Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/565 E. 2023/448 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/565 Esas
KARAR NO : 2023/448
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/02/2018
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin İzmir … Tüketici Mahkemesine sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigortalı Eshot Genel Müdürlüğüne ait … plakalı aracın 02/07/2013 – 02/07/2014 tarihleri arasında … numaralı Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigorta Poliçesi ile müvekkil şirkete bigortalı bulunduğu, 08/11/2013 tarihinde saat 08:05 sıralarında Eski İzmir Caddesi üzerinde …’in sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile aynı yönde seyir halinde olan … plakalı 250 numaralı Eshot otobüsünü sollamak istemesi ve otobüs şoförünün yol vermemesi üzerine …’in sevk ve idaresindeki aracın otobüsün yolunu keserek otobüs şoförü ile tartışması üzerine otobüs şoförü …’ün otobüsü … plakalı araçtan inen yolcuların üzerine sürmesi sonucu yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, dava dışı …’ın maluliyeti sebebiyle müvvekkil şirkete karşı İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından açılan maddi tazminat davasının yargılaması aşamasında davacı için 12/01/2018 tarihinde toplam 26.880,00-TL maddi tazminat ödemesi yapıldığı,KTK’nun 95/2 maddesinde sigortacının rücu hakkının düzenlendiği, sigortalı araç sürücüsünün ağır kusurunun varlığı, tarafik kurallarını ağır kusuru ile ihlali sebebiyle meydena gelmiş olduğundan müvekkil şirket tarafından ödenen toplam 26.880,00-TL’nön ödeme tarihi olan 12/01/2018 tarihinden itibaren sigortalı davalıdan tahsili gerektiğinden, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla … plakalı aracın trafik kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, şimdilik 26.880,00-TL tazminatın 12/01/2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve avukatlık ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu tazminat talebi 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ‘nun 109/1 maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 72. maddesi gereğince zaman aşımına uğradığını, dava konusu olay 08/11/2013 tarihinde meydana gelmiş olmasına rağmen davacı şirketin zamanaşımı süresi geçtikten sonra 12/01/2018 tarihinde ödemeyi gerçekleştirerek zaman aşımına uğramış borcu ifa ettiğini, … plaka sayılı otobüsün … nolu poliçe ile … Sigorta A.Ş.’ye zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalandığını, söz konusu poliçeye göre davalı Şirket tarafından sigortalı aracın işletilmesinden doğan hukuki sorumluluğu genel şartlar, poliçede yazılı özel şartlar ve 2918 sayılı Karayolları Trafik kanunu hükümlerine göre temin etme yükümlülüğünü kapsadığını, idarelerine ait otobüsün 250 nolu hatta çalıştığı sırada otobüsü sollamak isteyen … plaka sayılı araç içerisinde bulunan …, … ve … tarafından otobüsün önü kesilerek sürücüye hakaretlerde bulunulduğunu ve yumruklarla saldırmaya başlandığını, sürücü otobüsün kapısını kapatmış ise de şahısların yüksek olmayan şoför camından kendisine yumruklar ile saldırmaları nedeniyle kendisini yumruklardan korumak amacıyla bir an için ayağa kalkmak zorunda kaldığını ve o sırada otobüsün hareket ederek önde duran … plakalı araca çarptığını, sürücüye saldıran şahıslardan … otobüsün hemen yanında durduğundan iki araç arasında sıkışarak yaralandığını, …’ın yaralanmasında sürücünün hiçbir kusuru bulunmadığını, … ve arkadaşları otobüse saldırarak sürücünün hareket kabiliyetini kısıtlayarak ve otobüsün yanında durarak kendi fiilleriyle kazaya sebebiyet verdiğini, sürücünün kasten kazaya sebebiyet vermediğinin İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. ve … K. Sayılı dosyası ile sabit