Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/156 E. 2021/810 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/156 Esas
KARAR NO : 2021/810

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/02/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan .. tarihli dava dilekçesinde özetle; Davalı …’ın, davacı müvekkile 01.08.2015 tarih ve 6.900,00-TL bedelli faturaya istinaden borçlu olup, alacaklı olan davacı müvekkile hiçbir ödeme yapmadığı, ödeme yapmaktan kaçınan davalı borçlu hakkında tarafınca İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. numaralı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, ancak davalı borçlu tarafından haksız ve kötüniyetli olarak 28.12.2018 tarihinde takibe itiraz edilmesi sonucu takibin icrasının durdurulduğu, davalı borçlunun söz konusu itirazı kendisine karşı başlatılan takibi uzatma veya yavaşlatma maksadı taşımakla birlikte, haksız ve de hukuki mesnetten yoksun olduğu, davalı borçlunun, davacı müvekkil firma arasındaki ticari alışverişe istinaden fatura düzenlendiği, ancak ödeme tarihi geçmesine rağmen davalı borçlunun hiçbir ödemede bulunmadığı, bu alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu, borcu olduğunu bildiği halde bu takibe kötüniyetli olarak itiraz ettiği, bu hususun fatura ve irsaliyeler incelendiğinde de açıkça görüleceği belirtilerek davalı borçlunun İzmir ….İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan ……tarihli cevap dilekçesinin incelenmesinde; müvekkili … ile davacı şirket ile arasında sözleşmeye dayanak hiçbir ticari ilişki bulunmadığı, müvekkilinin düzenlenmiş herhangi bir fatura yahut başka bir belgeden habersiz olduğu. Şirket bünyesinde resmi olarak imzaya yetkili kılınan kişilerin … ve senelerdir birlikte çalıştığı muhasebecisi olduğu, bu iki şahıs dışında hiç kimsenin şirket adına evrak düzenleme ve imzalama yetkisi olmadığı, şayet …’dan başka bir şahıs, şirket adına borç doğuran bir belge imzaladı ise söz konusu belge imza yetkisizliğinden dolayı hukuken geçersiz olacağı, evraktaki imzanın müvekkili …’a ait olduğu öne sürülmekteyse de bu durumun da gerçeğe aykırı olduğu, müvekkilin dava dosyasına konu 01.08.2015 tarihli ve 6.900,00-TL bedelli faturadan kaynaklı bir borcunun bulunmadığı, davacı ile ticari ilişkisinin olmadığı, bu kapsamda açılı davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlandığı, taraf teşkilinin sağlandığı ve usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının Uyap örneği, vergi dairesine yazılan müzekkere cevabı, Ticaret Sicil Müdürlüğü cevabi yazısı, SGK İl Müdürlüğü cevabi yazısı, davacı taraf vekilince sunulan irsaliye örneği, davacı kayıtlarının incelendiği 12/04/2021 havale tarihli rapor dosya arasındadır.
İzmir… İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 6.900,00 TL asıl alacak, 2.545,11 TL işlemiş faiz olmak üzere 9.445,11 TL üzerinden takip başlatıldığı, takip dayanağının “201/08/2015 tarihli 687429 irsaliye nolu KDV dahil 8.200,00 TL’lik fatura” olarak belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce 08/12/2020 tarihli duruşmada her iki taraf yönünden de 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi gereği ticari defter ve kayıtların dosyaya sunulması yönünde aynı maddenin 3. fıkrasında da belirtildiği üzere ihtaratın yapıldığı, davacı tarafça süresinde işlemin ikmali yönünde talepte bulunulduğu ve fakat davalı tarafça talepte bulunulmaması üzerine yine aynı tarihli ara karar gereği dosyanın SMMM bilirkişi …e tevdi ile Mahkememizce yapılan uyuşmazlık tespiti doğrultusunda davacı kayıtlarının tetkiki ile rapor tanzimi yönünde dosyanın bilirkişiye tevdi edildiği, adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 12/04/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde davacının 2015 kayıtlarının fiziki ortamda, 2016, 2017 ve 2018 kayıtlarının ise elektronik ortamda incelendiği, davacı kayıtlarına göre 2015 tarihinde davalı aleyhine 4 adet fatura (01/04/2015 tarihli, ……. numaralı ve 1.300,00 TL bedelli, 01/08/2015 tarihli, ….. numaralı ve 8.200,00 TL bedelli, 08/12/2015 tarihli, ….. numaralı ve 1.700,00 TL bedelli ve 15/12/2015 tarihli, … numaralı ve 2.000,00 TL bedelli olmak üzere) olmak üzere toplam 13.200,00 TL borç kaydının oluşturulduğu, davalı tarafından söz konusu faturalara istinaden toplamda 1.300,00 TL’si nakit, 5.000,00 TL’si kredi kartı olmak üzere toplam 6.300,00 TL ödemede bulunulduğu ve davacı tarafın takip tarihi itibariyle davalıdan olan alacağının 6.900,00 TL bakiye verdiği, söz konusu faturalardan 08/12/2015 ve 15/12/2015 tarihli faturaların …… ve …. tarafından teslim alındığı, takibe konu bakiyeyi oluşturan 11.900,00 Tl tutarındaki üç faturanın davalı tarafa teslim edildiğine karar verilmesi halinde davalıdan 6.900,00 TL asıl alacak talep edebileceği, temerrüt olmadığından faiz hesabının yapılmamış olduğu yönünde kanaat bildirildiği görülmüştür. Adı geçen rapora karışı davalı tarafça itiraz ya beyanda bulunulmadığı, davacı tarafça itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın; Taraflar arasında ticari bir ilişkinin olup olmadığı, takibe konu edilen faturanın bu ticari ilişki ile alakalı olup olmadığı dolayısıyla fatura içeriğinin davalı taraf yönünden geçerli olup olmadığı. faturanın ya da fatura içeriği ürünlerin davalı tarafça teslim alınıp alınmadığı konularında yapılacak inceleme neticesi davalı tarafın yapmış olduğu itirazın haklı olup olmadığı ve davacı tarafça istenen icra inkar tazminatının yerinde olup olmadığı ve bu kapsamda varılacak kanaate yönelik açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın tespitine geçmeden evvel şu hususun tespitinde fayda vardır; her ne kadar yukarıda da belirtildiği şekilde davaya dayanak icra dosyası dayanağının yukarıdaki şekilde belirtilmesine rağmen davacı kayıtlarının tetkiki neticesi kazandırılan rapora göre alacağı oluşturan 6.900,0 TL’lik alacağın neyden kaynaklığı sorulmuş, davalı vekili tarafından sunulan beyan dilekçesi ile bu tutarın bilirkişi raporunda bahsedilen 01/08/2015 tarihli 8.200,00 TL, 08/12/2015 tarihli 1.700,00 TL ve 15/12/2015 tarihli 2.000,00 TL olmak üzere toplam 11.900,00 TL faturadan kalan bakiye alacağı olduğu beyan edilmiş ve Mahkememizce söz konusu beyanın dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla bu doğrultuda inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı kayıtlarının tetkiki yönündeki raporun dosyaya kazandırılan deliller ile bir bütün olarak yukarıda bahsedilen yasanın 222/3 maddesindeki ihtarat sonucu da göz önünde bulundurularak yapılan değerlendirilmesi sonucunda davalı tarafından ihtarat gereği yerine getirilmemekle iş bu dosya açısından davacı kayıtlarının yine davacı lehine delil olarak kabul edildiğine kanaat getirildiği, SGK’ya yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıya göre …..’ın davalı taraf SGK’lı çalışanı oldukları ve böylece 08/12/2015 ve 15/12/2015 tarihli faturaların davalı yana tesliminin de ayrıca ispatlandığı kanaatine varıldığı, diğer faturalar yönünden davalı tarafından teslim alınığını gösterir bilgi yahut belgenin sunulmadığı böylece diğer iki fatura yönünden teslimin kanıtlanamadığı düşünülse bile esasen az yukarıda bahsedilen 222/3 ihtarat sonucundan davacının yararlanması gerektiği dolayısı ile tüm faturalar yönünden davalıya teslimin varlığına bu sebepler ile kanaat getirildiği değerlendirilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili tarafından dosyaya sunulan bilirkişi raporunda faiz yönünden yapılan değerlendirilmeye itiraz edilmiş ise bu husustaki nihai değerlendirilmenin Mahkememizce yapılması gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda yapılan inceleme neticesi 6102 sayılı TTK 1530/4 hükmü göz önüne alındığında davacı tarafça ödemeden sonra bakiye kalan alacak bakımından asıl alacak yanında faiz isteminde de bulunulmuş ise de söz konusu madde gereği davacının davalıdan faiz talebinde bulunabilmesi için faturaların davalı yan nezdinde kayıtlı olması gerektiği ve ancak bu hususta dosyaya kazandırılan herhangi bir kayıt olmadığı her ne kadar teslim yönünde söz konusu iki fatura yönünden de davalı çalışanlarınca teslim alındığı yönündeki yukarıdaki kanaatlere varılmış ise söz konusu maddenin lafzi yorumuna göre faiz talep şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davacı tarafın söz konusu faiz itirazının yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; her ne kadar davalı tarafından aksi iddia edilmiş ise de taraflar arasında mal alım-satımından kaynaklı ticari ilişkinin bulunduğu, söz konusu ilişkiden kaynaklı olarak davacı tarafından toplam bedeli 13.200,00 TL olan 4 adet faturanın davalı aleyhine düzenlendiği, davalı tarafından faturalara mahsuben toplam 6.300,00 TL ödemede bulunulduğu, böylece davacı taraf lehine 6.900,00 TL’lik alacak bakiyesinin bulunduğu, davalı tarafça söz konusu HMK’nın 222/3 maddesindeki ihtarat gereğinin yerine getirilmemesi sonucu davacı kayıtlarının davacı lehine delil olarak kabul edilmesine neden olduğu ve böylece davacının davalıdan asıl alacak yönündeki talebi bakımından davacının haklı olduğu ve ancak her ne kadar davacı tarafça asıl alacak yanında ayrıca faiz isteminde de bulunulmuş ise de yukarıda açıklanan gerekçe ile faiz talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmakla açılı davanın kısmen kabulü ile İzmir. İcra müd. … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 6.900,00 TL asıl alacağın tahsili bakınından devamına, fazlaya ilişkin iptal talebinin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık oranda avans faizi uygulanmasına ve şartları oluştuğu kanaatiyle İİK 67/ son gereği hüküm olunan tutarın % 20’si olarak hesaplanan 1.380,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; İzmir ….. İcra müd. … Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 6.900,00 TL asıl alacağın tahsili bakınından devamına,
– Fazlaya ilişkin iptal talebinin REDDİNE,
– Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık oranda avans faizi uygulanmasına,
– İİK 67/ son gereği hüküm olunan tutarın % 20’si olarak hesaplanan 1.380,00 TL icra inkar tazminatının DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 471,34 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 161,30 TL (114,07 TL peşin harç ile icra dosyasından alınan 47,23 TL’den oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 310,04 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 198,47 TL (114,07 TL peşin harç ile 54,40 TL başvuru harcından oluşan) ile gider avansından kullanılan 685,00 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 883,47 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 365,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu Nilay Çıtır’a ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
7- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza
¸