Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/522 E. 2022/652 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/522
KARAR NO : 2022/652

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/12/2019
KARAR TARİHİ : 16/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde, davacı şirket ile … Dağ. Gıda İhr. Şirketi San. Tic. Ltd. Şti. arasında tek elden dağıtım sözleşmesi imzalandığını, davalıların bu sözleşmeye müşterek borçlu müteselsil kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine teminat mektuplarının nakde çevrilerek, İzmir 1. İcra Dairesinin …/… esas sayılı dosyası ile 6.174.553,88 TL ve ferileri üzerinden takibe geçildiğini, davalıların borçtan sorumlu olduklarını, haksız borca itirazları nedeni ile takibin durduğunu ileri sürerek, davalıların İzmir 1. İcra Müdürlüğünün …/… esas sayılı dosyasındaki borca ve ferilerine itirazının iptaline, takibin 6.174.553,88-TL üzerinden iptaline, takibin devamına ve % 20 den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde, kefalet sözleşmesindeki yazı ve imzaların davalılara ait olmadığını, sözleşmedeki tüm imzaların sahte olduğunu, kefalet sözleşmesinin yasal şartları taşımadığını ve davalıların böyle bir borcunun olmadığını, müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ile icra takibinin iptalinin gerektiğini ileri sürerek, davanın reddine, icra takibinin iptaline takip tutarının % 20 sinden aşağı olmamak üzere müvekkillere ayrı ayrı tazminat ödenmesine karar verilmesini savunmuştur.
Yargılamanın devamı sırasında …’nın 05.11.2021 tarihinde öldüğü belirlenmekle veraset ilamı sunulmuş, ayrıca mirasçıları vekili tarafından vekaletname sunulmuş olmakla, davaya devam edilmiştir.
Taraflarca bildirilen deliller, asıl borçlu şirket ile davacı arasındaki sözleşme ve davalılar ile olan kefalet sözleşmesi, icra dosyası incelenmiş, davalıların savunması karşısında kefalet sözleşmesindeki yazı ve imza konusunda Adli Tıp Kurumundan rapor alınmıştır.
İzmir 1. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinden; davacı … Pazarlama A.Ş. tarafından … Dağ. Gıda İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti. ile …, …, …, … ve … aleyhine 09.10.2019 tarihinde tek elden dağıtım sözleşmesi ve kefalet sözleşmelerine dayalı olarak, 7.500.000,00-TL asıl alacak, 606,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti 123,90-TL ihtiyati haciz gideri olmak üzere toplam 7.500.729,90-TL nin tahsili için genel haciz yolu ile girişilen icra takibine ilişkin olduğu, ödeme emrinin tebliği üzerine davalılar vekilinin borca itirazı nedeni ile aleyhlerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı tarafça sunulan sözleşmenin incelenmesinden, … Paz. A.Ş. ile … Dağ. Gıda İhr. İth. San. Tic. Ltd. Şti.arasında 31.12.2018 tarihli tek elden dağıtım sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşme ile ilgili olarak … ve … tarafından 29.06.2019 tarihli müşterek borçlu müteselsil kefalet sözleşmesinin imzalandığı anlaşılmıştır.
Davalılar … ve … tarafından müteselsil kefalet sözleşmesindeki yazılara ve imzaya itiraz edilmiş olmakla, kefalet sözleşmelerindeki yazı ve imzaların davalılara ait olup olmadığı konusunda inceleme yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davalılar … ve …’nın imza ve yazı örnekleri alınmış ayrıca tatbike medal yazı ve imza örnekleri toplanmıştır.
Adli Tıp Kurumu Fizik ve İhtisas Dairesinin 29.04.2021 tarihli raporunda, inceleme konusu … adına düzenlenmiş kefalet senedinde ”YEDİ MİLYON BEŞYÜZBİN” ve ” 7.500.000,00” ibareleri ile …’nın mukayese yazıları arasında farklılılar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılara kıyasla … eli ürünü olmadığını, söz konusu belgedeki diğer yazılar ile …ya atfen atılan imza ile …nın mukayese yazı ve imzaları arasında uygunluk ve benzerlik saptandığından söz konusu yazılar ve imzaların … eli ürünü olduğunu, inceleme konusu … adına düzenlenmiş kefalet senedinde ”YEDİ MİLYON BEŞYÜZBİN” ve ”7.500.000,00” ibareleri ile …’nın mukayese yazıları arasında farklılıklar saptandığından, söz konusu yazıların mevcut mukayese yazılara kıyasla … eli ürünü olmadığını, söz konusu belgedeki diğer yazılar ile …ya atfen atılan imza ile …nın mukayese yazı ve imzaları arasında uygunluk ve benzerlik saptandığından söz konusu yazılar ve imzaların … eli ürünü olduğu ortaya konulmuştur.
Adli Tıp Kurumu raporuna davacı tarafça itiraz edilmiş, itiraza konu incelemeye esas alınan belgelerden fotokopi olan belgenin aslı getirtilmiş ve bu kez İstanbul Bilirkişi Bölge Kurulu Listesinde yer alan 3 bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir. Bilirkişiler Prof. Dr. … Prof Dr. …, Prof. Dr. … sundukları 12.01.2022 tarihli raporda, … adına düzenlenmiş kefalet senedinde yer alan imzanın … eli ürünü olduğu, bedelin yazı ve rakamla belirtildiği yazıların ”7.500.000,00, YEDİ MİLYON BEŞYÜZBİN” …a eli ürünü olmadığı, belgedeki diğer yazı ve imzaların … eli ürünü olduğu, … adına düzenlenmiş kefalet senedinde yer alan imzanın … eli ürünü olduğu, bedelin yazı ve rakamla belirtildiği yazıların ”7.500.000,00, YEDİ MİLYON BEŞYÜZBİN” … eli ürünü olmadığı, diğer yazı ve imzaların … eli ürünü olduğunu bildirmişlerdir.
Davacı taraf bilirkişi kurulu raporuna itiraz etmiş ise de, gerek Adli Tıp Kurumu raporu ve gerekse de bilirkişi raporu imza ve yazı konusunda aynı sonuçlara ulaştığından, raporlar dosya kapsamına ve mevzuata uygun bulunduğundan, söz konusu raporlar hükme esas alınmıştır.
TBK 583/1 maddesinde;” Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azamî miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi şarttır.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu yasal düzenleme karşısında, davamıza konu olay değerlendirildiğinde; davalılar … ve … tarafından imzalanan kefalet sözleşmesindeki imzanın ve diğer yazıların kendileri eli ürünü olmakla birlikte kefalet limitine ilişkin yazıların … ve …’nın eli ürünü olmadığı, dolayısı ile yasanın emredici hükmünün yerine getirilmediği ve kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Toplanan tüm deliller karşısında, … Paz. A.Ş.ile … Dağıtım Gıda İhr. İth. San. Tic. Ltd. Şti. arasında 31.12.2018 tarihli, tekelden dağıtım sözleşmesi imzalandığı, davalılar … ve …’nın bu sözleşmede … Dağıtım Gıda İhr. İth. San. Tic. Ltd. Şti.’nin diğer tarafa karşı borçlarına ilişkin olarak 29.06.2019 tarihli müşterek borçlu ve müteselsil kefalet senedi imzaladıkları, … Dağıtım Gıda İhr. İth. San. Tic. Ltd. Şti.’nin borçlarının ifa edilmemesi üzerine bu şirket ve müteselsil kefilleri aleyhine İzmir 1. İcra Dairesinin …/… Esas sayılı takibine girişildiği, bu takipte davalılar … ve …’nın kefalet sözleşmesindeki imza ve yazıların kendilerine ait olmadığını ileri sürerek borca itiraz ettikleri, davacı tarafından açılan iş bu itirazın iptali davasında yine kefalet sözleşmesindeki imza ve yazıların davalılara ait olmadığının savunulduğu, Adli Tıp Kurumundan ve üçlü bilirkişi heyetinden alınan iki ayrı raporda da kefalet sözleşmesindeki kefalet limitine ilişkin yazıların davalılara ait olmadığı, ancak diğer yazı ve imzaların davalılara ait olduğunun tespit edildiği, kefalet sözleşmesindeki kefalet limitine ilişkin yazıların kefillerin eli ürünü olmadığının anlaşılması karşısında, TBK 583 maddesi gereğince kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğu, davalıların kefil sıfatı ile borçtan sorumlu olmadıkları kanaatine varılmakla davalılar aleyhine açılan iş bu itirazın iptali davasının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalılar tarafından kötü niyet tazminatı talep edilmiş ise de, kefalet sözleşmesindeki diğer tüm yazıların ve imzaların davalıların eli ürünü olduğu, davalıların kefil olma niyeti ile söz konusu sözleşmeyi imzaladıkları, ancak kefalet limitinin kendileri tarafından doldurulmadığı, buna karşın … Dağıtım Gıda İhr. İth. San. Tic. Ltd. Şti.’nin davacı ile olan iş hacmini, aldığı mal tutarını bildikleri ve bilebilecek durumda oldukları dikkate alındığında yasanın emredici hükmü karşısında kefaletleri geçersiz sayılmış ise de, davacının kötü niyetli olduğunun kabulüne olanak bulunmadığı sonucuna varılmış, şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı reddedilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının itirazın iptali davasının reddine,
Davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
2-Karar tarihi itibari ile alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 67.942,30-TL harçtan mahsubu ile fazla 67.861,60-TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine,
– 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince taraflar arasında yapılan arabuluculuk faaliyeti sonunda, ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere Hazine tarafından karşılanan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan tahsiline,
3-Davalılar kendilerine bir vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 299.745,53-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
-Davacı tarafından sarf olunan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
-Davacı tarafından yatırılan ancak sarf edilmeyip artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, oybirliği ile verilen karar davacı vekili ile davalı vekillerinin yüzüne karşı, tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2022

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır