Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/541 E. 2021/296 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/541 Esas
KARAR NO : 2021/296

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/07/2016
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/07/2006 tarihinde davalı … şirketine mali mesuliyet sigortası ile sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsü olan dava dışı …’ın asli ve tam kusurlu olarak sağ şeritte bisikletle gitmekte olan müvekkiline çarptığını, ağır yaralanan müvekkilinin ilk tedavilerinin DEÜ Hastanesinde yapıldığını, kaza nedeniyle çalışma gücü kaybına uğramış olması nedeniyle uzun bir süre çalışamadığını bu nedenle ailesini dahi geçindiremeyecek boyutta maddi kayıplar yaşadığını, müvekkilinin kaza tarihinden sonra bir süre çalışıp emekli olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, müvekkiline kaza nedeni ile 1.000,00-TL geçici iş göremezlik tazminatı, 1.000,00-TL’de sürekli iş göremezlik tazminatının davalı … şirketinden tahsiline hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili davasını 22/03/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 57.291,37-TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; öncelikle davanın zamanaşımı süreleri geçtikten sonra açılmış olması nedeni ile reddi gerektiğini, davacı tarafın yeni düzenlemeye göre dava açmadan önce sigorta kuruluşuna başvurması gerektiğini ayrıca müvekkil şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu bu nedenle kusur oranlarının ve maluliyet oranlarının tespiti gerektiği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Mahkememiz sigorta şirketinden celp edilen hasar dosyasının ve sigorta poliçesinin bir örneği mahkememiz dosyasına gönderilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır. İzmir SGK ‘na yazılan müzekkere cevabında davacıya geçici iş göremezlik ödeneğinin ödenmediği belirtilmiş ise de müzekkere de tarihin 2006 yerine 2016 yazıldığı anlaşılmış ve müzekkere ekinde gönderilen sağlık ödemeleri listesinde davacıya 07/08/2007 tarihinde geçici iş göremezlik ödeneğinden 8.041,00-TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. DEÜ hastanesinden celp edilen davacıya ait tedavi evrakları mahkememize gönderilmiş ve dosyamız arasına alınmıştır.
Mahkememizce bir trafik polisi bilirkişi eşliğinde mahallinde keşif yapılarak bilirkişiden rapor aldırılmış, 30/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davalı … şirketine sigortalı olan araç sürücüsü …’ın 8/8 oranında asli ve tam kusurlu olduğunu, davacı bisiklet sürücüsü …’in kusursuz olduğunu tespit etmiştir. Dosya maluliyet oranı yönünden İstanbul Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş, 11/12/2017 tarihli Adli Tıp Kurumu’nun raporunda, E cetveline göre %16.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme (iş göremezlik) süresinin geçirilmiş komplikasyonlardan dolayı olay tarihinden itibaren 20 ay’a kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Mahkememizce hesap bilirkişisinden de rapor aldırılmış olup, 12/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda; 21/07/2006 tarihinde yaralanan davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat alacağının 208,63-TL, sürekli maluliyetten kaynaklı maddi tazminat alacağının ise 115.622,24-TL olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce İstanbul ATK 3.İhtisas Kurulundan aldırılan 20/11/2017 tarih … sayılı raporda; davacının geçirdiği trafik kazasına bağlı sol dirsek hareket kısıtlılığı arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak yapılan hesaplamada davacının %16.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin geçirilmiş komplikasyonlardan dolayı olay tarihinden itibaren 20 (yirmi) aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda … E. … K.sayılı 17/05/2018 tarihli kararı ile “Davacının geçici iş göremezlik tazminatı istemli davasının kısmen kabulü ile,208,63 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacının sürekli iş göremezlik tazminatının istemli davasının poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla kabulü ile, 57.291,37 TL nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine” dair hüküm kurulmuştur.
Davalı vekilinin karara karşı istinaf incelemesi talebinde bulunduğundan dosyanın İzmir Bölge Adliye Mahkemesine gönderildiği, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi .. Hukuk Dairesinin …-… K.sayılı 06/12/2019 tarihli ilamı ile “Somut olayda, davacının tedavi evrakının tetkikinden, tedavi sürecinin bir süre devam ettiği, sol dirseğindeki hareket kısıtlılığı nedeni ile tedavi gördüğü anlaşılmakta ise de, davacının maluliyet durumu ile ilgili olarak gelişen bir durum olup olmadığı hususu, konusunda uzman bilirkişi heyetinin değerlendirmesi ile netlik kazanabilecek bir olgudur.
Bu durumda, kaza tarihinde yürürlükte bulunan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi’nden, trafik kazası nedeniyle davacının işgücü kaybı oranının kesin olarak belirlenmesi ve davacının işgücü kaybında kaza tarihinden sonraki süreç içerisinde gelişen bir durum olup olmadığı, olmuş ise gelişen bu durumun ne zaman son bulduğu ve maluliyet oranının hangi tarihte netleşmiş olduğu hususlarının da irdelendiği bir rapor alınarak sonucuna göre zamanaşımı def’i de dikkate alınarak değerlendirme yapılması ve karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda ilk derece mahkemesince tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verildiğinden, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün değildir. O halde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi uyarınca istinaf başvurularının kabulüne ve ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Karar kaldırma sonrası dosya mahkememiz 2019/541 Esasına kayıt edilerek yargılama bu numara üzerinden devam olunmuştur.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda dosyanın yeniden İstanbul ATK’ na gönderilerek; kaza tarihinde yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümlerine göre, trafik kazası nedeniyle davacının iş gücü kaybı oranının ne olduğu, davacının iş gücü kaybında kaza tarihinden sonraki süreç içerisinde gelişen bir durum olup olmadığı, olmuş ise gelişen bu durumun ne zaman son bulduğu ve maluliyet oranının hangi tarihte netleşmiş olduğu hususlarında rapor düzenlenmesi istenilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 01/06/2020 havale tarihli raporda özetle; davacının 21.07.2006 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri kapsamında yararlanılarak yapılan hesaplamada;
Davacının %16.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 20 (yirmi) aya kadar uzayabileceği, Kurum raporunda tespit edilen maluliyet oranının dava konusu kaza nedeniyle oluşan yaralanmanın kişide meydana getirdiği fonksyion kaybını gösterdiği, kaza öncesi ya da sonrasında meydana gelmiş herhangi bir lezyon ile illiyetinin olmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce dosyanın yeniden İstanbul ATK 2.İhtisas Kuruluna gönderilerek; mahkememizce talep edilen hususları karşılar şekilde rapor düzenlenmediği anlaşıldığından, mahkememizin 03/03/2020 tarihli celsenin 1 nolu ara kararı ve dosyada bulunan İzmir BAM … H.D. Nin …-… K. Sayılı kararı doğrultusunda davacının davaya konu kaza nedeniyle yaralanmasından kaynaklı iş gücü kaybında kaza tarihinden sonraki süreç içerisinde gelişen bir durum olup olmadığı, olmuş ise gelişen bu durumun ne zaman son bulduğu ve maluliyet oranının hangi tarihte netleşmiş olduğu hususlarında ek rapor tanzimi istenilmiş, İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen 23/12/2020 havale tarihli ek raporda özetle; Dosyada mevcut tıbbi belge ve grafilerin yapılan incelemesinde Kurulun 27.05.2020 tarih ve 6854 sayılı kararında … karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri kapsamında tespit edilen %16.2 (yüzdeonaltınoktaiki) oranındaki maluliyet oranının dava konusu kazada kişide meydana gelen sol humerus şaft kırığı sonrası dirsek hareketlerinde oluşan fonksiyonel araza bağlı olarak meydana geldiği, %16.2 (yüzdeonaltınoktaiki) maluliyet oranının dava konusu kaza tarihinden sonra kişinin iyileşme (iş göremezlik) süresi olan 20 (yirmi) aylık sürenin tamamlanmasından sonra başladığı, kişinin iyileşme (iş göremezlik) süresi boyunca maluliyet oranını %100 (yüzdeyüz) olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, trafik kazasından kaynaklı yaralanma nedeniyle açılan geçici ve kalıcı maluliyete ilişkin maddi tazminat davasıdır.
03/02/2011 tarihinde sürücü …’ ın sevk ve idaresinde bulunan … plaka sayılı aracın seyri sırasında sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda … plaka sayılı araçta, yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı iddiasıyla iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
KTK 109. Maddesinde; “Motorlu araç kazalarından dogan maddi zararların tazminine iliskin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü ögrendigi tarihten baslayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden baslayarak on yıl içinde zamanasımına ugrar.
    Dava, cezayı gerektiren bir fiilden dogar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman asımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
TBK nun 154. Maddesinde; ” Asagıdaki durumlarda zamanasımı kesilir:
    1. Borçlu borcu ikrar etmisse, özellikle faiz ödemiş veya kısmen ifada bulunmussa ya da rehin vermiş veya kefil göstermişse.
    2. Alacaklı, dava veya def’i yoluyla mahkemeye veya hakeme basvurmussa, icra takibinde bulunmussa ya da iflas masasına basvurmuşsa.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Davaya konu fiil taksirle yaralama suçunu oluşturmaktadır. TCK nın 89. Maddesinde; “Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kisi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
TCK nın 66. Maddesinde ise:” (1) Kanunda baska türlü yazılmıs olan hâller dısında kamu davası;
    a) Agırlastırılmıs müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
    b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibes yıl,
    c) Yirmi yıldan asagı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
    d) Bes yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbes yıl,
   e) Bes yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,    geçmesiyle düşer.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Buna göre; taksirle yaralama suçunda uygulanması gereken zamanaşımı süresi 8 yıldır.
Somut olayımızda; davacının maluliyetinin kesinleştiği tarih; mahkememizce aldırılan İstanbul Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Dairesi tarafından tanzim edilen, 23/12/2020 havale tarihli ek rapora göre, kaza tarihi olan 21/07/2006 tarihinden itibaren 20 ayın dolduğu tarih olan 21/03/2008 tarihidir. Bu durumda 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi 21/03/2016 tarihinde dolmuştur. İş bu dava da 19/07/2016 tarihinde açıldığından davacının talebi zamanaşımına uğramıştır. Dolayısıyla KTK 109/1 maddesinde belirtilen 2 yıllık süre 21/03/2018 tarihi itibariyle başlamıştır. Ancak dava aynı zamanda cezayı gerektiren bir fiilden doğduğundan ceza kanununda düzenlenen uzamış ceza zamanaşımının uygulanması gerekmektedir.
TBK nun 154. Maddesinde belirtilen zamanaşımının kesilmesini gerektiren bir durum da mevcut değildir. Bu nedenle dava, zamanaşımına uğradıktan sonra açıldığından, davalı tarafça da süresi içerisinde zamanaşımı itirazında bulunulduğundan, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın ZAMANAŞIMI NEDENİYLE REDDİNE ,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30-TL harcın başlangıçta alınan 29,20 peşin harç ile 192,27-TL olarak alınan ıslah harcından mahsubu ile artan 162,17-TL harcın talebi halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan harç ve masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ayrıca karar yazılmaya gerek görülmeden artan gider avansının derhal taraflara iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/03/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır