Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/118 E. 2021/360 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/118 Esas
KARAR NO : 2021/360

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/11/2018
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Mahkememizin … esas sayılı dosyasına sunulan dava dilekçesi ile özetle; 08/12/2014 tarihinde meydana gelen yaralamalı trafik kazasında, davalı … şirketine kasko sigortası ile sigortalı bulunan ve …’in sevk ve idaresindeki … plakalı aracın müvekkil sigorta şirketine sigortalı olan dava dışı …’e çarpması sonucu dava dışı …’in ciddi bir biçimde yaralandığını, davadan önce davalı … şirketine ve …’ya hasar başvurusunda bulunulduğunu ancak olumlu bir sonuç alınamadığını, bu nedenle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 13.888,26-EUR tutarındaki tedavi miktarının davalı sürücünün soz konusu miktarın tamamından, mahkememizce yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucuna göre 2918 sayılı yasanın 98.maddesi kapsamına giren kısmının davalı … ile davalı işleten sürücüden, anılan madde kapsamı dışında kalan kısmının ise diğer davalı … ile davalı işleten sürücüden, … ve … Sigorta A.Ş. Bakımından başvuru tarihine 8 iş günü eklenmesiyle ulaşılan 05/11/2018 tarihinden itibaren, davalı işleten sürücü bakımından ise haksız eylem tarihi olan 08/12/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte aynen veya mümkün olmaması halinde ödeme günündeki TL karşılığının müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili tarafından Mahkememizin … esas sayılı dosyasına sunulan cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunmuş olup kazanın meydana geldiği Antalya, sigorta şirketinin merkezi İstanbul ya da …’nın merkezi Ankara’da açılması gerektiğini ve kendileri yönünden davanın Ankara’da açılması gerektiğini bildirmiş, dava konusu olan husus davacının geçirmiş olduğu kaza dolayısıyla karşılanan tedavi masraflarının tahsili talebine yönelik olduğundan ve davacı tarafça teminat yatırılmadığından davanın usulden reddine karar verilmesinin talep edildiği, davanın zamanaşımına uğradığının davacının sigorta şirketlerinin TTK uyarınca halef sıfatına sahip olamayacağı şeklindeki düzenlenmesi karşısında taraf sıfatının olmadığı, 6111 sayılı yasa gereği müvekkili kurumun sorumlu olmadığının belirtildiği, ayrıca davalı kurumun Türkiye sınırları dahilinde tedavi giderlerini karşıladığı, bu kapsamda yurt dışında yapılan tedavi giderlerini karşılayamayacağı belirtilerek davanın öncelikle usulden reddinin aksi kanaatte ise zamanaşımı husumet ve esastan reddinin talep edildiği ve ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüştür.
Davalı … tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava konusu göz önüne alındığında davacı tarafça MÖHUK gereği teminat yatırılmadığından davanın öncelikle usulden reddinin talep edildiği, kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihini kapsar biçimde kendileri nezdinde ZMMS ile sigortalı olduğu ve ancak Türkiye Cumhuriyeti ile Federal Almanya Cumhuriyeti arasında sosyal güvenlik konusunda yapılan sözleşmenin 50. Maddesi gereğince davacı olan Almanya sigorta kurumu tarafından doğrudan müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğinin esas husumetlinin … olduğu, bu nedenle müvekkili yönünden davanın husumetten reddinin talep edildiği, zarar tazminine yönelik talebin zamanaşımına uğradığı, müvekkili şirketin sorumluluğunun kusur oranı ile sınırlı olduğu, tedavi giderlerinin 6111 sayılı yasa gereği müvekkilinin sorumluluğunda olmayacağı belirtilerek öncelikle davanın usulden reddinin, aksi kanaatte ise davanın esastan reddinin talep edildiği ve ayrıca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüştür.
Dava dilekçesinin davalılara usulüne uygun tebliğine rağmen diğer davalı tarafından cevap verilmediği anlaşılmakla taraf teşkilinin sağlandığı, davalı …’in iş bu davayı inkar çerçevesinde savunduğu kanaatiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Mahkememizce … esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama neticesinde 07/02/2019 tarihli karar ile davanın HMK 114/1-ç maddesi gereğince yetkisizlik nedeniyle usulden reddine, kararın kesinleşmesinden itibaren ve istem halinde dosyanın yetkili Ankara Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildiği, söz konusu hükmün davacı tarafından istinaf edildiği, yapılan istinaf incelemesi neticesinde İzmir Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar sayılı ilamı ile kaldırılmakla Mahkememize iade edildiği ve yukarıda belirtilen esasa kaydedildiği görülmüştür.
DELİLLER:
İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, aktüer bilirkişisi raporu, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın raporu dosya arasındadır.
İzmir 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas ve … Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; dava dışı … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı aracın 08/12/2014 günü yaya olarak karşıdan karşıya geçmeye çalışan dava dışı …’e çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazasında … aleyhine taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan dolayı yapılan yargılama neticesinde adı geçen Hayati aleyhine 5 ay hapis cezası verildiği ve 5271 sayılı CMK’nın 231. Maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve verilen bu kararın itiraz edilmeksizin 06/12/2018 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizin 03/03/2020 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile dosyanın ATK ya gönderilerek öncelikle kusur yönünden rapor aldırılmasına karar verilmiş, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’nın 29/05/2020 tarihli raporunun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen “sürücü …’ın %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, yaya …’in kusursuz olduğu”nun bildirildiği görülmüştür. Rapora karşı davacı tarafça beyan dilekçesi sunulduğu, davalılarca beyan ya da itiraz dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
Yine Mahkememizin 10/12/2020 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile dosyanın aktüer bilirkişisi …’e tevdi ile iddia ve savunmalar doğrultusunda davacının davalılardan rücuen tazmine konu edilen tutarda alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespit ve değerlendirilmesine esas rapor tanzim edilmesi istenilmiş Aktüerya bilirkişisi Dr. … tarafından Mahkememize hazırlanan 07/02/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporda aynen “Mevcut tıbbi kayıtlar incelendiğinde, davacı sigortalısı …’in 08.12.2014 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası neticesinde ilk tedavisinin Manavgat Devlet Hastanesince yapıldığı, sonrasındaki tedavi sürecinin ise kendi ülkesindeki sağlık kuruluşları tarafından yürütüldüğü, hastanın 15.12.2014 tarihinde çekilen MR’ı, 19.01.2015 tarihinde yapılan arthroscopy ve omuz stabilizasyonu muayenesi ve kontrol muayenesinde tespit edilen aksiller sinir lezyonu neticesinde, kendisine fizyoterapi öğrenildiği, 22.01.2015 tarihindeki kontrolünde genel durumunun iyi olduğu ve mobilize olduğunun tespit edildiği, hastaya 23.12.2014 tarihinden başlamak üzere 06.07.2015 tarihine kadar fizyoterapi uygulamasının Almanya’daki sağlık kuruluşlarınca yapıldığı ve omuz eklemi çıkığı, omuz impigment sendromu tanılarının konulduğu, tedavi süreci neticesinde toplam 13.888,26 Euro tedavi giderinin faturalandırıldığı belirlenmiştir. Mevcut fatura içeriğinin incelendiği, mevcut giderler içerisinde fizyoterapi giderleri toplam 634,35 Euro ve yataklı tedavi hizmeti bedeli olan 3.526,32 Euro ile birlikte 4.160,67 Euro bedelin yataklı sağlık kuruluşlarında yapıldığı ve hastane içi verilen tedavi giderlerini ihtiva ettiği, diğer bedellerin ise sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen hastalık parası, emeklilik fon katkı payları ve sigorta primlerini ihtiva ettiği, bu nedenle ilgili bedeller yönünden … sorumluluğunun olmayacağı, belirlenen tedavi giderleri yönünden ise (4.160,67 Euro) … sorumluluğunun olacağı tarafımızca tespit edilmiştir.29.05.2020 tarihli ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen rapora göre ise kazanın meydana gelmesinde … plakalı otomobil sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu, yaya …’in ise kusursuz olduğu hususu da saptanmıştır. 03.12.2018 tarihli … Sigorta A.Ş. tarafından gönderilen yazıya göre ise tescil ile birlikte … Sigorta A.Ş.’nin tüzel kişiliğinin sona erdiği ve faaliyetine … Sigorta A.Ş. nezdinde devam edeceğinin bildirildiği, … plaka sayılı aracın 08.12.2014 tarihinde karışmış olduğu kaza nedeniyle, kaza sonrası sigortalı … tarafından 22.10.2018 tarihinde hasar tazminat başvurusunun yapıldığı, … no.lu hasar dosyasının açıldığı, mevcut araç poliçesinin … numaralı poliçe ile 2014/2015 tarih aralıklarında düzenlendiği ve teminat limitinin 268.000,00 TL olarak saptandığı tespit edilmiştir. Yukarıda tespit edildiği üzere toplam tedavi üzerinden … sorumluluğunda olan bedelin 4.160,67 Euro’ya tekabül ettiği saptanmış olup Trafik Kazaları Nedeniyle İlgililere Sunulan Sağlık Hizmet Bedellerinin Tahsiline İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. bendinde yer alan “…Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) yer alan hükümler doğrultusunda” ibaresinin iptaline Danıştay … Dairesince 14/11/2013 tarihinde yürütmenin durdurulması kararı ve 16/03/2016 tarih, … esas ve … karar sayılı kararıyla da iptal kararı verilmiş, iptal edilen ibare yerine 31/12/2016 tarih ve 3. Mükerrer 29935 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan yönetmelik değişikliğiyle “..genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde..” ibaresine yer verilmiştir.Bu doğrultuda tespit edilen tedavi gideri alacağının tamamından … sorumluluğunun olacağı kanaatiyle … sorumluluğunun 4.160,67 Euro * 8,45 TL = 35.157,66 TL olacağı bakiye 9.727,59 Euro yönünden ise diğer davalıların sorumluluğunun devam edeceği ve bedelinin 9727,59 * 8,50 : 82.198,13 TL ye tekabül edeceği, mevcut tedavi gideri harcamalarının davacı taraf sigortalısının 08.12.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu oluşan yaralanması ile illiyedinin bulunduğu” görüş ve kanaatinde olduğunun bildirildiği görülmüştür. Adı geçen rapora karşı davacı vekili tarafından beyan dilekçesinin sunulduğu diğer davalılar tarafından rapora beyan ve itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
Söz konusu aktüer bilirkişi raporunun davacı vekiline, davalı … vekiline 13/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı … vekiline 11/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, diğer davalı …’e 12/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği rapora karşı beyan dilekçesinin sunulduğu, davalı … vekili tarafından rapora itiraz dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan rücuen Tazminat) davasıdır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun 08/12/2014 tarihinde dava dışı … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı aracın Mahkememiz davacısına çarptığı ve bu nedenle davacının çeşitli hastanelerde yapılmış olan tedavilerinin davalıdan rücuen tahsili talep edildiğine göre söz konusu kazada kazaya karışanların kusur durumlarının belirlenmesi, tedavilerin iş bu trafik kazasından kaynaklı olup olmadığının tespiti ve davalıların istem konusu edilen tedavi giderlerinden sorumluluğunun bulunup bulunmadığına yönelik olarak açılan rücuen maddi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Görülen lüzum üzerine davacı vekiline dava konusu edilen talep konusu husus sorulmakla 10/12/2020 tarihli duruşmasında davacı vekili tarafından aynen “bizim davamız müvekkilimin kaza nedeniyle dava dışı …’in yaşadığı ülkede kendisine yapılan tedavisi nedeniyle tedavi masrafları müvekkilimce karşılandığından bu tutarı rücuen tazminat istemi ile davalılardan tahsiline yöneliktir” şeklinde beyanda bulunulduğu görülmüştür.
Her ne kadar cevap dilekçesi sunan davalılarca talebin zamanaşımına uğradığı belirtilmiş ise de yukarıda belirtilen ceza dosyasında verilen kararın kesinleşme tarihinin 6098 sayılı BK’nın 72. Maddesi ile birlikte değerlendirilmesi neticesinde davalıların zamanaşımı yönünden savunmalarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yine her ne kadar davalı … tarafından istem konusu edilen tedavi giderleri yönünden tazminat talebinin 6111 sayılı yasa gereği kendisinden istenemeyeceği ve ayrıca davalı … tarafından aynı yasa belirtilerek istem konusu edilen husus yönünden kendilerinin söz konusu kazadan kaynaklı sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmekte ise de yapılan inceleme neticesinde; 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı … sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar, tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ve çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri kapsamında sayılarak … sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir. Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde …’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır. Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki; bakıcı giderleri, çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları) ve sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir. Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez. Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder. Dolayısı ile Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan …’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez. Bu halde davalı … vekilinin tedavi giderlerinin kendisinden tahsil edilemeyeceği, talebin teminat dışı olduğuna yönelik itirazlarının yerinde olmadığı ve ayrıca davalı … vekilinin savunmasının adı geçen yasanın 98. Maddesi göz önüne alındığında belirlenecek tedavi giderlerinden …’nın sorumlu olduğu açık olduğundan bu yöndeki savunmanın da yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Dosyaya kazandırılan ATK Trafik İhtisas Dairesi’nin 29/05/2020 tarihli raporuna karşı taraflarca herhangi bir itiraz ileri sürülmemiş ise de yapılan inceleme neticesinde ATK Raporu ile yapılan incelemelerin yukarıdaki bahse konu kesinleşmiş ceza mahkemesi yargılamasında hükme esas alınan kriterler üzerinden yapıldığı, raporun konunun uzmanı bilirkişilerce düzenlendiği ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla uyuşmazlığın temelini teşkil eden trafik kazası nedeniyle dava dışı …’ın %100 kusurlu olduğu yine dava dışı …’ın kusursuz olduğu kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 08/12/2014 tarihinde dava dışı … tarafından sevk ve idare edilen … plaka sayılı aracın yaya halde karşıdan karşıya geçmekte olan dava dışı …’e çarpması şeklinde meydana gelen trafik kazası neticesinde dosya kapsamı ile sabit olduğu üzere bu kazadan kaynaklı çeşitli hastanelerde tedavi altına alındığı, bu kapsamda dosyaya sunulan aktüer raporunun konunun uzmanı bir bilirkişi tarafından düzenlenmesi ve raporun oluşturulmasında esas alınan yasal düzenlemelerin ve sağlık uygulama tebliğinin doğru değerlendirilmiş olması göz önüne alındığında hüküm kurmaya elverişli olduğuna kanaat getirilen aktüer raporuna göre davacı tarafından toplam 13.888,26 Euro tutarında tedavi giderinin yapıldığı, yapılan bu tedavi giderlerinden fizyoterapi gideri ve yataklı tedavi hizmet bedeli olmak üzere toplam 4.160,67 Euro’nun raporda belirtilen SUT hükümleri kapsamında …’nın sorumluluğunda olduğu, diğer geri kalan tedavi hizmetlerine ilişkin toplam 9.727,59 Euro’nun ise davalı …’nın sorumluluğunda olmayacağı ve fakat bu tutardan diğer davalı kazaya karışan araç maliki …’in 2918 sayılı yasanın 85 ve 86. Maddeleri uyarınca, kazaya karışan aracın ZMMS sigortacısı olan sigorta şirketinin 2918 sayılı yasanın KTK’nın 91 ve devamı maddeleri uyarınca sorumluluğunun olduğu ve … sorumluluğunda olmayan tutar yönünden davalıların müteselsilen sorumluluğunun olacağı ayrıca her ne kadar davalı … ve davalı … şirketinin temerrüt tarihi 05/11/2018 tarihi olarak belirtilmiş ise de yapılan başvurunun 22/10/2018 tarihinde ulaştığı ve böylece davalılar temerrütünün 03/11/2018 tarihinde oluşacağı taleple bağlılık ilkesi gereği temerrütün 05/11/2018 tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla açılı davanın kabulü ile 4.160,67 Euro’nun 05/11/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası’nın efektif satış kuru karşılığının davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, 9.727,59 Euro nun davalı … açısından 05/11/2018 tarihinden itibaren diğer davalı … açısından olay tarihi olan 08/12/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası’nın efektif satış kuru karşılığının davalı … ve …’ten müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanana Nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile;
– 4.160,67 Euro nun 05/11/2018 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası’nın efektif satış kuru karşılığının DAVALI …’DAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
– 9.727,59 Euro nun davalı … açısından 05/11/2018 tarihinden itibaren diğer davalı … açısından olay tarihi olan 08/12/2014 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte fiili ödeme tarihindeki T.C. Merkez Bankası’nın efektif satış kuru karşılığının DAVALI … VE …’TEN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 5.901,06 TL karar ve ilam harcından 296,95 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 5.604,11 TL karar ve ilam harcının; 1.678,29 TL’sinin DAVALI …’DAN ALINARAK HAZİNEYE İRAD KAYDINA, bakiye 3.925,22 TL’sinin ise DAVALI … VE …’TEN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 332,85 TL (296,95 TL peşin harç ile 35,90 TL başvuru harcından oluşan) harç ile gider avansından kullanılan 1.152,55 TL (bozma öncesi ve sonrası) yargılama giderinden oluşan toplam 1.485,40 TL’nin; 444,99 TL’sinin DAVALI …’DAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye 1.440,41 TL’sinin ise DAVALI … VE …’TEN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 81,20 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 12.030,22 TL vekalet ücretinin; 3.604,03 TL’sinin DAVALI …’DAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye 8.426,19 TL’sinin ise DAVALI … VE …’TEN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
6- Dosya arasında bulunan Manavgat … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen birime İADESİNE,
7- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.13/04/2021

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır