Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/62 E. 2021/380 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/62 Esas
KARAR NO : 2021/380

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/04/2019
KARAR TARİHİ : 20/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari bir ilişkinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişkiye istinaden taraflar arasında mal alım-satımı yapılmakta olduğunu ve faturalar düzenlendiğini, davalı şirketin düzenlenen faturaların bedellerini müvekkili şirkete ödememiş olduğunu, fatura bedellerinin tutarı ve faturaya dayalı alacak olan 57.271,67 TL miktarın talep edilmesine rağmen ödenmemesi üzerine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatılmış olunduğunu, ödeme emrine davalı şirket tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durmuş olduğunu, davalı şirketin yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, itirazın zaman kazanmak için yapılmış olunduğunu beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı şirket tarafından İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, haksız yere takibin durmasına sebebiyet verilmesi ve kötü niyetli olunması nedeni ile asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki hukuki ilişkinin 02.02.2018 tarihli yazılı sözleşmeye dayalı olduğunu, her ne kadar sözleşme üzerinde alım satım sözleşmesi yazılı olsa dahi gerçekte sözleşmenin eser sözleşmesi olduğunu, davacı şirketin bu sözleşme ile davalı müvekkili şirket için renk kombinasyonu ve içeriği önceden belirlenmiş ve numune ile teyit edilmiş seri kumaş üretimini ve teslimini borçlanmakta olduğunu, taraflar arasındaki husumetin davacı şirketin bu sözleşmedeki borcunu zamanında ve gereği gibi yerine getirmemesi nedeniyle doğmuş olduğunu, davacı şirketin üretiminin ayıplı olduğunu ve davacı şirketin teslim tarihinde de gecikme yaşanmış olduğunu, taraflar arasında imzalanan 02.02.2018 tarihli sözleşmede niteliği ve miktarı belirlenen kumaşların 05.03.2018 tarihinde müvekkili şirkete teslimi öngörülmüşken üretimi öngörülen 7000 metre kumaşın yarısından fazlasının bu tarihten sonra gönderilmiş olunduğunu, müvekkili şirketin sipariş bedeli olan 19.600 Euro’nun %10’u oranında 1.960 Euro indirim alması gerektiğini, davacı şirket tarafından üretimi yapılan kumaşların müvekkili şirket tarafından diktirilmesi sonucu hazır tekstil ürününe dönüşen malların yurtdışı alıcısına ihraç edileceğinin davacı tarafından da bilindiğini, müvekkili şirketin henüz daha numune teyidi aşamasında öngörülen teslim tarihine göre yurtdışı alıcısına termin vermekte olduğunu, davacı şirket tarafından kumaş üretimlerinin çok daha önce gerçekleştirilebileceği beyan edilmiş ise de nihai teslim tarihinin 05.03.2018 olarak belirlenmiş olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketin teslim tarihini gözeterek maliyetlerin daha düşük olduğu Ordu ilinde başka bir üretici ile anlaşmış olduğunu, ancak davacı şirketin teslim şartlarına uymaması ve teslimin 9 Mart ve 15 Mart’a kadar sarkması nedeniyle öngörülen üretimin yarısının İzmir ilinde yapılmak zorunda kalınmış olunduğunu, yurtdışından aldıkları siparişin tamamen iptalinin gündeme gelmiş olduğunu, davacı şirketin teslim ettiği kumaşlardan toplam 7430 adet tekstil ürününün üretilmiş olunduğunu, kumaş tesliminden kaynaklı gecikmeden dolayı ancak 5200 adet tekstil ürününün Ordu ilinde üretilebilmiş olunduğunu, Ordu ilinde dikimin 4,00 TL ve 1,5 TL de fînish olmak üzere toplam maliyetin 5,5 TL olduğunu, İzmir ilinde dikimin 9,00 TL ve 2,00 TL de finish olmak üzere toplam maliyetin 1 1,00 TL olarak gerçekleşmiş olduğunu, davacı şirketin edimini geç ifasından kaynaklı davalı müvekkili şirketinin 4230 x 5,5 TL = 23.265 TL zararının gerçekleşmiş olduğunu, davalı müvekkili şirketin yurtdışı alıcısı ile yaptığı anlaşmada termin tarihine uymak şartıyla nakliye bedelini yurtdışı alıcısına yükletmiş olduğunu, ancak davacı şirketin tesliminde gecikmesi nedeniyle nakliyenin davalı müvekkili şirket tarafından karşılanmak zorunda kalındığını, davacı şirketin kusurlu eylemi ile davalı müvekkili şirketin 3.434 USD + 872,00 TL tutarında zarara katlanmak zorunda kalmış olduğunu, davacı şirketin geç teslimi nedeniyle davalı müvekkili şirketin yurtdışı nakliye giderine kendisinin katlanmak zorunda kaldığını kabul ettiğini, ancak davacı şirketin bu hususta yazmış oldukları mailde zararın ancak 5.000 TL’sini karşılayabileceklerini belirtmeleri nedeniyle taraflar arasında bu hususta bir anlaşma sağlanamamış olduğunu, davacı şirket tarafından teslim edilen ürünlerin bir kısmının da numune üretim ile belirlenen niteliklere uymadığının görülmüş olduğunu, kumaş tuşesinin istenildiği gibi olmamasından dolayı davalı müvekkili şirketin ürünleri başka bir şirket tarafından tekrar yıkamadan geçirtmek durumunda kalmış olduğunu, bu işlemin de davalı müvekkili şirkete maliyetinin 6.211,52 TL tutarında olmuş olduğunu, davalı müvekkili şirketinin davacı şirketin bakiye kumaş bedeli alacağından daha fazla bir miktarda zarara uğradığını, davalı müvekkili şirketin zararının bir kısmını davacı şirkete fatura ederek cari hesabı kapatmak istemiş olduğunu ve bu hususta taraflar arasında sözlü mutabakata varılmış ise de davacı şirketin kendisine gönderilen faturayı iade etmiş olduğunu, davacı şirketin alacağına dayanak tuttuğu cari hesap ekstresinde davalı müvekkili şirketin kumaş bedeline mahsuben yaptığı ödemeden sonra bakiye 44.025,82 TL iken ayrıca davacı şirket tarafından 04.06.2018 tarihinde 12.360,24 TL tutarında kur farkı faturası kesildiğinin de anlaşılmakta olduğunu, davalı şirket tarafından sehven teslim alınan bu faturanın 25.06.2018 tarihinde itiraz ile iade edilmek istenmiş olunduğunu, ancak davacı şirket tarafından teslimden imtina edildiğinden davalı müvekkili şirkete dönmüş olduğunu, davacı şirketin kur farkı adı altında bir alacak iddiasında bulunmasında hukuka uyarlık bulunmamakta olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların ; davacının dava konusu faturalar nedeni ile ve cari hesaptan kaynaklı davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı, taraflar arasında ki sözleşme gereği tarafların edimlerini yerine getirip getirmedikleri, davacı tarafça malların ayıplı olarak üretilip üretilmediği, ayıplı ise ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı, davalıya geç teslim edilip edilmediği, taraflara arasındaki sözleşmesinin satım sözleşmesi mi eser sözleşmesi mi olduğu noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
DELİLLER :
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası getirtilerek dosyamız arasına alınmış, söz konusu dosyanın incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından dosyamız davalısı aleyhine cari hesap ve fatura alacağından kaynaklanan 56.383,06-TL asıl alacak, 888,61-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 57.271,67-TL üzerinden 16/07/2018 tarihinde başlatılan takip olduğu, davalı borçlunun takibe itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğ görülmüştür.
Takip dayanağı cari hesap özeti, fatura suretleri dosyamız içerisindedir.
Mahkememizce dosya bir SMMM bilirkişisine tevdi edilerek davalı şirketin ticari defterleri üzerinde inceleme yaparak rapor tanzimi istenmiştir.
SMMM Bilirkişisinin 09/08/2019 havale tarihli raporunda özetle; Davalı şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davalı şirketin defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı …. ile davalı …. arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı şirketin ticari defterlerinde alacak-borç ilişkisine ait muhasebe kaydının mevcut olduğu,
Davacı şirket tarafından düzenlenen 28.02.2018 tarihli A-… no’lu 1.079,22 TL tutarında, 05.03.2018 tarihli A-… no’lu 30.825,00 TL tutarında, 08.03.2018 tarihli A-… no’lu 14.128,81 TL tutarında, 09.03.2018 tarihli A-… no’lu 41.735,96 TL tutarında, 15.03.2018 tarihli A-… no’lu 25.568,92 TL tutarında, 21.03.2018 tarihli A-… no’lu 369,02 TL tutarında, 22.03.2018 tarihli A-… no’lu 107,74 TL tutarında, 30.04.2018 tarihli A-… no’lu 451,33 TL tutarında olmak üzere toplam 114.266,00 TL (Kdv Dahil) tutarında 8 adet faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde mevcut olduğu,
Davacı şirket tarafından düzenlenen 04.06.2018 tarihli A-… no’lu 12.360,24 TL (Kdv Dahil) tutarındaki kur farkı faturasının davalı şirketin ticari defterlerinde mevcut olmadığı ve BA formunda da bildiriminin yapılmadığı,
Davalı şirket tarafından davacı şirkete 10.05.2018 tarihinde 69.266,05 TL tutarında ve 16.05.2018 tarihinde 974,21 TL tutarında olmak üzere toplamda 70.240,26 TL tutarındaki iki adet ödemenin banka vasıtasıyla yapıldığı,
Davalı şirketin sipariş etmiş olduğu kumaşın geç gelmesinden kaynaklı ekstra nakliye bedeli için 14.549,28 TL tutarında, kumaşın geç tesliminden kaynaklı ekstra işçilik farkı için 23.265,00 TL tutarında, kumaşın tuşesi taahhüt edildiği gibi gelmediğinden yapılan ekstra yıkama bedeli olarak 6.211,52 TL tutarında olmak üzere toplamda 44.025,80 TL’lik zararının olduğu iddia edilerek, davalı şirket tarafından davacı şirkete 16.05.2018 tarihli A-… sıra no’lu fatura ile, “Kumaş gecikmesinden ve tuşesinden kaynaklı ref. … modeli reklamasyon” açıklamalı 44.025,80 TL (Kdv Dahil) tutarında fatura düzenlendiği, ancak düzenlenen bahis konusu bu faturanın davacı şirkete teslimine ilişkin olarak dosyada herhangi bir evrakın bulunmadığı,
Dava dosyası ile davalı şirkete ait ticari defterler üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davalı şirketin muhasebe kayıtlarına göre davacı şirketin davalı şirketten herhangi bir alacağının olmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ ne talimat yazılarak; davacı şirketin ticari defterleri üzerinde bir SMMM marifetiyle inceleme yapılarak rapor tanzimi istenmiştir.
Talimat mahkemesince SMMM bilirkişisinden aldırılan 28/11/2019 havale tarihli bilirkişi raporda özetle; Davacının ibraz edilen ticari defterlerinin kendi lehine delil vasfında olduğu, davacının yasal defterlerinde 2017 yılından devir gelen 3.554,29 TL bakiyenin olduğu, 2018 yılında KDV dahil toplam 128.185,12 TL’lik satış faturalarının kayıtlara ilgili Kanunlar çerçevesinde işlenmiş olduğu, buna karşılık toplam 75.353,36 TL’lik ödeme kaydının olduğu, davacının defterlerinde davalıya ait borç bakiyesinin 56.386,06 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce dosya Tekstil Mühendisi bilirkişi … ile Hesap bilirkişisi …’ a tevdi edilerek, tarafların iddia ve savunmaları, tarafların arasındaki sözleşme gereği tarafların edimlerini yerine getirip getirmedikleri, davacı tarafça malların ayıplı olarak üretilip üretilmediği, ayıplı ise ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı, malların davalıya geç teslim edilip edilmediği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarında rapor aldırılmış, 05/06/2020 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; Davacının davalı taraftan takip tarihi itibariyle 35.135,31-TL alacağının olabileceği,
Davalının ise savunmaları takas/mahsup defi olarak değerlendirildiğinde, teknik bilirkişi tarafından ayıp iddiasının ortaya konulamadığı değerlendirilmekte olup,
Davalı tarafın ithalatçısının belirlediği teslim tarihi, davanın taraflarının belirlediği teslim tarihi, hava nakliyesi konişmentosu, nakliye edilen mal ağırlığı, malın yıkanma için Ordu-…ye gönderilmiş olduğunun belirtilmesi, buradan geri gönderildiği tarihler, buna karşın zaman olmaması sebebiyle Ordu …de imalat yapılamaması dolayısıyla maliyet farkı iddiaları arasında çelişkiler gözükmekte olup, ancak davacının sorumlu olduğuna kanaat getirilmesi halinde, teknik bilirkişinin kabul ettiği maliyet farkının faturalara göre 23.265-TL olabileceği, yine malların FOB/FOT Tır üzerinde teslim yerine hava nakliyesi ile teslimi dolayısıyla da faturalara göre 14.539,32-TL farkın doğabileceği,
Ancak taraflar arasındaki sözleşmeye göre mal teslimi bir haftadan fazla uzamakla, davalının davacıdan sözleşme bedelinin %10’u 1960-Euro talep edebileceği, takas/mahsup halinde bunun takip tarihi itibariyle değerinin 11.034,80-TL olmakla, davacının 24.100,51-TL bakiye alacağının olabileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin 05/06/2020 havale tarihli en son aldırılan bilirkişi raporuna karşı sunmuş oldukları beyanları doğrultusunda Tekstil Mühendisi bilirkişi … ile Hesap bilirkişisi …’ dan ek rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 30/09/2020 havale tarihli raporda; 05/06/2020 tarihli kök rapordaki tespitlerde bir değişiklik bulunmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce davalı vekilinin ek rapora karşı beyan dilekçesi doğrultusunda dosyanın daha önce rapor düzenleyen SMMM bilirkişisi ve Hesap bilirkişisi ile Tekstil Mühendisi bilirkişiye tevdii ile SMMM bilirkişisine davalı defterleri üzerinde de yerinde inceleme yapma yetkisi verilmek suretiyle bilirkişilerce ek ortak rapor tanzimi istenilmiş, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 31/03/2021 havale tarihli ek raporda özetle; dava dışı şahıs/şirketler tarafından davalı şirkete düzenlenen tüm faturaların davalı şirketin ticari defterlerinde muhasebe kayıtlarının yapıldığı,
Bu hususlara göre, davalı tarafın düzenlediği faturaların defter kayıt durumu incelenmiş olup, 30.09.2020 havale tarihli bilirkişi ek raporunda ve kök raporda da belirtildiği,
Davalının düzenlediği 16.05.2018 tarihli A-… nolu 44.025,80-TL bedelli reklamasyon faturasının davacı taraf ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, tebliğ edildiği de ortaya konulmuş olmamakla, münderacatının kesinleşmiş olmadığı,
Davalının itirazında belirttiği Bakırköy … Noterliği’nin 31.05.2018 tarihli … yev nolu ihtarnamesine dosya içeriğinde rastlanılmamış olup, tartafların delil listeleri ve eklerinde de görülemediği,
Davalının ithalatçı müşterisinin verdiği sipariş Orderlannda (sipariş talimatında) teslim FOB olarak belirtilmişse de. yine teslim tarihinin de 02.03.2018 günü olarak belirtilmiş bulunduğu, zaten taraflar arasındaki teslim vadesinin sırf işlenmemiş, şort haline getirilmemiş kumaş hali ile bile yurtdışındaki ithalatçı şirketin belirlediği vadeden sonra olduğu, yani taraflar arasındaki sözleşme, vadesine göre alının ithalatçısına karsı zaten temerrüde düşmüş olduğu,
Yine davalının teslimatta gecikme sebebiyle acele ettiği için üretim için taşeron işçiliği Ordu yerine İzmir’de gerçekleştirmesi sebebiyle maliyet farkının oluştuğunu savunduğu, oysa ayıp iddiasını dayandırdığı yıkama faturalarının ise Ordu/… adresli şirkete ait olup, üretilen malların yıkama için …ye gitmesi ile iddianın taktirinin Yüce Mahkemeye ait bulunduğu,
Davalının iddia ettiği hava nakliyesine konu mal miktarı ile davacıya ürettirdiği eser miktarı arasında ağırlık bakımından ciddi fark bulunduğu, yine tarihler arasında da uyumsuzluk bulunduğu,
Bu ve önceki raporlarda tespit edilen hususlara göre davalı tarafın ithalatçısının belirlediği teslim tarihi, davanın taraflarının belirlediği teslim tarihi, hava nakliyesi konişmentosu, nakliye edilen mal ağırlığı, malın yıkanma için Ordu-…ye gönderilmiş olduğunun belirtilmesi, buradan geri gönderildiği tarihler, buna karşın zaman olmaması sebebiyle Ordu …de imalat yapılamaması dolayısıyla maliyet farkı iddiaları arasında çelişkiler gözükmekte olduğu,
Ayrıca TBK-179/1 gereği sözleşmelerde aksi kararlaştırılmadıkça, sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesi halinde, alacaklının ya cezanın yada borcun ifasını talep edebileceği, buna karşın davacının gecikmeye dair zararını net bir şekilde ortaya koymuş gözükmediği, buna karşın gecikmeye dair cezai şart niteliğinde indirim bedelinin ise sözleşmede belirlenmiş olduğu ve buna dair hesaplamaların önceki raporlarda yapılmış olduğu, önceki raporlardaki tespitlerde bir değişiklik bulunmadığı belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, deliller tüm dosya kapsamına göre;
Dava; itirazın iptali davasıdır.
Davacı ve davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının davalı tarafa mal sattığı, davacının söz konusu satışlara ilişkin satış ve teslim yaptığını gösteren irsaliyeli faturalar sunduğu, davalı tarafın davacının cari hesaptan kaynaklı alacağı nedeni ile yapmış olduğu takibe itiraz ettiği, davacının, itirazın iptali için mahkememize iş bu davayı açtığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraflara uyuşmazlık konusu döneme ilişkin defterlerini sunmaları için süre verilmiş, davacı ve davalı defterleri üzerinde bir SMMM bilirkişisi marifetiyle inceleme yaptırılmış, bilirkişi raporlarına göre; incelenen taraf defterlerinin usulüne uygun tutulmuş olduğundan sahibi lehine delil vasfında olduğu, incelenen davalı taraf defterlerine göre davalının davacıya borçlu olmadığı, incelenen davacı taraf defterlerine göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 56.386,06 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraflar arasındaki sözleşme gereği tarafların edimlerini yerine getirip getirmedikleri, davacı tarafça malların ayıplı olarak üretilip üretilmediği, ayıplı ise ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı, malların davalıya geç teslim edilip edilmediği, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarında Tekstil Mühendisi bilirkişi … ile Hesap bilirkişisi …’ dan aldırılan 30/09/2020 havale tarihli ve bilirkişi heyetine SMMM bilirkişisi …’ in de dahil edilerek SMMM bilirkişisine davalı defterleri üzerinde de yerinde inceleme yapma yetkisi verilmek suretiyle aldırılan 31/03/2021 havale tarihli ek raporun denetime elverişli ve açık olması nedeniyle mahkememizce itibar edilmiştir.
Mahkememizce taraflar arasındaki sözleşmenin satım sözleşmesi mi eser sözleşmesi mi olduğu hususu öncelikle tespit edilmeye çalışılmış, davacı taraf sözleşmenin satım sözleşmesi olduğunu, davalı taraf ise eser sözleşmesi olduğunu iddia etmişlerdir.
Taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olduğu ancak yazılı delille ispat edilebilir. Her iki tarafında kabulünde olan üzerinde Alım-Satım Sözleşmesi yazan 02.02.2018 tarihli sözleşmede ürünün renginin, gramajının, baskısının, eninin ayrıntılı bir şekilde belirtildiği, dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşmenin satım değil, eser sözleşmesi olduğu kanaatine varılarak buna göre dava değerlendirilmiştir.
Davaya konu sözleşmeye ilişkin davacı tarafça düzenlenen 28.02.2018 tarihli A-… no’lu 1.079,22 TL tutarında, 05.03.2018 tarihli A-… no’lu 30.825,00 TL tutarında, 08.03.2018 tarihli A-… no’lu 14.128,81 TL tutarında, 09.03.2018 tarihli A-… no’lu 41.735,96 TL tutarında, 15.03.2018 tarihli A-… no’lu 25.568,92 TL tutarında, 21.03.2018 tarihli A-… no’lu 369,02 TL tutarında, 22.03.2018 tarihli A-… no’lu 107,74 TL tutarında, 30.04.2018 tarihli A-… no’lu 451,33 TL tutarında olmak üzere toplam 114.266,00 TL (Kdv Dahil) tutarında 8 adet faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, sözleşmeye göre davacı tarafın 7000 m kumaşı 6893,30 mt olarak davalıya teslim ettiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; Davacı tarafça davalıya kesilen 12.360,24 TL bedelli kur farkı faturası, davalının ürünlerin geç teslimi nedeniyle sözleşmedeki amir hüküm gereği sözleşme bedeli 19.600 Euronun %10 u oranında 1960 Euro indirim talep etmesi, davalının, davacının geç teslimi nedeniyle Ordu İlinde dikim ve finish işlemi yapılacakken İzmirde yapılması nedeniyle oluştuğunu iddia ettiği zararı, ayrıca geç teslim nedeniyle yurt dışı alıcısı ile yaptıkları anlaşma gereği termin tarihine uymak şartıyla nakliye bedeli karşı tarafa aitken geç teslimden kaynaklı karşılamak zorunda kaldıklarını iddia ettiği nakliye masrafları, yine davacının gönderdiği malların bir kısmının belirlenen niteliklere uymaması nedeniyle yeniden yıkamadan geçirmek zorunda kalmaları nedeniyle buna ilişkin yapılan masraflar olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafın yukarıda belirtilen masraflara ilişkin davacı tarafa 16/05/2018 tarihli 44.025,80 TL bedelli reklamasyon faturası düzenlediği, bu faturanın davacı tarafça kabul edilmediği ve davacı defterlerinde de kayıtlı olmadığı yapılan bilirkişi incelemesinde görülmüştür.
Davacı tarafın davalı tarafa kestiği 12.360,24 TL lik kur farkı faturasına ilişkin olarak; davacının davalıdan kur farkı talep edebilmesi için aralarında yazılı bir sözleşme veya teamül olması gerekmektedir. Oysa taraflar arasındaki sözleşmede bu hususta bir hüküm olmadığı gibi taraf defterlerinde de daha önce kur fakı alındığına dair bir kayıt bulunmamaktadır. Dolayısıyla davacı 12.360,24 TL kur farkını davalıdan talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmede sözleşme bedeli Euro olarak belirtildiğinden davalı tarafından yapılan ödemelerde fiili ödeme tarihindeki kura göre belirleneceğinden davalı tarafça davacıya 10/05/2018 tarihinde yapılan 69.266 TL lik ödemenin 13.635,04 Euro olduğu, 16/05/2018 tarihindeki ödemenin de 185,92 Euro olduğu, bu miktarlar Euro olarak sözleşme bedelinden düşüldüğünde davacı alacağının 6.049,04 Euro olacağı, bununda takip tarihi itibariyle TL karşılığının 34.056,10 TL olacağı, taraflar arasındaki 2017 yılından gelen cari hesap alacağının da 1.079,21 TL olduğu, yani davacının davalıdan sözleşmeden ve cari hesaptan kaynaklı toplam 35.135,31 TL alacağının olduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının davalıya ürünleri sözleşmede belirtilen tarihten 1 hafta sonra teslim etmesi nedeniyle sözleşmeye göre davalının %10 indirim hakkı olduğundan, davalının bunu takas/mahsup olarak ileri sürmesi nedeniyle sözleşme bedeli olan 19.600 Euro dan %10 indirim yapılması neticesinde indirimin 1960 Euro olacağı, bununda takip tarihi itibariyle TL karşılığının 11.034,80 TL olduğu, bu miktarda, davacı alacağı olan 35.135,31 TL den mahsup edildiğinde davacının davalıdan bakiye alacağının 24.100,51 TL olduğu anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davalı malların bir kısmında ayıp olduğunu yeniden yıkama işlemi yapmak zorunda kaldıklarını iddia etmiş ise de; malların ayıplı olduğuna dair davalı tarafça dosyaya bir delil sunulmadığı, bilirkişilerce de bu nedenle bu hususta tespit yapılamadığı, malların ayıplı olduğu hususunda mahkememizde bir kanaat oluşmadığı, yine geç teslim nedeniyle malların Ordu … ye gönderilecekken zaman olmadığından İzmir de daha maliyetli olarak dikimlerin yapıldığı ve yurt dışı alıcısının ödeyeceği nakliye masrafının kendilerince ödendiğini iddia etmiş ise de; davalı tarafın sunduğu belgelere göre ihracat termininin 02/03/2018 tarihi olduğu, taraflar arasındaki sözleşmede ise malların teslim tarihinin 05/03/2018 tarihi olduğu, dolayısıyla malların tesliminin dahi termin tarihinden sonraki bir tarih olarak belirlenmesi nedeniyle davalının bu yöndeki savunmalarına itibar edilmemiş, davalının reklamasyon faturasındaki masrafları davacıya yansıtamayacağı, faturadaki masraflara ilişkin ispat külfetini yerine getirmediği kanaatine varılarak davacının davalıdan 24.100,51- TL alacaklı olduğu kanaatine varılarak davanın kabulüne, alacak belirlenebilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
Davalı borçlunun İzmir…İcra Dairesinin … E.sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin; 24.100,51-TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
24.100,51-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.646,30.-TL harçtan peşin harç olarak alınan 691,70-TL harç ile İcra Müdürlüğünde alınan 286,36-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye eksik kalan 668,24.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4- Peşin harç için yapılan 691,70.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,
5-Davanın red ve kabul edilen bölümleri orantılı olarak nazara alınıp bir kısım yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak davacı tarafından iş bu dosyada yapılan 2.574,45.-TL yargılama giderinden 1.083,35.-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince 4.080,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince davanın reddedilen bölümü üzerinden hesaplanan 4.975,67.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-7155 sayılı yasanın 19/12/2018 tarihinde yürürlüğe giren 23.maddesiyle eklenen 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin yargılama gideri olarak davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
9-Karar kesinleştiğinde ayrıca karar yazılmaya gerek görülmeden artan gider avansının taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır