Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/663 E. 2021/753 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/663
KARAR NO : 2021/753

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/05/2018
KARAR TARİHİ : 08/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; müvekkili bankanın İzmir … Şubesi ile …. A.Ş. Arasında imzalanan genel kredi sözleşmesini, diğer davalıların müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi üzerine kredi hesaplarının 21.04.2017 tarihi itibarı ile kat edilerek, borçlulara Beyoğlu …. Noterliğinin 25.04.2017 tarihli … yevemiye numaralı ihtarnamesinin gönderildiğini, verilen süre içinde borcun ödenmediğini, davalılar aleyhine Karşıyaka … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine girişildiğini, Karşıyaka Asliye ticaret Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı 28.03.2018 tarihli kararı ile Karşıyaka İcra Müdürlüğünün yetkisiz olduğuna karar verilmesi üzerine dosyanın İzmir Nöbetçi İcra Müdürlüğüne gönderildiğini, İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas numarasını aldığını, davalılara ödeme emri gönderildiğini, ancak borçlular tarafından haksız olarak borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalıların borca, faize, faiz oranına itirazlarının haksız olduğunu, taleplerinin sözleşmeye ve kanunlara uygun olduğunu ileri sürerek, davalıların İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasındaki borca itirazının iptaline, takibin devamına davalıların icra inkar tazminatı ödemesine mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; …. A.Ş dışındaki diğer davalıların borçtan sorumlu olmadığını, davalılardan …. A.ş.’nin imza sirkülerinden de görüleceği üzere kefalet konusunda ancak çift imza ile temsil edilebildiğini, imza sirkülerinden anlaşılacağı üzere yönetim kurulu başkanı … ile yönetim kurulu üyelerinden … ile …’ın herhangi birisinin müştereken atacağı imza ile temsil ve ilzam edilebileceğini, dolayısı ile …. A. Ş. Yönünden geçerli bir kefalet imzası ve kefalet sözleşmesi bulunmadığını, diğer davalılar …, … ve …, … A.Ş. yönünden ise kredi sözleşmesi ile 10.11.2015 tarihli ek protokol başlıklı sözleşmede sorumlu oldukları azami miktar, kefalet tarihi ve müteselsil kefil olduklarına dair ibarelerin bu kişiler tarafından yazılmadığını, muhtemelen banka personeli tarafından yazıldığını, bu durumun kefalet akdini esastan sakatladığını, dolayısı ile kefalet sorumluluklarının bulunmadığını, tüm bunların yanı sıra asıl borçlu ile varılan mutabakat çerçevesinde tüm kredilerin 20.04.2017 vadeli olarak yenilendiğini, bankanın talep ettiği faiz oranının yasal mevzuata uygun olmadığını, yabancı para ile girişilen takiplerde ödeme emrinde alacağın Türk Parası ile tutarı ile faiz miktarı ve faizin işlemeye başladığı günün yazılması gerektiğini, bu gereklerin yerine getirilmediğini, banka tarafından müvekkillerine 250.000 USD dövize endeksli spot kredi, 1.294.000 USD döviz kredisi, 642.000 USD dövize endeksli kredi kullandırıldığını, sadece 238.000,00-Tl ticari kredili mevduat kredisi kullandırıldığını, dolayısı ile bankanın 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre vade tarihinden fiili ödeme tarihine kadar işlemiş faiz isteyebileceğini, borcun varlığı ve miktarının faiz oranının tespitinin yargılamayı gerektirdiğini, inkar tazminatı talep edilemeyeceğini savunmuştur.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, Genel kredi sözleşmesi, kefalete ilişkin ek protokoller, icra dosyası incelenmiş, yazı inkarında bulunan davalılar yönünden Adli Tıp Kurumundan rapor alınmış, bankacılık alanında uzman bilirkişilerden hesap konusunda rapor alınmıştır.
İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinden, başlangıçta 17.05.2017 tarihinde Karşıyaka … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takibi üzerinden alacaklı banka tarafından borçlular aleyhine davaya konu alacağın tahsili talebi ile girişilen icra takibi olduğu, ödeme emrinin tebliği üzerine borçluların yetkiye ve borca itiraz ettikleri, itirazın iptali davasının görüldüğü Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas … karar sayılı kararı ile icra dairesine yetki itirazının yerinde olduğu, yetkili icra dairesinde girişilmiş bir takip bulunmadığından dava şartı gerçekleşmediğinden davanın usulden reddedildiği, bu karar üzerine alacaklı vekilinin borçluların yetki itirazını kabul etmesi ile dosyanın İzmir … İcra Dairesinin … Esas sırasını aldığı, başlangıçta sunulan takip talebindeki alacak talebine ilişkin düzenlenen takip talebine bağlı ödeme emrinin düzenlenerek, borçlulara gönderildiği, borçlular vekilinin yasal 7 günlük süre içinde borca ve ferilerine itiraz ettiği, bu nedenle takibin durduğu, sadece ihtiyati haczin uygulanmasına dair işlemlerin icra edildiği anlaşılmıştır.
Takip ve davamızın dayanağı Genel Kredi Sözleşmesi ve kefalete ilişkin ek protokoller incelenmiştir. Davacı banka ile …. A.Ş. Arasında 30.07.2013 tarihli 72.800.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesi ve teminat sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmeyi 30.07.2013 tarihinde 72.800.000,00-TL kefalet limiti ile ve müteselsil kefil sıfatı ile … A.Ş., …, … ile dava dışı …’ın imzaladığı anlaşılmıştır. 30.07.2013 tarihli kefalete ilişkin ek protokolde müteselsil kefil ismi altında …’ın imzasının bulunmadığı, sayfanın alt bölümünde imzaların olduğu, 10.11.2015 tarihli kefalete ilişkin ek protokolün asıl borçlu … A. Ş. ile banka arasında imzalanan 30.07.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi nedeni ile doğmuş ve doğacak borçlara ilişkin düzenlendiği, bu ek protokolü …. A.Ş., …, … ve …’ın 72.800.000,00-Tl limitle müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı anlaşılmıştır.
Genel Kredi Sözleşmesi ve Kefalete İlişkin Ek Protokoldeki yazısı inkar eden davalıların duruşmada beyanları ve yazı örnekleri alınmıştır.
Davalılardan … 30.07.2013 tarihli kredi sözleşmesindeki müteselsil kefalete ilişkin yazı ve imza örneklerinin kendisine ait olmadığını ancak 10.11.2015 tarihli ek protokol ve sözleşme altındaki yazı ve imzaların kendisine ait olduğunu beyan ve kabul etmiştir. Davalı … 30.07.2013 tarihli GEnel Kredi Sözleşmesindeki kefil bölümündeki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını ancak 10.11.2015 tarihli ek protokol altındaki kefalet altındaki yazı ve imzanın kendisine ait olduğunu bildirmiştir. Davalılar … ve …’ın 30.07.2013 tarihli GKS’deki müteselsil kefil bölümündeki kendilerine atfen yazı ve imzalara itiraz etmiş ise de, aynı kredi sözleşmesinden doğmuş ve doğacak borçlara ilişkin imzaların 10.11.2015 tarihli kefalete ilişkin ek protokoldeki müteselsil kefil bölümündeki imza ve yazılarını kabul ettiklerinden ek protokolün de asıl GKS’nin limiti ile aynı limitte düzenlendiğinden ve ek protokolün GKS’ye konu tüm borcu kapsadığından 30.07.2013 tarihli GKS’deki yazı ve imza inkarı ile ilgili inceleme yapılmamış, 10.11.2015 tarihli ek protokolü müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarından bu davalıların davaya konu kredi borcundan bilirkişi raporunda hesaplanan tutardan sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır. .
Davalılardan … 10.11.2015 tarihli kefalete ilişkin ek protokoldeki ”müteselsil”, ”10.11.2015”, yazısı ve isminin bulunduğu yazı ve imzanın kendisine ait olduğunu ancak, 72.800.000,00-TL yazısının kendisine ait olmadığını, ayrıca GKS altında imzası ve yazısının bulunmadığını beyan etmiştir. Bu davalının 10.11.2015 tarihli ek protokoldeki 72.800.000,00-TL yazısının inkarı karşısında Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasına karar verilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin 21.09.2020 tarihli raporunda 10.11.2015 tarihli protokolün 5.sayfasındaki ”72.800.000,00-TL” yazısı ile …’ın mukayese yazılarında uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu yazıların …’ın eli ürünü olduğu, 30.07.2013 tarihli protokolün 3.sayfasında bulunan 72.800.000,00-TL., ”30.07.2013” yazıları ile …’ın mukayese yazılarına kıyasla …’ın eli ürünü olmadığına, 30.07.2013 tarihli protokolü 3.sayfasındaki müteselsil, …, … Sok. No: … … Apt. … … yazılarının ve …’ın mukayese yazılarında benzerlikler saptandığından …’ın eli ürünü olduğu kanaatini bildirmiştir.
TBK 583 maddesi karşısında kefilin sorumlu olacağı azami miktar ve kefalet tarihi ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla bu anlama gelen yazıların kefilin kendi el yazısı ile yazılması gerekmektedir. 30.07.2013 tarihli GKS’nde …’ın kefaletine yer verilmediği ancak, 30.07.2013 tarihli ”Kefalete İlişkin Ek Protokolde” müteselsil kefil olarak … ismine yer verildiği, kefalet bölümünün hemen altında imzasına yer verilmemekle birlikte sayfa altında imzasının bulunduğu ancak buradaki kefalet yazılarından ”72.800.000,00-TL” yazısı ile ”30.07.2013” yazılarının …’a ait olmadığı anlaşıldığından …’ın bu ek protokole ilişkin usulüne göre gerçekleşmiş kefalet sözleşmesinin bulunmadığı ve bu ek protokol gereğince sorumlu bulunmadığı ancak asıl 30.07.2013 tarihli GKS’ne ilişkin düzenlenen 10.11.2015 tarihli kefalete ilişkin ek protokolde kendi beyanı ile müteselsil yazısı ile 10.11.2015 tarih yazılarının …’a ait olduğu Adli Tıp Kurumu raporuna göre 72.800.000,00-TL yasının da …’a ait olduğu dolayısı ile TBK 583 maddesindeki şekli şartların sağlanmış olduğundan, …’ın asıl borçlu şirketin GKS uyarınca ek protokol tarihinden önce ve sonra kullanılan kredilerden kefalet limiti ile sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
…. A.Ş.’nin 30.07.2013 tarihli Genel Kredi Sözleşmesini ve 10.11.2015 tarihli kefalete ilişkin ek protokolü 72.800.000,00-TL limitle müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığı fakat, bu şirketi temsilen tek imzanın atılmış olduğu anlaşılmıştır. Celp olunan sicil kayıtlarının incelenmesinden, 05.01.2015-05.01.2018 tarihleri arasında şirket yönetim kurulunu …, … ve …’ın oluşturduğu, 05.01.2015 tarihli ticaret siciline tescil edilen temsil yetkisine ilişkin yönetim kurulu kararında şirket işlemlerinin iki grup işlem şeklinde ortaya konulduğu üçüncü şahıs ve şirketlere kefalet verme konusundaki işlemin ikinci grup işlerden olduğu, bu konuda yönetim kurulu başkanı … ve yönetim kurulu başkan vekili …’ın müştereken, veya yönetim kurulu başkanı … ile yönetim kurulu üyesi …’ın müştereken temsil ve ilzam konusunda yetkili olduğunun ortaya konulduğu anlaşılmıştır. Yine aynı şirketin 14.09.2012 tarihinde yapılan genel kurulunda yönetim kurulu üyeliklerine …, …, … ve …’ın 3 yıllığına seçildikleri, görev dağılımı ve temsile ilişkin 02.10.2012 tarihli yönetim kurulu kararında yönetim kurulu başkanı … ve yönetim kurulu başkan vekili, …’ın müştereken imzaları veya yönetim kurulu başkanı … ile yönetim kurulu üyesi … şirketi temsil ve ilzama yetki verildiği anlaşılmıştır. İncelenen sicil kayıtları karşısında genel kredi sözleşmesinin imzalandığı 30.07.2013 ve kefalete ilişkin ek protokolün düzenlendiği 10.11.2015 tarihlerinde kefalet konusunda … A.Ş.’nin çift imza ile (yönetim kurulu kararı ile belirtilen kişilerin) temsil ve ilzam edildiği, oysa belirtilen kredi sözleşmesi ve ek protokolde bu şirketin kefaletine ilişkin beyan altında tek imzanın bulunduğu bu nedenle …. A.Ş.’nin kefalet sözleşmesinin usulüne uygun olmadığı, kefil olarak borçtan sorumlu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilince bir kısım işlemlerin örnek olarak sunulan … A.Ş.’nin banka nezdinde tek imza ile temsil edildiği, bu davada böyle bir savunmada bulunmanın hakkın kötüye kullanılmasının olduğu savunulmuş ise de, özellikle 05.01.2015 tarihli yönetim kurulu kararında ortaya konulan temsil ve ilzama ilişkin içerikte şirket işlemlerinin iki gruba ayrıldığı, banka vekilinin dosyaya sunduğu örneklerin birinci grup ve tek imza ile temsile olanak sağlayan işlemler olduğu anlaşılmış, yukarıdaki tespitler karşısında davacı vekilinin bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir.
Bankacılık alanında uzman bilirkişi … sunduğu asıl raporunda 17.05.2017 takip tarihi itibarı ile 8.132.719,07-TL asıl alacak, 148.520,70-TL işlemiş faiz, 7.426,03-TL BSMV, 1520.30-Tl noter masrafı olmak üzere toplam 8.290.194,10-Tl nakit borç ile 4.230,00-TL gayri nakit çek depo tutarından, davalı …. A.Ş.’nin asıl borçlu sıfatı ile …’ın müteselsil kefil sıfatı ile ve …’ın müteselsil kefil sıfatının geçerli olduğunun kabulü halinde müteselsil kefil sıfatı ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile …’ın ise 8.132.719,07-TL asıl alacak, 32.343,83-TL işlemiş faiz, 1.617,04-Tl BSMV , 1.528,30-Tl noter masrafı olmak üzere toplam 8.168.205,24-TL nakit borç ile 4.230,00-TL gayri nakit çek depo tutarından müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olduğunu, davacı bankanın takip tarihinden itibaren sözleşme hükümleri gereği 7.895.041,61-TL asıl alacağa yıllık % 33,12 oranında 237.677,46-TL KMH asıl alacağına 5464 sayılı yasanın 26/3 maddesi hükmü gereğince TCMB belirlenen % 28,08 oranında temerrüt faizi ile faizin % 5 gider vergisini uygulama talep yetkisinin bulunduğunu ortaya koymuştur.
Bilirkişi raporuna karşı davacı banka vekilince beyan ve kısmi itirazda bulunmuş, davalılar vekilince itirazda bulunulmuş olmakla, bilirkişiden ek rapor alınmış, bilirkişi ek raporunda kök raporundaki görüşlerinde değişiklik olmadığı ortaya konulmuştur. Bilirkişi kök raporunun dosya kapsamına, sözleşme hükümlerine uygun olduğu değerlendirilmekle, hükme esas alınmıştır.
Toplanan tüm deliller karşısında, davacı banka ile …. A:Ş arasında 30.07.2013 tarihli 72.800.000,00-Tl limitli genel kredi ve teminat sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmeyi …, …, … ile …. A.Ş.’nin müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, daha sonra banka ile … arasında 30.07.2013 tarihli kefalete ilişkin ek protokolün düzenlendiği ve nihayet 10.11.2015 tarihli kefalete ilişkin ek protokolün düzenlendiği, ek protokolü, …, …, … ile … A.Ş.’nin 72.800.000,00-TL limitle müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıkları, Genel kredi Sözleşmesi uyarınca kullanılan kredinin ödenmemesi üzerine banka tarafından hesabın kat edilerek Karşıyaka … İcra Dairesinin … Esas sayılı takibine girişildiği, yetki itirazı üzerine ve Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesi kararı karşısında, alacaklı tarafından yetki itirazının kabul edilmesi üzerine takip dosyasının İzmir … İcra Müdürlüğünün … Esas numarasını aldığı, borçlulara ödeme emri gönderilmesi üzerine yasal 7 günlük süre içinde borca ve ferilerine itiraz üzerine takibin durduğu, iş bu itirazın iptali davasının açıldığı, yukarıda belirtildiği üzere …. A.Ş.’nin kefalet konusunda müşterek imza ile temsili gerekirken, bahsi geçen kefalet beyanlarının altında tek imzanın bulunduğu, bu nedenle kefalet sözleşmesinin geçerli olmadığı, borçtan sorumlu olmadığı, … ve … 30.07.2013 tarihli GKS’daki müteselsil kefalete ilişkin yaza ve imzayı inkar etmiş olmakla birlikte 10.11.2015 tarihli ek protokoldeki yazı ve imzayı kabul ettiğinden, ek protokoldeki kefalet limitinin GKS’deki limit ile aynı olup, GKS’deki borcu kapsadığından, … ve …’ın ek protokoldeki kefaletleri nedeni ile borçtan sorumlu oldukları, …’ın 30.07.2013 tarihli GKS’de kefaletinin bulunmadığı, fakat 30.07.2013 tarihli kefalete ilişkin ek protokoldeki kefalet tarihi ve kefalet limitine ilişkin yazıların bu kişiye ait olmadığı dolayısı ile TBK 583 maddesi uyarınca 30.07.2013 tarihli kefalete ilişkin ek protokol gereğince kefil olarak sorumluluğunun bulunmadığı, ancak 10.11.2015 tarihli kefalete ilişkin ek protokoldeki yazı ve imzanın kendisine ait olduğu, dolayısı ile TBK 583 maddesi kapsamında kefaletin şekli şartlarının tam olarak yerine geldiği ve borçtan sorumlu olduğu kanaatine varılmış, asıl borçlu …. A. Ş ile …, … ve …’ın aşağıda belirtildiği üzere takipteki borca itirazlarının kısmen iptaline ve bilirkişi tarafından belirlenen ve aşağıda hüküm altına alınan borç miktarı yönünden takibin devamına, fazlaya dair talebin reddine, davalı … AŞ yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
İİK 67 Maddesindeki şartlar oluştuğundan, hüküm altına alınan alacak likit olduğundan aşağıda belirtildiği üzere icra inkar tazminatının aleyhine dava kabul edilen davalılardan tahsiline ve davacıya verilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;.
1-Davalı … AŞ aleyhindeki davanın REDDİNE,
2-Davalılar … AŞ, … ile … aleyhindeki davanın kabulüne, … aleyhindeki davanın kısmen kabulüne, İzmir … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takibinde bu davalıların borca itirazlarının iptaline,
Davalılar … AŞ, … ile …’dan 8.132.719,07-TL asıl alacak, 148.520,70-TL işlemiş faiz, 7.426,03-TL BSMV, 1.528,30-TL noter masrafı olmak üzere toplam 8.290.194,10-TL nakdi alacağın tahsili bakımından,
Tahsilinde tekerrür olmamak üzere …’dan 8.132.719,07-TL asıl alacak, 32.340,83-TL işlemiş faiz, 1.617,04-TL BSMV, 1.528,30-TL noter masrafı olmak üzere toplam 8.168.205,24-TL alacağın tahsili bakımından,
4.230,00-TL gayri nakdi alacağın depo edilmesini temin bakımından bu davalılardan tahsili bakımından takibin devamına,
Takip tarihinden itibaren 7.895.041,61-TL ticari kredi asıl alacağına yıllık %33,12 oranında 237.677,46-TL KMH asıl alacağına 5464 sayılı yasanın 26.3 maddesi hükmü gereği TCMB tebliğleriyle belirlenen ve değişen oranlarda olmak üzere yıllık %28,08 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, takip tarihinden itibaren işleyecek faiz üzerinden hesaplanacak BSMV’nin icra müdürlüğünce hesaplanıp tahsiline,
Hüküm altına alınan alacağın %20’si oranındaki 1.658.038,82-TL inkar tazminatının (…’ın bu tutarın 1.633.641,05-TL’sinden hakkında kabul kararı verilen davalılar ile birlikte sorumlu olması kaydıyla) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
Davacının fazlaya dair itirazın iptali isteminin reddine,
2-Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 566.303,15-TL harçtan peşin alınan 100.124,82-TL ile takip nedeniyle alınan 41.450,97-TL harcın mahsubu ile bakiye 424.727,36-TL harcın davalılardan (… 418.477,56-TL’sinden diğer davalılar ile birlikte sorumlu olması kaydı ile) davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 171.526,94-TL vekalet ücretinin davalılardan (davalı …’ın 169.002,94-TL’sinden diğer davalılar ile birlikte sorumlu olması kaydı ile) davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı … AŞ kendini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hakkındaki davanın reddine karar verildiği dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre takdir olunan 171.526,94-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak, bu davalıya verilmesine,
-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve aleyhindeki davanın red olan kısmına göre takdir olunan 874,55-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak, bu davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan 1.675,75-TL yargılama gideri (Davalı … Şti için sarf olunan 14-TL düşülmüştür) ile 35,90-TL başvurma harcı, 100.124,82-TL peşin harç olmak üzere toplam 101.845,47-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, (davalı … 100.346,83-TL’sinden sorumlu tutulması kaydıyla)
-Davalılar tarafından sarf olunan yargılama giderinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,
-Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayıp artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, oybirliği ile verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/10/2021

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır