Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/350 E. 2021/292 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/350 Esas
KARAR NO : 2021/292

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2019
KARAR TARİHİ : 25/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinin incelenmesinde;davacı ile davalı arasında hizmet sunumundan kaynaklı bir ticari ilişkinin bulunduğu, bu ticari ilişki sebebiyle 30/10/2018 tarihi itibariyle ödenmeyen 22.678,00 TL’lik bakiye asıl alacağın bulunduğu, bu asıl alacak ve 1.235,80 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.913,80 TL alacak üzerinden İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiği, takip dayanağının 30/10/2018 faiz başlangıç tarihli 22.678,00 TL tutarındaki fatura olduğu başlatılan takibe davalı tarafından yapılan itirazın haksız olduğu belirtilerek itirazın iptali ile %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına davalının mahkum edilmesinin talep edilmiştir.
Dava dilekçesinin davalı tarafa usulüne uygun tebliğine rağmen davalı tarafından cevap verilmemiş ve iş bu dava yönünden davalının davayı inkar çerçevesinde savunduğu anlaşılmış tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, fatura, bilirkişi raporları dosyamız arasındadır.
İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 22.678,00 TL asıl alacak, 1.235,80 TL faiz olmak üzere toplam 23.913,80 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, Mahkememiz davalısı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, takip dayanağının 30/10/2018 faiz başlangıç tarihli 22.678,00 TL tutarında fatura olarak belirtildiği ve işbu davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin 06/02/2020 tarihli duruşmasında verilen ara karar ve bu ara karar gereğinin yerine getirilmesi için celse arasında kurulan 24/02/2020 tarihli ara karar gereği dosyanın SMMM bilirkişi …’e tevdi ile davacının ticari ve defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaparak taraflar arası ilişkin ne zaman başladığı, ne zaman sona erdiği, ilişki dönemi içerisinde icra takibine konu edilen faturanın defter ve belgelerde kayıtlı olup olmadığı ve ayrıca ödeme emrine talep konusu edilen ticari temerrüt faizinin yasal mevzuat uyarınca takip talebine konu edilip edilmeyeceğinin (davalının temerrüdü bakımından) ve bu nedenle davalı tarafından yapılan itirazın değerlendirilmesi bakımından rapor sunulması istenilmiş adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 23/03/2020 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen” Davacı şirket ile davalı şirket arasında …. İle İşyeri Arasındaki Sözleşme’nİn 28.03.2016 tarihinde düzenlendiği, imza tarihi ile yürürlüğe gireceğinin ve 1 yılın sonunda kendiliğinden sona ereceğinin kararlaştırılmış olduğu, Davacı şirket ile davalı şirket arasında … sözleşmesinin sistem üzerinden onaylandığı, hizmet veren davacı şirket tarafından hizmet alan davalı şirkete işyeri güvenliği uzmanı hizmeti için A Sınıfı İş Güvenliği Uzmanı… isimli kişinin görevlendirildiği ve görev süresinin 04.04.2016-06.04.2018 tarihleri arasında olduğu, işyeri hekimi hizmeti için de İşyeri Hekimi … isimli kişinin görevlendirildiği ve görev süresinin de 04.04.2016-26.02.2019 tarihleri arasında olduğu, Davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine başlatılmış olan ilamsız icra takibinde İzmir …, İcra Müdiirlüğü’nün … L. sayılı icra dosyasında faturadan kaynaklanan 22.678.00 TL alacağın ve 30.10.2018 tarihinden itibaren de 1.235.80 Tl. (%19.50) Değişen Oranlarda t icari Temerrüt Faizi olmak üzere toplam 23.913.80 TL alacağın talep edildiği, TTK.’nun 1530 maddesinin 2. fıkrasına göre borcunu zamanında ödemeyen davalı şirketin ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceği, taraflar arasındaki sözleşme ile de ödemelerin vadesinde yapılmaması halinde aylık %0.75 oranında faiz işletileceği hususunun kararlaştırılmış olunduğu, icra takibine konu 22.678.00 Tl, tutarındaki fatura alacağı için 30.10.2018 tarihinden icra takibi tarihi olan 11.02.2019 tarihine kadar arada geçen 104 gün için aylık %0.75 {yıllık %9) oran üzerinden toplam 589,63 Tl. faiz işletilebileceği, Davacı …. Tic. Ltd. Şti.’nin defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre davacı şirket tarafından davalı şirkete 2016-20)7-2018 yıllarında toplam 38.145.59 Ti. tutarında 22 adet faturanın düzenlendiği, davalı şirket tarafından da davacı şirkete toplam 15.406,09 Tl. tutarında ödeme yapıldığı, böylelikle davacı şirketin davalı şirketten 30.10.2018 tarihi itibariyle cari hesaptan kaynaklanan 22.739,50 TL tutarında alacaklı olduğu ” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekili tarafından itiraz ya da beyan delikçesinin sunulmadığı ve ancak davalı vekili tarafından itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
Mahkememizin 17/07/2020 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile dosyanın talimat Mahkemesince resen seçilecek SMMM Bilirkişine tevdii ile davalının ticari ve defter ve belgeleri üzerinde inceleme yaparak taraflar arası ilişkin ne zaman başladığı, ne zaman sona erdiği, ilişki dönemi içerisinde icra takibine konu edilen faturanın defter ve belgelerde kayıtlı olup olmadığı ve ayrıca ödeme emrine talep konusu edilen ticari temerrüt faizinin yasal mevzuat uyarınca takip talebine konu edilip edilmeyeceğinin (davalının temerrüdü bakımından) ve bu nedenle davalı tarafından yapılan itirazın değerlendirilmesi bakımından rapor sunulması yönünde yazılan talimat gereği İstanbul Anadolu … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyası üzerinden SMMM bilirkişisi … tarafından hazırlanan 14/12/2020 havale tarihli bilirkişi raporunun dosyamıza sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Adı geçen raporun incelenmesinde sonuç kısmında aynen “tacir olan davalı şirketin 2016-2017 ve 2018 yılı ticari defterlerinin incelenmesinde, açılış ve kapanış tasdik işlemlerinin süresinde alınmış olduğu, TTK ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Davacı Alacağı & Hizmet İfası Yönünden: Taraflar arasında imzalanan 28.03.2016 tarihli …. Sözleşmesi ile ticari ilişkisinin ispatlanmış olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirket adına işbu sözleşme doğrultusunda hizmet faturalarının düzenlenmiş olduğu, davacı şirket tarafından düzenlenen faturalardan 24.11.2017 tarih, … no.lu 1.130,00 TL tutarlı fatura hariç diğer bütün faturaların davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, işbu fatura yönünden yapılan incelemede, taraflar arasında düzenlenen OSGB sözleşmesi kapsamında her ay düzenlenen İş Güvenliği ve İşyeri Hekimi Hizmet Bedeline ilişkin olduğundan bu faturanın içeriği hizmet İfasının ispatlanmış olduğu, davacı şirketin kendi defterlerinde 22.739,50 TL alacaklı gözükürken, davalı şirketin de kendi defterlerinde 22.199,50 TL borçlu gözüktüğü, davalı defterlerinde mükerrer olan 01.03.2018 tarihli, 590,00 TL tutarlı kayıt silindiğinde, davalı şirketin 21.609,50 TL borçlu duruma geçeceği ve tarafların ticari defterlerindeki fark tutarının 1.130,00 TL (22.739,50-21.609,50) olacağı, tarafların ticari defterlerindeki tek ihtilafın, davacı şirket defterlerinde kayıtlı olup, davalı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan, 24.11.2017 tarih, … no.lu 1.130,00 TL tutarlı faturadan kaynaklanmış olduğu, işbu faturanın da raporumuzun 4.b.3.bölümünde detaylı açıklandığı üzere İspatlanmış olduğu değerlendirilmiş olduğundan, kabul edilen davacı alacağının 22.739,50 TL olduğu, ancak davacı tarafın takibe konu alacak tutarının 22.678,00 TL olması sebebiyle taleple bağlılık kuralı gereği 22.678,00 TL alacağını talep edebileceği değerlendirilmiştir. Taleple bağlılık gereği 1.235,80 TL’ lik kısmının dikkate alınabileceği, Savın Mahkeme’nin kısmen va da tamamen Davacı lehine hüküm kurması halinde: tarafların tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmış olması münasebetiyle, tgkip sonrasında hükmolunan asıl alacağı için avlık %0.7S (vılhk %9.00 faiz talebinde bulunabileceği ” şeklinde kanaat edinildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davalı vekili tarafından itiraz ve beyan dilekçesinin sunulduğu, davacı tarafça itiraz yada beyan dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın; İzmir …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine başlatılan toplam 23.913,80 TL alacağa davalı tarafından yapılan itirazın haklı olup olmadığı, davacı tarafından talep edilen icra inkar tazminatının yerinde olup olmadığına yönelik açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Taraf kayıtlarının bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde; davacı taraf 2016-2018 tarihlerine yönelik ticari defter ve belgelerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, davalı taraf 2016-2018 tarihlerine yönelik ticari defter ve belgelerinin de açılış ve kapanış tasdiklerinin de usulüne uygun olarak yapıldığı dolayısı ile taraf kayıtlarının ati olduğu taraflar yönünden delil vasfına haiz olduğu, davacı yan kayıtlarına göre davalı aleyhine 2016-2018 yılları arasında çeşitli tarihlerde 22 adet olmak üzere toplam 38.145,59 TL tutarında faturanın düzenlendiği, tüm faturaların davacı kayıtlarında bulunduğu, davalı şirket tarafından 2017 yılı çeşitli tarihlerinde toplamda 15.406,09 TL tutarında ödemede bulunuluğu dolayısı ile davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan 22.739,50 TL tutarında alacaklı olduğu, davalı yan kayıtlarına göre ise davacı tarafından davalı aleyhine 2016-2018 tarihleri arasında çeşitli tarihlerde 22 adet olmak üzere toplam 37.605,59 TL tutarında faturanın düzenlendiği, davalı şirket tarafından 2017 yılı çeşitli tarihlerinde toplamda 15.406,09 TL tutarında ödemede bulunulduğu dolayısı ile davalı kayıtlarına göre davacının davalıdan 22.199,50 TL tutarında alacaklı olduğu görülmüştür. Ancak davalı kayıtlarında 01/03/2018 tarihli ve … nolu fatura açıklaması ile 590,00 TL davacı lehine fatura kaydı yapılmış ise de gerek bu faturanın davacı kayıtlarında bulunmaması gerekse de davalı tarafından 20/02/2018 tarihinde aynı fatura yönünden davacı lehine alacak kaydı girilmesi nedeniyle girilen kaydın mükerrer nitelikte olduğu ve davalı kayıtlarına göre davacı tarafından düzenlenen 21 adet faturanın davalı kayıtlarında bulunduğu, mükerrer kayıt olan bu faturanın düşümü yapıldığında davacının davalıdan 21.609,50 TL tutarında alacaklı olacağı, taraf defterleri arasındaki farkın davacı tarafından davalı aleyhine düzenlenmiş ve fakat davalı tarafta kayıtlı olmayan 30/11/2017 tarihli … nolu ve 1.130,00 TL bedelli fatura olduğu tespit edilmiştir.
Söz konusu fatura her ne kadar davalı kayıtlarında bulunmasa ve ayrıca davalı tarafından da bu hizmetin varlığı inkar edilmekte ise de sözleşmesel ilişki ve fatura içeriğinin taraf kayıtları ve müzekkere cevapları ile bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde fatura içeriği hizmetin görevlendirilen kişilerin görev onay durumlarının “onaylandı” olarak gözükmesi nedeniyle ve fatura tarihinin görevlendirilen süre içerisinde olduğu ve önceki faturalarda belirlenen ücret tutarında bir ücret düzenlemesi yapıldığı anlaşıldığında içeriği hizmetin davalı tarafa verildiği ve fatura tutarı kadar davacının davalıdan alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça dosyaya kazandırılan taraf kayıtlarının tetkiki neticesi rapora itiraz dilekçeleri sunulmakla faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmasının fatura içeriği ürünlerin hizmetin verildiği yahit faturanın davalı tarafa teslimi yönünde sonuç doğurmadığı iddia edilmiş ise de takibe konu edilen cari hesaba dayanak faturanın davalı defterinde itiraz olmaksızın kayıtlı olması hususunun fatura içeriği hizmetin davalı tarafa verildiği yönünde adi karine oluşturduğu bu hususun aksinin ispatının davalı tarafta olduğu ancak davalı tarafça ispatlanamadığı anlaşılmakla davalının bu yöndeki savunmasının yerinde olmadığı ve fatura içeriği hizmetin verildiğinin sübuta erdiğine kanaat edinilmiştir.
Yine her ne kadar davalı vekilince dosyaya sunulu bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de davacı tarafça takip konusu edilen asıl alacağın her iki tarafın da defterlerinde aynı tutarda kayıtlı olması ve defterlerin bu tutar yönünden birbirleri ile uyumlu olması, her iki tarafın defterlerindeki ödeme tutarlarının da birbirleri ile uyumlu olması ve dolayısı ile artık davacı tarafın takibine konu ettiği faturaların içeriği hizmetin davalı tarafa verildiğinin kanıtlanmış olması nedenleri ile davalı vekilinin asıl alacak yönünden itirazlarının yerinde olmadığı faiz yönünden de değerlendirmenin Mahkememizce yapılacağı kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dosya tarafları arasında 28/03/2016 tarihinde imzalanan davalının İzmir ilindeki faaliyetlerinde iş sağlığı ve güvenliği hizmetinin verilmesine yönelik iş yeri hekimliği, iş güvenliği uzmanlığı ve diğer sağlık personeli hizmetlerinin verilmesi konulu sözleşmeden kaynaklı bir ticari ilişkinin kurulduğu, sözleşmenin imza ile yürürlüğe gireceğinin ve yine sözleşme süresinin imza tarihinden itibaren 1 yıl olacağının sözleşmeye göre kararlaştırıldığı ve ayrıca 1 yılın sonunda sözleşmenin kendiliğinden sona ereceğinin belirlendiği, bu sözleşmeye göre hizmet verenin davacı, hizmet alanın davalı olduğu, söz konusu ilişki çerçevesinde dosyaya sunulan müzekkere cevapları ve taraf kayıtlarına göre davalı nezdinde iş yeri güvenliği uzmanı olarak …. isimli kişinin görevlendirildiği, adı geçenin görev süresinin 04/04/2016-06/04/2018 tarihleri arası olduğu ve iş yeri hekimi olarak … isimli kişinin görevlendirildiği, adı geçenin görev süresinin 04/04/2016-26/02/2019 tarihleri arası olduğu ve görev onay durumlarının “onaylandı” olarak gözüktüğü, davacı kayıtlarına göre davacının 22.739,50 TL tutarında alacaklı olmasına karşılık davalı kayıtlarına göre davacının 21.609,50 TL tutarında alacaklı olduğu ve ancak yukarıda açıklandığı üzere davalıda kayıtlı olmayan ve fakat içeri hizmetin verildiği kanaatine varılan fatura tutarının eklenmesi ile davalı kayıtlarından çıkan sonuca göre davacının davalıdan 22.739,50 TL tutarında alacaklı olacağı dolayısı ile alacak tutarları ve ödemeler yönünden taraf defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğu ve fakat davacı tarafından istem konusu edilen asıl alacak yönünden taleple bağlı kalınması gerektiği, her ne kadar davalı tarafından icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde işlemiş faiz yönünden de itiraz edilmiş ise de gerek sözleşmenin 4. Maddesi göz önüne alındığında bu itirazının yerinde olmadığı, bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde her ne kadar davacı kayıtlarının tetkik edildiği bilirkişi raporunda 589,63 TL olarak faiz hesabı yapılmış ise de yapılan bu hesabın bahse konu sözleşme maddesi ile çelişki arz ettiği ve faturaların her biri yönünden ayrı ayrı söz konusu maddeye göre hesap yapılmasının gerektiği ve bu kapsamda dosyaya kazandırılan davalı kayıtlarının tetkik edildiği raporda yapılan hesaplama ve değerlendirmenin yerinde olduğu anlaşılmakla davacının davalıdan toplamda 4.081,91 TL tutarında faiz talebinde bulunabileceği ve ancak burada da taleple bağlı kalınması gerektiği, taraf kayıtlarının incelenmesine esas hazırlanan ve dosyaya sunulan bilirkişi raporlarının yukarıda belirtilen (davalı kayıtlarının tetkiki neticesi hazırlanan rapordaki faiz hesabı yönünden) kısım haricinde hüküm kurmaya elverişli oldukları anlaşılmakla davalı tarafından yapılan itirazın haklılık teşkil etmediği kanaatine varılmakla açılı davanın kabulü ile İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına, yasal şartları oluştuğu kanaatiyle İİK 67/Son gereği hüküm olunan tutarın % 20 si olarak hesaplanan 4.782,76 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile; İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin aynen devamına,
2- İİK 67/Son gereği hüküm olunan tutarın % 20 si olarak hesaplanan 4.782,76 TL icra inkar tazminatının DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
3- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 1.633,56 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 408,39 TL (288,82 TL peşin harç ile icra dosyasından alınan 119,57 TL’den oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 1.225,17 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
4- Davacı tarafından yatırılan 333,22 TL (288,82 TL peşin harç ile 44,40 TL başvuru harcından oluşan) ile gider avansından kullanılan 1.425,08 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 1.758,30 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
5- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 102.42 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
7- Dosya arasında bulunan İzmir …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen mahkemeye İADESİNE,
8- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu ….’e ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
9- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır