Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/574 E. 2022/46 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/574 Esas
KARAR NO : 2022/46

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2019
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; davacının davalı taraftan faturalı ticari ilişkiden kaynaklı olarak bakiye 13.239,32 TL alacaklı olduğu, bu hususun ticari defter ve belgelerin incelenmesinde neticesinde de ortaya çıkacağı davalı aleyhine İzmir … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatılmış ise de davalı tarafça takibe itiraz edildiği belirtilerek takibin durduğunu, cevaba cevap dilekçesinde ise deliller hakkında ve takibe konulan faturalar hakkında bir kısım açıklamalar yapılarak davalı-borçlunun haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazlarının iptaline, takibin devamına karar verilmesine, borçlunun %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı üzerine yüklenilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından Mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilmiş bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığı cari hesap sözleşmelerinin yasa maddesi gereği yazılı olarak yapılması gerektiği davacı tarafından yazılı cari hesap sözleşmesinin ibraz edilmediği, davacı tarafın ürünlerin davalı tarafa satışının sağlandığı ve teslim edildiği hususlarını ispat edemediği, davacı tarafın takipte dayanmadığı belge ve evraklara itirazın iptali davasında dayanamayacağı bu haliyle açılı davanın reddinin talep edildiği ancak mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ödeme emrine ekli gönderilmeyen belgeler nedeniyle yapılan itirazın kötü niyetli olmadığından icra inkar tazminatının reddinin talep edildiği ayrıca temerrüt şartının somut olay bakımından gerçekleşmediği belirtilerek davacının İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından başlattığı icra takibinin haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğundan takibe itiraz edildiğini, müvekkil şirketin davacıya böyle bir borcunun bulunmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesine, yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası aslı, İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı’nın BA-BS formlarına yönelik yazı cevabı, İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün yazı cevabı, davacı kayıtlarının tetkikine yönelik 22/06/2020 havale tarihli rapor, davalı kayıtlarının tetkik edilemediğine yönelik bilirkişi tarafından tutulan 16/12/2020 havale tarihli tutanak dosyamız arasındadır.
İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 13.239,32 TL alacağın tahsiline yönelik olarak ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının “07/10/2019 faiz başlangıç tarihli 13.239,32 TL tutarındaki (10/07/2019 tarihine kadar gerçekleşen faturalı ticari ilişkiden kaynaklanan borç batkiyenin tahsili talebi)” olarak belirtildiği, davalı yanca borca geniş anlamda yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mahkememizce 10/03/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği dosyanın SMMM bilirkişisi …’e tevdi ile uyuşmazlık tespiti doğrultusunda davacı defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmesinin istenilmesi üzerinde adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 22/06/2020 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporda özetle “davacı kayıtlarının sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, davacının icra takip tarihi itibari ile davalıdan 13.239,32 TL alacağının olacağı, icra takibine konu 13.239,32 TL’lik cari hesap bakiyesinin toplam bedeli 16.595,97 TL olan üç adet faturadan kaynaklandığı, faturaların …, …, … tarafından teslim alındığı, davalı adına malı teslim alan bu kişilerin kim olduğu davalı şirketin sigortalı çalışanı olup olmadığı konularında tarafımca herhangi bir tespit yapılmasının mümkün olmadığı, söz konusu üç adet faturadan 16.012,60 TL’lik faturanın davalı yanca ilgili dönem BA bildirim formu ile beyan edildiği, kalan 583,37 TL’lik iki adet faturanın bildirim sınırının altında kalması sebebi ile B formu ile tespit edilmesin mümkün olmadığı, Mahkememizce 16.595,97 TL tutarındaki işbu fatura muhteviyatı malın davalı yanca teslim alındığının yada davacı şirketin yasal defter kayıtlarının doğru olduğunun kabul edilmesi durumunda davacının 13.239,32 TL tutarında asıl alacak talep edebileceği” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan ya da itiraz dilekçesinin sunulmadığı, davalı vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizce 08/10/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği davalı taraf defterlerinin Mahkememizce yapılan uyuşmazlık tespiti göz önüne alınarak incelenmesi ve davalı tarafın itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesi ve ayrıca davalı tarafça yapılan itirazın da değerlendirildiği şekilde dosyanın SMMM Bilirkişisi …’e tevdi ile davalı defterleri üzerinde yapılacak inceleme neticesinde hazırlanacak raporun Mahkememiz dosyasına sunulmasının istenilmesi üzerine adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 16/12/2020 havale tarihli davalının yasal defterlerinin incelenemediği yönündeki beyan dilekçesinin dosyaya sunulduğu ve söz konusu beyan dilekçesinin usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edildiği ve davalı yanca beyanda bulunulmaması üzerine bu sefer Mahkememizce istem konusu edilen ticari defter ve kayıtların Mahkememiz kaleminde kesin süre içerisinde hazır edilmesine yönelik ihtaratlı davetiyenin tebliği üzerine davalı yanca istemin mazeretsiz olarak ikmal edilmediği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraf iddia ve savunmaları göz önüne alındığında davacı tarafından davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe yapılan geniş anlamdaki borca itiraz üzerine takibin durdurulduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arasında cari hesap ilişkisinin olup olmadığı yine taraflar arasında faturaya dayalı ticari ilişkinin bulunup bulunmadığı, takip talebine konu edilen alacağın bu ticari ilişki kapsamında kalıp kalmadığının tespiti, takibin faturadan kaynaklandığının anlaşılması halinde gerek faturanın gerekse de fatura konusu mal yahut ürünlerin davalı tarafa teslim edilip edilmediği bu kapsamda davalı yanca yapılan itirazın haklılık teşkil edip etmediği ve taraflarca istenilen icra inkar ve kötü niyet tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkin açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; Mahkememizce her iki taraf yönünden de ticari kayıtların sunulması yahut nerede olduğunun bildirilmesine yönelik 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi uyarınca verilen süre içerisinde gerek davacı tarafça gerekse de davalı tarafça ticari defter ve kayıtların bulunduğu adresin belirtildiği ve incelemenin söz konusu adreste yapılmasının talep edildiği, davacı kayıtlarının belirtilen adreste tetkikinin yapıldığı ve fakat davalı yanca belirtilen adreste tetkikin yapılamadığı yönünde SMMM bilirkişisi tarafından tutanak ile durum bildiriminin yapıldığı, söz konusu tutanağın davalı yana tebliği ile Mahkememizce esasen tutanak içeriğine yönelik davalı yandan beyan alınmak istenildiği ve ancak davalı yanca bu hususa yönelik beyanda bulunulmadığı gibi istem konusu edilen ticari kayıt ve defterlerin dosyaya sunulmadığı, bunun üzerine Mahkememizce beyan alınmasının davalı yana kesin süre verilerek ve az önceki maddede belirtilen gerekli ihtarat yapılarak bu sefer istem konusu edilen ticari defter ve kayıtların Mahkememiz kaleminde hazır edilmesi istenilmiş ancak davalı yanca her ne kadar önceki adres bildirilmek suretiyle belirtilen yerde incelenebileceği beyan edilmiş ise de esasen bu husus ikmal edilmediği gibi isteme yönelik mazeret de bildirilmediğinden davalının defter ve kayıtlarının ibrazından kaçınmış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve dosyanın davacı kayıtları, BA ve BS formları, SGK müzekkere cevabı ve isticvap davetiye sonucuna göre değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar aksi davalı yanca beyan edilmiş ise de yukarıdaki değerlendirmeye konu delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde taraflar arasında ticari anlamda yazılı olmayan cari hesap ilişkinin bulunduğu, bu ilişkinin davacının imalatını yaptığı zirai makine, motor, su pompası, hidrofor vb ürünlerin alım satım işinden kaynaklı ticari bir ilişki olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine 2017 yılında 26 adet, 2018 yılında 20 adet ve 2019 yılında ise 12 adet olmak üzere toplam 58 adet fatura düzenlendiği ve fatura tutar toplamının 328.985,44 TL olduğu, davalı tarafından söz konusu faturalara yönelik olarak banka ve çek ile olmak üzere toplam 293.530,00 TL tutarında ödemede bulunulduğu ve ayrıca davalı tarafından davacı aleyhine 09/01/2017 tarihli 825,92 TL, 08/02/2018 tarihli 180,00 TL ve 10/07/2019 tarihli 15.210,20 TL olmak üzere toplam 16.216,12 TL tutarında fatura düzenlediği, tüm bu hususların davacı kayıtlarında yer aldığı dolayısı ile davacı kaydına göre davacının davalıdan 13.239,32 TL alacağının olduğu, davacı yan yönünden kazandırılan BS formuna göre ise davacının 2017 yılında 14 adet fatura üzerinden 59.622,00 TL tutarında, 2018 yılında 11 adet fatura üzerinden 73.846,00 TL tutarında ve 2019 yılında 8 adet fatura üzerinden 120.073,00 TL tutarında bildirimde bulunulduğu, davalı yan yönünden kazandırılan BA formuna göre ise davalının 2017 yılında 14 adet fatura üzerinden 59.622,00 TL tutarında, 2018 yılında 12 adet fatura üzerinden 75.826,00 TL tutarında ve 2019 yılında 8 adet fatura üzerinden 120.073,00 TL tutarında bildirimde bulunulduğu ayrıca davacı tarafından BA formu ile 2019 yılında 1 adet fatura üzerinden 12.890,00 TL tutarında, davalı tarafından Bs formu ile 2019 yılında 1 adet fatura üzerinden 12.890,00 TL tutarında bildirimde bulunulduğu dolayısı ile BA ve BS forma ile bildirilenler yönünden taraf kayıtlarının birbirleri ile uyumlu olduğu, raporun yeterli teknik incelemeyi içerdiği ve itiraza konu bir takım hususların ise resen değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla rapor içeriği benimsenmekle kazandırılan 22/06/2020 tarihli rapora itirazların yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Bilirkişi raporları ile de sabit olduğu üzere davacı tarafından davalı aleyhine kesilen faturalar yönünden davacı yanca faturaların tebliğ ve teslimine yönelik verilen süre içerisinde 2017, 2018 ve 2019 yıllarına ilişkin sevk irsaliyelerinin sunulduğu, dosya arasına alındığı, yapılan incelemesi neticesinde 2017 ve 2019 yılında düzenlenen tüm faturaların sevk irsaliyelerinin bulunduğu, 2018 yılında düzenlenen faturalardan 31/10/2018 tarihli ve 736,13 TL bedelli haricindeki diğer faturaların sevk irsaliyelerinin bulunduğu, irsaliyede ismi geçen …, …, …, … ve … isimli bir takım kişilerin davalı SGK’lısı olarak çalıştıklarından bu kişiler tarafından imzalanan sevk irsaliyelerinin davalı yanca teslim alındığı kanaatine varıldığı, her ne kadar … ve … isimli kişiler davalı SGK’lı çalışanı değil ise de davalı yanca BA forma ile bildirilen faturaların sevk irsaliyelerinin adı geçen kişilerce imzalandığı anlaşıldığından bu kişiler tarafından imzalanan sevk irsaliyelerinin de davalı yanca teslim alındığı kanaatine varıldığı ve ancak bunlar haricinde sevk irsaliyelerinde isimleri bulunan başkaca kişilerin davalı SGK’lı olduğu tespit edilememiş ise de esasen bu hususa yönelik davalı yana çıkarılan isticvap davetiyesine icabet edilmediği gibi mazeret de bildirilmediğinden isticvap sonucunun davacı lehine oluştuğu hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacı tarafça davalı aleyhine düzenlenen irsaliyesi olmayan 31/10/2018 tarihli ve 736,13 TL bedelli fatura haricindeki tüm faturaların irsaliye ile davalı yana tesliminin davacı yanca ispatlandığı buna karşılık bahse konu irsaliyesi olmayan fatura yönünden ise davacı yanca yemin deliline dayanılmadığı belirtildiğinden bu faturanın davalı yana tesliminin davacı tarafça ispatlanamadığı kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliler ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasında yazılı olmayan bir şekilde davacının imalatını yaptığı zirai makine, motor, su pompası, hidrofor vb ürünlerin alım satım işinden kaynaklı ticari ilişki olduğu, söz konusu ilişki kapsamında davacı tarafça davalı aleyhine yukarıda belirtilen tarihlerde 58 adet toplam 328.985,44 TL tutarında, davalı tarafından ise davacı aleyhine 3 adet toplam 16.216,12 TL tutarında fatura tanzim edildiği ayrıca davalı tarafından banka ve çek ile olmak üzere toplam 293.530,00 TL tutarında ödemede bulunulduğu, taraf BA-BS formlarının birbirleri ile uyumlu olduğu, davacı tarafından düzenlenen tüm faturalar yönünden sevk irsaliyelerinin dosyaya kazandırıldığı ve az yukarıda da belirtildiği gibi 736,13 TL bedelli fatura haricindeki tüm faturaların irsaliyelerinin olduğu ve yine az yukarıda bahsedildiği üzere bu fatura haricindeki tüm fatura irsaliyelerinin davalı yanca teslim alındığının anlaşıldığı dolayısı ile davacının bu faturalar yönünden davalıdan alacağının olduğunun anlaşıldığı ve fakat davacı yanca söz konusu 736,13 TL bedelli faturanın davalı yana tebliği ile teslimi kanıtlanamadığından bu tutar yönünden davacı alacağının kanıtlanamadığı, davalı tarafından davacı aleyhine düzenlenen fatura toplamı ile davalı yanca yapılan ödeme tutar toplamının davacı tarafından kanıtlanan toplam fatura bedelinden düşürülmesi neticesi ortaya çıkan 13.239,32 TL’den davacı tarafça alacağının olduğu kanıtlanamayan fatura bedelinin düşürülmesi ile davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan 12.503,19 TL tutarında alacağının olduğu anlaşılmakla açılı davanın kısmen kabulü ile İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 12.503,19 TL alacağın tahsili bakımından takibin devamına, hüküm edilen alacağa yıllık % 19,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, yasal şartları oluştuğu anlaşılmakla İİK 67/son gereği hüküm altına alınan alacağın % 20’si olarak hesaplanan 2.500,63 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ve ancak her ne kadar davalı tarafça kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de reddedilen tutar yönünden alacağın varlığı kanıtlanamadığından yasal şartları oluşmadığı kanaati ile davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile; İzmir … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 12.503,19 TL alacağın tahsili bakımından takibin devamına,
– Hüküm edilen alacağın yıllık % 19,50 oranında ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,
– Hüküm altına alınan alacağın % 20’si olarak hesaplanan 2.500,63 TL icra inkar tazminatının DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
– Her ne kadar davalı tarafça kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş ise de yasal şartları oluşmadığı kanaati ile davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 854,10 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 226,10 TL (159,90 TL peşin harç ile 66,20 TL icra dosya peşin harcından oluşan) harcının mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye 628,00 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan (tebligat, müzekkere ve bilirkişi masrafı olmak üzere) kısmının ret kabul oranına göre hesaplanan 574,19 TL’si ile yatırılan 204,30 TL (159,90 TL peşin ve 44,40 TL başvuru harcından oluşan) harçtan oluşan toplam 778,49 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 608,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince davacı tarafa İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinde hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı göz önüne alınarak hesaplanan 736,13 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7- Dosya arasında bulunan İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen Müdürlüğe İADESİNE,
8- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’ a ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
9- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 20/01/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır