Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/138 E. 2021/880 K. 05.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/138
KARAR NO : 2021/880

DAVA : Alacak (Kefaletten Kaynaklanan Rücu)
DAVA TARİHİ : 08/05/2019
KARAR TARİHİ : 05/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kefaletten Kaynaklanan Rücu) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; dava dışı …. A.Ş ile … A.Ş. … Şubesi arasında 03.03.2014 düzenleme tarihli 1.500.000,00-tl Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiğini, davacı ve davalıların bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, 03.03.2014 düzenleme tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında müvekkilinin şahsi hesabında bulunan 486.700,00-TL karşılığında bu hesaba bloke konularak, dava dışı …. A.Ş.’ne 750.000,00-TL kredi kullandırıldığını, bu kredi nedeni ile müvekkilinin şahsi hesabındaki 415.000,00-TL nin borca mahsuben tahsil edildiğini, kalan borç miktarı için müvekkiline ait ipotekli İzmir İli, … İlçesi, … Mah. … ada … parsel, … Blok, … nolu bağımsız bölümün İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasından paraya çevrildiğini, satış neticesinde 992.358,33-TL nin … A.Ş.’ne ödendiğini, böylelikle şirket borçlarına ilişkin davacı tarafından 415.000,00-TL + 992.258,253-TL ödemenin müvekkili tarafından gerçekleştirildiğini, davalıların müteselsil kefil olmasına rağmen hiç bir ödeme yapmadığını, davacının kefil sıfatı ile yaptığı ödemenin diğer müteselsil kefillere rücu talebi ile iş bu davanın açıldığını, ileri sürerek, davalıların söz konusu borç nedeni ile sorumluluk oranlarının tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00-TL lik temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile davalılardan sorumluluk oranları ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan … vekili sunduğu cevap dilekçesinde, davayı görmeye Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olup, ticaret mahkemesinin görevli olmadığını, esas yönünden de müvekkili ile davacı ve diğer davalılar arasında 01.03.20214 tarihli ortaklık tasfiye – ibraname – hisse devri ve taahhüt sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşme kapsamında müvekkilinin tüm borç ve kredilerde bulunan sorumluluklarının ortadan kaldırıldığını, sorumlunun …. A.Ş. İle davacı ve diğer davalılara devredildiğini, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalılar … ve … vekili sunduğu cevap dilekçesinde, dava değerinin belirli olması sebebi ile harcın tamamlanması gerektiğini, müvekkillerinin söz konusu kefaletname kapsamında ve diğer kefaletname sözleşmeleri kapsamında ve şirketin diğer borçları kapsamında fazlaca ödemeler yaptığını, şirketin borçları nedeni ile müvekkilinin …, … ve … A.Ş.’ye yüksek miktarda ödemelerinin söz konusu olduğunu, müvekkillerinin babası olan dava dışı …’nın davalı çocukları … ve … adına … ve … A.Ş.’ye olan kredi borçları ile ilgili farklı tarihte ve yüklü ödemeler gerçekleştirdiğini, müvekkilleri ve dava dışı …nın davalı çocukları … ve … adına yaptığı ödemelerle birlikte …. A.Ş.’nin kredilerine ve üçüncü kişilerin borçları için ödenen tutarın 1.536.833,97-TL olduğunu, davacının bu ödemelere hiç bir şekilde katılmadığını, davacının kendi payına düşenden fazlasını ödemesi halinde rücu hakkının bulunduğunu ancak böyle bir durumun söz konusu olmadığını, aksine müvekkillerinin davacıdan alacaklı olduğunu, davacının bu davadaki talebine karşılık terditli olarak kendilerinin de yaptığı ödemeler nedeni ile takas, mahsup def-inde bulunduklarını, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davacının şirket borçlarına kefaleti nedeni ile yaptığı ödemeler ve davalılar … ile …nın mahsup ve takas talebine konu ödemelerine ilişkin kayıtlar getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacı vekili 24.06.2020 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesindeki taleplerinin … yönünden 4.900,00-TL … yönünden 4.900,00-TL ve … yönünden 200,00-Tl olduğunu açıklamış ayrıca, … yönünden ve … yönünden taleplerini ayrı ayrı 511.715,37-TL arttırarak 516.615,37-TL olduğunu ortaya koymuştur.
Dava değerinin artması sebebi ile dava İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi heyetine tevdii olunmuş, bilirkişiden ek raporlar alınmıştır.
Davacı vekili 29.06.2021 tarihli dilekçesi ile … Bankası, … A.Ş. Ve … A.Ş.’den kullandırılan kredilere ilişkin yapılan ödemeler için ayrı ayrı davalar açılmış olduğunu, dava konusu olmayan dava dışı ödemelerin hesaplamaya katıldığını, böylelikle sağlıklı bir rapor da alınamadığını, bu nedenle davanın aralarında fiili bağlantı bulunan İzmir … ATM’nin … Esas sayılı davası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
İzmir … ATM’nin … Esas sayılı dava dosyasının incelenmesinden, … tarafından …, … … aleyhine, davacının …. A.Ş.’nin … A.Ş’ne olan kredi borcunu müteselsil kefil sıfatı ile ödemesi nedeni ile diğer müteselsil kefil davalılara rücu talebine ilişkin olduğu, davalıların şirketin borçlarına karşılık yaptıkları ödemeler nedeni ile takas, mahsup def-inde bulundukları, yargılamanın sürdüğü anlaşılmıştır.
Davacı … ile mahkememizin … Esas sayılı davasının davalılarının dava dışı … A.Ş.’nin … A.Ş.’den şirketin kullandığı kredilere müteselsil kefaletinin bulunduğu ve kefaleti nedeni ile ödediği tutarın rücunu talep ettiği, İzmir … ATM’nin … Esas sayılı davasında ise davacı …’in şirketin …’dan kullandığı kredilere müteselsil kefaleti nedeni ile ödediği tutarı diğer kefillere rücunu talep ettiği, her iki davada da davalıların şirketin borçlarına mahsuben yaptıkları ödemelerin takas ve mahsubunu istedikleri, dolayısı ile takas ve mahsup talebi içersinde dava konusu bankalara yapılan ödemelerin de olduğu, bu nedenle her iki dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, özellikle takas ve mahsup def-ine konu ödemelerin birlikte değerlendirilmesinde zorunluluk bulunduğu dikkate alınarak davacının her iki davanın birleştirilmesi talebinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.
Hangi davanın önce açıldığının değerlendirilmesinde; davanın açılmasına ilişkin sayman mutemet alındılarının incelenmesinden her iki davanın da 08.05.2019 tarihinde saat 10.20’de açıldığı ancak hukuk mahkemesi tevzi dosya numarasının İzmir … ATM dosyası yönünden daha küçük olduğu dolayısı ile onun daha önce tevzii edildiği, İzmir …ATM’nin dosyasının daha önce açıldığı, mahkememiz davasının İzmir … ATM davası ile birleştirilmesinin uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin iş bu dosyası ile İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla, Mahkememizin … Esas sayılı dava dosyasının İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dava dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Mahkememiz esasının birleştirme nedeni ile kapatılmasına,
3-Yargılama giderinin nihai kararda dikkate alınmasına,
Dair, oybirliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.05/11/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır