Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/15 E. 2021/976 K. 03.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/15
KARAR NO : 2021/976

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/01/2020
KARAR TARİHİ : 03/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; müvekkili banka ile … Ltd Şti arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini davalı …’un müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine kredi hesabının kat edildiğini, davalı borçlulara ihtarname gönderildiğini, borcun buna rağmen ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takibine girişildiğini, davalıların borca itirazı üzerine takibin durduğunu itirazın haksız olduğunu, dava öncesi borçlu şirketin müşteri çeklerinden 20/09/2018 tarihinde 34.000,00-TL, 19/11/2018 tarihinde 48.750,00-TL, 03/12/2018 tarihinde 30.000,00-TL, 24/01/2019 tarihinde 30.000,00-TL tahsilat sağlandığını ileri sürerek, davalı borçluların İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasına vaki borca itirazlarının iptali ile dava tarihine kadar yapılan kısmi ödemelerin mahsubu ile bakiye banka alacağı üzerinden takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı asiller davacı dilekçesinin tebliği üzerine iki haftalık yasal sürede cevaplarını sunmamış ancak davalılar vekili olarak Av. … 27/04/2020 tarihinde vekaletname sunmuş ve daha sonra 26/06/2020 tarihinde cevap olarak kabulü istemiyle beyanlarını içerir dilekçesini sunmuştur. Mahkememizin 16/10/2021 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararı uyarınca; “Davamızın itirazın iptali davası olduğu bu davanın icra takibinin devamı mahiyetinde bir dava olarak kabul edilemeyeceği, dolayısıyla davalı asillere tebligat yapılması gerektiği ve davalılara da tebligatın yapıldığı, davalılara yapılan tebligat tarihine göre cevap dilekçesinin iki haftalık cevap süresi içerisinde olmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin cevap dilekçesi olarak sunduğu dilekçesinin beyan dilekçesi olarak kabulüne” karar verilmiştir.
Davalılar vekili 26/06/2020 tarihli beyan dilekçesi olarak kabul edilen dilekçesinde; müvekkilleri aleyhine başlatılan icra takip dosyasında vekil sıfatı bulunmasına rağmen tebligatın asillere yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkillerine tebliğ edilen hesap kat ihtarının bulunmadığını, hesap kat ihtarının müvekkillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini, usulüne uygun kat ihtarı bulunmadığından temerrüt oluşmadığından davacının temerrüt faizi talep hakkının doğmadığını bu yöndeki taleplerinin reddi gerektiğini, icra takibinde ödeme emrinin usulsüz olduğunu, bu nedenle İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nin … esas ve İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyaları ile şikayet yoluna başvurulduğunu, faiz talebinin fahiş olduğunu, yapılan ödemeler sonucunda bakiye kredi borcundan düşüm yapılmadığı kanaatine varıldığını bu nedenle borca itiraz edildiğini, söz konusu alacak iddiasının yargılamayı gerektirdiğini, likit olmayan alacağa inkar tazminatı talebinin de yerinde olmadığını, davacı yanın haksız ve kötü niyetli olarak icra takibini başlattığını davanın reddi ile birlikte %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini savunmuştur.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, dava konusu icra dosyası incelenmiş, banka kayıtlarını kapsar şekilde bilirkişi incelemesi yaptırılmış bilirkişi raporu alınmıştır.
İzmir ….İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinden; 20/09/2019 tarihinde … Bank AŞ tarafından … ile … Ltd Şti aleyhine genel kredi sözleşmesine dayanılarak 395.245,67-TL asıl alacak, 5.847,47-TL işlemiş faiz, 292,37-TL BSMV olmak üzere toplam 401.385,51-TL’nin tahsili için girişilen icra takibine ilişkin olduğu, icra hukuk mahkemesi tarafından ödeme emrinin tebliği konusundaki ortaya konulan eksiklerin ikmali sonrasında borçlular vekiline 23/09/2019 tarihinde tebliğ edilen ödeme emri üzerine borçlular vekili tarafından 27/09/2019 tarihli dilekçe ile borca, faize ve tüm ferilere itiraz edilmiş, böylelikle takibin durduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi … 25/01/2021 tarihinde sunduğu gerekçeli raporunda; davacı banka ile davalı … Ltd Şti arasında 16/02/2018 düzenleme tarihli 1.000.000-TL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmeyi davalı …’un 1.000.000-TL limitle müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, sözleşme uyarınca 25/04/2017 tarihinde yıllık %17,40 akdi faiz oranı ile 250.000-TL taksitli ticari kredi kullandırıldığını, kredinin aylık 6.385,13-TL taksitle 60 ay geri ödeme planına bağlandığını, kredinin 25/05/2018 tarihli 13.taksidinin ödendiğini, takip eden taksitler ödenmediğinden kredi hesabının 213.234,35-TL ana para tutarı ile 10/09/2018 tarihinde kat edildiğini, yine 16/03/2018 tarihinde çek karşılığı 57.634,00-TL iskonto kredisi kullandırıldığını, krediye 31/07/2018 tarihinde 23.634,00-TL tahsilat sağlandığını, kredinin 34.000-TL ana para tutarının 10/09/2018 tarihinde kat edildiğini, kredi hesabından 29/05/2018 tarihinde 48.750,00-TL iskonto kredisi kullandırıldığını, kredinin 48.750,00-TL anapara tutarının 10/09/2018 tarihinde kat edildiğini, kredi hesabından 29/05/2018 tarihinde çek karşılığı 60.000,00-TL iskonto kredisi kullandırıldığını, kredinin 60.000,00-TL ana para tutarının 10/09/2018 tarihinde kat edildiğini, kredi hesabından kullandırılan 25.000,00-TL KMH kredisi ve tahakkuk eden 1.811,09-TL devre faiz ve ekleri ödenmediğinden 26.811,09-TL asıl alacak tutarı üzerinden hesabın 10/09/2018 tarihinde kat edildiğini, çek masrafının ileri gelen 408,81-TL masraf tutarının 10/09/2018 tarihinde kat edildiğini, davacı bankanın kredilerin riske girmesi üzerine sözleşmenin kendisine verdiği yetkiyi kullanarak kredi hesaplarına 10/09/2018 tarihinde kat ettiğini, davalılara hesap kat ihtarnamesi gönderdiğini, ihtarnamenin davalıların sözleşme adresine gönderildiğinden sözleşme hükümleri gereği davalıların ihtarla verilen bir günlük süre ve tatil günleri dikkate alındığında 17/09/2019 tarihinde temerrüte düştüklerini, taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinin 2.7 maddesi gereği bankanın faiz talep yetkisinin bulunduğunu, bankanın temerrüt tarihi itibariyle en yüksek cari faiz oranının yıllık %60 olup sözleşme gereği buna %50 oranında ilave yapıldığında bankanın talep edebileceği faiz oranının yıllık %90 olarak belirlendiğini, takibe konu KMH alacağına akdi ve temerrüt faiz oranları TCMB tebliğleriyle belirlendiğinden bu kredi türüne kredi hesabının kat edildiği 10/09/2018 tarihinde … sayılı tebliğ ile belirlenen yıllık %24,24 akdi faiz oranı ile yıllık %30,24 oranında temerrüt faiz oranının uygulanabileceğini, 20/09/2018 takip tarihi itibariyle davacı bankanın alacağının 362.770,56-TL asıl alacak, 3.340,48-TL işlemiş faiz, 167,03-TL BSMV olmak üzere toplam 366.278,07-TL olarak belirlendiğini, 20/09/2018 takip sonrası ile 07/01/2020 dava tarihi arasında kredilere mahsuben 19/11/2018 tarihinde 48.750,00-TL, 03/12/2018 tarihinde 30.000-TL, 24/01/2019 tarihinde 30.000-TL olmak üzere 108.750,00-TL tahsilat sağlandığını, bu tahsilatlar mahsup edildiğinde 07/01/2020 dava tarihi itibariyle bankanın alacağının 354.538,09-TL asıl alacak, 313.628,70-TL işlemiş faiz, 15.681,43-TL BSMV olmak üzere toplam 683.848,22-TL olarak tespit edildiği, bankanın 335.959,47-TL asıl alacağına %90 oranında temerrüt faizi 18.578,62-TL’lik asıl alacağına 5464 sayılı yasanın 26.3 maddesi hükmü gereği TCMB tebliğleriyle belirlenen yıllık %30,24 ve değişen oranlarda temerrüt faizi uygulanmasını talep edebileceğini ortaya koymuştur.
Davalılar vekili bilirkişi raporuna itirazlarını bildirmiştir.
Davalı itirazlarının değerlendirilmesi ile bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi … 27/07/2021 tarihli ek raporunda; davalı şirketin bankaya tevdii ettiği çeklerden yapılan tahsilatları tablo şeklinde ortaya koymuş ve bu tahsilatlar takip konusu alacak ve ferilerinden düşülerek davacının kalan alacağını hesaplamıştır. Bu rapora göre davalı şirketin bankaya tevdii ettiği çeklerden takip sonrası 19/11/2018 tarihinde 48.750,00-TL, 03/12/2018 tarihinde 30.000,00-TL ve 24/01/2019 tarihinde 30.000,00-TL olarak yaptığı tahsilatların takip tarihi itibariyle hesaplanan borçtan düşülmesi sonrasında 24/01/2019 tarihi itibariyle bankanın davalılardan 354.538,09-TL asıl alacak, 16.710,55-TL faiz + BSMV alacağının olduğunu, 07/01/2020 dava tarihi itibariyle davacının alacağının 354.538,09-TL asıl alacak, 313.628,70-TL işlemiş faiz, 15.681,43-TL BSMV olmak üzere toplam 683.848,22-TL olduğunu belirlemiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde dava öncesi 20/09/2018 tarihinde yapıldığını bildirdiği 34.000,00-TL tahsilatın da düşülmesini talep etmiş ise de, bu tutarın takip tarihinden evvel 18/09/2018 tarihinde tahsil edildiği anlaşılmakla takip tarihine kadar davacının alacağının hesaplanması sırasında dikkate alınmış takip sonrası yapılan tahsilatlar içerisinde değerlendirilmemiştir.
Toplanan tüm deliller karşısında; davacı banka ile davalı … Ltd Şti arasında 16/02/2018 tarihli 1.000.000-TL limitli genel kredi sözleşmesinin imzalandığını bu sözleşmeyi davalı …’un 1.000.000-TL limitle 16/02/2018 tarihinde müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşme uyarınca davalı şirkete banka tarafından taksitli ticari kredi, iskonto kredisi, KMH hesabından kredi kullandırıldığı, yine banka tarafından çek masrafı yapıldığı, kredilerin riske girmesi üzerine bankanın sözleşmeden kaynaklanan yetkisini kullanarak krediyi kat ettiği, davalılara 11/09/2018 tarihli kat ihtarını gönderdiği, ihtarnamenin davalıların sözleşme adresine gönderildiği, ancak davalı borçluların adreslerinde bulunmaması nedeniyle iade olunduğu, böylelikle davalıların sözleşme hükümleri gereği ihtarda belirtilen bir günlük sürenin geçmesiyle 17/09/2018 tarihi itibariyle temerrüte düştükleri, ancak ihtara rağmen borcun ödenmediği, daha sonra bankanın davalılar aleyhine İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takibine girişmek suretiyle alacağını talep ettiği, davalı vekilinin süresinde borca itirazı nedeniyle takibin durduğu, davacı banka tarafından dava şartı arabuluculuk başvurusunda bulunulduğu, ancak tarafların arabuluculuk görüşmelerinde anlaşmaya varamadıkları, böylece banka tarafından iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, bilirkişi tarafından yapılan inceleme ve hesaplamaya göre 20/09/2018 takip tarihi itibariyle bankanın 362.770,56-TL asıl alacak, 3.340,48-TL işlemiş faiz, 167,03-TL BSMV olmak üzere 366.278,07-TL alacağının bulunduğu, takip tarihi ile dava tarihi arasında bankanın alacağına mahsuben 11/09/2018 tarihinde 48.750,00-TL, 03/12/2018 tarihinde 30.000-TL ve 24/01/2019 tarihinde 30.000-TL tahsilat yaptığı, en son tahsilat tarihi olan 24/01/2019 tarihi itibariyle bankanın davalılardan kalan alacağının 354.538,09-TL asıl alacak 16.710,55-TL faiz + BSMV olmak üzere toplam 371.248,64-TL olduğu, davacı bankanın bu tutarı talepte haklı olduğu kanaatine varılmakla davalıların borca itirazlarının kısmen iptali ile 24/01/2019 tarihi itibariyle belirlenen toplam 371.248,64-TL alacağın tahsili bakımından takibin devamına fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde takip talebindeki 401.385,51-TL alacağa harca esas miktar olarak gösterip takip tarihinden sonra yapılan tahsilatların da düşülmesini istemiş olmakla bilirkişi raporunda ortaya konulduğu üzere davacının takip tarihi itibariyle davalılardan olan alacağı hesaplanmış davanın kabul ve ret oranı buna göre belirlenmiş ancak yapılan son tahsilat tarihi 24/01/2019 tarihinde asıl alacak ve faizin ulaştığı tutar belirlenerek itirazın iptali ve takibin devamı konusunda karar verilmiştir.
Davacının takip talebindeki tutarı dava konusu olarak göstermesi itibariyle inkar tazminatının davacının takip tarihi itibariyle talepte haklı olduğu tutar üzerinden hesaplanması gerektiği kanaatine varılmış, alacağın likit olduğu ve İİK 67 maddesindeki şartların oluştuğu dikkate alınarak aşağıda belirtildiği üzere inkar tazminatına hükmolunmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;.
1-Davanın kısmen kabulüne, davalıların İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibinde borca itirazının kısmen iptaline, takip tarihi ile dava tarihi arasında yapılan ödemeler ve mahsup dikkate alınarak dava tarihinden evvel yapılan son ödeme tarihi 24/01/2019 tarihi itibariyle belirlenen 354.538,09-TL asıl alacak ile 16.710,55-TL faiz + BSMV olmak üzere toplam 371.248,64-TL’nin tahsili bakımından takibin devamına,
24/01/2019 tarihinden itibaren 354.538,09-TL asıl alacağın 335.959,47-TL’sine yıllık %90 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, geriye kalan 18.578,62-TL asıl alacağa 5464 sayılı yasanın 26.3 maddesi hükmü gereği TCMB tebliğleriyle belirlenen yıllık %30,24 ve değişen oranlarda temerrüt faizi uygulanmasına, işleyecek faiz üzerinden %5 BSMV’nin icra müdürlüğünce hesaplanıp tahsiline,
Fazlaya ilişkin itirazın iptali isteminin reddine,
Davacı takip tarihi itibariyle talepte bulunmuş olmakla takip tarihi itibariyle davacın ın talepte haklı olduğu tutar gözönünde bulundurularak (366.278,07-TL) %20’si oranındaki 73.255,61-TL inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2-Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 25.359,99-TL harçtan takip nedeniyle alınan 2.006,93-TL ile peşin alınan 4.847,74-TL harcın mahsubu ile bakiye 18.505,32-TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
-Dava açılmadan evvel zorunlu arabuluculuk kapsamında başvurulan arabuluculuk görüşmeleri nedeniyle devlet tarafından sarf olunan 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 34.089,46-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine,
-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve davanın reddolunan kısmına göre takdir olunan 5.266,12-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan 1.348,60-TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına göre takdiren 1.230,64-TL yargılama gideri ile 54,40-TL başvurma harcı, 4.847,74-TL peşin harç olmak üzere toplam 6.132,78-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davacı tarafça yatırılan ancak kullanılmayıp artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
Dair, oybirliği ile verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.03/12/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …