Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/329 E. 2022/710 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/329 Esas
KARAR NO : 2022/710

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2020
KARAR TARİHİ : 29/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava şartı olan arabulucuk görüşmeleri tamamlanmış olup arabuluculuk son tutanağında açıkça görüleceği üzere taraflar anlaşamadıklarını, ……. Plakalı 2007 model Toyoto Yaris markalı araba, ………. plakalı 2015 model BMW arabayla 26/11/2019 tarihinde İzmir ili Bornova İlçesi Üniversite Caddesinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını, ……… PLakalı aracın ruhsat sahibi ………. olduğu, fakat kaza sırasında aracın sevk ve iradesi sürücü ……..’e ait, müvekkili ………’e ait ……….. plakalı aracın kaza sırasında sürücüsü ……….’ olduğu, Davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan davalı, …… plakalı aracını …. poliçe ile KZMM sigortası tanzim ettiği, dava konusu olan müvekkile ait araçta meydana gelen hasardan davalı sigorta şirketi poliçeli limiti dahilinde sorumlu olduğunu, kaza tespit tutanağında açıkça görüleceği üzere ….. plakalı araç %100 kusurlu bulunduğunu, müvekkiline ait ………. plakalı BMW markalı 2015 model aracın daha önce karıştığı maddi hasarlı bir trafik kazası olmadığını, bu nedenle aracın satılmak istenmesi halinde rayiç bedelinin altında satılacağı ve bu nedenle değer kaybı olduğu açıkça ortada olduğu, ruhsat sahibi müvekkil; ekte sunulu beyanında aracının pert olmasını istemediğini, onarımının yapılmasını istediğini beyan ettiğini, hasar davalı sigorta şirketine ihbar edilmiş olup ve davalı sigorta şirketi tarafından ………. no’lu hasar dosyası oluşturulduğu, anılan dosya kapsamında atanan sigorta eksperi tarafından müvekkile ait araçta belirlenen hasar bedeli, orjinal parça değişimi yapıldığı taktirde oluşacak hasar bedelinin çok altında kaldığı, mahkemeye sunduğumuz yedek parça iade formunda orjinal yedek parça değişim fiyatları açıkça görüleceği üzere araçta oluşan hasar 53.098,0048 TL değerinde olduğu, hasarın giderilmesi için gereken işçilik ücreti 5.660,00 TL olduğu, açıklanan gerekçelerle; davacı müvekkile ait araç hasarlı olduğundan ve aracın onarımı için gereken orjinal yedek parça değişim miktarı hususunda davalı sigorta şirketi ile anlaşmaya varılamadığından, aracın modeli, markası ve daha kaza tarihinden önce hasar kaydı bulunmadığı göz önünde bulundurularak oluşan değer kaybının ve aracın ikinci el sürüm değerinin belirlenmesi hususlarında yargılama sırasında toplanacak deliller ile uzman bilirkişi incelemesi ile gerçek hasar tutarının belirlenmesi gerektiği, belirsiz alacak davası olarak ikame ettiğimiz alacak davamızda fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; müvekkiline ait araçta oluşan hasar bedeline mahsuben şimdilik 20.000 TL’nin; davalı sigorta şirketinden poliçe limitleri kapsamında olmak üzere temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalı şahıstan kaza tarihinde itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava nedeniyle doğan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Sompo Sigorta Şirketi dava dilekçesi ile özetle; davacı taraf yalnızca hasar bedeline ilişkin başvuruda bulunmuş olup herhangi bir değer kaybı tazminatı talep etmediğinden bilirkişi raporunda talebini aşan hususların hesaplanmamasını talep edileceğini, 26/11/2019 tarihli kazaya karıştığı belirtilen ………. plakalı araç, …… Sigorta A.Ş. nezdinde ………… numaralı 03/03/2019- 2020 vadeli Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi (Trafik Poliçesi) ile sigortalı bulunmakta olup kaza tarihi itibariyle teminat limiti araç başına 39.000,00’olduğunu, Müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalısının sorumluluğu ve nihayetinde poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu, kabul manasında olmamak üzere, trafik sigortası genel şartları’nın a.6.b maddesinde de belirtildiği üzere hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminatları teminat dışında kalan hallerden olduğu, bu sebeple kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiği, aracın pert ihalesi sonuçlanmasının ardından mağdur tarafından genel şartlarda belirtilen evraklar müvekkil şirkete iletilmediğinden dava şartları gerçekleşmediğini, başvuru sahibi vekili tarafından müvekkil şirkete yapılan başvuruda yasal süre dolmadığı halde başvurusuna cevap verilmediği ileri sürülerek işbu tahkim başvurusunda bulunulduğunu, başvuru sahibi vekilince müvekkil şirkete değer kaybı talebiyle başvuru yapıldığı iddia edilmişse de başvuru dilekçesi, vekaletname ve ıban bilgileri iletilmediğinden başvuru geçerli olmadığını, ayrıca Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar 02/08/2016 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış olup söz konusu bu değişiklik ile Genel Şartlara eklenen “Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler” başlıklı Ek 6 da maddi zararlar için istenecek belgeler düzenlendiği, herhangi bir kabul beyanı anlamına gelmemek kaydıyla, davacı aracın satıldığını belirtmiş olup sovtaj bedelinin işbu tazminattan düşülmesi gerektiği, davayı kabul manasında olmamak üzere faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olması gerekmekte olduğunu, yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalı şirket vekili olarak İstanbul Barosu’na ….. Sicil numarasıyla kayıtlı Av….’nin UYAP kaydının yapılmasını, Davanın reddine karar verilmesini, Davacı tarafın; “değer kaybı” talep etmeye hakkı olup olmadığının, var ise miktarının tespiti için “Bilirkişi” incelemesi yaptırılmasını ve alınacak raporun tarafımıza tebliğ ettirilmesini, Müvekkil şirket dava açılmasına keyfi ve haksız olarak sebep olmadığından, yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ……..vekilinin cevap dilekçesi ile özetle;İş bu dava talep edilen tüm talepler zaman aşımına uğradığını, işbu dava her ne kadar belirsiz alacak davası olarak ikame edilmişse de dava dilekçesinin 7 numaralı bölümünde ; ”.. araçta oluşan hasar 53.098,0048 TL değerindedir. Hasarın giderilmesi için gereken işçilik ücreti 5.660,00 TL’ dir…” denildiğini, ayrıca dava dilekçesinin 8 numaralı bölümünde de yine bu tespit edilen miktar yinelendiğini, davacı tarafça zarar miktarı kesin olarak tespit edilmiş olduğunu ve somutlaştırıldığını, bu sebeple iş bu davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, bu nedenlerle davanın usulden reddi veyahut eksik harç ikmali yapılması gerektiğini, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden gelen cevabi yazıdan da anlaşılacağı üzere 21.02.2020 Tarihinde davacı asile ait olan ve dava konusu olan …… plakalı araç satıldığını, Söz konusu araç satıldığından yapılacak olan keşif ve bilirkişi incelemesi imkansızlaştığından ayrıca davacı adına kayıtlı olmayan bir araç için değer kaybı bedeli talep edilemeyeceğinden davanın husumetten reddi gerekmekte olduğunu, değer kaybı talebi yönünden husumet itirazları olduğunu, değer kaybı talebinden sadece sigorta şirketi sorumlu olduğunu, dosyanın tefrik edilerek usulden reddini talep ettiklerini, Her ne kadar usul yönünden davanın reddinin talep ettiysek de davanın esasına girilmesi halinde müvekkilin hak kaybına uğramaması adına esas yönünden cevaplarımızı sunma zarureti doğduğunu, tüm bunlara rağmen hatalı olarak, yerinde keşif yapılmaksızın müvekkili sigorta şirketince %100 kusurlu bulunduğunu, bu hususa ve davacı tarafın söz konusu kaza tutanağına ve ayrıca davacı tarafından kaza tespit tutanağına yazılmış olan aniden önüme çıktı ifadelerine tamamen itiraz ettiklerini, ayrıca söz konusu kaza tutanağında ki isim ile imza altında isim arasında uyumsuzluk olduğunu, Olay mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde durum aydınlığa kavuşacağını, ayrıca tanıklarını da görgüye dayalı olarak bildiklerini anlatacak olduklarını, açıkça ifade edildiği üzere orjinal parça bedeli veyahut orjinal parça kullanma talebi açıkça mevzuata aykırı olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği üzere araçlarında oluşan değer kaybı talebi kabul edilebilir olmadığını, zira söz konusu hasara ve değiştirilen parça kalemlerine bakıldığında parçaların tamamı ZMMS genel şartlarda belirtilen teminat dışı malzemeler olduğunu, ayrıca söz konusu araç kaza yaptığı sırada 270.000 KM civarında kilometreye sahip olup daha önceden bir sürü kazası olan bir araç olduğunu, böyle bir araçta değer kaybının oluşması imkansız olduğunu, kaldı ki değer kaybı talebi yönünden müvekkilimizin hiç bir hukuki sorumluluğu olmadığını, açıklanan ve re’sen dikkate alınacak sebeplere binaen davanın usulden reddedilmesini, esasa geçilmesi halinde esastan reddedilmesini, yargılama gider, harç ve vekalet ücretinin (HMK 323/1-ç gereği noterliğin vekaletname düzenleme masrafı 155,84 TL dahil) davanın açılmasına sebebiyet verdiği ve tam kusurlu olduğu için davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLER:
Arabuluculuk son tutanağı, Kaza Tespit Tutanağı, Davalının Ruhsat Fotokopisi,……… Ehliyet Fotokopisi, Davacı Müvekkilin Ruhsat Fotokopisi, ……….Ehliyet Fotokopisi, Davalının ……. No’lu Trafik Sigorta Poliçesi, davacının beyan dilekçesi, yedek Parça İade Formu , Parça bedellerine ilişkin ekran görüntüleri, Kaza tarihindeki Merkez Bankası Euro Kuru, Davalı Sigorta Şirketine Başvuru Dilekçeleri, Kargo Alındıları, Hasarlı araca ait fotoğraflar, Davalı Sigorta Şirketi tarafından açılmış ……….No’lu Hasar Dosyası, Eksper raporu delil olarak mahkememiz dosyasına sunulmuştur.
Davalı tarafın bildirdiği tanıklar …………..’in tanık olarak beyanları alınmıştır.
ATK, Trafik İhtisas Dairesi’nin 30/11/2021 tarih ve ………. sayılı yazısında, Tarafa ait otomobilin kazanın olduğu caddeye 300 numaralı sokaktan çıkışla katıldığı belirtilmesine karşın çarpışma noktası ile bu sokakla kesişen kavşak arasındaki mesafe belirtilmemiştir. Taraflara izafesi yapılacak kusur durumunun sağlıklı bir şekilde belirlenebilmesi için; Olay yerinde sürücü ve tanıkların katılımı ile keşif yapılarak araçların cadde üzerindeki istikamet yön ve doğrultuları (kaza noktasına takiben yaklaştıkları şeritler), çarpışma noktasının yol yüzeyindeki konumu, davalı tarafa ait otomobilin çıkış yaptığı sokak kavşağı ile çarpışma noktası arasındaki mesafe, kaza günü itibarıyla bu yolda uygulanan azami hız limiti ile diğer mahal özelliklerinin ne olduğu hususunun tespit edilerek dosyanın mevcutlar ile birlikte yeniden gönderilmesine ihtiyaç hasıl olmuştur. Yazısına istinaden Belirtilen eksiklerin ikmali amacıyla 08/02/2022 tarihli ara kararı gereğince, 08/03/2022 tarihinde saat:13:45 te olay mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiştir.
Trafik uzmanı bilirkişi 15/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Kazadan sonra olay mahallinde çekilen fotoğraflar incelendiğinde araçların son konumları görülmektedir. Bu durumda; Kaza noktası davacının belirttiği noktada (kavşağa 24 metre) olmuş olsaydı, Yaya kaldırımı üzerinde durup son konumuna alan davalı aracı resimde görüldüğü noktada kaldırıma çıkmaz, arkadan almış olduğu darbenin etkisi ile daha geriden kaldırıma çıkar ve çıktığında, burada bulunan ağaçlara veya bir ağaca çarpardı kanaatinde olduğunu, Dolayısıyla; Kazadan sonra olay mahallinde çekilen fotoğraflarda, yaya kaldırımı üzerinde görülen davalı aracın şekli ve yolun fiziki ve görsel durumuna göre kazanın 300. Sokağın 37 metre ilerisinde olduğu kanaatinde olduğunu, mahkemenizde görülmekte olan …….. esas sayılı dosyasına konulmak üzere, keşif esnasında tarafımızdan istenilen kazanın oluş şekli, ayrıca, olay mahalli korokisi, gerek keşif mahallinde çekilen resimler üzerinde, gerekse ölçümlü basit kroki üzerinde çizilerek sunulduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 28/04/2022 tarihli raporunda özetle; Sürücü ……….’in, %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Sürücü …….’in, kusursuz olduğu, kanaatini bildirir müşterek rapor düzenlenmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava; 26/11/2019 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacı aracında meydana gelen hasar bedeli zararının karşı taraf araç ZMMS sigortacısından tahsili istemli maddi tazminat davasıdır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 85/1. maddesi uyarınca bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen bilet ile işletilmesi halinde motorlu aracı işletenin ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, maddenin devamında işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin araç sürücüsünün veya kullanılmasına yardımcı olan kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Kanunun 90.maddesinde ” zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir.” denilerek tazminatlar ve hesaplama şekli kanunda gösterilmiştir. Kanunda ayrıca söz konusu tazminatlara ilişkin bu kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 6098 Sayılı TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümlerinin uygulanacağı düzenlenmiştir. Aynı kanunun 91.maddesinde ise işletenlerin bu kanunun 85.maddesinin 1.fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu düzenlenmiştir. Karayolları Trafik Kanunu ve hüküm bulunmadığı hallerde TBK’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri dikkate alındığında, trafik kazasında kusuru ile bir kişinin ölümüne ya da yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet veren araç sürücüsü kusuru oranında araç işleteni ile birlikte ve zorunlu mali sorumluluk sigortası düzenleyen sigorta şirketi poliçe teminat limiti kapsamında sorumludur.
Karayolları Trafik Kanunu ve TBK hükümlerine göre öncelikle haksız fiilden kaynaklı tazminat talebine ilişkin meydana gelen trafik kazasında davalı araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı hususunun belirlenmesi gerekir. Bu konu da araç sürücülerinin ya da üçüncü kişilerin kusur durumu ve oranının tespiti için dosya ATK’ya gönderilmiş ve ATK tarafından düzenlenen ön raporda olay yerinde keşif yapılarak araçların cadde üzerindeki istikamet, yön ve doğrultuları kaza noktasına takiben yaklaştıkları şeritler çarpışma noktasının yol yüzeyindeki konumu davalı tarafa ait otomobilin çıkış yaptığı kavşağı ile çarpışma noktası arasındaki mesafe kaza günü itibari ile yolda uygulanan azami hız limiti ile diğer mahal özelliklerinin tespiti istenilmiş mahkememizce ATK ön raporunda belirtilen hususların belirlenmesi amacıyla trafik bilirkişisi refakatinde ve davacı ve davalı araç sürücülerinin de katılımına olanak sağlayacak şekilde mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiş, keşif icra edilmiş kaza mahalline ilişkin tespit ve değerlendirmeler ve kazaya ilişkin fotoğraflarda dikkate alınarak tespit edilmiş ve bu hususta yapılan tespite göre kazanın kavşakta meydana gelmediği, davacı sürücüye göre kavşağın 24m ilerisinde, davalı sürücüye göre kavşağın 37m ilerisinde meydana geldiğinin belirtildiği, ancak kazadan hemen sonra olay mahallinde çekilen fotoğraflarda araçların son konumlarının görüldüğü, buna göre davacının belirttiği noktada kavşağa 24m mesafede kaza meydana gelmiş olsaydı yaya kaldırımı üzerinde durup son konumuna alan davalı aracın resimde bulunduğu noktada kaldırıma çıkmayacağı, arkadan almış olduğu darbenin etkisi ile daha geriden kaldırıma çıkacağı ve bu durumda ağaçlara veya bir ağaca çarpmış olması gerektiği, dolayısıyla kazadan hemen sonra olay mahallinde çekilen fotoğraflar ve kaza mahallinde yapılan tespitler birlikte değerlendirildiğinde, yaya kaldırımı üzerinde görülen davalı aracın şekli ve yolun fiziki görsel durumuna göre kazanın sokağın 37m ilerisinde meydana gelmiş olduğu yönünde tespit yapıldığı, yapılan tespit, düzenlenen rapor ve tüm dosya yeniden ATK’ya gönderildiği, ATK Trafik İhtisas Dairesi’nce yapılan değerlendirmede olay mahallinde azami hız limitinin 50 km/saat olduğu çarpışma noktasının sol şeritle işaretlendiği, bilirkişinin kanaatine göre çarpma noktası ile kavşak arasındaki mesafenin 24m olduğunun ve olay yerini gösteren fotoğrafların kaza anında vaktin gece ve aydınlatmanın mevcut olduğu, tüm tespit tutanakları, kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporuna göre, çarpışma noktasının kavşağı 24m mesafede meydana geldiği kabul edilse dahi yerleşim yeri şartları ile özellikle mahalde uygulanan azami hız limiti dikkate alındığında 300.sokaktan çıkıp sola dönüş yaparak kaza noktasına ilerleyen ve çıkış yaptığı sokağa göre 24m mesafe kat eden, …….. plakalı otomobilin istikamet konumunu almış sayılması gerekeceğinin mütalaa edildiği, çarpmanın arkadan çarpma şeklinde meydana geldiği, mevcut verilere göre davacıya ait araç sürücüsünün idaresindeki otomobil ile yerleşim yeri sınırları içerisindeki olay mahalli yolda seyir halindeyken yola gereken dikkat ve özeni göstermemiş, olay mahalli mevkisinin gerisinde bulunan kavşakta sola dönüş ile önüne katılım yapıp istikamet konumunu alan, dolayısıyla da önünde seyre geçmiş olan otomobile karşı çarpmayı önlemek adına etkin firen ile uygun direksiyon tedbirine başvurmayarak bu otomobile hatalı bir şekilde yaklaşıp arkadan çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazasında davacıya ait araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda bir kusurunun bulunmadığı, kusur raporu öncesinde olay mahallinde keşif yapılarak olayın oluşuna ilişkin ayrıntılı tespit raporu düzenlendiği, taraflar arasında düzenlenen kaza tespit tutanağı, tanık beyanları ve mahallinde yapılan keşif sonucu kaza yerine ilişkin düzenlenen bilirkişi raporu ve tüm kapsamı dikkate alınarak ATK tarafından olay ayrıntılı olarak incelenmek suretiyle denetime elverişli rapor düzenlendiği, davacıya ait araç sürücüsünün kazanın oluşumunda asli ve tam kusurlu olduğu, davalı araç sürücüsünün ise kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı sigorta şirketinin poliçe teminat kapsamında davalı işletenin sorumlu olduğu durumlarda poliçe nedeni ile sorumlu olduğu, davalı araç sürücüsünün meydana gelen trafik kazasında bir kusuru bulunmadığından bu kaza nedeni ile davacıya karşı bir sorumluluğunun bulunmadığı, işleten den dolayısıyla sigortacının da kazadan dolayı bir sorumluluğu bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davanın reddi nedeni aynı olduğundan davalılar yararına tek vekalet ücretine hükmedilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL nispi ilam harcından, peşin alınan 341,55-TL nispi harcın mahsubu ile fazla kalan indirildikten sonra kalan 260,85‬-TL harcın karar kesinleşmesi halinde yatırana iadesine,
3-Yapılan harç ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı ………. ve davalı sigorta şirketi kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince belirlenen davanın red edilen bölümü üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
6-Kararın kesinleşmesi halinde, ayrıca karar yazmaya gerek görülmeden kalan gider avansının derhal taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalılar vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2022
Katip……
e-imzalıdır.

Hakim …….
e-imzalıdır.