olduğunu, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasına davacı Sigorta Şirketinin ceza dosyasında sürücümüzün kasten hareket etmediğinin tespit edilmesine rağmen İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında kusur ve zarar miktarı konusunda yargılamanın yapılmasını beklemeden karşı taraf ile anlaşarak maddi tazminatı ödemesinin ve idarelerinden talebinin hakkın kötüye kullanımı olduğunu, idarelerinin bir kamu kurumu olduğundan Türk Ticaret Kanunu’nun 16/2 maddesi uyarınca tacir sıfatı bulunmadığını, dava dilekçesinde … plaka sayılı aracımız üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilmekte ise de, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 15. maddesinin son fıkrasında yer alan ; “ Belediyenin proje karşılığı borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri, şartlı bağışlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanılan malları ile belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri haczedilemez.” hükmü gereğince mümkün olmadığını, belediye otobüsü toplu taşıma hizmetinde kullanılan, kamuya tahsisli mallar kapsamında bulunduğundan Belediye Kanunu’nun açık hükmü gereğince haciz ve tedbir uygulanması imkanı bulunmadığından, davacı Şirketin bu talebinin mahkemece 14/02/2018 tarihli tensip tutanağında reddine karar verilmesi hukuka uygun bulunduğunu belirterek, hukuki dayanaktan yoksun ve haksız açılan davanın reddine, her türlü yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Karşıyaka İlçe Emniyet Müdürlüğü yazı cevabı,
Tanık …’ın 08.06.2021 tarihli celsede alınan tanık beyanı,
İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası,
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası,
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen 07.05.2019 tarihli sağlık kurulu raporu,
Trafik Bilirkişisi tarafından düzenlenen 31.05.2019 tarihli bilirkişi raporu,
Hesap Bilirkişisi tarafından düzenlenen 12.04.2022 tarihli bilirkişi raporu ve 04.10.2022 tarihli bilirkişi ek raporu,
Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen 07.03.2023 tarihli kusur raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı sigorta şirketi tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalanan davalıya ait araç sürücüsünün sebebiyet verdiği 08.11.2013 tarihindeki trafik kazasında 3.kişilerin yaralanması nedeniyle ZMMS poliçesi kapsamında üçüncü kişilere ödenen 26.880,00 TL maddi tazminatın sigorta sözleşmesinin tarafı olan araç sahibi davalı Eshot Genel Müdürlüğü’nden tahsili istemine ilişkin maddi tazminat davasıdır.
Davacı, dava dilekçesinde Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/2.maddesi ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nı B/4.a maddesine dayalı olarak davalıdan rücu isteminde bulunmuştur.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 95/.maddesi uyarınca, “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.”
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları’nın B/4. maddesi gereğince, tazminat gerektiren olay sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, tazminatı gerektiren olay aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyet nameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip yada ehliyetine el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise sigortacının üçüncü kişilere ödediği tazminatı sigortalıdan rücuen talep hakkı bulunmaktadır.
Davacı davalıya ait araç sürücüsünün kazanın oluşumunda trafik kurallarını ihlalde kasti veya ağır kusuru bulunduğu belirterek tazminatı davalıdan rücuen talep etmektedir.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin olayda sürücünün kasti yada ağır kusuru olup olmadığının değerlendirilmesi bakımından öncelikle sürücü hakkında olay nedeni ile yürütülen soruşturma ve ceza davasının irdelenmesi gerekir.
Dava konusu trafik kazası nedeniyle araç sürücüsü hakkında İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında hakaret, tehdit ve taksirle yaralama fiilini işlediği iddiası ile ceza davası açılmış ve yapılan yargılama sonucunda sürücü hakkındaki tehdit ve hakaret suçundan beraatine karar verilmiş, taksirle yaralama suçu yönünden ise mahkeme kararı gerekçesinde davalı otobüs şoförünün bulunduğu araç ile dava dışı diğer sanıklar … ve …’in içinde bulunduğu sürücüsünün … olduğu aracın geçiş üstünlüğü hususunda anlaşmazlık çıktığı, sanık …’in belediye otobüsünü sollayarak direksiyonu kırıp aracın önünde durduğu, yolunu kestiği, taraflar arasında tartışma çıktığı, sanık …’ın telefon ile bir yerlere haber verdiği, aracın sebebi belirlenmeyen bir şekilde harekete geçtiği, aracın yan tarafından bulunan sanık … araç arasında sıkışarak taksiren yaralandığı kabul edilmiş, davalı belediye otobüsünün sürücüsü Serkan’ın olayda asli kusurlu olduğu belirlenerek otobüs sürücüsü hakkında taksirle yaralama suçunu işlediğinden mahkumiyetine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Dosya trafik bilirkişisine tevdi edilmiş, trafik bilirkişisi tarafından düzenlenen 31.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda; davalı belediye otobüs sürücüsü …’ün otobüste seyri sırasında … Bankası önüne geldiğinde sürücü …’in sevk ve idaresindeki aracıyla çapraz bir şekilde kesmesi sonucu durduğu ve daha sonra bir sözlü tartışmanın yaşanması sonucu şoför mahallinden kontrolsüz bir şekilde kalkması sonucu otobüsün hareket ettiği ve önünde bulunan bir yaya ve iki araca çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında sürücü …’ün mesleği şoförlük olmasına rağmen toplu taşıma aracı olarak kullanılan otobüsü kullanırken gereken dikkat ve özeni göstermediği, gerekli tedbirleri almadığından kazanın oluşumunda %50 oranında asli kusurlu olduğu, sürücü …’in %25 oranında tali kusurlu olduğu ve yaya …’ın %25 oranında tali kusurlu olduğu tespit edilmiştir. İtiraz üzerine kusur durumunun tespiti bakımından dosya ATK’ya gönderilmiş, ATK Trafik İhtisas Dairesi başkanı imzalı 10.09.2019 tarihli yazı ile gönderilen dava dosyasında davaya konu olayın trafik kazası mahiyetinde olmadığı ve bu hususun dairenin görev alanı dışında kalması nedeniyle dosya işlem görmeksizin iadesine karar verilmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede olay hakkında ceza dosyasında belirlenen vakıalarla mahkememizin bağlı olduğu ceza dosyasında soruşturma aşamasında olayın anlatıldığı ve trafik kazası ve taksirle yaralama olarak nitelendirildiği, yapılan yargılama sonucunda düzenlenen rapora istinaden olay trafik kazası olarak nitelendirilerek davalıya ait otobüs sürücüsü hakkında taksirle yaralama suçundan ceza verildiği, kararın kesinleştiği anlaşılmış ve ayrıca mahkememizce aldırılan trafik bilirkişisi raporunda da olayın trafik kazası olarak nitelendirilmesi ve davalı belediye otobüs sürücüsüne %50 oranında kusur izafe edilmesi nedeniyle ATK Trafik İhtisas Dairesi’nden ceza dosyasında olayın anlatımı dikkate alınarak davalıya ait otobüs sürücüsünün olayda kasti veya ağır kusuru bulunup bulunmadığının tespiti için rapor düzenlenmesi istenilmiştir.
ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından 07.03.2023 tarih ve … sayılı rapor ile “… Kazaya karışan araç sürücüleri ile tanıkların hazırlıkta, ceza kovuşturması aşamasında ve dosya kapsamında bulunan ifadeleri, bilirkişi raporlarının içerikleri, aynı olaya ilişkin İzmir …. Asliye Ceza Mahkemesinin… esas ve … karar sayılı gerekçeli kararı ve dosyada mevcut diğer belgeler bir bütün olarak incelendiğinde kazanın yukarıda olay bölümünde yazılı olduğu şekilde meydana geldiği anlaşılmıştır. İzmir … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas ve … karar sayılı gerekçeli kararında kazanın taksirle işlendiği yönündeki kanaat dikkate alındığında olay hakkında rapor tanzim edilme cihetine gidilmiş, kazanın oluş şartları dikkate alındında otobüs sürücüne ağırlıklı kusur atfedilen İzmir … Sulh Hukuk Hakimliğine sunulan 04.07.2014 tarihli bilirkişi raporuna kısmen uyulmuş, dosyada mevcut 31.05.2019 tarihli bilirkişi raporu oluşa uygun bulunularak bu raporun sonuçlarına iştirak edilmiş ve aşağıdaki gerekçe ve sonuçlara ulaşılmıştır.
Bu duruma göre;
1- Dava dışı sürücü …, idaresindeki araç ile olay mahalline geldiğinde aracı durduktan sonra tartışmakta olduğu kendisini geçtikten sonra aracın önüne doğrultu değiştirerek önünü kapayan otomobilden dolayı tehlikeli ortam oluşmaması adına vasıtanın el frenini çekmesi, aracın kendi kendine hareket etmemesi için gerekli önlemleri alması gerekirken belirtilen bu hususlara riayet etmemiş, yukarıda ismi yazılı taciz edilmesi karşısından çalışır vaziyetteki otobüsün sürücü koltuğundan kalkarak vasıtanın kendi kendine hareket etmesine zemin hazırlamıştır. Olayda, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareketleri ile kusurludur.
2- Dava dışı sürücü …, dosyadaki verilerden anlaşıldığı üzere geçmenin yasak olduğu yerde önündeki belediye otobüsünü geçtikten sonra yolun sağında duraklayan bu otobüsün önünü sağa doğrultu değiştirmek suretiyle kapattıktan sonra yanında bulun şahıslarla otobüs sürücüyle tartışarak tehlikeli ortamın oluşmasına sebebiyet vermiştir. Oluş şartları dikkate alındığında olayda kusurludur.
3- Yaya …, tartışma ortamının bulunduğu alanda çalışır vaziyetteki belediye otobüsünün manevra alanında bulunarak kendi can emniyetini tehlikeye atmış olmakla kendi yaralanması ile ilgili olarak kusurludur.” şeklinde tespit yapılmış ve yapılan değerlendirme sonucunda davalı otobüs sürücüsünün kazanın oluşumunda %50 oranında kusurlu olduğu, dava dışı …’in ve yaya …’ın %25’er oranında kusurlu olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Dava konusu trafik kazasına ilişkin davalı sürücü hakkında açılan ceza davasında olay trafik kazası olarak nitelendirilmiş ve sürücünün asli kusurlu olduğu belirtilerek taksirle yaralama eyleminden cezalandırılmasına karar verilmiş, ayrıca olay hakkında trafik bilirkişisi ve ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporlarda davalıya ait araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğu belirlenmiştir.
Yargıtay yerleşik içtihatlarına göre ağır kusur, özel bir hukuk kavramı olup kasıt olmamakla birlikte, kasta yakın bir kusurun varlığı anlamına gelir. Sürücü %100 kusurlu olmakla birlikte kastı veya kasta yakın bir kusuru söz konusu değilse sigortacının rücu hakkı bulunmamaktadır.
Somut olayda davalıya ait araç sürücüsü %100 kusurlu olmadığı, %50 oranında kusurlu olduğu gibi diğer araç sürücüsü ve yayanın da kazanın oluşumunda %25’er oranında kusurlu oldukları Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartları gereğince sigortacının poliçe kapsamında sigortalı aracın eylemi nedeniyle oluşan zararın sigortalıya rücu edebilmek için olayda sigortalının veya sürücünün kasti bir hareketi veya ağır kusurunun bulunması gerektiği, ceza mahkemesi kararına göre olayın oluşumunda sürücünün kastının bulunmadığının sabit olduğu, olayın taksirle yaralama olarak nitelendirildiği ve trafik kazası olarak değerlendirildiği ve ayrıca trafik bilirkişisi ve ATK Trafik İhtisas Dairesi tarafından düzenlenen raporlardan da anlaşılacağı üzere davalıya ait otobüs sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğu, davalıya ait otobüs sürücüsünün kazanın oluşumunda ağır kusurunun bulunmadığı, bu nedenlerle Karayolları Zorunlu Mali Mesuliyet Genel Şartları’nda yer alan rücu koşullarının bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL harcın peşin alınan 459,05 TL harçtan mahsubu ile kalan 279,15‬ TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki AAÜT gereğince belirlenen davanın red edilen bölümü üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde ayrıca karar yazmaya gerek görülmeden kalan gider avansının derhal taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2023
Katip…
e-imzalı
Hakim…
e-imzalı