Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/887 E. 2022/443 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/887 Esas
KARAR NO : 2022/443

DAVA : Menfi Tespit Davası
DAVA TARİHİ : 20/07/2018
KARAR TARİHİ : 31/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Borçtan Kurtulma Davası davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; ………… adresinde … Cafe Bar isimli işyerini işletmekte olduğunu, davalı şirketle, çalıştırmakta olduğu … Cafe Bar isimli işyerime ürün ve mal almak için sözleşme yaptığını, ben bu şirket ile 2006 ve 2017 yılları arasında ürün ve mal alımı yaparak çalıştığını, davalı şirket aralarında yapmış olduğu sözleşmeye karşılık olarak davacı taraından teminat amaçlı senet istedi, ben boş senede imza atarak davalı şirkete teminat amacıyla verdiğini, Davalı şirketten çalıştığı sürelerce mal aldığını ve karşılığında olan borcumu ödediğini, Davalı şirket art niyetli ve haksız kazanç elde etmeye çalıştığından tarafımdan almış olduğu boş teminat senedini kendi el ürünü ile doldurarak hakkımdan alacaklı olduğunu iddia etmeye çalışmakta olduğunu, Davalı şirkete çalışmış olduğuz sürelerde hiçbir borcum olmadğını, Tarafınca alınan senet de teminat senedi olduğunu, icra takibine tabi tutulamayacağını, ayrıca davalı şirkete vermiş olduğum senet tamamen tek taraflı doldurulmuş bir teminat senedi olduğunu, mahkemece davalı şirketten aralarında yapılan sözleşmenin bir örneğinin istenmesi, çalıştığı sürelerde tarafından almış olduğum ürün ve malların miktarlarının, ne kadar olduklarının, para karşılıklarının tamamının kesilen faturalarının istenilmesini, bunların karşılaştırıldığında davalı şirkete hiçbir borcunun olmadığı, davalı şirketin haksız kazanç elde etmeye çalıştığı, senedin teminat karşılığında verildiği ortaya çıkacağını, Telafisi imkansız zararların önlemesi bakımından İzmir 21. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki senetlerin ödenmesi için yargılamanın sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, Davalıya borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu senetlerin ve bunun neticesi olarak İzmir 21. İcera Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının iptaline, Davalının alacağın 0%20 den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı ödemesine, Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraf davalıya yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkil şirket ile davacı … arasında 27.03.2014 tarihinde 2 yıl süreli Satın Alma Sözleşmesi tanzim edilmiştir. Yine taraflarca 25 000-Litre ürünün satılmaması halinde sözleşmenin taahhüt edilen alımın gerçekleşinceye kadar (ancak bu durumda dahi sözleşme süresinin 5 yılı geçemeyeceği) sözleşmenin 14. Maddesinde kararlaştırılmıştır. Davacı, sözleşme süresi içinde asgari satın alma taahhüdünü gerçekleştirmediği gibi, taahhüt ettiği alım gerçekleşinceye kadar yada 2019 yılına kadar devam edecek sözleşmeye aykırı olarak, müvekkil şirketten ürün alımını durdurmuş ( ki bunun 2017 yılına kadar mal aldığını beyan ederek İKRAR etmiştir)jve rakip firma ile anlaşmıştır. Davacıya, sözleşmenin 9.Maddesinde belirlenen katkı, ekte yer alan davacının imzasını havi “Teslim Alındı Tutağı” gereğince verilmiştir. Katkının verildiği davacı tarafından inkar edilmemektedir. İşbu katkının bir kısmına ilişkin olarak davacıdan, davaya konu senet alınmıştır. Müvekkil şirket ile sözleşmesel ilişki içinde olan davacı, 2017 yılında da mal aldığı yönündeki beyanı ile sözleşmenin 14.Maddesi gereği sözleşmenin 2019 yılına uzadığını İKRAR etmektedir. Buna rağmen, — müvekkil şirketten 28.04.2017 tarihinden itibaren mal alımını durdurmak ve rakip ürün satmak suretiyle sözleşmeyi ihlal etmiştir. Davalının sözleşmeyi ihlali kendi ikrari ile sabit olduğunu, Davacının, taraflarca imzalandığını kabul ettiği sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle, katkı alacağı muacceliyet kespetmiş ve bir kısım katkı borcunun (ki hiçbir surette katkının verilmediği iddia edilmemektedir) karşılığı olmak üzere … Paz. AŞ. “ye verilen senet takibe konu edilmiştir. Davacının tamamen asılsız ve dayanaksız iddialar ile haksız ve hukuka aykırı olarak işbu davayı ikame etmiş olup, sözleşmede kararlaştırılan cezai şarta ilişkin müvekkil şirketin dava ve talep hakları saklı kalarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İzmir 21 . İcra Müdürlüğünün …E. Sayılı takip dosyası, davalı şirket ile yapılan sözleşme, faturalar, ticari defterler, tanık, bilirkişi incelemesi ve sair alakalı tüm hususlar delil olarak sunulmuştur.
Taraf vekillerine uyuşmazlık konusu dönemi kapsar şekildeki ticari defter ve belgelerin bulundukları adresi TTK 83 ve HMK 222 mad. Uyarınca Mahkememize bildirmeleri için 2 haftalık kesin süre verilmiştir.
Davalı vekilinin davalı ticari defter ve kayıtlarının bulunduğu adrese ilişkin beyan dilekçesini ibraz ettiği ve 26/03/2014 tarihli satın alma sözleşmesinin aslını sunmuştur.
Davacı tarafından ibraz edilen irsaliyeli faturalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının sözleşmede kararlaştırılan 25.000 litre ürün alma taahhüdünü yerine getirip getirmediği, getirdi ise hangi tarihte yerine getirdiği hususlarında rapor düzenlenmek üzere dosya SMMM bilirkişiye tevdi edilmiştir.
SMMM bilirkişi bilirkişi raporunda özetle; davalıya ait resmi defter ve belgelerin T.T.K.’na göre resmi Yevmiye Defterinin açılış ve kapanış tastiklerinin yapıldığı ve delil olarak kabul edilebileceği, Davacı ve Davalı arasında ticaretin devam etmiş olduğu süre zarfında; davacının 17.850-TL litre ürün satışı gerçekleştirildiğini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, sözleşmenin imzalanması sırasında verilen teminat senedinin tahsili amacıyla başlatılan takipteki alacak yönünden borçlu olmadığına yönelik menfi tespit davasıdır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının sözleşme gereğince almış olduğu katkı payı karşılığında dava konusu senedin aldığını beyan etmiştir. Bu beyan karşısında dava konusu senedin taraflar arasında düzenlenen satın alma sözleşmesi nedeniyle davacının davalıya ödemiş olduğu katkı payı bedeli karşılığında alındığı anlaşılmış ve bu konuda bir uyuşmazlık bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davalı şirketin ticari defterleri üzerinde dava konusu edilen ve davalı tarafça davacıya ödenen katkı payı karşılığı olarak davacının davalıya ait ürünlerden ne kadarını satın aldığı ve sattığının tespiti için davalı şirketin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmış ve yapılan bilirkişi incelemesine göre davacının 2014-2015 yılında 11.044 litre 2015-2016 yıllarında 6136 litre ve 2016-2017 yıllarında 670 litre olmak üzere toplam 17.850 litre ürün satın aldığı tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davacının almayı tahahüt ettiği ürün 25.000 litredir. Sözleşme gereğince sözleşme süresi iki yıl olarak belirlenmiş ve uzaması durumunda beş yıl sonunda sözleşmenin kendiliğinden sona ereceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 17/03/2014 tarihinde düzenlendiği ve yeni bir sözleşmede yapılmadığı dikkate alındığında taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiği anlaşılmıştır. Ayrıca sözleşmenin 9.maddesi uyarınca davacı tarafın davalıdan KDV dahil 7.521,50-TL nakit bazlı katkı payı ve 2014 Kasım ayında 7.521,50TL+KDV katkı payı olmak üzere 17.750-TL katkı payının verilmesi karşılığında davacı tarafından dava konusu senedin teminat olarak verildiği, sözleşme süresinin bitiminde davacının sözleşme gereğince satmayı tahahüt ettiği 25.000-litre üründen 17.850-litresini satın aldığı, satın aldığı ürünlerin tahahüt ettiği ürünlere oranın %71,4 olduğu, davalının bu oran karşılığı 12.674,02 TL’lik katkı payı iadesini talep edemeyeceği, davalıdan almış olduğu katkı payı bedelinin ise toplam 17.750,74-TL olduğu, kıstelyevm hesabına göre davacının %28,6 oranında ürün satışı yapmadığı ve bu oran karşılığı 5.076,72-TL davalıya iadesi gerektiği, icra takibinin 8.875,00-TL üzerinden açıldığı dikkate alındığında ve davacının tahsil ettiği katkı payı alacağından iadesi gereken 5.076,72-TL mahsup edildiğinde 3.798,25-TL yönünden borçlu olmadığı, icra takibi yapılan alacağın 5.076,72-TL’sinden sorumlu olduğu, davalı tarafça davacıya usulüne uygun ihtarname gönderilmediğinden icra takip tarihi itibariyle davacının temerrüte düştüğü bu nedenle icra takibinden önce davalının faiz talebi yönünden ve davacının borçlu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda ulaşılan sonuca göre takibin haksız ve kötü niyetli olmadığı, ihtiyati tedbir kararı uygulanmadığı anlaşılmakla, taraflara tazminat taktiri koşulları bulunmadığından davacı ve davalının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ve davacının sözleşme gereği davalıdan aldığı katkı payından davalıdan satın almadığı ürün karşılığı 5.076,72 TL’nin davalıya iadesi gerektiğinden davalının 5.076,72 TL katkı payını aşan icra takibine konu 3.798,25 TL yönünden davalıya borçlu olmadığına ilişkin davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE;
2-İzmir 21.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 3.798,25-TL asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Fazlaya ilişkin menfi tespit talebinin reddine,
3-Koşulları bulunmadığından davacının kötü niyet tazminat talebinin ve davalının tazminat talebinin ayrı ayrı reddine,
4-Alınması gereken 259,45-TL nispi ilam harcından, peşin alınan 151,57- TL nispi harç indirildikten sonra kalan 107,88-TL harcın davalıdan alınarak, Hazineye gelir kaydına,
5-Davacının yatırmış olduğu 35,90-TL başvurma harcı ile 151,57-TL nispi harç toplamı 187,47-TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacının yapmış olduğu 450,00-TL bilirkişi ücreti ile 303,70-TL tebligat-posta giderinden ibaret toplam 753,70-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren 322,56-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 3.798,25-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.076,75-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
9-Tarafların yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde kendilerine iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/05/2022
Katip …
E-imzalıdır.

Hakim …
E-imzalıdır.