Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/98 E. 2021/899 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/98 Esas
KARAR NO : 2021/899

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 26/01/2017
KARAR TARİHİ : 11/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; 1 no’ lu davalı sürücü adına kayıtlı olan …plakalı araba ile 26/08/2016 tarihinde seyir halindeyken yaya olarak çalışmakta olan davacı müvekkilinin de aralarında bulunduğu birkaç kişiye çarptığını, söz konusu maddi hasarlı, yaralamalı ve ölümlü trafik kazası neticesinde davacı müvekkilinin yaralandığını, söz konusu trafik kazasında davalı sürücüye asli kusur izafe edildiğini, Kazanın ardından hastaneye sevk edilen davacının dalak diye adlandırılan organından kitle alınmış olup, davacı uzun süre yatalak tedavi gördüğünü, davacı müvekkilinin, Ege Üniversitesi Hastanesi tedavi görmekte / görmüş olup, tedaviye dair tüm bilgi, belge ve kayıtların adı geçen hastaneden istenmesini talep ettiğini, davacı müvekkilinin yaralanmasının niteliğine göre uzun bir zaman yatalak kalma durumu söz konusu olup, hali hazırda dahi kendisine refakat eden kişiden kaynaklı ikame bakıcı hizmet bedeli ile birlikte iş göremez hale geldiği süre itibariyle yoksun kaldığı ücret kaybının kaza nedeniyle vücut fonksiyonlarında meydana gelen verim azalmasından ötürü uğradığı efor kaybının, karşılanmayan tedavi giderlerinin, tedavi süresi esnasında yol,yemek gibi yaptığı harcamaların tespit edilerek davalılardan tahsil edilmesini, davalı araç sürücüsü tarafından trafik kurallarına uyulmadığı için meydana gelen kaza nedeniyle ortaya çıkan maddi zararlardan – yoksun kaldığı işlerden, ücret kaybından, efor kaybından, ikame bakıcı giderinden, tedavi ve yol, yemek gibi sair giderlerde dahil olmak üzere – davalı araç maliki işleten sürücü bakımından kaza tarihinden davalı sigorta şirketi bakımından ise temerrüt tarihinden itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte BK md. 49 ile KTK md. 85 vd. maddeleri gereğince müşterek ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davacı müvekkilinin yaşadığı cismani zararlar ile elem ve sıkıntılardan dolayı oluşan manevi zararlardan ( özellikle; yatalak halinin uzunca bir zaman yayılma hali) davalı araç maliki işleten sürücünün KTK md. 90 ile BK md. 54, 56 gereğince sorumlu olduklarını ve …plakalı araç kayıtları üzerine ihtiyati haciz -tedbir – şerhi işlenmesinin, 6098 s.k. madde 76/I hükmü uyarınca ilerde hükmolunacak olası tazminatlara mahsup edilmek kaydıyla şimdilik 5.000,00-TL geçici ödemenin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, şimdilik 6.000,00-TL maddi tazminatın davalı araç maliki işleten sürücüden kaza tarihi olan 26/08/2016 tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden ise temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsili ile 5.000,00- TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sadece araç maliki işleten sürücüden tahsili ile Bilahare; davacının uzunca bir süre hastanede ya da evde yatalak kalması, ani gelişen kaza nedeniyle ücret kaybına uğraması, başkaca bir gelirinin olmaması, davalının kabul etmemekle birlikte şimdilik tali kusurlu olması halleri nazara alınarak 6098 s.k. madde 76/1; ” … zarar gören, iddiasının haklılığını gösteren inandırıcı kanıtlar sunduğu ve ekonomik durumu da gerektirdiği takdirde hakim, isteme üzerine davalının zarar görene geçici ödeme yapmasına karar verebilir…” hükmü uyarınca ilerde hükmolunacak olası tazminatlara mahsup edilmek kaydıyla şimdilik 5.000,00-TL geçici ödemenin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; şimdilik 6.000,00-TL maddi tazminatın – yoksun kaldığı işlerden, ücret kaybından, efor kaybından, ikame bakıcı giderinden, tedavi ve yol, yemek gibi sair giderlerde dahil olmak üzere – davalı araç maliki – işleten sürücüden kaza tarihi olan 26/08/2016 tarihinde tarihinden, davalı sigorta şirketi yönünden ise temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline ile 5.000,00-TL manevi tazminat yönünden ise kaza tarihi olan 26/08/2016 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sadece araç maliki işleten sürücüden tahsiline ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesi ile özetle;Dava konusu kazaya karıştığı ifade edilen …plakalı araç 13.01.2015-06.10.2016 vadeli …poliçe nolu Zorunlu Karayolu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, Müvekkil Şirketin Sorumluluğu Trafik Poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilebilecek kusur ile sınırlı olduğunu, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası, meblağ sigortası olmadığından, poliçede üst limit olarak belirlenen tutarın her olayda otomatik olarak ödenmesi mümkün olmadığını, öncelikle her halükarda davacının müterafik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, Sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmemekle beraber, bir an için iddia edildiği üzere sigortalı aracın kusurlu olduğu kabul edilse dahi, davacının iddia olunan zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurunun dikkate alınmasını, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını talep ettiğini, davacı yanın maluliyet iddialarının değerlendirilebilmesi için Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesine sevk edilerek yalnızca kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyet durumu hakkında rapor alınmasını talep ettiğini, davacının sosyal ve ekonomik durumlarının ve hangi Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi olduğunun sayın mahkemenizce tespit edilmesi gerektiğini,01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren genel şartlar gereği geçici iş göremezlik zararı sağlık giderleri teminatına alındığını, Ayrıca sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu ve sigorta şirketlerinin sorumluluğu bulunmadığı açıkça belirtildiğini, Davacının bu yöndeki taleplerinin reddini talep ettiklerini, Sağlık Giderleri Teminatı: Üçüncü kişinin trafik kazası dolayısıyla bedenen eski haline dönmesini teminen protez organ bedelleri de dahil olmak üzere yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminat olduğunu, Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında olduğunu, Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98 inci maddesi hükmü gereğince sona erdiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2012/10-1156 E. 2013/339 K. Sayılı 13.3.2013 tarihli kararında bu husus detayları ile açıklanmış; sigorta şirketlerinin kestikleri her zorunlu poliçeden SGK’ya tedavi gideri primi aktardığı, üstelik geriye yönelik de prim aktarımları yapılması karşısında tedavi giderlerinden sorumluluğun sona erdiği hususu irdelendiğini, Önemle belirtmek gerekir ki sigorta hukukunun temel mantığı, teminat altına alınan bir menfaat karşılığı prim ödenmesidir. KTK’da yapılan değişiklikle artık tedavi giderine ilişkin tüm primler (geçmiş primler de dahil) SGK tarafından alındığını, Dolayısıyla trafik poliçelerinde, tamamlanan prim aktarımı neticesinde TEDAVİ GİDERİ şeklinde bir teminat kalemi kalmadığını, Bu nedenle davacının tedavi giderine ilişkin taleplerini Sosyal Güvenlik Kurumu’na yöneltmesi gerektiğini, tarafların kusur oranı ile davacının, motorsiklet kullanıcılarının koruyucu ekipmanlarını kullanmayarak tehlikenin artmasına sebep olup olmadığının değerlendirilmesini, Müterafik kusur nedeniyle, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını, geçici ödeme taleplerinin reddini, Yalnız kaza ile illiyeti bulunan fiziki ve sürekli maluliyet oranının tespiti için kazazede Adli Tıp’a sevkedilmek suretiyle Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesi nezdinde bilirkişi incelemesi yapılmasını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile özetle; müvekkili … adına kayıtlı olan …plaka sayılı aracın seyir halindeyken yaya olarak çalışmakta olan davacı …’ya çarpmış olduğunu, bunun sonucunda davacının yaralandığını, kazanın ardından hastaneye sevk edilen davacının dalağından kitle alınmış olduğunu ve uzun süre yatalak olarak tedavi gördüğünü, yaralanmanın niteliğine göre yatalak kalma durumunun söz konusu olduğunu, buna ilişkin olarak maddi zararlardan davalıların sorumlu olduğunu, davacının yaşadığı cismani zararlar ile elem ve sıkıntılardan dolayı oluşan manevi zararlardan ise sadece davalı müvekkilin sorumlu olduğunu belirtmiş ise de halihazırda davacıya refakat eden kişiden kaynaklı bakıcı hizmet bedelinin, davacının iş göremez hale geldiği süre itibariyle yoksun kaldığı ücret kaybının, kaza nedeniyle vücut fonksiyonlarında meydana gelen verim azalmasından ötürü uğradığı efor kaybının, karşılanmayan tedavi giderlerinin, tedavi süresi esnasında yol, yemek parası gibi yaptığı harcamaların tespit edilerek davalılardan tahsil edilmesini, bu konuda ileride hükmolunacak olası tazminatlara mahsup edilmek kaydıyla şimdilik 5.000 TL geçici ödemenin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, şimdilik 6.000 TL maddi tazminatın davalı araç maliki işleten sürücüden kaza tarihinden itibaren davalı sigorta şirketinin temerrüde düştüğü tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5.000 TL manevi tazminatın sadece araç maliki işleten sürücüden tahsiline karar verilmesini istemiş, kazaya karışan araçların 3. kişilere devredilmesi ihtimaline binaen araç kaydı üzerine ihtiyati haciz – tedbir şerhi işlenmesini, davacıya geçici tazminat ödenmesini talep ve dava ettiğini, Öncelikli olarak davaya konu trafik kazasıyla ilgili olarak İzmir … Ağır Ceza Mahkemesi’ne intikal eden dosyada yer alan iddianame ve ifade tutanakları incelendiği takdirde davacı …’nun 26.08.2016 tarihli ifade tutanağında ‘Bu olayla ilgili kimseden davacı – şikâyetçi değilim.’ şeklinde beyanda bulunduğu görüldüğünü, bunun yanı sıra her ne kadar dava dilekçesinde söz konusu trafik kazasında asli kusurun …plaka sayılı aracın sürücüsü davalı müvekkil …’e ait olduğu belirtilmişse de bu trafik kazasına ilişkin olarak hem mahkemenize intikal eden dosyada hem de ilgili ceza dosyasında herhangi bir kusur tespiti yapılmadığını, bu hususun İzmir … Ağır Ceza Mahkemesi tarafından da iddianamenin iadesi sebebi olarak değerlendirilmiş ve İzmir … Ağır Ceza Mahkemesinin, ‘İddianamede şüphelinin taksirle ölüme ve yaralamaya neden olma suçunu işlediği ve asgari kusurlu olduğu iddia edilmiş, ancak kusur açısından herhangi bir tespit yapılmadığı görülmüştür. Sanığın kusurlu olup olmadığı, kusuru var ise kusurun durumu suçun sübutu için mutlak etki edecek delil niteliğinde olduğundan kusur tespiti yapılmamış olması da iddianamenin iadesi sebebi olarak değerlendirilmiştir.’ şeklindeki gerekçeyle iddianamenin CMK 174/1-b maddesi gereğince iadesine karar verildiğini, Trafik kazasıdan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davalarda kusur tespitinin önemine ilişkin olarak Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/14756 E. 2017/371 K. sayılı ilamında, ‘Açıklanan bu nedenler karşısında mahkemece, öncelikli olarak, dosya kapsamında bulunmayan ceza dosyasının getirtilmesi, sonrasında ise İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurum ve kuruluşlardan seçilecek bilirkişi heyetinden, tüm dosya kapsamı incelenmek suretiyle, kaza tespit tutanağı ile mahkemenin aldığı iki ayrı rapordaki kusur belirlemeleri arasındaki çelişkiyi gideren, ayrıntılı, gerekçeli, denetime açık bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.’ şeklinde hüküm kurulduğunu, bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde yol yapım çalışmasına katılan ve davacı tarafın da aralarında bulunduğu personelin yol yapım çalışmasına istinaden herhangi bir önlem almamış olması ve yolda çalışma olduğuna dair herhangi bir levha ya da işaretin bulunmaması sebebiyle kazanın oluşumunda kusurlarının bulunduğu aşikâr olduğunu, bunun yanı sıra davacı vekili dava dilekçesinde, halihazırda davacıya refakat eden kişiden kaynaklı bakıcı hizmet bedelinin, davacının iş göremez hale geldiği süre itibariyle yoksun kaldığı ücret kaybının, kaza nedeniyle vücut fonksiyonlarında meydana gelen verim azalmasından ötürü uğradığı efor kaybının, karşılanmayan tedavi giderlerinin, tedavi süresi esnasında yol, yemek parası gibi yaptığı harcamaların tespit edilerek davalılardan tahsil edilmesini talep ederek şimdilik 6.000 TL maddi tazminata hükmedilmesini istemişse de bu ifadeler oldukça soyut ve dayanaktan yoksun nitelikte olup belirtilen harcamaların yapıldığına ilişkin olarak dosyaya herhangi bir belge sunulmadığını, mahkemece maddi tazminata hükmedilebilmesi için bunu talep eden tarafın karşı tarafça gerçekleştirilen haksız fiil ile nedensellik bağı içerisinde bulunan zararlarını ispatlaması gerekmekte olduğunu, bu konuda bakıcı hizmet bedelinin belgelenmesi, davacının aylık gelirinin net olarak tespiti ve çalışamadığı süre nedeniyle herhangi bir ücret kaybına uğrayıp uğramadığının belirlenmesi, davacıda kaza nedeniyle efor kaybının olup olmadığının bilirkişilerce tespiti, davalı sigorta şirketi tarafından davacıya ZMMS kapsamında ve tedavi gideri adı altında bir ödeme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi gerekmekte olduğunu, bunun yanı sıra davacı taraf dava dilekçesinde, şu aşama için 5.000 TL manevi tazminatın ödenmesini talep ettiğini, bu noktada 6098 sayılı TBK’nın 56. maddesi uyarınca hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceğini, olayın özellikleri açısından kusur durumu esas olup yukarıda açıklanan hususlar nedeniyle davacı tarafın da kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu, taraflarda kastın var olmadığı, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık nedeniyle istenmeyen bir sonucun oluştuğunun açık olduğunu, d avacı vekilinin dava dilekçesinde belirtmiş olduğu bir diğer istem ise …plaka sayılı