Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1392 E. 2021/747 K. 08.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1392 Esas
KARAR NO : 2021/747

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2018
KARAR TARİHİ : 08/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinin incelenmesinde; davacı tarafın ahşap taşıma palet üretimi yaptığı, işlerin yoğunluğu nedeniyle fason üretim yapan birçok firma ile çalıştığı, elinde bulunan ağaçların üretim sahasının dolu olması nedeniyle fason iş yapan diğer palet üretim firmalarına ağaç vererek karşılığında palet aldığı, davalının da bu kapsamda fason iş yaptırılan bir firma olduğu, davalı tarafın aralarındaki ilişki sebebiyle cari hesabı arttırması nedeniyle davalı ile mutabakat yapılarak 184.840,22 TL üzerinden anlaşıldığı ve bu meblağ uyarınca davalının borçlu olduğunu ikrar ettiği hesap mutabakatı yapıldığı ancak borcun ödenmediği bunun üzerine İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … D.iş esas sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz kararı alındığı, İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip açıldığı ancak yapılan itiraz üzerine takibin durduğu davalı tarafın 03/08/2018 ve 05/08/2018 tarihli 2 adet fatura düzenlediği ve davacı tarafa teslim ettiği fatura bedellerinin 50.032,00 TL olduğu yapılan hesap mutabakatına rağmen borca itiraz edildiği itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu bu nedenle itirazın iptali ile davalı tarafa %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Cevap dilekçesinin incelenmesinde; davacı şirkete fason iş yapıldığı, ancak önden avans verip hizmet aldığı iddiasının doğru olmadığı, bahse konu mutabakat metni altındaki imzanın davalı asile ait olmadığı, söz konusu mutabakat metnine icra dosyasında bulunmamasına rağmen iş bu dava dilekçesinde mutabakattan bahsedildiği, ihtiyati haciz istemine ilişkin açılan icra dosyasında istem konusu edilen miktarın 184.840,22 TL itirazın iptalinde istenen meblağın ise 134.808,22 TL olduğu dolayısıyla icra dosyasının tamamının tahsilinin istenildiği faizin icra dosyasında istenmesine rağmen yeniden talep edildiği, alacağın sübutuna ilişkin bir talebin bulunmadığı dolayısıyla açılması gereken davanın itirazın iptali değil alacağın tespit ve hüküm altına alınması istemine ilişkin olmasının gerektiği, … Asliye Ticaret Mahkemesine yapılan itiraz üzerine yasal sürede dava açmaması nedeniyle ihtiyati haczin kalktığı belirtilerek açıl davanın reddi ile kötü niyetli davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatı talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmış ve taraf teşkili sağlanmakla tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesine, İzmir … İcra Müdürlüğüne, İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğüne, Kadifekale Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazılar ile Karabağlar İlçe Seçim Kuruluna, İzmir …. Noterliğine yazılan müzekkere cevaplarının dosya arasına alındığı, davacı asilden alınan imza örneklerinin dosya arasında olduğu ve ATK tarafından hazırlanan raporun dosya arasında bulunduğu görülmüştür.
Davacı vekili tarafından 06/10/2021 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda uyuşmazlığın; davacının davalıdan itirazın iptaline konu edilen 134.808,22 TL alacaklı olup olmadığı dilekçe ekindeki sunulu mutabakat metninde yer alan imzanın davalı asile ait olup olmadığı, alacağın sübutunun talep edilip edilmediği ve dolayısıyla açılan itirazın iptali davasının ve istem konusu edilen icra inkar tazminatının yerinde olup olmadığı hususlarına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar Mahkememizce mutabakat metninde yer alan imzanın davalı asile ait olup olmadığı hususu ön sorun görülerek bu hususta tahkikat yürütülmüş ve ATK tarafından hazırlanan 23/06/2021 tarihli rapor dosyaya kazandırılmış ve raporda metindeki imzanın davalı eli ürünü olmadığı hususlarının bildirildiği görülmüş ise de taraf usul işlemi olan feragat beyanı karşısında bu doğrultuda işlem yapılması gerektiği anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi davaya son veren taraf usul işlemleri feragat, kabul ve sulh olmak üzere üçe ayrılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati gerekmemesine rağmen sulhun hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati şarttır. Bunlardan sadece feragat her türlü davada yapılabilmesine rağmen kabul ve sulh üzerinde serbestçe tasarruf edilebilen davalarda mümkündür. Ancak söz konusu üç usulü işlem de hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabilmektedir. Bir davada yapılan feragat beyanının en önemli sonucu hak veya alacak talebinden ileriye etkili olarak ve bir daha talep edilmemek üzere vazgeçilmesidir. Çünkü feragat edilen bir talep ileride yeniden ileri sürülecek olursa kesin hüküm itirazı ile karşılaşılma durumu ortaya çıkabilecektir. Dolayısı ile yapılan feragat beyanının çelişkiye yer bırakmayacak şekilde kayıtsız ve şartsız yapılması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamadan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; feragatin davacı vekili tarafından yapıldığı, vekilin vekaletnamesinde feragate yetkili olduğu, feragatin süresinde yapıldığı, söz konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklardan olduğu ve ayrıca feragatin kayıtsız ve şartsız yapıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK’ nın 309. ve devamı maddelerinde, feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, feragatin tek taraflı taraf beyan olduğu, davayı bitiren taraf işlemlerinden olduğu ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu belirtildiğinden bu haliyle dava dosyamız açısından yapılan feragat beyanı karşısında, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ayrıca taraflarca mevcut dava dosyamızdaki yargılama giderinin ve vekalet ücretinin de talep edilmediği göz önüne alındığında davalı lehine vekalet ücreti takdir edilmemiş ve ayrıca yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve ayrıca her ne kadar bu hususta beyanda bulunulmamış ise de yapılan feragat beyanı göz önüne alınarak dava açılmadan evvel yapılan arabuluculuk başvurusuna yönelik Bakanlık bütçesinden karşılanan tutardan davacı tarafın sorumlu olduğu değerlendirilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın FEREGAT NEDENİYLE REDDİNE,
-Alacağın varlığı konusunda yargılamanın gerekmesi, davacının kötü niyetinin olmaması sebebi ile davalı tarafça talep edilen kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 59,30 TL harcın evvelce alınan 1.370,62 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, fazladan alınan 1.311,32 TL’nin talep halinde ve kararın kesinleşmesinden sonra DAVACI TARAFA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ile peşin harçtan mahsup edilen harçların ve gider avansından kullanılan yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, arta kalan 0,85 TL gider avansının 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5.maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
4- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihi itibariyle yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca hesap ve takdir edilen 16.756,78 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
5- Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 08/10/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır