne kadar frinchise veren ve frinchise alan olarak belirtilmekte ise de Mahkememizce davalı tarafın üst kiralayan davacı tarafın ise alt kiralayan olduğuna kanaat getirilerek dosyanın Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp çözülmesi gerektiğinden 17/10/2019 tarih ve …/… karar sayılı ilam ile görevsizlik kararı verilmiş, yapılan istinaf incelemesi sonucu İzmir BAM 6. HD’nin …/… esas ve…/… karar sayılı ilam ile “Davacı ile davalı arasında sözleşme yazılı adresteki … isimli işyerinin franchise sözleşmesine göre işletilmesi için franchise ve işletme sözleşmesi yapılmıştır. Bu sözleşmelerin ihlali nedeniyle, dava dilekçesinde; kira bedeli olarak yapılan 17 aylık ödeme, marka bedeli olarak mahrum kaldığı gelir, devir bedeli olarak üçüncü kişiye ödediği bedel olduğunu belirterek, 20.000 TL teminat bedeli, uğradığı zarar karşılığı şimdilik 10.000 TL olmak üzere 30.000 TL’nin tahsilini istemiştir…. işletme sözleşmesinde, sözleşmede yazılı yerin 3 yıl süre ile belirtilen esaslarda bedeli karşılığında işletilmesine ilişkin sözleşme kira sözleşmesi olup, bu sözleşme nedeniyle ödenen teminat bedeli, kira bedeli , mahrum kalınan kâr kira sözleşmesinin konusudur. Ne var ki, franchise sözleşmesine göre ödenen marka bedeli, 3. kişiye ödenen devir bedeli kira sözleşmesinin konusu değildir. Bu nedenle, kira sözleşmesinin konusu olan kalemlerin eldeki uyuşmazlıktan tefriki ile görevsizlik kararı verilmesi gerekir.” şeklindeki gerekçe ile Mahkememizce verilen hüküm kaldırılmakla yukarıda belirtilen esasa kaydedilmiştir.
DELİLLER:
Taraflar arasında düzenlenen kira sözleşmesi ve franchise sözleşmesi, İstanbul İflas Müdürlüğünün cevabi yazısı, taraflara ait ticari defter ve muavin kayıtları, İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği, İstanbul Vergi Dairesi, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevapları, bozma öncesi dinlenen tanık beyanları, dosyaya sunulan 05/03/2018 havale tarihli rapor ile ek rapor ve ayrıca Mahkememizce bozma sonrası kazandırılan 06/08/2021 havale tarihli rapor ile yine bozma sonrası kazandırılan 06/12/2021 havale tarihli rapor dosyamız içerisinde mevcuttur.
Davacı tanığı … tarafından İstanbul Anadolu 7. ATM’nin …/… tal. Sayılı dosyasında aynen “ben dört buçuk beş ay kadar gürkan’nın yanında çalıştım … gıdanın iflas etmesi üzerine , biz de çalıştığımız yere giremedik tahminen mayıs ayı sonlarında idi , güvenlikler bizi içeriye sokmadı firma kapanınca bizde işsiz kaldık , biz iş yerinden ayrıldığımızda daha doğrusu giremediğimiz de stoklu olarak( yiyecek ve içecek ile buzdolabı bulaşık makinesi dondurma makinesi , vb ) bir çok elektronik eşya da iş yerinde kaldı , ancak ben bunların değerlerini bilememben 2015 yılından öncesin de de Avm içerisindeki spor salonunda bulunan vitamin barda çalışırdım 2015 yılında bu yeri … deviraldı bir buçuk yıl kadar da bu şahsın yanında çalıştım 2016 mayıs ayında hatta son günü idi iş yerine gittiğimiz de … yetkilileri spor salonunun kapandığını söylediler içeri giremedik ertesi gün gittiğimiz de de orada polisler var idi, mevsim yazbaşı olduğundan ve bu yer bir havuz başı olduğundan tahminen burada 7-8 bin Tl’lik gıda malzemesi ile 20-25 bin TL’lik (dolap , robot ,elektronik eşyalar bilgisayar ) Gibi demirbaş eşyalar var idi sonradan bu eşyaların ne olduğunu bilmiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Davacı tanığı … tarafından İstanbul Anadolu 7. ATM’nin …/… tal. Sayılı dosyasında aynen “ben dört buçuk beş ay kadar …’nın yanında çalıştım … gıdanın iflas etmesi üzerine , biz de çalıştığımız yere giremedik tahminen mayıs ayı sonlarında idi , güvenlikler bizi içeriye sokmadı firma kapanınca bizde işsiz kaldık , biz iş yerinden ayrıldığımızda daha doğrusu giremediğimiz de stoklu olarak( yiyecek ve içecek ile buzdolabı bulaşık makinesi dondurma makinesi , vb ) bir çok elektronik eşya da iş yerinde kaldı , ancak ben bunların değerlerini bilemem” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce kaldırma kararı öncesi 12/12/2017 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği mali müşavir … ve hesap bilirkişisi … tarafından hazırlanan 05/03/2018 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen ” davacının davalıdan dava tarihi itibariyle 20.000,00 TL depozito + 34.812,00 TL peştamaliye nedeni ile uğranılan zarar + 4.653,54 TŞL kar paylı olmak üzere toplam 59.465,54 TL tazminat talep edebileceği” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davalı vekilince itirazlarda bulunulduğu, davacı tarafça beyan yahut itirazda bulunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce 15/05/2018 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği davalı itirazlarının karşılanması yönünde verilen ara karar gereği önceki rapor sunan bilirkişi heyetince hazırlanan 12/06/2018 havale tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu ve ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporda özetle önceki hazırlanan raporda değişikliği gerektirecek bir husus olmadığının belirtildiği görülmüş, söz konusu ek rapora karşı davalı vekilince itirazlarda bulunulduğu, davacı tarafça beyan yahut itirazda bulunulmadığı görülmüştür.
Davacı vekili tarafından sunulan 17/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile başlangıçta 30.000,00 TL olan dava değerinin 29.465,00 TL daha artırılarak 59.465,00 TL olarak ıslah edildiği ve bu bedelin davalıdan faizi ile tahsilinin talep edildiği görülmüştür.
Mahkememizce kaldırma kararı neticesinde dosyanın önceki rapor sunan bilirkişi heyetine tevdisi yönünde karar verildiği ancak rapor sunan bilirkişilerden …’in hali hazırda bilirkişilikten çekildiği yönünde durumun ortaya çıkması ve bu anlamda usul hukuku göz önüne alınarak 15/06/2021 tarihli duruşmada önceki rapor sunan bilirkişi … yanına resen hesap bilirkişisi olan …’ın eklenmesi ile bilirkişi heyetinden 06/08/2021 havale tarihli rapor aldırılmış ve taraflara usulüne uygun tebliğ yapılmıştır. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle; Davacının marka bedeli aylık taahhüt ettikçe ödenmekle sözleşmede geriye kalan süre için ödenmiş marka bedelinin gözükmediği, davcının ödediği devir bedelinin ise kaldırma kararı öncesindeki kök raporda peştemaliye bedeli olarak belirtildiği ve 34.812,00 TL olarak hesaplandığının Mahkememize kanaat olarak bildirildiği görülmüş, rapora karşı davacı vekili tarafından beyan davalı vekili tarafından itiraz dilekçesinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce bu sefer 12/10/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar ile İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nin …/… Esas ve…/… Karar sayılı ilamı ile kaldırılmasına esas teşkil eden ve taraflar arasında uyuşmazlığın franchise sözleşmesine göre ödenen marka bedeli ile 3. Kişiye ödenen devir bedeli olduğu anlaşılmakla belirtilen bu uyuşmazlık konusu husus yönünden bozma öncesi dosyaya kazandırılan 05/03/2018 havale tarihli rapor ve bu rapora yapılan itirazlar ile yine söz konusu rapora itiraz neticesinde kazandırılan 12/06/2018 tarihli ek rapor ve bu rapora yapılan itirazlar ile bozma sonrası kazandırılan 08/06/2021 havale tarihli 2. ek rapor ve bu rapora yapılan itirazların değerlendirildiği şekilde davacının davalıdan marka bedelinden ve franchise konusu işletmenin 3. Kişiye devrine yönelik devir bedelinden kaynaklı alacağının olup olmadığı, bulunması halinde miktarının tespiti ile rapor halinde Mahkememize sunulması için dosyanın franchise sözleşmesine konu uyuşmazlık bakımından rapor aldırılmasına karar verilmiş olup bu kapsamda dosyanın yapılan tevdisi üzerine bilirkişi … tarafından hazırlanan 06/12/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle davacının devir bedeli olarak 3. Kişiye ödediği faturalardan 73.554,86 TL alacağının olduğu, mahrum kaldığı gelirin 15.072,00 TL olduğu, sözleşmeye göre marka bedeli olarak ödenen bedellerin süresi içerisinde ödendiği ve kendine düşen sorumluluğun yerine getirildiği, ödenen meblağlardan davacının marka bedelini aylık olarak tahakkuk ettikçe ödediği bu sebeple alacak yada borcun söz konusu olmadığı ve ayrıca 20.000,00 TL teminat bedeli,nin davacıya iade edilmesi gerektiği şeklinde görüş ve kanaat belirtildiği görülmüş rapora karşı davacı vekili tarafından beyan dilekçesinin sunulduğu, davalı tarafça ise itirazlarda bulunulduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dosya tarafları arasında 01/01/2015 tarihli … Caddesi … Yolu NO:… … İSTANBUL adresinde yer alan … Alışveriş Merkezi içerisinde yer alan ve davalı tarafından dava dışı şirketten kiralanan iş yerinin havuz bölümünde yer alan …’ın davacı tarafından sözleşmede belirtilen şartlar dahilinde işletilmesine ilişkin hak ve yükümlülükleri düzenleyen sözleşmenin imzalandığı, sözleşmede bedelin ödeme şeklinin ve koşullarının yanı sıra ödemede gecikme halinde temerrüt faizi işletilmesinin ve ayrıca 3 defa üst üste ödemede temerrüte düşülme halinde davalının sözleşmeyi tek taraflı olarak fesih edebileceği hakkının tanındığı ve ayrıca sözleşmenin imza tarihinden 3 yıl süre ile yürürlükte kalacağı sona erme tarihinden 1 ay öncesine kadar taraflardan birinin yazılı olarak fesih edildiğini bildirmediği takdirde birer yıllık dönemler halinde yenileneceğine dair sözleşmenin yanı sıra ve yarıca yine taraflar arasında “… FRANCHİSE SÖZLEŞMESİ” başlıklı bir sözleşmenin daha imzalandığı ve bu sözleşme süresinin ise beş (5) yıl olarak belirlendiği ve yine bir takım hak ve yükümlülüklerinin de belirlendiği konularında bir uyuşmazlık olmamakla birlikte taraflar arası uyuşmazlığın söz konusu sözleşmelerden kaynaklı olarak davacının dava konusu olan üçüncü kişiye ödenen devir bedeli ile marka bedelinden kaynaklı zararının olup olmadığı, bulunması halinde zararın sebebi ile davalıdan tahsilinin mümkün olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine yönelik frenchise sözleşmesinden kaynaklı maddi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arası uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; her ne kadar davacı tarafça yukarıda belirtilen istemler üzerinden davalı aleyhine iş bu dava açılmış ise de Mahkememizce ilişkinin kira ilişkisi olması sebebiyle görevsizlik kararı verildiği, verilen bu kararın istinaf incelemesinde yukarıda belirtilen şekilde Mahkememiz kararının kaldırıldığı anlaşılmakla istinaf ilamı göz önüne alınarak dava konusunun tespit ve değerlendirilmesine yönelik taraflardan sorulmakla davacı vekili tarafından sunulan 23/03/2021 tarihli dilekçe ile istinaf ilamı veren BAM’nin ilgili Hukuk Dairesi’nden ayrıntılı açıklama istenilmesinin talep edildiği, buna karşılık davalı vekili tarafından sunulan 19/03/2021 tarihli dilekçe ile Mahkemece bozmadan önce verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunun belirtildiği anlaşılmış ve Mahkememizce yapılan değerlendirme sonucu, davacı tarafça sözleşmenin ihlali sebebiyle kira bedeli olarak yapılan 17 aylık ödeme, marka bedeli olarak mahrum kalınan gelir, devir bedeli olarak 3. Kişiye ödendiği belirtilen 20.000,00 TL teminat bedeli ile uğradığı zararlara karşılık 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL’nin reeskont faizi ile davalıdan tahsili talep edildiğine göre … isimli işletme sözleşmesinden sözleşmede yazılı yerin 3 yıl süreyle belirtilen esaslarda bedeli karşılığında işletilmesine ilişkin sözleşme kira sözleşmesi olduğundan;
– bu sözleşmeden kaynaklı teminat bedelinin tahsili yönündeki,
– 17 aylık kira bedelinin tahsili yönündeki,
– mahrum kalınan kârın tahsili yönündeki davacı taleplerinin iş bu dava dosyasından tefriki ile Mahkememizin 2021/237 Esas sırasına kaydedilmesine karar verilmiş ve adı geçen Mahkememiz dosyası üzerinden 30/03/2021 tarih ve …/… karar sayılı ilam ile belirlenen bu istemler yönünden uyuşmazlıkların yetkili Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde görülüp sonuçlanması gerektiği kanaatiyle açılı davanın görevsizlik nedeni ile HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine ve karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş ve hüküm 22/06/2021 tarihinde istinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiş olup Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere gönderildiği anlaşılmıştır.
Yukarıdaki uyuşmazlığın tespiti yönündeki Mahkememiz değerlendirmesi, dava konusu edilen ve fakat eldeki uyuşmazlıktan tefrik edilen uyuşmazlıklar göz önüne alındığında mevcut dava konusunun; ödenen marka bedeli ile 3. kişiye ödenen devir bedeline yönelik zarar tazminine yönelik maddi tazminat olduğu anlaşılmıştır.
Yine taraflar arası uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun da belirtilmesinde fayda vardır; dava konusu uyuşmazlığın yukarıda belirtildiği şekilde belirlenmesi ve ancak dava dilekçesinde 20.000,00 TL’lik teminat bedeli (bu istem yönünden tefrik kararı verilmekle bu talep sulh hukuk mahkemesine esas yönünden gönderildiği) yanında fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’lik zararın talep edildiği, bozmadan önceki yargılamada davacı vekilince verilen ıslah dilekçesi ile dava değerinin 29.465,00 TL artırıldığı, bunun kazandırılan 05/03/2018 havale tarihli rapor ile yapıldığı, rapora göre 34.812,00 TL 3. Kişiye ödenen devir bedelinden kaynaklı peştemaliye ile uğranılan 4.653,54 TL kar kaybından oluştuğu göz önüne alınmakla davacı vekilinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla talebine konu ettiği 10.000,00 TL’lik zarar ile ıslah dilekçesinin her bir talep yönünden ayrı ayrı olmak üzere (görevsizlik kararı verilen talepler yönünden dahi) istinaf ilamında 10.000,00 TL’lik tutarın kira bedeli, kiradan kaynaklı mahrum kalınan karın tahsili, marka bedeli ve 3. Kişiye ödenen devir bedeli (hem demirbaşlar yönünden hem sözleşmenin sona erdirilmesinden sonraki süreye yönelik) alacağın tahsiline dair olmak üzere davacı vekilinden açıklama istenilmesi üzerine açıklanmasının istenilmesine karar verilmesi üzerine davacı vekili tarafından dava dilekçesinde talebe konu edilen 10.000,00 TL’nin; 8.000,00 TL’sinin 3. Kişiye ödenen devir bedeli, 500,00 TL’sinin marka bedeli, 1.000,00 TL’sinin mahrum kalınan karın tahsili ve 500,00 TL’sinin ise 17 aylık kira bedeli talebine ilişkin olduğu belirtilmekle iş bu dava konusu uyuşmazlıklardan marka bedeli yönünden dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 500,00 TL üzerinden, 3. Kişiye ödenen devir bedeli yönünden ise yine dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 8.000,00 TL üzerinden dava açıldığı anlaşılmakla bu tutarlar (yatırılan peşin harç miktarı fazla ise de bu tutarlar üzerinden peşin harcın yatırıldığı kabul edilerek) ve sonradan sunulan ıslah (dava konusu yönünden davanın 34.812,00 TL 3. Kişiye ödenen devir bedeli yönünden ıslah edildiği kanaati ile bu tutar göz önüne alınarak harç hesabı ile) beyanı göz önüne alınarak inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği kanaatine varılmış dava konusu olmayan tutarlar yönünden açıklama beyanı yönünden görevli Mahkemece değerlendirme yapılacağından bunların sonuç değerlendirilmesinin işbu dosya üzerinden yapılamayacağı anlaşılmıştır.
Dosyaya her ne kadar kaldırma kararı öncesi ve kaldırma kararı sonrası birden fazla rapor sunulmuş ise de gerek uyuşmazlık konusunun net bir şekildeki tespitinin kaldırma kararından sonra yapılması gerek en son alınan 06/12/2021 tarihli rapor öncesi bilirkişi değerlendirmelerinin sözleşmenin geçerli olacağı döneme kadar yapılması gerekmesine rağmen ilişkinin fiili olarak kesilmesi aşamasına kadarki süreye yönelik hesaplama yapılmış olması ve gerekse de demirbaş alımına dair satış faturasının hesaplamalara da dahil edilmemesi nedeniyle raporların denetlenebilir olmadığı gibi bu nedenle hesap hatasına da içerdiği anlaşılmakla sunulu 06/12/2021 tarihli raporda bunların karşılanmış olduğu ve alanında uzman bir bilirkişi tarafından hazırlandığı görülmekle raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Dosya taraf ticari kayıt ve defterlerinin incelenmesi neticesi; davacı tarafın uyuşmazlık konusu dönem olan 2015 ve 2016 dönemlerinde işletme hesabı defteri tuttuğu ve açılış tasdikinin süresinde yapılmakla kapanış tasdiki zorunlu olmadığı için lehine delil vasfına sahip olduğu, davacı kayıtlarında dava dışı …-… adi ortaklığının davacıya keşide etmiş olduğu 106.856,00 TL’lik sekiz adet malzeme-demirbaş faturasının, davalının davacıya keşide etmiş olduğu toplam 30.267,00 TL’lik on yedi adet kira faturasının ve yine davalının davacıya keşide etmiş olduğu toplam 16.798,20 TL’lik on yedi adet marka bedeli faturasının kayıtlı olduğu, davacının 2015 yılı kayıtlarına göre 190.033,26 TL tutarında satış geliri yaptığı ve buna karşılık toplam 152.352,01 TL tutarında alış ve gider yaptığı yani 2015 yılında toplam kârının 37.681,25 TL olduğu, 2016 yılı Mayıs ayı sonuna kadar kayıtlarına göre 57.680,96 TL tutarında satış ve demirbaş geliri yaptığı ve buna karşılık toplam 55.807,03 TL tutarında alış ve gider yaptığı yani 2016 yılı ilk beş ayında toplam kârının 1.873,93 TL olduğu, böylece davacının 17 aylık süreçte kendi kayıtlarına göre toplam kârının 39.555,18 TL olduğu, davalı tarafın ise uyuşmazlık konusu dönem olan 2015 ve 2016 dönemlerinde tutmakla mükellef olduğu defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı ve böylece lehine delil vasfına sahip olduğu, davacı işletme hesabı defterinde kayıtlı olan 30.267,00 TL’lik on yedi adet kira faturasının ve 16.798,20 TL’lik on yedi adet marka bedeli faturasının davalı nezdinde de kayıtlı olduğu, davalı kayıtlarına göre davalının davacıya toplamda 63.134,82 TL (kira, marka ve diğer olmak üzere) tutarında fatura keşide ettiği ve buna karşılık davacının 62.423,59 TL tutarında ödeme yaptığı, davalı tarafça en son keşide edilen fatura tarihinin 02/06/2016 olması sebebiyle bu tarih itibariyle davalının davacıdan 711,23 TL tutarında alacaklı olduğu kayıtların tetkikinden anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde dosya taraflar arasında 01/01/2015 tarihli “…” isimli işletme sözleşmesinin imzalandığı, söz konusu sözleşmeye istinaden taraflar arasında kesin nitelikte verilen istinaf ilamından da anlaşılacağı üzere aynı zamanda kira ilişkisinden kaynaklı bir ilişkinin de kurulduğu, davacı tarafça dava dilekçesi ile davalıdan yukarıda belirtilen istemler yönünden talepte bulunulmuş ise de bu sözleşmeden kaynaklı teminat bedelinin tahsili yönündeki 20.000,00 TL’lik istem, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 17 aylık kira bedelinin tahsili yönündeki 500,00 TL’lik istem ve yine fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL’lik mahrum kalınan kârın tahsili yönündeki davacı taleplerinin iş bu uyuşmazlıktan tefrikine karar verildiği ve böylece iş bu dosyadaki uyuşmazlığın ödenen marka bedeli ile 3. kişiye ödenen devir bedeli olduğu anlaşılmakla bu istemler yönünden dosyanın tetkiki ile sonuca gidilmesi gerektiği, taraflar arası fanchise sözleşmesinin 9.E maddesine göre 5 yıl süre ile, … işletme sözleşmesinin ise 6.1 maddesi ile başlangıçta 3 yıl süre ile geçerli olacağına karar verildiği ve ancak işletmenin açıldığı kuruluşun 01/06/2016 tarihinde Türkiye pazarından çıkması nedeniyle işletmenin içinde bulunduğu tesis de kapatıldığından taraflar arası söz konusu sözleşmenin her ne kadar davalı kayıtlarında son tarih fatura kaydı ile birlikte 02/06/2016 olarak gözükmekte ise de 01/01/2016 tarihi itibariyle fiilen sona erdiği kanaatine varıldığı ve ancak fiilen sona ermeye kadarki süre içinde yukarıda da belirtildiği gibi ticrai kayıtlara da yansıdığı şekilde sözleşmenin yürürlükte ve geçerli olduğu, iş bu sözleşmede her ne kadar 7.1 maddesi ile mücbir sebep halleri düzenlenmiş ise de davalı yanın tacir oluşu ve sözleşmenin sona erme halinin bir bütün olarak değerlendirilmesinde davalı savunmasının aksine sözleşmenin bu şekilde sona ermesi nedeniyle davalının davacının davalı zararları bu kapsamda karşılaması gerektiği kanaatine varılmış, iş bu sözleşmeden kaynaklı olarak davacının dava dışı …-… adi ortaklığı olan üçüncü kişiye ödediği devir bedeli demirbaş faturasının 106.856,00 TL olduğu ve bu tutarın davacı yanca ödemesinin yapıldığı anlaşılmakla bu fatura tutarın 37.236,00 TL’sinin davacının iş yerini devir alırken ödediği toplam demirbaş alımından, 69.620,00 TL’sinin ise satış geliri fiyat farkından kaynaklı olarak ödenen tutarlara ilişkin olduğu, sözleşmenin sona ermesinden sonraki geriye kalan kırk üç (43) aylık sürede davacının sözleşme ile belirlenen işletme hakkından mahrum kalacağından stant satış geliri fiyat farkı faturası üzerinden faydalanılmayan süreye karşılık gelen kısmının 49.894,19 TL olduğu ve dolayısı ile davacının bu tutarda zararının oluştuğu gibi davacı tarafından demirbaşlara ödenen 37.236,00 TL’lik fatura ödemesinden davacının 2016 yılı hesap özetindeki kaydına göre bunların hurda olarak satıldığı ve hurda fiyatının 3.658,32 TL olduğu ve böylece demirbaşlardan kaynaklı davacı zararının 33.577,68 TL olduğu ancak yine davacının 2016 yılı hesap özetindeki kaydında aynı demirbaşlar yönünden 9.917,01 TL amortisman yıpranma payı hesap edilerek giderleştirildiği anlaşılmakla bu tutarın da zarardan düşülmesi ile 33.577,68 TL – 9.917,01 TL = 23.660,67 TL tutarında davacı zararının oluştuğu ve böylece istem konusu edilen üçüncü kişiye ödenen devir bedelinden kaynaklı davacının 23.660,67 TL + 49.894,19 = 73.554,86 TL’lik zararının oluştuğu kanaatine varılmakla birlikte her ne kadar aksi belirtilmiş ise de davacının sözleşmenin bitimine kadarki süresi içinde yapılan iş karşılığı marka bedelinin ödemesinin yapıldığı bu dönemde sözleşme geçerli ve yürürlükte olduğundan bu tutarın davacıya iadesi mümkün olmamakla birlikte daha sonradan davacı tarafça ödenen marka bedeli olmadığından bu talep bakımından davacının zararının oluşmadığı anlaşılmakla davalı tarafından yapılan ıslah beyanı ve yukarıdaki dava konusu olan taleplerin miktarları bakımından yapılan açıklama göz önüne alındığında davacının üçüncü kişiye ödenen devir bedelinden kaynaklı 8.000,00 TL’lik dava dilekçesi ile isteme konu ettiği zarar talebini ıslah ile 34.812,00 TL’ye, marka bedelinden kaynaklı 500,00 TL dava dilekçesi ile isteme konu ettiği zarar talebini ıslah ile artırmadığı göz önüne alınmakla açılı davanın kısmen kabulü ile davaya konu edilen 3. kişiye ödenen devir bedelinden kaynaklı taleple bağlılık ilkesi gereği 34.812,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, marka bedelinden kaynaklı talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile;
– Davaya konu edilen 3. Kişiye ödenen devir bedelinden kaynaklı taleple bağlılık ilkesi gereği 34.812,00 TL’nin DAVALIDAN dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile DAVACIYA VERİLMESİNE,
– Marka bedelinden kaynaklı talebin REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 2.378,00 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 648,33 TL (145,15 TL peşin harç ile 503,18 TL ıslah harcından oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 1.729,67 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 677,53 TL (145,15 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı ile 503,18 TL harcından oluşan) harç ile gider avansından kullanılan kısmın ret kabul oranına göre hesaplanan 2.464,40 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 3.141,93 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 178,50 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
4- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan 41,50 TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 0,58 TL’sinin DACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE, kullanılmayan 58,50 TL’sinin ise 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVALI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinden hesaplanan 5.221,80 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı üzerinden hesaplanan 500,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
7- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 31/03/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır