Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/209 E. 2022/211 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/209
KARAR NO : 2022/211

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2019
KARAR TARİHİ : 15/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Davacı ile davalı arasında ticari satım ilişkisinden kaynaklı cari hesaba dayalı bir ilişkinin bulunduğu, bu kapsamda taraflar arasında ticari ilişkiye konu malların davalı tarafa teslimine rağmen davalı tarafça satıma konu malların bedeline ilişkin yapılan ödemeler hiç yada borcun tamamını karşılayacak şekilde yapılmadığı, bu kapsamda davalı tarafça borca karşılık olarak verilen ve karşılıksız çıkan çek bedelini aşan 273.458,48 TL kısmi alacağın tahsili amacıyla İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün …/… E. Sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, davalı tarafından yapılan itirazın haksız olduğu, alacağın varlığının sabit olduğu, davalı tarafça 3 ATM’nin …/… E. Sayılı dosyası üzerinden konkordato talep edildiği, bu kapsamda mahkemece verilen karar nedeni ile başlatılan ilamsız takibin durduğu ve konkordatoya davacının dahil olduğu, konkordato projesinin uygulanabilir olmadığı kanaati ile konkordato talebinin reddine karar verildiği, takip konusu edilen alacak yönünden avans faizi istenmesinin hukuka uygun olduğu, bu yöndeki itirazın da yerinde olmadığı belirtilerek itirazın iptali ile alacağın % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının talep edildiği görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edildiği, adı geçen davalı şirket tarafından cevap verilmediği ve böylece taraf teşkilinin sağlandığı görülmekle davalı … Tekstil … Ltd Şti’nin iş bu davayı inkar çerçevesinde savunduğu anlaşılmıştır.
DELİLLER:
İzmir 5. İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra dosyası aslı, Marmara Kurumlar Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazı cevabı, Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazı cevapları, Bornova Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün yazı cevabı, davacı kayıtlarının tetkikine esas İstanbul 16. ATM’nin …/… Talimat dosyası üzerinden SMMM Bilirkişisi … tarafından hazırlanan 18/08/2020 tarihli bilirkişi raporu, davacı kayıtlarının yeniden tetkikine dair İstanbul 19. ATM’nin …/… Talimat dosyası üzerinden SMMM Bilirkişisi … tarafından hazırlanan 23/08/2021 havale tarihli bilirkişi ek raporu, yine davacı kayıtlarının tetkikine dair İstanbul 12. ATM’nin …/… Talimat dosyası üzerinden SMMM Bilirkişisi … tarafından hazırlanan 05/01/2022 havale tarihli bilirkişi raporu dosyamız arasındadır.
İzmir 5. İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine 273.458,48 TL alacağın tahsili bakımından ilamsız takip başlatıldığı, takip dayanağının “davacının borçluya sattığı mal bedellerinden kaynaklanan ve davacının defterinde kayıtlı cari hesap alacağı” olarak belirtildiği, davalı yanca geniş anlamda yapılan borca itiraz ile takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mahkememizce 20/02/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği; davacı taraf defterlerinin uyuşmazlık tespiti doğrultusunda incelenerek neticede düzenlenecek raporun Mahkememiz dosyasına sunulması için talimat yazılarak dosyanın SMMM Bilirkişisine tevdine karar verilmesi üzerine İstanbul 16. ATM’nin …/… Talimat dosyası üzerinden SMMM Bilirkişisi … tarafından hazırlanan 18/08/2020 tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle “Davacı taraf yönünden ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davacı kayıtlarında yer alan KDV’siz satış tutarlarının muhasebe kayıtları ile uyumlu olduğu ve ayrıca davalı BA formları ile de uyumlu olduğu, davacı taraf nezdinde davalı tarafından yapılan ödeme ve iade kayıtlarının muhasebe kayıtları ile uyumlu olduğu, davacının davalıdan 01/01/2019 tarihi itibariyle 272.271,82 TL tutarında, 22/01/2019 tarihi itibariyle ise 312.271,82 TL tutarında alacaklı olduğu” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan dilekçesinin sunulduğu, davalı tarafça beyan ya da itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce 01/12/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği davalı kayıtlarının adreste incelenmesine dair dosyanın SMMM Bilirkişisi

…’e tevdi edildiği adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 26/01/2021 havale tarihli tutanak ile davalı defterlerinin incelenmediğinin belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce 22/06/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği dosyanın İstanbul Nöbetçi ATM’ne talimat yazılması sureti ile davacı taraf defterlerini inceleyip önceden rapor sunan SMMM bilirkişisi …’e talimat Mahkemesinde tevdi ile davalı taraf yönünden dosyaya kazandırılan 2017 BA formundaki faturaların davacı taraf kayıtlarının incelenip önceden sunulan 18/08/2020 tarihli raporda davacının davalıdan olan alacağının 2017 yılından devir ile geldiği hususunu rapor kapsamında anlaşılması nedeni ile bahse konu BA formu üzerinden devir gelen yıl itibari ile davacı taraf ticari kayıt ve defterlerin yeniden tetkiki ile davalının 2017 BA formundaki faturaların davacı taraf 2017 yılı kayıtları ile karşılaştırılmak sureti ile hazırlanacak raporun Mahkememiz dosyasına sunulmasının istenilmesi üzerine adı geçen bilirkişi tarafından İstanbul 19. ATM’nin …/… Talimat dosyası üzerinden SMMM Bilirkişisi … tarafından hazırlanan 23/08/2021 havale tarihli bilirkişi ek raporunun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle “davacı tarafın 2017 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, davacının 2017 yılı cari hesap özetinin 2016 yılından 130.631,88 TL ile birlikte 2017 yılı davacı tarafından davalı aleyhine düzenlenen 1.702.012,88 TL ve davalı tarafça iadesi yapılan 12.528,01 TL ile davalı tarafından ödenen 1.687.175,13 TL neticesi 2018 yılına davacı alacağının devir bedelinin 132.941,62 TL olduğu, davacı tarafından 2017 yılı BS formu ile 1.575.933,17 TL tutarında bildirimde bulunmasına karşılık davalı tarafça 2017 yılı BA formu ile 1.575.824,00 TL tutarında beyanda bulunulduğu, davacı tarafından BA ve BS formlarına göre 1 adet olmak üzere 109,17 TL’lik KDV’siz fatura bildiriminin davalı tarafça yapılmadığı” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince itiraz dilekçesinin sunulduğu, davalı tarafça beyan ya da itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce 14/10/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği İstanbul Nöbetçi ATM’ne talimat yazılarak dosyanın mali müşavir bilirkişi …’ya tevdi ile davacı kayıtlarının 2017 yılı hariç olmak üzere incelenerek, dosyaya kazandırılan BA formlarıyla karşılaştırılarak; taraflar arası ticari ilişkinin ne zaman başladığı ve nasıl süre geldiği, başlangıçtan itibaren yukarıda belirtilen yıl hariç olmak üzere her yıl ayrı ayrı olmak üzere davacı tarafça davalı aleyhine kaç fatura düzenlendiği, davalı tarafça ne miktarda ödeme yapıldığı, yine alacaklı ve borçlu sıfatını kapsayacak başkaca bir kaydın bulunup bulunmadığı, tüm fatura, ödeme vs kayıtların yine davalı yan BA formları ile teyit edilerek oluşturulması, incelenecek kayıtlara yönelik faturaların irsaliyelere bağlanıp bağlanmadığı, bağlanmış ise davalı yana teslimi ya da tebliği yönünde kayıtlı belgelerin bulunup bulunmadığı hususlarına yönelik davacı kayıtları üzerinden inceleme yapılarak hazırlanacak raporun dosyamıza sunulmasının istenilmesi üzerine adı geçen bilirkişi tarafından İstanbul 12. ATM’nin …/… Talimat dosyası üzerinden hazırlanan 05/01/2022 havale tarihli bilirkişi raporunun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde özetle “davacı tarafın 2016 – 2020 yıllarında dair ticari defterlerinin tasdiklerinin süresinde yapıldığı, bu kapsamda usulüne uygun tutulduğu, davacı kayıtlarına göre davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 312.271,82 TL tutarında alacağının bulunduğu ancak taleple bağlılık ilkesi gereği 273.458,48 TL alacak talep edebileceği, takip sonrası hükmolunacak alacağa 3095 sayılı yasanın 2/2 gereği davacının reeskont faiz talebinde bulunabileceği” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan dilekçesinin sunulduğu, davalı tarafça beyan ya da itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan inceleme neticesinde her ne kadar davalı tarafça davaya cevap verilmemiş ve ticari defter ve kayıtların sunulmaması ile davalı kayıtları incelenememiş ise de davalı yan kayıtları yönünden sunulan BA formlarının dosya kapsamı ile bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesi taraflar arasında mal alım satımına dair ticari bir ilişkinin bulunduğu, bu kapsamda davacı tarafından davalı aleyhine çeşitli tarihlerde faturalar tanzim edildiği, faturaya dayanak borç tutarı üzerinden cari hesap alacağı olarak davalı aleyhine İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün …/… E. Sayılı dosyası üzerinden başlatılan ilamsız takibe davalı yanca yapılan itiraz üzerine takibin durdurulduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında davacının davalıdan icra takip tutarı kadar alacağının olup olmadığı, bulunması halinde alacağın miktarının tespiti ile davalı yan tarafından yapılan itirazın yerinde olup olmadığının belirlenmesi ile davacı tarafça istem konusu edilen icra inkar tazminat talebinin yerinde olup olmadığının tespit ve değerlendirilmesine esas açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır. Mahkememizce 20/02/2020 tarihli duruşmada dosya taraflarına ticari defter ve belgelerin Mahkememiz dosyasına sunulması yahut nerede olduğunun bildirilmesine yönelik 2 haftalık kesin süre verildiği, duruşmada hazır olmayan davalı tarafa bu konuda ihtaratlı davetiyenin tebliğ edildiği ve davalı tarafça ihtarat gereğinin yerine getirilmediği ve ancak davalı adresi göz önüne alınarak 01/12/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği incelenmesine karar verildiği, bu kapsamda görevlendirilen SMMM bilirkişisi tarafından davalı adresinin bulunduğu yerin kapalı olduğunun bildirildiği, bunun üzerine Mahkememizce bu tutanağın bir suretinin davalı tarafa tebliğ edildiği ve davalı tarafça tutanağa dair herhangi bir beyan yahut itirazda bulunulmadığı göz önüne alındığında bu sefer Mahkememizce 01/04/2021 tarihli duruşmada yeniden kesin süreyi içerir ve aynı zamanda ihtaratlı bir şekilde davalı yana yeniden defter ve belgelerin incelenmesi yönündeki istemin ikmali için davetiye gönderilmesine rağmen davalı tarafça ihtaratlı davetiyenin yerine getirilmediği kanaati ile davalı yan yönünden ticari defter ve belgelerin işbu uyuşmazlık kapsamında davalı tarafça ibrazından kaçınılmış sayılmasına ve mevcut delil durumuna göre dosyanın değerlendirilmesine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizce 2017 yılı kayıtlarına göre davalı tarafça BA bildiriminde bulunulmayan 1 adet 109,17 TL’lik KDV’siz faturanın hangi fatura olduğu ile davalı tarafa tebliğ yahut teslimi yönünde verilen süre içerisinde davalı tarafça fatura kaydına ulaşılamadığının belirtildiği ve söz konusu beyan ile birlikte aynı zamanda taraflar arasındaki 2017 yılından sonraki mutabakat maillerinin Mahkememize sunulduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar dosyaya davacı kayıtlarının incelenmesine yönelik birden fazla rapor sunulmuş ise de esasen kazandırılan 2. raporun (ek raporun) davalı kayıtlarının tetkik edilememesine karşılık kazandırılan BA formları üzerinden davacı kayıtları ile karşılaştırılmasına yönelik dosyaya ikmalinin sağlandığı ve ancak taraflar arası ilişkinin yine kazandırılan ek raporda 2017 yılı öncesinden başladığı anlaşılmakla söz konusu 2017 yılı öncesine dair kayıtların da karşılaştırılmasına yönelik bu sefer 3. raporun dosyaya kazandırıldığı göz önüne alındığında ve rapora davalı tarafça beyan yahut itirazda bulunulmamakla birlikte davalı tarafça yukarıda belirtildiği gibi itirazda bulunduğu hususlarının birlikte değerlendirilmesi neticesinde dosyaya kazandırılan raporların birlikte değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmakla sunulan ilk raporda taraflar arası uyuşmazlık konusu olan 2016 ve 2017 yıllarına dair değerlendirme yapılmamış olması nedeniyle bu raporun tek başına hükme esas alınamayacağı yine sunulan ek raporun ise sadece 2017 yılına dair değerlendirme yapılmış olduğundan yine tek başına hükme esas alınamayacağı ancak kazandırılan 05/01/2022 tarihli son raporun ticari ilişkinin başından itibaren ve uyuşmazlık dönemi olan tüm yılların ayrıntılı olarak değerlendirilerek ve davalı BA formları ile karşılaştırılarak hazırlandığından 05/01/2022 tarihli raporun hükme elverişli olduğuna ve Mahkememizce bu şekilde değerlendirmeye alındığına karar verilmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde taraflar arasında mal alım satımına dair ticari bir ilişkinin kurulduğu, bu ilişkinin Mart 2012 yılında başladığı, davacı tarafından davalıya satılan mallara yönelik düzenlenen aylık bazdaki satış faturalar karşılığının davalı tarafından toplu olarak ödendiği, taraflar arası ilişkinin bu şekilde devam ettiği, davacı kayıtlarına göre 2016 yılına 63.938,69 TL’lik davacı alacağının devir edildiği, bu tutarın davalı tarafça 2016 yılı Ocak ayında ödenmesi ile bakiyenin sıfırlandığı yani 2016 yılı öncesine dair tarafların birbirlerinden alacaklı yahut borçlu olmadıkları, bu kapsamda ilişkinin 2016 yılı ve sonraki yıllardaki alacak ve borçluluk durumuna göre değerlendirilmesi gerektiği, davacı tarafın 2016 – 2020 yıllarına dair ticari defter ve kayıtlarının açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı göz önüne alındığında davacı lehine delil olarak kabul edilebileceği, davacı tarafça davalı aleyhine 2016 yılında 839 adet fatura üzerinden toplam 1.111.385,69 TL tutarında fatura tanzim edildiği, yine 2016 yılında davalı tarafça 63 adet ödeme kaydı üzerinden 964.655,78 TL tutarında ödemede bulunduğu ve ayrıca davalı tarafça yine 17 adet olmak üzere toplam 16.098,03 TL iade faturası tanzim edildiği, tüm bunların davacı kayıtlarında bulunduğu gibi faturaların da davalı tarafın BA formlarında da yer aldığı, davacının 2017 yılına alacak devir bakiyesinin 130.631,88 TL olduğu, davacı tarafça davalı aleyhine 2017 yılında 1234 adet fatura üzerinden toplam 1.702.012,88 TL tutarında fatura tanzim edildiği, yine 2017 yılında davalı tarafça 58 adet ödeme kaydı üzerinden 1.687.175,13 TL tutarında ödemede bulunduğu ve ayrıca davalı tarafça yine 15 adet olmak üzere toplam 12.528,01 TL iade faturası tanzim edildiği, davacı tarafından davalı aleyhine düzenlenen 1 adet fatura haricindeki tüm bunların davacı kayıtlarında bulunduğu gibi faturaların da davalı tarafın BA formlarında da yer aldığı, davacının 2018 yılına alacak devir bakiyesinin 132.941,62 TL olduğu, davacı tarafça davalı aleyhine 2018 yılında 862 adet fatura üzerinden toplam 2.021.952,03 TL tutarında fatura tanzim edildiği, yine 2018 yılında davalı tarafça 958 adet ödeme kaydı üzerinden 2.088.981,23 TL tutarında ödemede bulunduğu ve ayrıca davalı tarafça yine 45 adet olmak üzere toplam 93.640,60 TL iade faturası tanzim edildiği ve yine ayrıca davacı tarafça ödeme amaçlı davalının kendisine verdiği çeklerden 4 adet olmak üzere davalı aleyhine 205.000,00 TL tutarında borç kaydı oluşturduğu, tüm bunların davacı kayıtlarında bulunduğu gibi faturaların da davalı tarafın BA formlarında da yer aldığı, davacının 2019 yılına alacak devir bakiyesinin 177.271,82 TL olduğu, davacı tarafça 2019 yılında 3 adet iade çek olmak üzere davalı tarafı 135.000,00 TL tutarında borçlandırdığı taraf kayıtlarından ve BA – BS formlarından anlaşılmakla birlikte esasen gerek 2016 yılından devir gerek 2018 yılından devir tutarları göz önüne alındığında taraf kayıtlarının birbirleri ile uyumlu olduğu ve böylece davacının 2019 yılına devir bakiyesinin 177.271,82 TL olduğu, 2019 yılındaki davacı borçlanması olan 3 adet iade çeklerin bilirkişi raporunun ekinden de görüleceği üzere karşılıksızlık işlemi gördüğü ve böylece ödeme amaçlı verilen çekler yönünden davacının borçlandırılmasının yerinde olduğu, dolayısıyla davacının icra takip talebine konu ettiği alacak tutarı olan tutar yönünden taleple bağlılık ilkesi göz önüne alındığında davalı aleyhine takibe girişmekte haklı olduğu kanaati ile açılı davanın kabulü ile İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 273.458,48 TL alacağın tahsili bakımından devamına, hükmedilen alacağın takip tarihinden itibaren yıllık olmak üzere avans faizi uygulanmasına, davalı taraf nezdinde kayıtlı olduğuna ve bu anlamda alacak likit olduğuna göre ve ödemeler yönünden de ispat davalıda olduğu göz önüne alındığında yasal şartların oluştuğu kanaati ile İİK 67/son gereği hükmolunan tutarın %20’si olarak hesaplanan 54.691,69 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile; İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyasına davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin 273.458,48 TL alacağın tahsili bakımından devamına,
– Hükmedilen alacağın takip tarihinden itibaren yıllık olmak üzere avans faizi uygulanmasına,
– İİK 67/son gereği hükmolunan tutarın %20’si olarak hesaplanan 54.691,69 TL icra inkar tazminatının DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 18.679,95 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 4.669,99 TL (3.302,70 TL peşin harç ile icra dosyasından alınan 1.367,29 TL’den oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 14.009,96 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 3.347,10 TL (3.302,70 TL peşin harç ile 44,40 TL başvuru harcından oluşan) harç ile gider avansından kullanılan 2.631,05 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 5.978,15 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 130,95 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 27.592,09 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Dosya arasında bulunan İzmir 5. İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen Müdürlüğe İADESİNE,
7- Dava açmadan evvel dava şartı kapsamında başvurunun yapıldığı sabit olduğundan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin Hazine tarafından ilgili arabulucu …’a ödenmesi halinde, bu ücretin 6831 sayılı Kanun kapsamında DAVALIDAN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAT KAYDINA, bu hususta Hazineye müzekkere yazılmasına,
8- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.15/03/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)