Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1073 E. 2021/486 K. 04.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1073
KARAR NO : 2021/486

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 20/09/2018
KARAR TARİHİ : 04/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında Bornova … Noterliği’nin 24/03/2015 tarihli … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin yapıldığını, inşaat projesi, satış ofisi projesi, inşaat ruhsatı alımı, şirket merkezi tadilatı masrafı vs gibi işlemlerden sonra tarafların karşılıklı olarak ihtarname keşide ederek sözleşmenin feshi ve alacak talepli davalar açtıklarını, bu davalar devam ederken taraflar davayı sonlandırma ve sözleşmeyi feshetme konusunda karşılıklı anlaşarak Bornova … Noterliği’nin 11/05/2016 tarihli … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi fesih sözleşmesini imzaladıklarını, bu sözleşme ile müvekkilinin davalıdan aldığı avans, davalı şirketin müvekkiline yaptığı mal ve hizmet tesliminin ödenmesi, fesih tazminatı ödenmesi ve ayrıca taksitli ödeme nedeniyle doğacak faiz nedeniyle müvekkilinin davalıya 41.000.000-TL ödeyeceği, bu ödemenin 1.000.000-TL’sinin nakit kalanının taksitler halinde çek ve senetlerle 25/06/2018 tarihine kadar ödeneceği, 41.000.000-TL’lik ödemenin muhasebeleştirilmesinin ilk aşamada 32.000.000-TL’nin avans ve harcama giderlerine yönelik genel maliyet harcamaları, 9.000.000-TL’nin tazminat açıklaması ile geçici olarak muhasebeleştirileceği, fesih sözleşmesinin 1.maddesinde açıkça …’a fatura keşide edileceği, ancak KDV vs. herhangi bir maliyet talep edilmeyeceği, 1.000.000-TL nakit ve çek ile senetlerin teslimi ile birlikte tarafların dava ve icra takiplerinden karşılıklı feragat edileceği, fesih protokolü kapsamında yükümlülüğünü tam ve eksiksiz olarak yerine getiren tarafın ibra edilmiş sayılacağı konusunda anlaştıklarını, müvekkilinin fesih sözleşmesi gereğince tüm ödemeleri yaptığını, davalı tarafın uyarılardan sonra 31/07/2018 tarihinde 5 adet fatura kesmiş ise de, bu faturaların KDV kanununa ve vergi usul kanununa aykırı olduğu için iade edildiğini, davalı taraf cevaplarında fesih sözleşmesi gereğince hakem atanmasını talep etmişlerse de vergi kanunlarının kamu düzeniyle ilgili olması nedeniyle uyuşmazlığın tahkim kapsamına girmediğini ileri sürerek, katma değer vergisi kanunu ve kurumlar vergisi kanununa tabi kar, mal, hizmet ve faiz nedeniyle davalının kesmesi gereken fakat usulüne uygun kesilmeyen kdv dahil fatura bedelinin HMK 106 maddesi gereğince tespiti müvekkilinin usulüne uygun süresinde kesilmeyen faturalar nedeniyle doğan zararları için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 10.000-TL’nin davalıdan faiziyle birlikte karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde; kanunda tespit davası konusu olabilecek durumların tahdidi olarak sayıldığını, davacının talebinin bunlardan hiçbirine uygun olmadığını, davacının eda davasının konusu olabilecek hususların konusunun tespit davası olarak açtığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, katma değer vergisi kanunundan hangi hallerde kdv uygulanacağının belirlendiğini, davamıza konu olayda mal ve hizmet teslim değil sözleşmenin feshi kapsamında yapılan ödemelerin söz konusu olduğunu, davaya konu faturaların içeriğinin fesih olunun kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince davalı müvekkili şirketin yaptığı gider, masraf harcama ve maliyetler ile bu sözleşmenin feshinden dolayı davacının ödemeyi kabul ettiği cayma tazminatı ilişkin olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu tahsilatın bir mal ya da hizmet ifası karşılığı olmayıp sözleşmenin feshinden dolayı tazmin hükümlerinin düzenlendiği fesih sözleşmesinden kaynaklandığını, bu işlemlerin fatura düzenleme mecburiyeti olmayan buna mukabil fatura düzenlenmesinde sakınca doğurmayan işlemlerden olduğunu, kdv’ye tabi olmadığını, davanın öncelikle usulden kabul edilmemesi halinde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça davacının tespit davasının yasaya uygun olmadığı ve tespit davası olarak ileri sürülemeyeceği savunulmuş ise de, HMK 106/1 maddesinde ortaya konulduğu üzere bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun tespit davası yoluyla ileri sürülebileceği, davacının iş bu tespit davasında taraflar arasındaki fesih sözleşmesi gereğince davalının kesmesi gereken fatura bedelinin tespitinin talep edildiği dolayısıyla bu konunun bir hakkın varlığı ya da yokluğu anlamında talep edilebileceği kanaatine varılmış, davalı vekilinin bu yöndeki savunması yerinde görülmemiştir.
Taraflarca bildirilen deliller, taraflar arasındaki sözleşmeler, ihtarnameler incelenmiş, bilirkişi görüşüne başvurulmuştur.
Bilirkişiler …, …, … ve … 20/11/2019 tarihli raporlarında; davacının ödediği 41.000.000-TL’nin 28.690.904,06-TL’si ile ilgili olarak davalı tarafından fatura düzenlenmesine gerek bulunmadığı, fatura düzenlenecek ise bu tutar bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığından fatura da kdv tutarının yer almasına gerek bulunmadığı, davacının ödediği 41.000.000-TL’nin 12.309.135,94-TL’lik kısmının davalı tarafından açılmış davalardan vazgeçme verilen avansların davacıya yapılan finansman hizmeti inşaat için yapılan ödemelerin geç tahsil etmesiyle ilgili faiz kaydı ve projenin devri şeklindeki hizmet bedeli olduğu, kdv’ye tabi ve tutarın içinde kdv dahil olduğu, iç yüzde ile yapılan hesaplama sonucunda hizmet bedelinin 10.431.471,14-TL, kdv tutarının 1.877.664,80-TL olduğunu, sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen 41.000.000-TL’den hesaplanan 1.877.664,80-TL kdv’nin düşülmesiyle kalan 39.122.335,20-TLnin davacının yapılacak olan inşaatının maliyetini oluşturduğu, inşaat bitmediği ve satış yapılamadığı için gider yazılmasının mümkün olmadığını, bu tutar ödemenin aktifleştirilmesi gerektiğini, inşaat bitirilip satış yapıldığında satılan malın maliyetinin hesabında dikkate alınması gerektiğini, bu nedenle ortada kurum geçici, yıllık kurumlar vergisi kaybının olmadığını, dolayısıyla fazla geçici kurumlar vergisi ve yıllık kurumlar vergisi ödemekten kaynaklı zarar oluşmadığını, faturanın sözleşmenin fesih tarihi 11/05/2016 tarihinden itibaren 7 gün içerisinde 18/05/2016 tarihinde düzenlenmesi gerektiğini, faturanın zamanında düzenlenmediğini, geçte olsa düzenlenen faturalarda kdv’nin yer almaması veya eksik tutarda yer alması nedeniyle hesaplanan 1.877.664,80-TL kdv’nin Mayıs 2018 ve izleyen dönemlerde indirim yapamadığı için davacının ödemek zorunda kaldığı bu kdv nedeniyle faiz üzerinden hesaplanan davacı zararının dava tarihine kadar 6.449,38-TL olduğunu, bu tutarın davacının zararı olduğunu ortaya koymuşlardır. Bilirkişi raporuna karşı davalı tarafından itiraz edilmiş, uzman görüşü sunulmuştur. Bilirkişi raporuna davacı vekilince de itiraz edilmiştir.
Tarafların itirazlarının değerlendirillmesi için bilirkişilerden ek rapor alınmıştır. Bilirkişiler ek raporlarında; kesilmesi gereken faturalardan yapılan inşaat ve finansman hizmeti tutarının 10.431.471,16-TL kdv tutarının ise 1.877.664,79-TL olduğunu bildirmişlerdir.
İş bu tespit davası ile davacının sağlamak istediği menfaatin davalının keseceği faturalardaki kdv tutarına göre kdv indirimi yapmak olduğundan bilirkişi tarafından kesilmesi gereken faturalar üzerinden hesaplanan 1.877.664,80-TL üzerinden davacıya peşin karar ve ilam harcı ikmali yaptırılmıştır.
Toplanan tüm deliller karşısında; davacı şirket ile davalı şirket arasında Bornova … Noterliği’nin 24/03/2015 tarihli … yevmiye nolu düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin akdedildiği, bu sözleşmenin uygulanması kapsamında bir takım iş ve işlemlerin yapıldığı, fakat taraflar arasında uyuşmazlık çıktığı, birbirlerine karşılıklı olarak ihtarnameler gönderdikleri, sözleşmenin feshi ve alacak talepli davaların açıldığı, bunun üzerine tarafların sözleşmenin feshi konusunda anlaştıkları, Bornova … Noterliği’nin 11/05/2016 tarihli … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi fesihname sözleşmesinin düzenlendiği, bu sözleşme ile … Dış Tic Metal Mad. Enerji San AŞ’nin … Gayrimenkul Geliştirme ve Yat. AŞ’ne 41.000.000-TL ödeme yapması konusunda tarafların mutabakata vardığı, ödenen bu tutarın muhasebeleştirilmesinde ihtilaf ve tutarsızlıklara mahal verilmemesi amacıyla bu ödemenin tahmini 32.000.000-TL’sinni …’nın proje kapsamında verdiği avans, harcama ve giderlere yönelik genel maliyet harcamaları olarak tahmini 9.000.000-TL’sinin de tazminat olarak geçici olarak muhasebeleştirileceğinin tazminattan finansal maliyetlere yapılacak aktarım …’nın geri ödemelerinin tamamlanmasıyla netleşebileceğinden tazminattan bu maliyetlere yapılacak aktarım rakamı da …’ın bütün ödemelerini tamamladığında kalan net cayma tazminat miktarı tutarınca …’a fatura keşide edileceğinin ancak söz konusu fatura ile ilgili …’dan kdv vd. herhangi bir maliyet talebinde bulunulmayacağının kararlaştırıldığı, davacı … AŞ tarafından fesih sözleşmesindeki tüm yükümlülüklerin yerine getirildiği, … şirketi tarafından bir kısım faturaların davacı adına kesilerek gönderilmesi söz konusu ise de, davacının bu faturaların sözleşmeye vergi mevzuatına uygun olmadığını, bu nedenle zararının doğduğunun savunarak iş bu davayı açtığı, bilirkişi kurulunun 20/11/2019 tarihli raporunda ortaya konulduğu üzere davacının ödediği 41.000.000-TL’nin 28.690.904,06-TL’si yönünden davalının fatura düzenlemesine gerek bulunmadığı, fatura düzenlenecek ise bu tutarların bir mal teslimi ve hizmet ifasına dayanmadığından faturada kdv tutarının yer almasına gerek bulunmadığını, ancak kdv dahil 12.309.135,94-TL’lik kısım için fatura düzenlenmesi gerektiği bunun 10.431.471,16-TL’sinin hizmet bedeli, 1.877.664,79-TL’sinin kdv olması gerektiği, davacının tespit talebinin bu şekilde kabulünün gerektiği, davacının süresinde faturaların kesilmemesi nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zarar iddiası nedeniyle bilirkişilerce yapılan hesaplamaya göre davacının kesmesi gereken 10.431.471,16-TL hizmet bedelli faturanın kdv’si olan 1.877.664,79-TL’yi kdv mahsubunda kullanamayacağından zararının doğduğu, bu faturayı davalının kesmesi gerektiği 18/05/2016 tarihinden dava tarihine kadar davacının oluşmuş zararının 6.449,38-TL olduğu belirlenmekle davacının dava tarihine kadar oluşan zarar iddiası nedeniyle tazminat talebinin kısmen kabulüne, 6.449,38-TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınıp davacıya verilmesine dava tarihine kadar oluştuğu ileri sürülen fazlaya dair tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;.
1-Davanın kısmen kabulüne,
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi nedeniyle davacının davalıya ödediği 41.000.000-TL nedeniyle davalının davacıya inşaat ve finansman hizmeti içerikli KDV hariç 10.431.471,16-TL, KDV 1.877.664,79-TL olmak üzere toplam 12.309.135,95-TL tutarlı fatura kesmesi gerektiğinin tespitine,
Davalının dava tarihine kadar kesmediği bu fatura nedeniyle davacının oluşmuş 6.449,38-TL maddi zararının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dava tarihine kadar oluştuğu ileri sürülen fazlaya dair tazminat talebinin reddine,
2-Karar tarihi itibarı ile alınması gereken 128.703,83-TL harçtan peşin alınan 170,78-TL ile tamamlama nedeniyle alınan 32.065,82-TL harcın mahsubu ile bakiye 96.467,23-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve kabul edilen tespit davasındaki davacının menfaatini oluşturan kdv tutarı ile davacı zararı olarak kabul edilen maddi tazminat toplam tutarına göre hesaplanan 97.739,06 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve maddi tazminat tutarının reddedilen kısmına göre takdir olunan 3.550,62-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf olunan 2.853,70-TL yargılama giderinden davanın kabul edilen kısmına göre takdiren 2.848,32-TL yargılama gideri ile 35,90-TL başvurma harcı, 170,78-TL peşin harç, 32.065,82-TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 35.120,83-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
-Davalı tarafından sarf olunan 22,00-TL yargılama giderinin davanın reddolunan kısmı dikkate alınarak tamamının kendi üzerinde bırakılmasına,
-Taraflarca yatırılan ancak kullanılmayıp artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, oybirliği ile verilen karar davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/06/2021

Başkan …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Üye …
e -imzalıdır

Katip …
e -imzalıdır