Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/532 E. 2021/295 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/344 Esas
KARAR NO : 2021/270

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/07/2020
KARAR TARİHİ : 23/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafça davalılar aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibine konu senetlerin davacı … ile davalının ortağı olduğu dava dışı …’nin pay devri karşılığı olarak yapmış oldukları sözlü anlaşma çerçevesinde davalı tarafın adı geçen şirkette payının davacıya devretmek istemesi, şirketten ayrılmak istemesi nedeni ile hisse bedeline karşılık verildiği, bu kapsamda davalı lehine her biri 50.000,00 TL olan 8 adet sıralı senet teslim edildiği, diğer davacı şirketin bu senetlerin borçlusu olarak gözükmesizin davalının talebi ile olduğu, sebebinin davacı …’a ait olan …’nin ….’ye göre eski ve köklü olması sebebi ile olduğu,davacı …’nın davalı tarafın hem arkadaşı hem ortağı olması sebebi ile bahse konu sözleşmenin yazılı yapılmadığı gibi söz konusu senetleri anlaşma mutabakat üzerine duyulan güven çerçevesinde teslim edildiği, bu kapsamda yükümlülüğün yerine getirildiği fakat davalı tarafın pay devrine ilişkin yükümlülüğünü yerine getirmediği, davalı tarafça Karşıya … Noterliği aracılığı ile gönderilen ihtarnamede sözlü yapılan hisse devri anlaşmasının ikrar ettiği, bu kapsamda davalı tarafa Bornova … Noterliği aracılığı ile cevap verildiği, senetlerin pay devri karşılığında verildiğinin bir kısım şirket çalışanları ile diğer ortakların şahit olduğu, gerçekleşmeyen pay devri sebebi ile icraya konu senetlerden kaynaklı davalının bedelsizlik sebebi ile alacaklı olmayacağı ve takibin kötü niyetli olduğu, taraflar arasında herhangi bir para alışverişi olmadığı gibi ticarette olmadığı, senetlerin karşılıksız ve bedelsiz olduğu belirtilerek davanın kabulü ile bahse konu icra takibinin durdurularak iptali ile borçlu olmadığının tespitine ve % 20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatının talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davalının hali hazıra ortak sıfatına haiz olduğu, …’nin kurulma aşamasında davalının işletmenin 6tüm elektrik işlerini kendisine ait elektrik firması vasıtası ile gerçekleştirdiği, ortakla sunulan emek haricinde elden verilen tutarların yanı sıra kredi kartları ile iş yerinin açılabilmesi için bir çok ödeme gerçekleştirildiği, güven ilişkisi nedeni ile bu ödemelere ilişkin herhangi bir yazılı belge almadığı, şirkete ait iş yerinin açılışından itibaren davalının iş yerine alınmadığı gibi hiçbir surette maddi kazanç sağlamadığı, bu kapsamda davalıya ihtarname gönderildiği, hisse devrine yönelik sözlü anlaşma yapıldığı ve davalının payına davacıya devrine yönelik olarak senet verildiği iddialarının gerçeği yansıtmadığı, TTK 527/5’de pay devrinin yapılması usulünün düzenlendiği, dolayısıyla pay devrine ilişkin sözlü anlaşmasının hüküm doğurmayacak olduğu, davacılar tarafından verilen senetler üzerinde nakden kaydı bulunması sebebi ile borcun varlığı ikrar edilmiş durumda olduğundan senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu davacılarca ileri sürülmesi durumunda ispat külfetinin davacıya ait olacağı, çünkü davacının başka bir hukuki ilişki nedeni ile bu hususu ileri sürdüğü ve bu ispatın yazılı delil ile yapılması gerektiği, dava konusu senetlerin davalı tarafından verilen borçlara karşılık olduğu ve borçların ödenmesi için verilen senetlerin …’nin ve tüm ortakların kefil olmasını davalının istediği, bunun kabul edilmediğinin kabul anlamına gelmemek kaydıyla bir an için senetlerin pay devrine ilişkin verildiği düşünülse bile senetlerin vadesi geldiği hiçbir ödeme yapılmadığı, davalının kendi edimini yerine getirmediğinin belirtildiği, …’in tüm ortaklarının ne miktarda sermaye koyduğu ve karşılığında kaç pay hissesinin bulunduğunun araştırılması gerektiği, davacıların haksız çıkar sağlama amacında olduğu belirtilerek haksız açılan davanın reddi ile kötüniyet tazminatı, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
Arabuluculuk Son Tutanak aslı, İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının Uyap örneği, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazı cevabı ve taraflarca gönderilen ihtarname yazı örnekleri dosyamız arasındadır.
İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davalısı tarafından davacılar aleyhine 4 adet her biri 50.000,00 ‘er TL bono olmak üzere toplam 200.000,00 TL asıl alacak, 2.967,12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 202.967,12 TL alacak üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı, takip dayanağı olarak 08/01/2020 tanzim, 15/03/2020 vade tarihli ve 50.000,00 TL bedelli, 08/01/2020 tanzim, 15/04/2020 vade tarihli ve 50.000,00 TL bedelli, 08/01/2020 tanzim, 15/05/2020 vade tarihli ve 50.000,00 TL bedelli ve 08/01/2020 tanzim, 15/06/2020 vade tarihli ve 50.000,00 TL bedelli bonolar olarak belirtildiği görülmüştür. Söz konusu bonoların incelenmesinde borçlularının Mahkememiz davacıları, lehtarının Mahkememiz davalısı olduğu, tüm bonolar üzerinde “nakten” kaydının bulunduğu anlaşılmıştır.
İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün yazı cevabının incelenmesinde; dava dışı … isimli şirketin 09/08/2019 tarihinde sicile tescil edildiği, hali hazırda şirketin hissedarlarının 5.00 pay üzerinden …, 15.00 pay üzerinden …, 50.00 pay üzerinden …, 20.00 pay üzerinden … ve 10.00 pay üzerinden … olduğu ve tüm hissedarların ortaklıktan çıkış kayıtlarının olmadığı tespit edilmiştir.
Karşıyaka … Noterliğinin 13/02/2020 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin incelenmesinde; Mahkememiz davalısının ihtar eden olduğu, davacı … ve dava dışı …’inin ihtar olunan olduğu, konusunun …’nin adı geçen şirketin ortağı olduğu ancak şirketin işlemlerini incelemek istediğini defaatle belirtmesine karşılık hiçbir bilgi verilmediği, bu durumun TTK’nın 614. Maddesine aykırı olduğu, kendisinin şirket bünyesine sokulmadığı, ihtarnamenin tebliğinden itibaren 2 gün içerisinde açılıştan itibaren bütün hesap ve işlemleri hakkında bilgi verilmesinin ihtar edildiği, ihtar eden tarafından şirket hisselerini devretmek istediği defalarca belirtilmesine ve bu durumun Bornova … Noterliğinin … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile iletilmiş olmasına rağmen hiçbir dönüş yapılmadığı, ortak hisselerin devrini istemekle birlikte devrin gerçekleşmemesi halinde ihtar edenin şirketin diğer tüm ortakların hisselerini devir almak istediğinin ihtar edildiği, ayrıca taleplerin karşılanmaması halinde tebliğden itibaren 2 gün geçtikten sonra tebliğini takip eden 15 günün sonunda şirketin merkezinde genel kurulu toplantıya çağırdığının ihtar edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Bornova … Noterliğinin 19/02/2020 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin incelenmesinde; Mahkememiz davacıları tarafından davalı aleyhine Karşıyaka … Noterliğinin 13/02/2020 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesine cevap olarak düzenlendiği, şirkete alınmama yönündeki iddiaların gerçek dışı olduğu, istenilen günde gelinerek bilgi ve belgelerin incelenebileceği gibi adres bildirilmiş olup yada 06/02/2020 tarihinde saat 14:00’da gerekli incelemenin yapılabilmesi yönünde toplantı yapılacağının bildirildiği, incelemeden sonra hisse devri için noterliğe gidileceğinin de bildirildiği, bir kaş ay evvel muhatap olan … tarafından tarafına ait tüm hisselere karşılık kendi talebinin üzerine …’in kefil, …’nin borçlu olduğu alacaklısının ise … olduğu ihtarnamede belirtilen bonoların kendisine yani …’ye verildiğinin bildirildiği görülmüştür. İhtarname içeriğine göre dava konusu icra dosyasındaki takibe konu bonoların belirtilen bonolar arasında olduğu anlaşılmıştır. Ayrıca söz konusu senetlerin …’nin sahibi olduğu dava dışı …’indeki hisselerine karşılık ihtar çeken adına devrine karşılık verildiği ve halen hisse devrinin yapılmadığının bildirildiği, adı geçen şirketteki tüm hisselerin …’e yapılmasının aksi takdirde senetlerin bedelsiz kalacağının bildirildiği de görülmüştür.
Karşıyaka … Noterliğinin 02/03/2020 tarih ve 08253 yevmiye sayılı ihtarnamesinin incelenmesinde; … tarafından Mahkememiz davacılarına Bornova … Noterliğinin 19/02/2020 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesine karşılık gönderildiği, aleyhine çekilen ihtarname de şirkete girememe yönündeki içeriklerinin doğru olmadığını, ayrıca söz konusu bonoların …’nin hisse bedellerinin devrine yönelik olmadığı bu senetlerin şirket bünyesine ve …’e verilmiş olan borç niteliğindeki paraların bedeline ilişkin olduğu hususlarının bildirildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun; Mahkememiz davalısı tarafından davacılar aleyhine adı geçen icra dosyası aracılığı ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattığı, söz konusu takibe ilişkin dayanak senetlerin lehtar Mahkememiz davalısı olduğu, borçluların Mahkememiz davacıları olduğu, senetler üzerinde “bedeli nakit alınmıştır ” ibaresinin olduğu konularında bir uyuşmazlık olmamakla birlikte söz konusu senetlerin davalıya pay devrine yönelik olarak verilip verilmediğinin tespiti, davacıların bu senetlerden kaynaklı davalıya borçlu olup olmadıklarının tespiti ve istem konusu edilen tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığının tespiti yönünde yapılacak inceleme neticesinde varılacak kanaate esas açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; her ne kadar taraflarca senetlerin hisse devrine karşılık verilip verilmediği yönünde tanık dinletilmek istenilmiş ise de 6102 sayılı TTK’nın 595/1 gereği özel şekil şartına hisse devri hususu tabi olduğundan ancak bu devir işleminin davacı tarafça sözlü olarak yapıldığı beyan edildiğinden ve ancak bu devir olgusu davalı tarafça inkar edildiğinden her iki tarafın bu konudaki tanık dinletme yönündeki taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacılar tarafından menfi tespit talep edilen icra dosyasına dayanak bonoların hisse devrine yönelik olarak verildiğinin belirtilmesine karşılık davalı tarafından bu hususun aksinin iddia edilerek senetlerin başkaca bir sebepten ötürü keşide edildiğinin belirtilmesi karşısında her bir taraf açısından durumun incelenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda davacı iddiaları açısından yapılan inceleme neticesinde limited şirketin pay devrine yönelik düzenlemesinin 6102 sayılı TTK’nın devir başlaklı 595. Maddesinde düzenlendiği söz konusu maddede aynen “(1) Esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Ayrıca devir sözleşmesinde, ek ödeme ve yan edim yükümlülükleri; rekabet yasağı ağırlaştırılmış veya tüm ortakları kapsayacak biçimde genişletilmiş ise, bu husus, önerilmeye muhatap olma, önalım, geri alım ve alım hakları ile sözleşme cezasına ilişkin koşullara da belirtilir. (2) Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. (3) Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. (4) Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir. (5) Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır. (6) Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. (7) Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır ” şeklinde düzenlemenin bulunduğu görülmüştür. Dolayısı ile yukarıdaki yasal mevzuata göre şirket pay devrinin geçerli olabilmesi için belirtilen şekilde yapılmasının gerekli ve zorunlu olduğu anlaşılmakla iddia olunduğu şekilde bir devrin yapıldığı yönündeki iddianın varlığının davacılarca kanıtlanması gerekmektedir. Ancak davacılar tarafından davalı tarafa gönderilen ihtarnamede ise söz konusu devir işlemine yönelik anlaşmanın sözlü olarak yapıldığı belirtildiğinden kanunen aranan zorunlu şekili şartının yerine getirilmediğinde bir tereddüt bulunmamaktadır. Buna karşılık davalı tarafından ise söz konusu bonoların davacılara verilen borç karşılığı verildiğine yönelik iddianın ispatlanması bakımından ise söz konusu senetlerde “nakten” ibaresi bulunduğundan bu hususun aksinin yani senetlerin nakit karşılığı değil başkaca bir sebepten verildiği yönündeki iddianın da yine davacılar tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Bu kapsamda Mahkememizce 26/01/2021 tarihli duruşmada davacılara senetlerin hisse devrine karşılık olarak verildiği yönündeki iddia yönünden yemin deliline dayanılıp dayanılmadığının sorulmuş dayanıldığının ve yemin metninin sunulması üzerine davalı asil 23/03/2021 tarihli duruşmada hazır bulunması sonucunda “Tarafıma okunan yemin metnini anladım. Bana okunan şekilde yemin ediyorum. Dava konusu olan 4 adet senetlerin bedelini davacılardan tahsil edilmesini istiyorum. Bu senetler … ile pay verme karşılığı olarak düzenlenmiş senetler değildir. Kendisi ile pay devri konusunda sözlü bir anlaşma yapmadım. Bu senetlerin tamamı başkaca bir borçlara karşı verildi” şeklide beyanda bulunduğu görülmüştür.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Mahkememiz davalısı tarafından davacılar aleyhine yukarıda belirtilen şekilde İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyası aracılığı ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığı, söz konusu takipten kaynaklı olarak yukarıda belirtilen iddialar doğrultusunda davacılar vekili tarafından borçlu olunmadığının tespiti istemine yönelik Mahkememiz nezdinde iş bu davanın açıldığı, taraf ihtarname içeriklerine göre takibe konu edilen bonoların hisse devrine yönelik olarak verildiği ve ancak hisse devirlerinin gerçekleştirilmediği ve bonoların karşılıksız kaldığının belirtilmesine karşılık davalı tarafından söz konusu bonoların borç karşılığı olarak verildiğinin belirtildiği, söz konusu ihtarnamede belirtilen iddia ve savunmaların mevcut dava dosyasında aynen ile sürüldüğü, yukarıda belirtildiği şekilde hisse devir işleminin yasa maddesindeki aranan şekil şartına bağlı olarak yapılmadığının dosya kapsamında sabit olduğu bu durumun aksinin de ileri sürülmediği ve ve ayrıca senet üzerindeki nakten kaydı ibaresinin aksinin de yine davacılarca kanıtlanamadığı anlaşılmakla söz konusu senetlerin pay devrine karşılık olarak verildiğine yönelik iddia konusundaki ispat külfetinin yerine getirilememesi nedeniyle açılı davanın ispatlanamama nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın REDDİ ile şartları oluşmayan kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının evvelce alınan 3.466,18 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irad kaydına, fazladan alınan 3.406,88 TL harcın talep halinde ve kararın kesinleşmesinden sonra DAVACILARA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ile mahsubuna karar verilen harçlar ile gider avansından kullanılan kısmın DAVACILAR ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, gider avansından arta kalan 1.187,90 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACILARA İADESİNE,
4- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 22.657,69 TL nispi vekalet ücretinin DAVACILARDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5- Dava şartı arabuluculuk ücreti olan ve 6325 sy Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesi uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL’nin arabulucu …’e ödenmesi halinde DAVACILARAN TAHSİLİ İLE HAZİNE’YE GELİR KAYDINA, bu hususta kararın kesinleşmesinden sonra ilgili yere müzekkere yazılmasına,
6- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 23/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır