Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1315 E. 2023/247 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1315 Esas
KARAR NO : 2023/247

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/01/2018
KARAR TARİHİ : 29/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından Emirdağ 1. ASHM’nin … esas sayılı dosyasına sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı şirket yetkilisinin Afyonkarahisar/Emirdağ ilçesinde çiftçilik yaptığını, patasten mamül üreten davalıya gerekli olan patates hammaddesini sözleşme uyarınca arazilerinde yetiştirip davalıya teslim ettiğini, davacının üretim yaptığı alanların geniş olması ve bu nedenle ihtiyaç duyulan sertifikalı tohumluğun çok yuklü bir maliyet getirmesi nedeniyle elit/ anaç(t2) tabir edilen tohumdan sertifikalı tohumluğuda kendisinin üretmeye karar verdiğini, ancak şirketleşme zorunluluğu nedeniyle patates üretim sözleşmelerini tarımsal sulama kuyularına elektirik tesisi kurulum işi yapan ve ortağı olduğu şirket üzerinden yapmak zorunda kaldığını, taraflar arasında imzalanan 2016 yılındaki sözleşme uyarınca hammadde üretiminde kullanılmak üzere patates üretimi yapılması hususunda anlaşıldığını, fakat ihtiyaç duyulan sertifalık tohumluluğun çok yüklü bir maliyet getirmesi nedeniyle aynı yıl hammedde üretimine lişkin sözleşmenin eki olarak düzenlenen ek protokolle 2017 hammadde üretiminde kullanılcak sertifikalı tohumluklarında davacı üretici tarafından yetiştirilmesinin kararlaştırıldığını, bu kapsamda davalı tarafça davalıya elit(t2) tabir edilen kademede 10 ton alegria, 10 ton desiree ve 10 ton Russet burbank patates tohumlarının satışının yapıldığını, davalıdan alınan t2 tohumlardan çoğaltılan patateslerde bakteri tespit edildiğini, alegria pateteslerle temas etmemiş depolarda zararlıya rastlanılmadığını, davalının kusurlu olduğunu, zararlının topraktan bulaşmadığını, tohumların hastalıklı olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile maddi zararın tespiti ile elit T2 tohumlukların hastalıklı olması nedeniyle ödediği tohum bedelinden kaynaklanan 1.000,00 TL’nin, imha edilen patatesin yetiştirme, depolama ve imha giderleri ile taahhüt altına alınan arazilerin 5 yıl süreyle ekonomik açıdan verimli kullanamayacak olmasından kaynaklı 1.000,00 tl’nin ve imha edilen 784 tonluk patatesin bedelinden ve 2017 yılı üretimi için satın alınmak zorunda kalınan tohumluk bedeli olarak 1.000,00 tl’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; öncelikle yetki itirazında bulunularak yetkili mahkemenin İzmir mahkemeleri olduğu bunun taraflar arası sözleşmenin 9/3 maddesinde kararlaştırtıldığı, her iki tarafın tacir olduğu bu nedenle münhasır yetkili mahkemelerde bu davanın görülebileceği, davanın doğa sigortaya ihbarının talep edildiği, açılı davanın hak düşürücü süre sebebi ile yine reddinin talep edildiği, esasa yönelik ise müvekkilinin zarardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, kendisi haricinde tohuma yönelik yapılan iş ve işlemler ile muhafaza edildiği depoların ve saklama koşullarının ve ayrıca kimyasal ilaç bulaş riskinin ihtimalinin de yüksek olduğu, davaya konu hastalığın davalının kendi yapmış olduğu üretimde tespit edilemediği bu nedenle hastalığın tohumdan kaynaklandığının ileri sürülemeyeceğini, bu hususun inceleme gerektirdiği belirtilerek usulden ve esastan davanın reddinin talep edildiği görülmüştür.
Emirdağ 1.ASHM’nin … esas ve … karar sayılı ilam ile yetkisizlik kararı verilmesi üzerine dosyanın tevzisi sonucu Mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tahkikat aşamasında taraf delilleri toplanmış, mahallinde keşif yapılmış, kayıtlar tetkik edilmiş, dosyaya birden fazla rapor kazandırılmış olup dava belirtildiği şekilde dava dışı taraflara ihbar edilmiş ve ara kararlar ile tahkikata devam edilmekte iken davalı vekili tarafından sunulan 24/03/2023 tarihli dilekçede davacının davasından feragat etmesi halinde veklat ücreti ve yargılama gideri talebinin olmadığını belirttiği bu kapsamda davacı vekili tarafından sunulan 27/03/2023 tarihli dilekçe ile ise davadan feragat edildiğinin bildirildiği, yapılan kontrolde vekilin davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği gibi davaya son veren taraf usul işlemleri feragat, kabul ve sulh olmak üzere üçe ayrılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati gerekmemesine rağmen sulhun hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati şarttır. Bunlardan sadece feragat her türlü davada yapılabilmesine rağmen kabul ve sulh üzerinde serbestçe tasarruf edilebilen davalarda mümkündür. Ancak söz konusu üç usulü işlem de hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabilmektedir. Bir davada yapılan feragat beyanının en önemli sonucu hak veya alacak talebinden ileriye etkili olarak ve bir daha talep edilmemek üzere vazgeçilmesidir. Çünkü feragat edilen bir talep ileride yeniden ileri sürülecek olursa kesin hüküm itirazı ile karşılaşılma durumu ortaya çıkabilecektir. Dolayısı ile yapılan feragat beyanının çelişkiye yer bırakmayacak şekilde kayıtsız ve şartsız yapılması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamadan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; feragatin davacı vekili tarafından süresinde yapıldığı, söz konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklardan olduğu ve ayrıca feragatin kayıtsız ve şartsız yapıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK’ nın 309. ve devamı maddelerinde, feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, feragatin tek taraflı taraf beyan olduğu, davayı bitiren taraf işlemlerinden olduğu ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu belirtildiğinden bu haliyle dava dosyamız açısından yapılan feragat beyanı karşısında davanın feragat nedeniyle reddine, feragate yönelik beyan içerikleri göz önüne alındığında yatırılan harçların ve yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2- Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının evvelce alınan 51,24 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, bakiye 128,66 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı, yukarıda mahsubuna karar verilen peşin harç ve yatırılan gider avansından kullanılan yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, arta kalan 54,45 TL gider avansının 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5.maddesi uyarınca DAVACI TARAFA İADESİNE,
4- Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş ise de davalı yararına VEKALET ÜCRETİ TAKDİRİNE YER OLMADIĞINA,
5- Dair taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 28/03/2023
Katip …
e-imza
¸

Hakim …
e-imza

¸