Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/210 E. 2021/673 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/210
KARAR NO : 2021/673

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 25/03/2020
KARAR TARİHİ : 24/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; müvekkili banka ile … Ltd Şti arasında genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, davalının bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine müteselsil kefil hakkında İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibine girişildiğini, davalının haksız borca itirazı nedeniyle takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını ileri sürerek İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibinde davalının borca itirazının iptaline takibin devamına ve %20 inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; dava dilekçesinin HMK 119 maddesindeki nitelikleri taşımadığını, eksikliklerin giderilmesi gerektiğini, dava dilekçesinin eklerinin kendilerine tebliğ edilmediğini, davacı tarafın somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, belirtilen usulü nedenlerle davanın reddi gerektiğini, esas yönünden de kefalet sözleşmesinde müvekkilinin borçtan müşterek borçlu olduğundan bahsedilmediğini, asıl borçlu aleyhine takibe girişilmeden müvekkili aleyhine takibe girişilemeyeceğini, kefalet sözleşmesinde müvekkili tarafından yazılmış bir kefalet limiti, kefalet tarihi ve müteselsil ibaresinin yer almadığını, dolayısıyla geçersiz bir kefalet ilişkisinin mevcut olduğunu, takibin açıldığı tarih itibariyle asıl borçlu şirket ve müvekkili yönünden takipte belirtilen miktarda borç bulunmadığını, haksız ve hukuka aykırı olarak hesabın kat edildiğini, hesap kat ihtarının müvekkiline tebliğ edilmediğini, davanın reddine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesi savunulmuştur.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, kredi sözleşmesi incelenmiş, İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının uyap örneği getirtilip incelenmiş, bilirkişi görüşüne başvurulmuştur.
İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinden; Genel kredi sözleşmesine dayanılarak … Bankası AŞ tarafından … aleyhine 735.287,81-TL asıl alacak, 14.312,58-TL işlemiş temerrüt faizi, 715,62-TL BSMV olmak üzere toplam 750.316,02-TL nakdi alacağın tahsili ve 2.225,00-TL gayri nakdi alacağın vadesiz bir hesapta depo edilmesinin temini bakımından 03/03/2020 tarihinde takibe girişildiği, davalıya ödeme emrinin 04/03/2020 tarihinde tebliğ olunduğu, davalı vekili tarafından 08/03/2020 tarihinde borca itiraz süresi içerisinde takip konusu tüm borca ve ferilerine itiraz edilmesiyle takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı banka ile … Ltd Şti arasında imzalanan 25/06/2015 tarihli genel kredi sözleşmesini …’un 550.000-TL limitle 25/06/2015 tarihinde müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, yine aynı taraflar arasındaki 13/09/2017 tarihli genel kredi sözleşmesinin …’un 1.100.000-TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı anlaşılmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, müvekkili tarafından yazılmış kefalet limiti, kefalet tarihi ve müteselsil ibaresinin olmadığını savunmakla, 05/02/2020 tarihli duruşmada sorulduğunda davalı vekili kefalet sözleşmesindeki yazıların müvekkiline ait olmadığı konusunda bir itirazlarının olmadığını, asıl borçlu aleyhine takibe girişilmeden müvekkili aleyhine takibe girişilemeyeceği yönünde itirazlarının olduğunu bildirmekle, kefalet sözleşmesinin TBK 583 maddesindeki koşulları taşıdığı kabul edilerek değerlendirme yapılmıştır.
Bilirkişi …’ın sunduğu gerekçeli raporunda; davacı banka ile … Ltd Şti arasında 25/06/2015 tarihli 500.000-TL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, …’un sözleşmeyi 550.000-TL kefalet limitiyle müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, ayrıca davacı banka ile … Ltd Şti arasında 13/09/2017 tarihli 1.000.000-TL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, bu sözleşmeyi …’un 1.100.000-TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kredi sözleşmelerine istinaden banka tarafından üç ayrı taksitli kredi kullandırıldığını, ayrıca çek verildiğini, bankanın İzmir … Noterliği’nin 16/01/2020 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesabı kat ettiğini, hesap kat ihtarının asıl borçlu şirkete 16/01/2020 tarihinde davalıya ise 21/01/2020 tarihinde tebliğ olunduğunu, davalının 23/01/2020 tarihinde temerrüte düştüğünü, takip tarihi itibariyle dava dışı asıl borçlu … Ltd Şti firmasına kullandırılan krediler nedeniyle … Bankası AŞ’nin 724.208,14-TL asıl alacak, 12.029,90-TL işlemiş temerrüt faizi, 601,50-TL BSMV olmak üzere toplam 736.839,54-TL alacaklı olduğunu, bu alacağa 03/03/2020 tarihinden itibaren %14,95 oranında temerrüt faizi talep edilebileceğini, takip talebinde ayrıca 2.225,00-TL çek sorumluluk tutarı yönünden depo talebine yer verilmişse de, genle kredi sözleşmelerinde çek sorumluluk tutarının depo edilmesinin kefillerden talep edileceğine dair açık bir hükme rastlanılmadığını, bu nedenle kefilden çek sorumluluk tutarının depo talebinde bulunulamayacağına karar verilmesinin mahkemenin takdirinde olduğunu ortaya koymuştur.
Taraflarca bilirkişi raporuna itiraz edilmişse de bilirkişi raporunun içeriği değerlendirildiğinde itirazların yerinde olmadığı kanaatine varılmış, bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır.
Toplanan tüm deliller karşısında; davacı banka ile … Ltd Şti arasında 25/06/2015 tarihli ve 13/09/2017 tarihli genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı, davalı …’un 25/06/2015 tarihli genel kredi sözleşmesini 550.000-TL limitle 13/09/2017 tarihli genel kredi sözleşmesini 1.100.000-TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, … Ltd Şti’nin bankadan kullandığı kredileri ödememesi üzerine bankanın İzmir … Noterliği’nin 16/01/2020 tarihli … yevmiye nolu ihtarname göndererek hesabı kat ettiği, buna rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı hakkında İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibine girişildiği, davalının borca ve ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu, dava şartı zorunlu arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığı, davalının her iki sözleşme için akdettiği müteselsil kefaletin geçerli ve zorunlu şartları içerdiği, bilirkişi raporunda ortaya konulduğu üzere takip tarihi itibariyle davacı bankanın aslı borçlu şirketten 724.208,14-TL asıl alacak, 12.029,90-TL işlemiş temerrüt faizi, 601,50-TL BSMV olmak üzere toplam 736.839,54-TL alacaklı olduğu bu borçtan davalının müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu, davacının bu alacağı davalıdan talep edebilmesi için asıl borçlu aleyhine takibe girişmesi ve takibin sonuçsuz kalmasına gerek bulunmadığı, bankanın asıl borçlu ile birlikte müteselsil kefil aleyhine de haklarını kullanabileceği, icra takibinde 2.225,00-TL çek sorumluluk tutarının depo edilmesi talep edilmiş ise de, genel kredi sözleşmelerinde depo tutarından kefilinde sorumlu olacağına dair bir hükümün bulunmadığı, bu nedenle kefilin henüz tazmin edilmemiş çek sorumluluk tutarının depo edilmesinde sorumlu olmadığı kanaatine varılmakla, aşağıda belirtildiği üzere davanın kısmen kabulüne fazlaya dair talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Hüküm altına alınan alacak likit olup İİK 67 maddesindeki şartlar oluştuğundan hüküm altına alınan alacak üzerinden %20 oranında davacı lehine inkar tazminatına hükmedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;.
1-Davanın kısmen kabulüne, davalının İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibinde borca itirazının kısmen iptaline, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 724.208,14-TL asıl alacak, 12.029,90-TL işlemiş faiz, 601,50-TL BSMV olmak üzere toplam 736.839,54-TL’nin tahsili bakımından takibin devamına,
Fazlaya dair itirazın iptali isteminin reddine,
Hüküm altına alınan 724.208,14-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %14,95 oranında temerrüt faizi uygulanmasına,
Hüküm altına alınan alacağın %20 si oranındaki 147.367,90-TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 50.333,51-TL harçtan peşin alınan 9.061,95-TL ile takip nedeniyle alınan 3.751,58-TL harcın mahsubu ile bakiye 37.519,97-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’a ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 53.891,98-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve davanın reddolunan kısmına göre takdir olunan 4.080,00-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan 837,50-TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına göre takdiren 822,45-TL yargılama gideri ile 54,40-TL başvurma harcı, 9.061,95-TL peşin harç olmak üzere toplam 9.938,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davacı tarafça yatırılan ancak kullanılmayıp artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair, oybirliği ile verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.24/09/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır