Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/354 E. 2021/493 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/354 Esas
KARAR NO : 2021/493

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/02/2015
KARAR TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememizin… Esas sayılı dosyasına sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı …’ün Müvekkili Bankanın … Şubesi ile imzaladığı genel kredi sözleşmeleri gereğince ticari krediler kullandığını, bu kredilerin takip hesaplarına atılana dek düzenli ödendiğini, kredi borçlarını ödemeyen borçlunun hesabının kat edilerek Gebze …. Noterliği araclığı ile ihtarname çekildiğini, sonrasında temerrüde düşen borçlu için İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne … D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınarak İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, borçlunun vasisi aracılığıyla haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz etmiş olduklarını, borçlunun vergi mükellefi olduğunu ve kredi kaynağının ticari kredi olduğunu, kısıtlılığı gerektirecek bir durum var ise borçlu vasisi ve aynı zamanda eşinin bu durumdan haberdar olmasına rağmen müvekkili olduğu bankaya başvuruda bulunulmadığını, ayrıca vesayet kararında davalı/borçlunun ‘… dışındakilerine tedbir konulmasını istiyorum” , beyanının yer aldığını, sunulan nedenlerden dolayı davalıların İzmir …. İcra Müd’nün … E. Sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline, alacağın %20’i oranında icra ve inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı/Kısıtlı vekili tarafından yukarıda belirtilen bozma öncesi… Esas sayılı dosyasına sunulan cevap dilekçesinde özetle; vesayet altında olan …’ün hayatı boyunca şans oyunlarına karşı zaafı olduğunu, ve bu durumu 2003 yılına dek eşine ve diğer aile bireylerine yansıtmadığını, 2003 yılında ablasının açtığı konfeksiyon atölyesinde işe başladığını, ablasının daha sonra esnaf kaydını … adına yaptığını, 2008 yılında vasi …’ün tesadüfen bir bankanın evi araması sonucu ile … ‘ün çeşitli bankalara borcu olduğunu öğrenmiş olduğunu ve sonrasında …’ün eşinin kısıtlanması için mahkemeye başvurduğunu ve İzmir …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 20/03/2012 tarihli … E. … K. sayılı kararı ile eşi …’ü vesayet altına aldığını, buna karşın davacı bankanın defalarca kez kısıtlı şahsa geliri ile karşılamasının mümkün olmadığı krediler kullandırdığını, vasisi …’ün kısıtlılık öncesi döneme ait tüm kredileri ödediğini, davacı bankanın bahsetmiş olduğu düzenli ödemelerinde kısıtlılık öncesi olduğunu, davacı bankanın ”şayet kısıtlılığı gerektirecek bir hal var ise, borçlu vasisi bundan haberdar olmasına rağmen bankamıza herhangi bir başvuruda bulunmamıştır” beyanının asılsız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, kısıtlılık kararının ilan edildiğini ve bu ilanla beraber hiçbir araştırma yapmaksızın bir kimseye yüksek miktarlarda kredi temin etmiş olan bankanın basiretli davranmadığını, dava dilekçesinde yer alan vesayet kararına atıfta bulunularak kısıtlının ”… dışındaki hesaplarıma tedbir konulmasını istiyorum” ifadesinin tamamen çarptırıldığını, ilgili vesayet kararı ve mahkeme dosyası incelendiğinde bütün bankalara müzekkere yazıldığının görüleceğini, davacı tarafın kat ihtarnamelerini göndermiş oldukları adresin kime ait olduğunun bilinmediği ve 22/10/2014 tarihinde iade edildiğinin görüleceğini, bu nedenlerden dolayı haksız ve mesnetsiz olan bu davanın reddine, davaya konu takibin iptaline, kötüniyetli olan davacıya aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıdan alınıp taraflarına verilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
Davacı vekili ikinci cevap dilekçesi ile özetle, dava dilekçesindeki beyan ve taleplerini tekrar etmiştir.
Mahkememizce… Esas sayılı dosyası üzerinden bilirkişi raporu dosyamıza kazandırılmış yapılan değerlendirme neticesinde 09/02/2016 tarih ve … Karar sayılı ilam ile davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı vekili tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilam ile İzmir …. Sulh Hukuk Mahkemesince … Esas ve … Karar sayılı davacı asil yönünden verilen kısıtlılık kararına ilişkin 06/09/2011 tarihli yazının bankaya tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edilmiş ise bu tarihe göre sonucunun değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği sebebiyle bahse konu mahkememiz kararının kaldırıldığı görülmüştür.
Yukarıdaki bozma ilamı neticesinde taraflar arası uyuşmazlık konusu husus Mahkememizin … Esas sırasına kaydedildiği, bahse konu dosya üzerinden Mahkememizce davacı Bankanın … Şubesi’ne müzekkere yazıldığı, gelen yazı cevabında Yargıtay ilamında bahsedilen yazının Bankanın ilgili şubesine bildirildiği, bildirim tarihinin 06/09/2011 tarihi olduğu göz önüne alınmakla davacı banka ile davalı kısıtlı arasında 01/10/2012 tarihli ve 12/12/2013 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı ve bu kapsamda davalıya 3 adet ticari kredi kullandırıldığı gözükmekte ise de sözleşmelerinin davalının kısıtlılığının davacı bankaya bildirildiği tarihten sonra imzalandığı ve bu kapsamda bu hukuki işlemin TMK 15. Maddesi uyarında hükümsüz olduğu belirtilerek 07/07/2017 tarih ve … Karar sayılı ilam ile davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı vekili tarafından yapılan temyiz başvurusu üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilam ile Mahkemece verilen önceki kararda yapılan temyiz kudretine haiz olmayan kısıtlıya kredi kullandırılmasında bankanın ağır kusurlu olduğu ve kredi sözleşmesinin geçersiz olduğu yönündeki belirlemesinin doğru olduğuna yönelik düşünceye iştirak edildiğinin ve ancak davaya konu genel kredi sözleşmeleri uyarınca bankaca yapılan ödemelerin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde davalıdan talep edilebilir olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış bu kapsamda davacının alacağının TBK 77 ve devamı maddelerinde ön görülen sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği sebepleri ile Mahkememiz kararının kaldırıldığı görülmüştür.
Yukarıdaki bozma ilamı neticesinde taraflar arası uyuşmazlık konusu hususu Mahkememizin … Esas sırasına kaydedilmiş, bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve bozma ilamı kapsamında 19/11/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından hazırlanan 22/03/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Bahse konu raporun incelenmesinde; davacı banka ile davalı kısıtlı … arasında kısıtlılık kararı sonrasında 01/10/2012 düzenleme tarihli ve 12/12/2013 düzenleme tarihli genel kredi sözleşmelerinin akdedildiği, bu kapsamda kendisine kredi ve kart tahsisinin yapıldığı, krediden kaynaklı yapılan ödemenin mahsubundan sonra taksitli ticari kredi, ticari artı para ve biz card asıl alacağın toplamının 81.526,14 TL olarak tespit edildiği ve davacı bankanın bu tutarda kalan ana para alacağının olduğuna kanaat getirildiği görülmüştür. Adı geçen rapora karşı davalı tarafça itiraz ve beyan dilekçesinin sunulduğu, davacı tarafça ise beyan dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce yapılan ve yukarıda bahsedilen bozma kararı kapsamındaki ara karar neticesinde dosyaya kazandırılan 22/03/2021 tarihli rapora taraflarca itiraz ve beyan dilekçeleri sunulmuş ise de Mahkememizin … Esas ve … Karar sayılı ilamının konu edildiği Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere davalı …’ün … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … ve … Karar sayılı ilamı ile vesayet altına alınmasına yönelik kararın kısıtlı tarafından banka ile imzalanan genel kredi sözleşmelerinden önce adı geçen bankaya bildirilmesi sonucunda temyiz kudretine haiz olmayan kısıtlıya kredi kullandırılmasında bankanın ağır kusurlu olduğu ve kredi sözleşmelerinin geçersiz olduğu yönündeki belirlemesine Mahkememizce de iştirak edilmiş ve bu kapsamda bahse konu rapor dosyaya kazandırılmış olduğu gözetilmekle rapor içeriğinin yapılan değerlendirilmesi neticesinde söz konusu genel kredi sözleşmelerinin, bu kredi sözleşmelerinin imzalanması sırasında alacak tutarının, faiz tutarının, vade tarihinin ve bu kredi sözleşmelerinin ihlali neticesinde ortaya çıkacak yargısal yaptırımlarının sonucunun davalı kısıtlı ile imzalandığı ve yine davalı kısıtlıya bildirildiği ve ayrıca kısıtlı tarafından kullanılan ticari kredi tutarının ödenmemesi üzerine hesap kat ihtarının davalı kısıtlıya gönderildiği gözetildiğinde gerek kat ihtarnamesine bağlanan sonucun gerek kat ihtarına ilişkin ihtarname giderinin ve gerekse yapılan ödememe nedeniyle hesabın kat edildiği tarihe kadar davacı tarafça ticari krediden kaynaklı belirlenen ve asıl alacağa işletilen faiz taleplerinden ve bu hususa ilişkin davacı lehine asıl alacaklar haricindeki diğer faiz ve ferileri yönünden ortaya çıkan tutarlardan davacının yararlanamayacağı kanaatine varıldığından bilirkişi tarafından sadece asıl alacak tutarları göz önünde bulundurularak yapılan hesaplamanın yerinde olduğu, bu nedenle bu hususa ilişkin itirazların yerinde olmadığı ve dolayısıyla raporun yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde hazırlandığı anlaşılmakla hükme esas alınması gerektiğine kanaat getirilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı banka ile kısıtlılığı sözleşmelerin imza tarihinden önce bankaya bildirilen davalı … arasında 01/10/2012 tarihli ve 200.000,00 TL limitli ve ayrıca 12/12/2013 tarihli ve 100.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, davalı tarafça bu kredi sözleşmelerine istinaden taksitli ticari kredi, ticari artı para kredisi ve biz kartın kullanıldığı, ticari krediden kaynaklı 36 ay vadeli ödeme planına göre ilk 3 taksitin ödendiği ve fakat geriye kalan taksitlerin ödenmediği, ödenen toplam taksit tutarının 7.266,15 TL olduğu, her ne kadar aksi belirtilmekte ise de imzalanan sözleşmelerin geçersiz olduğu ve bankanın bu sözleşmelerde ağır kusurunun bulunduğu kanaatine varılmakta ise de davalı kısıtlının bankadan kullanılan kredi ve kredi kartından olmak üzere hükme esas alınan bilirkişi raporuyla da sabit olduğu üzere 81.526,14 TL tutarında zenginleştiği ve bu zenginleşmenin TBK 77. Maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşme teşkil ettiği kanaatine varılmıştır. Her ne kadar davaya konu icra dosyasında gerek biz card kullanımından ve gerekse ticari artı para kredisi kullanımından kaynaklı olarak aslı alacaklar yanında faiz talebinde bulunulmuş ise de bir önceki paragrafta anlatıldığı üzere geçersiz sözleşmeden kaynaklı olarak sözleşmenin ve sözleşmeye ek bilgilendirme ve vade tutarlarını belirtir bilgi ve belgelerin kısıtlı davalıyla imzalandığı göz önüne alınarak gerek kat ihtarlarından önce gerekse kat ihtarlarından sonraki faiz yönündeki ortaya çıkan alacaktan davacının yararlanamayacağı, yine ticari krediden kaynaklı olarak her ne kadar icra takip dosyasında asıl alacak kat ihtarından önceki ödemenin mahsubundan sonra bir miktar faiz işletilerek takibe konu edilmiş ise de yine az önceki açıklama göz önünde bulundurularak bu faizden de davacının yararlanamayacağı ve yine ayrıca her ne kadar icra dosyasında BSMV ve ihtar gideri de talep edilmiş ise de yine yukarıda açıklandığı üzere bu tutarlardan da davacının yararlanamayacağı anlaşılmakla açılı davanın kısmen kabulü ile İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafın yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 62.733,85 TL taksitli ticari kredi asıl alacağı, 9.464,64 TL ticari artı para kredi asıl alacağı, 9.327,65 TL biz kart asıl alacağı olmak üzere toplam 81.526,14 TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin iptal isteminin reddine ve asıl alacaklar toplamının takip tarihinden itibaren yıllık yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş ve ayrıca her ne kadar davacı tarafça icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de icra dosyasına sunulan itirazın davalı kısıtlı vasisi tarafından yapıldığı görülmekle ve fakat yapılan itirazda herhangi bir kötü niyetin bulunmadığı anlaşıldığından İİK 67/3 gereği icra inkar tazminat talebinin reddi ile yine reddedilen tutar yönünden davacının kötü niyeti bulunmadığından davalı tarafça istem konusu edilen kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULU ile; İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalı tarafın yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 62.733,85 TL taksitli ticari kredi asıl alacağı, 9.464,64 TL ticari artı para kredi asıl alacağı, 9.327,65 TL biz kart asıl alacağı olmak üzere toplam 81.526,14 TL asıl alacak yönünden devamına,
-Fazlaya ilişkin iptal isteminin REDDİNE,
-Asıl alacaklar toplamının takip tarihinden itibaren yıllık yasal faiz uygulanmasına,
2- Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin İİK 67/3 gereği REDDİNE,
3- Davalı tarafın kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
4- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 5.569,06 TL karar ve ilam harcından evvelce tahsil edilen 1.502,20 TL (1.062,40 TL peşin harç ile 439,80 TL icra dosya peşin harçtan oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 4.066,86 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
5- Davacı tarafından yatırılan 1.090,10 TL (1.062,40 TL peşin harç ile 27,70 TL başvuru harcından oluşan) ile gider avansından kullanılan 1.135,00 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 2.225,10 TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 2.062,26 TL’sinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 40,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
7- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan 100,00 TL’nin ret kabul oranına göre hesaplanan 7,31 TL’sinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, gider avansından arta kalan 100,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVALI TARAFA İADESİNE,
8- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinden hesaplanan 11.398,40 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
9- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
10- Dosya arasında bulunan İzmir …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen Mahkemeye ve İzmir …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen daireye İADESİNE,
11- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. Maddesinin 2. Fıkrası uyarınca 15 günlük süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.10/06/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır