Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/100 E. 2021/988 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/100 Esas
KARAR NO : 2021/988

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/02/2020
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillinin alacağının sağlanması amacıyla 05/12/2019 tarihi itibariyle 7.044,67 TL alacağın tahsili için İZMİR … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, ancak, davalı yan takibe itiraz etmiş bulunduğundan haklarındaki takibin durduğunu, davalının itirazı haksız ve dayanaksız olduğunu, takibe konu bedel tutarında davalı yana mal teslim edildiğini, bu hususun müvekkilin kestiği faturalar ile sabit olduğunu, faturalar tarafların ticari defterlerine işlendiğini, fazlaya dair her tür takip tarihi itibariyle 7.044,67 TL Alacağın tahsilini teminen İZMİR … Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibe karşı davalının itirazlarının iptaline, takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak kaydı ile icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş davalı tarafça cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:
İzmir … icra Müdürlüğünün …E. Sayılı takip dosyası getirtilerek dosyamız arasına alınmış, söz konusu dosyanın incelenmesinde; davacı alacaklı … Şirketi tarafından, davalı borçlu hakkında 7.044,67-TL’si asıl alacağın alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatılmıştır.
Kendisine usulüne uygun olarak 13/12/2019 tarihinde ödeme emri tebliğ edilen davalı borçlu yasal süre içinde verdiği 17/12/2019 havale tarihli dilekçesi ile; böyle bir borcunun olmadığını ileri sürerek, borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz etmiştir.
Davacı tarafça delil listesinde BA/BS formlarının delil olarak göstermiş ve Karşıyaka Vergi Dairesi Müdürlüğü’nden davalı şirketin 2018 yılı Aralık ayı ve 2019 yılı Ocak ile Ekik ayları arasındaki BA formları istenilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
Dosya bilirkişiye tevdii edilmiş; bilirkişi tarafından hazırlanan 12/11/2020 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporda davacı tarafından davalı tarafa Aralık/2018 ayında tanzim edilmiş olan 8 adet KDV dahil 5.791,01.TL. tutarındaki faturaların davalı tarafından Aralık/2018 dönemine ait Mal ve Hizmet Satın Alınan — iş kişilere İlişkin Formu (Ba) Bildiriminde 8 adet KDV. hariç 5.229,00 TL tutarında faturalar olarak Gelir İdaresi Başkanlığına beyan edilmiş olduğu, davacı tarafından davalı tarafa, Ocak-Şubat Mart- Nisan – Mayıs – Haziran- Temmuz – Ağustos – Eylül 2019 aylarında tanzim edilmiş olan 21 adet faturalar ile ilgili olarak davalı tarafından Gelir İdaresi Başkanlığına herhangi bir beyanda bulunulmadığı, davacı tarafından davalı tarafa Ocak- Şubat – Mart – Nisan – Mayıs – Haziran – Temmuz – Ağustos – Eylül 2019 aylarında tanzim edilmiş olan SÖZ konusu 21 adet faturaların, 213 Sayılı Vergi Usul Kanununa göre yayımlanmış bulunan VUK. Genel Tebliği ile aylık olarak belirlenmiş bulunan yasal bildirim limiti 5.000,00 TL. tutarının altında kalmış oldukları, bu nedenle de Gelir İdaresi Başkanlığına beyan edilmesi zorunluluğu bulunulmadığından beyan edilmemiş olduğunun tespit edildiği, davacı tarafın 2018 ve 2019 yıllarına ait yevmiye defterleri ve. defteri kebirlerin elektronik ortamda tutulmuş: olduğu, e- defter açılış ve kapanış beratlarının süresi- içerisinde Gelir İdaresi Başkanlığına gönderilmiş olduğu, fiziki ortamda tutulmuş olan 2018 ve 201 9 yıllarına ait envanter defterlerinin Noterden açılış onaylarının süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, davacı tarafın 2018-2019 yıllarına ait ticari defterlerinin TIK’na göre usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı tarafın 2019 yılına ait ticari defterlerinde; icra takip tarihi olan 05.12.2019 tarihi itibariyle davacı tarafın davalı taraftan 7.077,06 TL tutarında alacaklı olduğu şeklinde kayıt bulunduğu, davalı tarafın cari hesabında davacı tarafın talep etmiş olduğu 7.044,67 TL. tutarındaki alacağının tespiti için yapılan incelemede, davalı tarafın davalı tarafa 29.06.2019-11 09/2019 tarihleri arasında tanzim edilmiş olan 6 adet toplam 7.182,01.TL. tutarındaki faturaların davacı tarafın ticari defter kayıtlarında bulunduğu, “Davacı tarafın ticari defterlerindeki davalı tarafın cari hesabındaki 7182.01 TL 01 TL. tutarındaki faturalardan olan alacağından, 29.06.2019 tarihli 104,95 TL, 95 TL. tutarındaki bakiye borcu düşüldüğünde bakiye alacağının (7182.01 — 104,95)- 7.077.06.TL. tutarında ve icra takibindeki 7044467 TL. tutarındaki alacak talebinin üzerinde olduğu, davacı tarafından davalı tarafa tanzim edilmiş olan 6 adet toplam 7.182,01 TL. Tutarındaki faturaların içeriğine ve teslime ilişkin olarak davacı tarafından sevk irsaliyelerinin tanzim edilmiş olduğu görülmüş olmakla, davacı tarafın davalı taraftan söz konusu faturalardan dolayı alacaklı olduğu, ancak, davacı tarafın davalı taraftan 7.077,06 TL. tutarında alacaklı olduğu halde, davacı/ alacaklı tarafından davalı/borçlu adına icra takibinin 7.044,67 TL tutarı üzerinden başlatılmış olduğu görülmüş olmakla, takibe bağlı kalınması gerektiği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davalı şirkete HMK’nın 222.maddesi uyarınca ticari defterleri bulunduğu adresi incelenmek üzere bildirmesi için 15/09/2020 tarihli celse tutanağı ihtarlı olarak tebliğ edilmiş ancak davalı tarafça ticari defter ve belgeler mahkemeye sunulmadığı gibi bulundukları adres de bildirilmemiştir.
Davalı şirkete, davacı tarafça delil olarak dosyaya sunulan sevk irsaliyelerinde bulunan teslim alan imzasının şirket temsilcisine veya şirket çalışana ait olup olmadığı hususunda beyanda bulunmak üzere ihtarlı isticvap davetiyesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı şirket yetkilisi irsaliyeli faturalardaki imzaya ilişkin bir beyanda bulunmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
6100 sayılı HMK’nın 222.maddesinde ticari defterlerin ibrazı ve delil olması durumu düzenlenmiştir. Kanun hükmüne göre ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirlerini doğrulamış olması şarttır. Bu koşullara göre tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.
Davalı taraf usulüne uygun davetiye ihtarına rağmen ticari defterlerini mahkememize ibraz etmemiş ve ticari defterlerin bulundukları yeri de bildirmemiştir.
Davacı tarafın ticari defterleri üzerinde uyuşmazlık hususunda serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılmış, bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre, davacı tarafından tutulan 2018 ve 2019 yıllarına ait ticari defterlerinin TTK’ya göre usulüne uygun olarak tutulduğu defter kayıtlarının birbirini doğruladığı ve sahibi lehine delil olma özelliği taşıdığı tespit edilmiştir. Yine davacının ticari defterleri ile birlikte dosyaya getirtilen davalı tarafça vergi dairesine bildirdiği anlaşılan BS formlarına göre davacının cari hesaptan kaynaklı olarak takip tarihi itibariyle 7.077,06-TL tutarında davalıdan alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır. Bilirkişi raporu denetime elverişli olarak düzenlenmiştir. Davalı tarafa bilirkişi raporunda tespit edilen ve davacı tarafça sunulan irsaliyeli faturalardaki imzanın şirket yetkilisi yada şirket çalışanına ait olup olmadığı hususunda beyanda bulunması için usulüne uygun olarak ihtarlı davetiye çıkarılmış, davalı taraf duruşmaya gelmemiş ve bu hususta herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Bu sebeple faturalardaki malları teslim almış olduğu kanaatine varılmıştır. Belirtilen nedenlerle icra takip tarihi itibariyle icra dosyasında talep edilen miktar yönünden taleple bağlı kalınarak davacının takipteki alacak miktarı kadar takip tarihi itibariyle davalıdan alacaklı olduğu, bu nedenle davacının itirazının iptali gerektiği, ayrıca davalının itirazında haksız olduğu ve alacağın likit olması nedeniyle İİK’nın 67/2.maddesi uyarınca hüküm altına alınan alacağın %20 oranında icra inkar tazminatının hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine itirazının reddi ile, takibin aynen devamına,
2-Alacak likit olduğundan hüküm altına alınan 7.044,67-TL alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 481,22-TL nispi ilam harcından, peşin alınan 85,09- TL nispi harç ile icra dosyasından alınan 35,22-TL peşin harç indirildikten sonra kalan 360,91‬-TL harcın davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yatırmış olduğu 54,40-TL başvurma harcı ile 85,09-TL nispi harç toplamı olan 139,49-TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
5-Davacının yapmış olduğu 500,00-TL bilirkişi ücreti 165,50-TL tebligat-posta giderinden ibaret toplam 665,50-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
8-Davacının yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde halinde kendisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir BAM İlgili Hukuk Dairesi Nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/12/2021

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.