Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/295 E. 2021/850 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

.
T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
.

ESAS NO : 2020/295 Esas
KARAR NO : 2021/850

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 28/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 26/06/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; 08.12.2019 tarihinde maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını iddia ettiği ………. plakalı araç, 18.05.2019 başlangıç – 18.05.2020 bitiş tarihleri arasında geçerli olmak üzere ….. numaralı Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile davacı adına müvekkil şirkete sigorta ettirildiğini, söz konusu kaza sebebiyle sigortalı aracın hasar gördüğünü, müvekkil şirkete başvurulduğunu ancak yapılan başvurunun haksız olarak reddedildiğini belirtmiş ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 10.000,00 TL hasar bedelinin 27.01.2020 başvuru ret tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesinin ve ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; Kaza Tespit Tutanağı uyarınca, davaya konu kaza saat 21:30’da meydana gelmiş olan ve saat 23:17’de yapılan alkol ölçümüne göre sigortalı araç sürücüsü ……… 0,04 promil alkollü olarak tespit edilmiştir. Ancak tutanaklardan da görüleceği üzere alkol ölçümü kaza saatinden 107 dakika sonra yapılmış olup kazadan hemen sonra ölçüm yapılmadığını, adli vakalarda, Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu’nca ortalama olarak yetişkin bir erkeğin kanındaki alkol düzeyinin 1 saate 15 mg/dl (0,15 promil) azaldığı kabul edildiği, söz konusu oran dikkate alındığında kaza ile ölçüm saati arasındaki 107 dakikalık fark dolayısıyla 0,04 promil olarak ölçülmüş olan alkol seviyesinin, kaza anında en az 0,26 promil fazla olması gerektiğinin belirlendiği, bu durumda sigortalı araç sürücüsünün 0,30 promil alkollü olarak kazaya sebebiyet verdiğinin tespit edildiğini, hal böyle iken sigortalı araç sürücüsünün ticari araçlar için yasal alkol seviyesi olan 0,20 promil alkol seviyesinin üzerinde 0,30 promil alkollü olarak söz konusu kazaya sebebiyet verdiğini, sigortalı aracın modeli … kamyon olup ilgi madde gereği hususi araç dışında kalan ticari araç kategorisinde değerlendirildiğini, Hal böyle iken sigortalı araç sürücüsü, ticari araçlar için yasal alkol seviyesi olan 0,20 promil alkol seviyesinin üzerinde 0,30 promil alkollü olarak söz konusu kazaya sebebiyet verdiğini, sigorta şirkete yapılan hasar başvurusunu, Kara Araçları Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın A.5.5. hükmü uyarınca teminat dışı haller kapsamında olması dolayısıyla, haklı olarak reddetmiş olup, davaya konu edilen hasarla ilgili müvekkil sigorta şirketinin davacıya karşı hiçbir sorumluluğu bulunmadığını belirterek Davanın reddine, Aksi halde dosyanın bilirkişiye sevki ile mevcut şüpheler giderildikten sonra hüküm kurulmasına, başvuru ret tarihinden itibaren avans faizi talebinin reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davacıya tahmilinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi’nin yazı cevabı, … Sigorta A.Ş’nin yazı cevabı, Manisa Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’nün yazı cevabı, kusur ve otomotiv bilirkişi ile sigorta bilirkişisi tarafından hazırlanan 28/12/2020 tarihli heyet raporu, kusur ve otomotiv bilirkişi, sigorta bilirkişisi ile nöroloji uzmanı bilirkişi tarafından hazırlanan 02/03/2021 havale tarihli heyet raporu dosyamız arasındadır.
Mahkememizce 15/10/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği dosyanın kusur ve otomotiv Bilirkişisi … ile sigorta mevzuatından kaynaklı uyuşmazlıklar konusunda uzman bilirkişi …den oluşan heyete tevdi ile uyuşmazlık tespiti göz önüne alınarak dava dışı araç sürücüsünün kusur durumunun belirlenmesi söz konusu kazadan kaynaklı araçta oluşan hasarın tespiti, bu hasar tutarından davalının sorumlu olup olmadığının belirlenerek hazırlanacak raporun Mahkememiz dosyasına sunulmasının istenilmesi üzerine adı geçen bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 29/12/2020 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde trafik kazası tespit tutanağının incelendiği, sigorta tarafından sunulan hasar dosyasının değerlendirildiği, tespit edilen hasarların araçla karşılaştırılması neticesinde kaza tespit tutanağını doğrular şekilde olduğundan uyumlu olduğu kanaatine varıldığı, bu kazadan kaynaklı araç sürücüsünün kusurlu olduğu araçta meydana gelen zararın giderilmesi için yedek parça ve işçilik bedellerinin toplam 24.310,00 TL olduğu, davalı yana aracın kaza tarihini kapsar biçimde kasko poliçesi ile sigortalı olduğu, sigorta türünün mal sigortası olduğu, sigorta ettirenin kaza sırasındaki kusurunun tek başına tazminat ödemesi yapılmasına etkilemediği bu kapsamda kazanın meydana geliş şekli dikkate alındığında zararın sigorta teminat kapsamında olduğu, somut olaya etken kazada araç sürücüsünün alkollü olduğu ancak kazanın oluşumunda alkolün salt etkisinin belirlenmesine yönelik bilirkişi heyetinin uzmanlığının olmadığı hususlarında kanaatin belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan ve itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalı vekilince beyan ya da itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce davacı itirazının ve dosyaya kazandırılan raporun değerlendirilmesi ile birlikte bu sefer 07/01/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği dosyanın önceki bilirkişi heyetine nörolog bilirkişisi olan …… ‘da dahil edilmek suretiyle heyete tevdi ile söz konusu kazanın sırf alkolün etkisi ile gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitine esas hazırlanacak raporun dosyamıza sunulmasının istenilmesi üzerine adı geçen bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 02/03/2021 havale tarihli raporun incelenmesinde önceki rapordaki kusur ve zarar yönünden herhangi bir görüş değişikliğine gidilmeyerek kazanın 18/12/2019 günü saat 21:30’da meydana geldiği, araç sürücü ……..’nun kazada 107 dak. Sonra saat 23:17’de yapılan muayenesinde 0,04 promil alkollü olduğu, Adlİ Tıp Kurumu verileri ve yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin ……Esas ve… Karar sayılı ilamı çerçevesinde değerlendirme yapıldığında etkilenmenin başladığı 0,30 promil ile kesinlik sınırı olan 1,00 promil arasında alkol düzeyi bulunan sürücülerin Hekim muayenesine ve testlere tabi tutulmak sureti ile güvenli sürüş yeteneklerinin bozulup bozulmadıklarının araştırılması gerektiği belirtilerek bu iki düzeyin arasında kalan 31-100 mg/dl kan alkol sevi,yesindeki sürücüler yönünden incelemenin detaylı hekim muayenesi ile ortaya çıkabileceği, bu kapsamda alkol etkisini iki ihtimalli olarak değerlendirildiği, birincisinde; şahsın alkol ölçümünün olaydan 107 dak. Sonra yapılması ve şahısta 0,04 promil alkol tespit edilmesi hususunda kaza öncesi süre içerisinde şahsın alkol almamış olabileceği ve ölçülen değerin doğru olabileceği kabul edildiğinde şahsın alkolsüz olarak değerlendirilmesinin gerektiği bu durumda kaza ile alkolün ilişkilendirilemeyeceği ikincisinde ise; şahsın kaza sırasında alkollü olduğu değerlendirildiğinde alkolün vücuttan saatte ortalama 0,15 promil atıldığı göz önüne alındığında, kaza sırasında 0,30 promil alkollü olduğu bunun da yasal sınır olan 0,20 promil üzerinde bir değerde olduğu kazadan sonra şahsın usulüne uygun yapılan bir hekim muayenesi olmadığı gibi saptanan alkol düzeyde 0,30 promil olup 0,31 mg/dl değerin altında olduğu bu durumda şahısta saptanılan alkolün kazanın oluşumunda etkili ve/veya salt etkili olmadığı kanaatine varıldığının bildirildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan ve itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalı vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan 30/04/2021 havale tarihli dava değeri artırım dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ile 6100 sayılı HMK’ nun 107.maddesi gereğince; davalı sigorta şirketinden şimdilik talep ettikleri 10.000,00 TL hasar bedeli taleplerinin 14.310,00 TL daha arttırılarak, 24.310,00TL olarak hüküm altına alınmasına, fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı tutulmasına, davanın kabulü ile işbu toplam 24.310,00 TL maddi tazminat taleplerinin 27.01.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi (Reeskont Avans) ile birlikte hüküm altına alınmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür. Söz konusu dilekçenin davalı vekiline usulüne uygun olarak 10/05/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı yanca cevap sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun; 08.12.2019 tarihinde ….. sevk ve idaresindeki aracın yoldan çıkarak devrilmesi şeklinde gerçekleşen tek taraflı trafik kazası neticesinde maddi hasara uğradığı ….plakalı aracın davalı nezdinde kasko sigorta poliçeli olduğu, davalı tarafa yapılan başvuru üzerine hasar dosyası açıldığı ve talebin ret edildiği konusunda bir uyuşmazlık olmamakla birlikte söz konusu kazadan kaynaklı olarak araçta meydana gelen zararın tespiti, bu kaza nedeni ile araç sürücüsünün kusur durumunun belirlenmesi, istem konusu edilen zarardan davalının sorumlu olup olmadığı konularında yapılacak inceleme neticesinde varılacak kanaate esas açılan hasar bedelinden kaynaklı maddi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır. Her ne kadar iş bu dava konusu maddi tazminat dayanağı kazaya karışan aracın sigortasından kaynaklı olarak belirtildiği görülmekte ise de kazaya karışan aracın kaza tarihini kapsar biçimde davalı yana genişletilmiş kasko poliçesi ile sigortalandığı aracın ticari nitelikte bir araç olduğu dosya kapsamından sabit görüldüğünden iş bu uyuşmazlığın nispi ticari dava olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar dosyaya kazandırılan 28/12/2020 tarihli rapora davalı tarafça itiraz edilmemiş ve ancak sonradan kazandırılan 02/03/2021 tarihli rapora itirazlarda bulunarak raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığı belirtilmiş ise de söz konusu raporun alanında uzman bilirkişiler tarafından oluşturulduğu raporun dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi sureti ile dosya kapsamı ile uyumlu olduğu ayrıca yine her ne kadar davacı tarafça araçta kaza nedeni ile oluşan zarar tutarı yönünden itirazda bulunulmuş ise de raporun değerlendirilmesi sonucunda kazaya karışan …….. plaka sayılı aracın 18/12/2019 tarihinde karışmış olduğu tek taraflı trafik kazası neticesinde aracın yedek parça ve işçilik olmak üzere KDV dahil toplam zararının 24.310,00 TL olarak belirlenmesi, kazanın oluşumunda araç sürücüsünün kusurlu olarak belirlenmesi hususlarının dosya kapsamı ile uyumlu olduğu da göz önüne alındığında Mahkememizce benimsendiği ayrıca her ne kadar kazandırılan 02/03/2021 tarihli raporda alkolün kazanın oluşumunda etkili ve/veya salt etkili olmadığı yönündeki değerlendirmenin de Mahkememizce benimsendiği hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde yapılan itirazların yerinde olmadığı ve 02/03/2021 tarihli raporun hüküm kurmaya elverişli olduğuna kanaat getirildiği ve bu nedenle itirazların yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dava dışı … yönetimindeki …… plaka sayılı kamyonun ….. ili, …. ilçesi, .., ……. Mah. 7+300 metresine geldiğinde yolun satıh kaplamasının dar ve tehlikeli viraj olmasına rağmen viraja dar girmesi sonucu aracın sağ arka tekerleklerinin şarampole düşmesi üzerine kamyonun sağ tarafın ve şarampol kısmına devrilmesi ile oluşan trafik kazasında araç sürücüsünün aracın hızını yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmadan, görüş alanını yeterince kontrol altında tutmadan dikkatini gereği gibi yola ve seyir yönüne vermemek sureti ile sevk ve idaresindeki hatası ile dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırıdır davranışından dolayı 2918 sayılı yasanın 47/d maddesinin ihlalinden ötürü asli ve tam kusurlu olduğu, aracın davacıya ait olduğu ve davalı tarafından kaza tarihini kapsar biçimde kasko poliçesi ile sigortalı olduğu, davalı tarafça açılan hasar dosyası üzerine araçta 20.601,70 TL hasar meydana geldiğinin eksper raporu ile belgelendiği bu tutarın KDV hariç tutar olarak belirlendiği, davalı yanca yapılan sigortanın mal sigortası türü olduğu ve bu nedenle araç sürücüsünün kusurunun davalı sorumluluğunu etkilemediği, her ne kadar kazanın şahıstaki alkolün etkisi ile gerçekleştiği yönünde savunmada bulunulmuş ise de hükme esas alınan rapordan da anlaşılacağı üzere sürücüdeki alkolün kazanın oluşumunda etkili ve/veya salt etkili olmadığı kanaatine varıldığı, davalı sorumluluğunun bu kapsamda KDV dahil tutar üzerinden olduğu ve dolayısıyla davacının bu kazadan kaynaklı zararının 24.310,00 TL olduğu değerlendirme ve kanaatlere varılmakla davacı tarafça davadan evvel KTK 97 uyarınca yapmış olduğu başvuruya dair dilekçe davalıya 05/02/2020 tarihinde tebliğ edilmiş ise de davalı tarafça açılan hasar dosyası üzerinden talep 27/01/2020 tarihinde reddedildiği göz önüne alınarak açılı davanın kabulü ile 24.310,00 TL’nin 27/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile; 24.310,00 TL’nin 27/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 1.660,62 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 415,16 TL (170,78 TL peşin harç ile 244,38 TL ıslah harcından oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 1.245,46 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 469,56 TL ( 170,78 TL peşin harç ile 54,40 TL başvuru ve 244,38 TL ıslah harcından oluşan) ile gider avansından kullanılan 1.941,00 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 2.410,56 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 45,90 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’e ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında davanın açılmasına sebebiyet veren DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
7- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.
28/10/2021

Katip ….
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