aracın 3. kişilere devredilmesini önlemek amacıyla araç kayıtlarına ihtiyati haciz – ihtiyati tedbir şerhi işlenmesi olduğunu, bu talebe ilişkin olarak öncelikle üzerinde durulması gereken husus ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbirinin birbirinden farklı iki geçici hukuki koruma türü olduğunu, İhtiyati hacze hükmedilebilmesi için alacağın varlığının ve miktarının kesin olması şart olduğunu, söz konusu davada ileri sürülen tazminat talepleri hem varlığı hem de miktarı bakımından kesin olmayıp yargılama sonucunda belirli hale gelecek olduğunu, Davaya konu sigorta poliçesi incelendiğinde talebe konu miktarın sigorta kapsamında olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 91. Maddesine göre zarardan davalı müvekkil ve ilgili sigorta şirketinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A-3. maddesine göre de sigortacının, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı 2918 sayılı KTK’ya göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlü olduğu, bu nedenle davacının talep ettiği tazminat alacağının tehlikeye girmesi söz konusu olmadığından ihtiyati tedbire hükmedilmesinde de hukuki yarar olmadığı açık olduğunu, ayrıca davalı müvekkilin bu aracı işinde kullandığı ve bu şekilde geçimini sağladığı da unutulmaması gerektiğini, bu sebeplere binaen, davacı tarafından ikame edilen işbu davada talep edilen maddi ve manevi tazminata ilişkin geçici hukuki koruma talepleri de dâhil olmak üzere tüm taleplerin reddi gerektiğini, davacı tarafından haksız, dayanaksız ve hukuka aykırı olarak ikame edilen trafik kazasınandan kaynaklı maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkin işbu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar Olunan … AŞ.vekili cevap dilekçesi ile özetle; İhbar olunan … Yapı İnş. Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti., 13.04.2018 tarihli “ihbar dilekçesi” ile davanın müvekkil şirkete ihbar edilmesini talep ettiğini, … San. Ti. Ltd. Şti. ‘nin, müvekkili … A.Ş. nezdinde tanzim edilmiş … numaralı 07.11.2015- 06.11.2016 vadeli İşveren Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, Poliçede İşveren Mali Mesuliyet teminatı kişi başı 150.00- TL(Kaza başı 500.000 -TL) olup manevi teminat kişi başı bu limitin 30.000 –TL (Poliçe süresince azami limiti 150.000- TL) limit ile sınırlı olarak verildiğini, müvekkil şirket tarafından tanzim edilen söz konusu poliçe … San. Tic. Ltd. Şti. ‘nin, kendi sigortalı işçilerine ve İŞVEREN MALİ SORUMLULUK SİGORTA POLİÇESİ” kapsamında yer alan “Taşeron Teminatı” bölümündeki “İşyerlerinde çalışan müteahhitler ve/veya taşeronlar ve/ veya alt taşeronlar ve/ veya alt işverenler ve/ veya tedarikçilerin (isimleri poliçede özel olarak belirtilmiş olmasa bile) SGK ya tabi işçilerinden dolayı sigortalıya terettüp edecek doğrudan ya da dolaylı kusur ve sorumluluklardan kaynaklanacak tazminat talepleri teminat altına alınmış olup, tazminat ödendikten sonra kusurları oranında bu kişilere rücu yapılacaktır.” şeklindeki düzenleme gereğince “TAŞERON OLARAK ÇALIŞAN İŞÇİLERE” karşı doğrudan veya dolaylı kusuru ile vermiş olduğu zararları POLİÇEDE BELİRTİLEN LİMİTLER İLE SINIRLI olarak kapsadığını, bunun dışında bir teminat söz konusu olmadığını, davaya konu kazada davacı … yaralandığını, … vefat ettiğini, aynı kazada vefat eden …’ un varisleri tarafından, İzmir … İş Mahkemesi’ nin …/… E. Sayılı dosyası ile sigortalı … SAN. TİC. LTD. ŞTİ aleyhine “Ölümlü İş kazası Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat Davası” açıldığını, müvekkil şirkete ihbar edildiğini, her 2 dava için de sorumluluklarının poliçede belirlenen işveren mali sorumluluk teminatı ile sınırlı olduğunu, bununla birlikte olayın iş kazası olduğununda tespiti gerektiğini, İş kazasında Sigortalı İşverenin kusuru oranında müvekkil Şirket’in sorumluluğu söz konusu olduğunu, aynı şekilde sigortalı işçiler açısından verilen teminat poliçede beyan edilen ücret limiti dahilinde olup bu miktar üzerindeki olası ücretlerle hesaplanacak tazminata ilişkin müvekkil şirketin sorumluluğu bulunmadığını, davacı tarafından talep edilen manevi tazminat miktarı fahiş olduğunu, Yargıtay içtihatlarına göre manevi tazminat davacı yönünden bir zenginleşme yöntemi olmadığını, manevi tazminatta bu yönde bir makulluk ölçüsü olması gerektiğini, müvekkil şirketin faizden sorumluluğu davanın kendisine ihbar edildiği tarihten itibaren başladığını, bu tarih öncesinde işleyecek olan faziden sorumluluk söz konusu olmadığını, bu sebeplerle ihbar talebine karşı beyanlarımızı ve itirazlarımızı beyan ettikleri görülmüştür.
İhbar Olunan … Şirketi vekili Özetle; davaya bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesinin olduğunu, davacı karşı yan her ne kadar işbu davayı Asliye Ticaret Mahkemelerinde ikame etmiş ise de davanın mahiyeti gereği, trafik-iş kazasından kaynaklanması sebebiyle görevli mahkeme İş Mahkemeleri olduğunu, kaza tespit tutanağından davacı yanın bağlı bulunduğu işveren şirket bünyesinde asfalt çalışması yaparlarken davacıya sigortalı aracın çarptığını, dava dilekçesinde bahsi geçen …plakalı araç, müvekkil şirkete, 13.11.2015-13.11.2016 tarihleri arasında
…numaralı … Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğnu, bu poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalımızın kusuru oranında olmak üzere, ölüm/sakatlık halinde azami 500.000,00-TL. ile sınırlı olduğunu, davacının müterafik kusurunun dikkate alınması gerekmekte olduğunu, sigortalı araca atfedilen kusuru kabul etmemekle birlikte , bir an için iddia edildiği üzere sigortalı aracın kusurlu olduğu kabul edilse dahi, davacının iddia olunan zararın meydana gelmesinde ve artmasında müterafik kusurunun dikkate alınmasını, hesaplanacak tazminattan uygun oranda indirim yapılmasını talep ettiklerini, Kaza tespit tutanağından davacı yanın taşeron işçisi olduğu ve çalışma yaparlarken yaya olan davacıya sigortalı aracın çarptığı anlaşıldığını, Bu sebeple davaya konu kaza iş kazası niteliğinde olduğunu, trafik kazası sonucu vefat eden, yaralanan ya da malul kalan sigortalının kendisine ya da geride kalan hak sahiplerine SGK tarafından iş kanunu uyarınca herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığına ve yahut gelir bağlanıp bağlanmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin toplanması gerekmekte olduğunu, Yüksek Yargıtay’ın bu konudaki yerleşmiş içtihatlarına göre, 506 sayılı yasanın olay tarihinde yürürlükte bulunan 24’üncü maddesi (5510 Sayılı SSGSY.m 34/3-d) uyarınca SGK tarafından gelir bağlanması için gerekli koşullar oluşmadığının saptanması durumunda hak sahiplerine gelir bağlanmayacağını, bu nedenle hak sahiplerinin destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakkına sahip olamayacağı açık…’olduğu yönünde olduğunu, (Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 26.05.2008 gün,2007/24225 E.- 2008/7973 K.) davacının yaralanması nedeniyle talep ettiği manevi tazminat miktarı, maluliyeti nispetinde olması gerektiğini, davacı dava dilekçesinde kaza sırasında yaralandığını bu yaralanması nedeniyle 5.000,00 TL manevi tazminat talep ettiğini, davacının yaralanması nedeniyle tazminat talep edebilmesi için öncelikle kaza sırasında sekel mahiyette arazalarının bulunup bulunmadığının tespiti gerekmekte olduğunu, davacının kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz talebi de haksız olduğunu, davacının, kaza tarihinden itibaren faiz istemesi haklı ve yerinde olmadığını, Kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için davacı lehine faize hükmedilmesi durumunda davacı yan ancak dava tarihinden itibaren yasal faiz talep edebileceğini, bu sebeplerle müvekkil şirketin dava açılmasına sebebiyet vermesi söz konusu olmadığını, Bu sebeple müvekkil şirket yargılama masrafları faiz ve vekalet ücretinden sorumlu olmadığını, davacının kaza tarihinden itibaren işleyecek faiz talebinin reddine ile kesinlikle kabul anlamına gelmemek üzere dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesine, müvekkil şirketin ihbar edilen konumunda olması sebebiyle hakkında hüküm kurulmamasını talep etmiştir.
Taraflar arasında davalı sigortaya sigortalı … plaka sayılı araç ile davacının sevk ve idaresinde olan …plaka sayılı araçlar arasında 14.10.2019 tarihinde kaza meydana gelip gelmediği, tarafların kusur oranı, …plaka sayılı araçta hasar oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarı, hasarın poliçe kapsamında olup olmadığı noktalarında toplandığı tespit edilmiştir.
DELİLLER:
Trafik kazası tespit tutanağı, dava konusu araçlara ilişkin trafik kayıtları, ekspertiz raporu, hasar başvurusu ve tebliğ belgeleri, ZMMS poliçesi, dosyamız içerisindedir.
Trafik kazası nedeniyle İzmir … Ağır Ceza Mahkemesinin …/… esasında davalının yargılandığı davada trafik uzmanı iş güvenliği uzmanı ve hasar uzmanı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda …plakalı çekici ve buna bağlı … plaka sayılı dorse sürücüsü davalı …’in gece vakti meskul mahalde ve mahalin çevre aydınlatma ışıkları ve yol içeresinde seyir eden araç trafiğinin farlarının süzmeleri ile aydınlık olan yol üzerinde seyir halindeyken dikkatsiz ve tedbirsizce davrandığı, hız sınırının 60-70 km. Olduğu yol üzerinde aracının hızını, aracının teknik özelliklerine, yolun ve havanın şartlarını uydurmadığı, trafik işaret levhalarıyla sağ şeridi kapatılan çalışma sahasına yaklaşırken aracını mevcut hızını azaltmayarak ve dikkatini yeterince seyir istikametine vermeyerek, ilk önce çalışma sahasının başlangıç noktasında sağ şeridi kapatan seyir halinde olan araç trafiğinin uyarma ve yönlerdirme maksadıyla donatılmış ışıklı ve yön levhalı kamyonun arka kısımlarına sonrasında yine trafik işaretleriyle kapatılmış olan sağ şerit üzerinde bulunan tepe lambalı asfalt kamyonuna ve akabinde de çalışma malzemelerini toplamak için kapatılmış olan sağ şerit üzerinde bulunan kamyonete ve yine akabinde orta refüş üzerinde bulunan elektrik direğine çarptıktan sonra ancak durması neticesinde meydana gelen trafik kazasına sebebiyet verdiğinden kazanın oluşunda asli ve tam kusur izafesinin uygun görüldüğüne yönelik görüş beyan edildiği ve rapor düzenlendiği;
Mahkememizce tarafların kusur durumu ve oranın tespiti için trafik uzmanı bilirkişi tarafından; davalı sürücü …’e aracı ile gece vakti meskul mahal de görüşün açık olduğu ve 70 km hız sınırının bulunduğu zeminin kuru asfalt kaplı olduğu ve aydınlatmanın yeterli olduğu yolda seyir halindeyken gereken dikkat ve özeni göstermediği, aracının teknik özelliklerini dikkate almadığı, aracının hızını yolun icap ve şartlarını uyarlamayıp kanunla müsaade edilen hız sınırlarının üstünde bir hızla seyir ettiği, görüş alanının etkin kontrol altında bulundurmadığı, tedbirsiz ve kontrolsüz seyir halindeyken düz yolda çalışma alanının fark etmediği, tehlike ve mevcut hızı ile çalışma alanına giriş yapıp duraklama halindeki dava dışındaki araçlar ve akabinde bariyerlere çarpıp durması sonucunda meydana gelen ölümlü ve yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasında gereken dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı olarak araç kullandığından ve 2918 sayılı KTK 52/B maddesini ihlal ettiğinden asli ve tam kusurlu olduğu, davacı yolcunun ve diğer araç ve dava dışı diğer araç sürücülerinin kazanın oluşunun da bir kusurlarının bulunmadığı yönünde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı … Ege Üniversite Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanlığına sevkinin sağlanarak sürekli iş göremezlik oranı, geçici iş göremezlik oranı, geçici iş göremezlik süresi ile bakıma muhtaç olup olmadığının tespitinin istenmesi yönünde rapor aldırılması yönünde sevkinin sağlandığı rapor alınmasının istendiği görülmüştür.
Ege Üniversite Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 07/05/2018 tarihli raporu ile özetle; …/…/… doğumlu …’nunda 26/08/2016 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan sakatlık oranı, olay tarihinde yürürlükte olan “engellilik Ölçütü Sınıflandırılması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki yönetmelik ” gözönüne alınarak değerlendirildiğinde, EÜTF Ruh Sağlığı ev Hastalıkları Anabilimdalından istenen konsültasyon raporunda; şahsın 6 ay boyunca düzenli takibi sonrası kendisini izleyen hekimden alınan görüş bildiren yazı ile tekrar değerlendirilip nihai kararın verilmesinin uygun olduğu yazılı olduğundan, şansın tam teşekküllü bir hastanenin Ruh Sağlığı ve Hastalıkları kliğininde en az 6 ay boyunca düzenli psikiyatrik takip ve tedavi alması sonrasında takip olduğu klinikten alınacak olaya bağlı psikiyatrik bir tanı ölçütünü karşılayan hastalığı olup olmadığını, varsa tedavi ile işlevselliğini tam düzelen kısmen düzelen ya da düzelmeyen şeklinde belirtir rapor aldırılarak ana bilim davalı tarafından maluliyet hesaplaması yapılabileceğini belirtilmiştir.
Ege Üniversite Tıp Fakültesi Ana Bilim Dalı Başkanlığı’nın 26/10/2018 tarihli raporu ile özetle; …”’nun “…” protokol numarası ile 13.12.2017 tarihinde psikiyatrik muayenesi yapıldığını, Kişi ile yapılan görüşmede kişinin … yaşında olduğu, okur yazar olduğu, çalışmadığı, evli ve 4 çocuğununun olduğu, Yeşildere semtinde ailesiyle beraber yaşadığı öğrenildiğini, Kişi 26.08.2016 tarihinde araç içi trafik kazası geçirdiğini, kaza sonrası dalağında yırtılma olması nedeni ile Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi servisinde operasyon uygulanmadan izlendiğini, kazadan sonra çalışamadığını, kazadan 2 yıl önce ilk eşini trafik kazasında kaybettiğini, kazadan sonra huzursuzluğu olduğunu, ani seslerde irkildiğini, kazanın rüyalarına girdiğini, uykuya dalmakta güçlük yaşadığını, mutsuzluk ve isteksizlik gibi yakınmalarının olduğunu, kaza sonrası bu yakınmalar ile psikiyatri başvurusunun olmadığını beyan ettiğini, Kişinin kurumlarında kayıtlı tıbbi evrakları incelendiğinde 26.08.2016-29.08.2016 tarihleri arasında genel cerrahi servisinde Grade 3-4 dalak laserasyonu nedeni ile operasyon uygulanmadan izleminin yapıldığını, Kişinin yapılan psikiyatrik muayenesinde görünümünün yaşı ve sosyokültürel düzeyi ile uyumlu olduğu, bilincinin açık ve oryantasyonunun tam olduğu, duygudurumunun depresif ve affektinin azalmış olduğu, reaksiyon süresinin uzamış olduğu, avolusyon ve anhedonisinin olduğu, dikkat ve konsant-rasyonunda azalma olduğu, trafikte tekrar yaşantılama, kaçınma davranışı ve beklenti anksiyetesinin olduğu, başlangıç insomnisinin olduğu, algılama ve düşünce içeriğinde bozukluk olmadığı, kendisine ve etrafına zarar verici düşüncelerinin olmadığı tespit edildiğini, Bu bilgiler ışığında bugünkü haliyle kişide “Posttravmatik Stres Bozukluğu” tanısının bulunduğu, kişide söz konusu olaya bağlı kalıcı bir ruhsal bozukluk olup olmadığı, tedavi ile çalışma olanağı verip vermeyeceğine dair nihai kararın verilebilmesi için kişinin en az 6 ay düzenli psikiyatri poliklinik takibinin ve tedavisinin ardından tekrar değerlendirilmesinin uygun olduğu görüşünü bildirmiştir.
15/01/2019 tarihli duruşma ara kararı gereğince 26/08/2016 tarihi kazada davalı sürücü ve dava dışı sürücülerin karışmış oldukları kazada tarafların kusur oranlarının tespiti için trafik bilirkişine tevdi edildiği anlaşıldı.
Trafik bilirkişisi 01/03/2019 … bilirkişi raporunda özetle;davalı sürücü … %100 oranında tam kusurlu olduğunu, davacı yolcu …’nun kusuru olmadığını, … plakalı dava dışı araç sürücüsü …’ın kusuru olmadığını, … plaka sayılı dava dışı araç sürücüsünün …’ın kusuru olmadığını, … plaka sayılı dava dışı müteveffa araç sürücüsü …’un kusuru olmadığını, dava dışı yolcular …, …, …’in kusurları olmadığı görüşünü bildirmiştir.
Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulunun 30/12/2019 karar sayılı raporu özetle; … ve … oğlu …/…/… doğumlu, …’nun 26/08/2016 tarihinde geçirdiği tarafik kazasına bağlı yaralanmasının 11/10/2008 tarih ve 27021 sayılı resmi gazetede yayımlanan çalışma ve yönetmeliği hükümleri kapsamında maluliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmadığını, sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığını, iyileşme (iş göremezlik süresinin) olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceğini oy birliği ile karar vermiştir.
İstanbul 2.Adli Tıp İhtisas Kurulu 15/01/2020 tarihli raporunda özetle; Mevcut tıbbi belgelere göre; … ve … oğlu …/…/… doğumlu …’nun 26/08/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malüliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli malüliyet tayinine mahal olmadığını,İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1.5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile karar vermiştir.
İstanbul 2.Adli Tıp İhtisas Kurulu 12/11/2020 tarihli raporunda özetle; Mevcut tıbbi belgelere göre; … ve … oğlu …/…/… doğumlu …’nun 26/08/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının, 30.03.2013 tarih, 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre değerlendirildiğinde;
.Kişinin tüm vücut engellilik oranının % 0 (yüzdesıfır) olduğunu,
.İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceğini,
.Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı oy birliği karar verilmiştir.
İstanbul 2.Adli Tıp İhtisas Kurulu 11/03/2021 tarihli raporunda özetle; 03.08.2013 tarih, 28727 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Malüliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğinin, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğinin sadece Ek-1 bölümünü içerdiği, Ek-3 ve diğer cetvelleri ve meslek grupları bölümünü içermediğinden, sadece çalışma gücünün en az %60’ını kaybedip kaybetmediğine ilişkin olduğu (hangi hastalık ve arızaların beden çalışma gücünün en az %60’ının kaybına neden olacağı), bu nedenle bu yönetmeliğe göre meslekte kazanma gücü kaybı belirlenemeyeceğinini, mevcut tıbbi belgelere göre; … ve … oğlu …/…/… doğumlu …’nun 26/08/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanmasının,11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında malüliyetine neden olacak düzeyde araz bırakmamış olduğundan sürekli malüliyet tayinine mahal olmadığını, İyileşme (iş göremezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 (birbuçuk) aya kadar uzayabileceğini, Başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığına karar verilmiştir.
Hesap bilirkişisi …ın 29/06/2020 raporu ile özetle; PRAG YL AA AÇIKLAM AALIMIZ DİTTİKLE değerlendirildiğinde: davacı … için: ATK 2. İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 15.01.2020 tarihli raporda belirlendiği şekilde 1,5 aylık iyileşme süresi için SGK tarafından kendisine yapılan rücuya tabi geçici iş göremezlik ödemesi mahsup edildikten sonra bakiye geçici iş göremezlik zararı bulunmadığı, geçici bakıcı gideri alacağının 2.470,50 TL olduğu, SGK tarafından karşılanmayan tedavi amaçlı yol ve sarf gideri alacaklafının ise 500,00 TL ye tekabül ettiğini, böylece toplam 2.970,50 TL maddi tazminat hesaplandığı, hesaplanan tazminatın kaza tarihindeki ZMMS teminat limitleri içinde kaldığını, Sigorta Şirketine başvuru yapılan tarihe 8 İş günü ilavesi ile 08.12.2016 tarihine aşıldığı görüşünü bildirmiştir.
Davacı vekilince 29/06/2020 tarihli bilirkişi raporu kapsamında dava değeri artırım dilekçesi ile özetle; dava değerinin bilirkişi raporu doğrultusunda ortaya çıkan bakiye 2.470,50-TL üzerinden hesaplanacak eksik harcın tarafımızca tamamlatıldığı da nazara alınarak değer artırım dilekçesinin davalılar vekillerine ayrı ayrı tebliği ile Bilahare; Y. 22. H.D.’ nin 11/02/2014 gün ve E. 442 – K. 2051 sayılı ilamı ile eldeki davanın 6100 s H.M.K. madde 107/I- II gereğince belirsiz alacak davası da olduğu nazara alınarak 500,00-TL tedavi ve sarf gideri tazminat alacağı ile 2.470,50-TL ikame bakıcı giderinin davalılardan … yönünden kaza tarihi olan 26/08/2016 tarihinden, davalı sigorta şirketinden ise temerrüt tarihi olan 08/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, ikame bakıcı giderinin davalılardan … yönünden kaza tarihi olan 26/08/2016 tarihinden, davalı sigorta şirketinden ise temerrüt tarihi olan 08/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsilini ve 5.000,00-TL manevi tazminat yönünden ise kaza tarihi olan 26/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sadece davalı …’ dan tahsiline yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS kapsamında sigortalanan …plakalı aracın karışmış olduğu 26/08/2016 tarihli trafik kazasında davacının yaralanması nedeniyle davacının 6.000,00-TL olarak talep ettiği yoksun kalınan işlerden ücret kaybından efor kaybından ve ikame bakıcı gideri, tedavi ve yol gideri, yemek gibi vs.kaynaklı maddi tazminat davası ile 5.000,00-TL manevi tazminat talepli dava olduğu, dava konusu maddi tazminat talebinin dava yığılması şeklinde açılmış olduğu ve bu nedenle hakimin davayı aydınlatma yükümlülüğü kapsamında ve dava belirsiz alacak davası olarak açılmış olsa da her bir tazminat talebi için bedel gösterilmesinin zorunlu olduğu hususları dikkate alınarak davacı vekiline her bir maddi tazminat kalemi için talep etmiş olduğu tazminat miktarının bedel göstermek suretiyle açıklaması için süre verildiği, davacı vekili tarafından 08/03/2017 havale tarihli dilekçe ile, 3.000,00-TL geçici iş göremezlik, 2.500,00-TL daimi iş göremezlik, 250,00-TL bakım giderinden kaynaklı maddi tazminat ve 250,00-TL SGK’nın sorumlu olmadığı belgeli belgesiz toplam tedavi giderinden kaynaklı olmak üzere 6.000,00-TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketi ve araç maliki işleten sürücüden tahsilinin talep edildiği, kaza tarihi itibariyle davalı gerçek kişinin araç işleten sürücü olduğu ve davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen ZMMS poliçesi kapsamında sigortalı olduğu anlaşılmıştır.
Trafik kazası nedeniyle tarafların kusur durumu ve oranın tespiti amacıyla bilirkişilerden rapor alınmış; davalı sürücü …’in sevk ve idaresindeki aracın gece vakti meskul mahalde görüşün açık olduğu ve 70 km hız sınırının bulunduğu, zeminin kuru asfaltla kaplı olduğu ve aydınlatmanın da yeterli olduğu yolda seyir halindeyken trafik işaret levhalarıyla sağ şeridi kapatılan çalışma sahasına yaklaşırken aracının mevcut hızını azaltmayarak ve dikkatini yetirince seyir istikametine vermeyerek çalışma sahasına girmesi ve akabinde sağ şeridi kapatan ve seyir halinde olan araç trafiğini uyarma ve yönlendirme maksadıyla donatılmış ışıklı ve yön levhalı kamyonun arka kısımlarına sonrasında yine trafik işaretleriyle kapatılmış olan sağ şerit üzerinde bulunan tepe lambalı asfalt kamyonuna akabinde de çalışma malzemelerine, toplamak için kapatılmış olan sağ şerit üzerinde bulunan kamyonete ve yine orta refüş üzerinde bulunan elektrik direğine çarpması sonucunda oluşan trafik kazasında davalı sürücüsünün Karayolları Trafik Kanunun 52/b maddesinde yer alan sürücülerin hızlarının, kullandıkları aracın yük ve teknik özelliğini, görüş yol hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurma zorunluluğu hükmünü ihlal ettiğinden hızının trafik durumunu gerektirdiği şartlara uydurmadığı ve bu yönüyle tedbirsiz ve dikkatsiz davranması neticesinde meydana gelen trafik kazasında asli ve tam kusurlu olduğu, davacı yolcunun ve dava dışı diğer araç sürücülerinin bir kusurlarının bulunmadığı, tarafların kusur durumuna ilişkin İzmir … Ağır Ceza Mahkemesinin …/… esas sayılı dosyasında da davalı araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiği, kazaya ilişkin kusur durumunun tespitine yönelik bilirkişi raporunun denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır.
Davacının dava konusu trafik kazası nedeniyle talep ettiği tazminatın tayini amacıyla geçici iş göremezlik süresi kalıcı maluliyet oranı ve bakıcı ihtiyacı olup olmadığı hususunda Adli Tıp Kurumu 2.İhtisas Kurulunca Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik, Çalışma Gücü ve meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği Hükümlerine alınan bilirkişi raporlarında davacının sürekli maluliyet tayini gerektirecek bir arazın bulunmadığı, davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceği, geçici iş göremezlik süresinin 1,5 ay olduğu, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, bakıcı ihtiyacının bulunmadığı yönünde raporlar düzenlendiği, Yargıtay Yerleşik Uygulamalarına göre kaza tarihi olan 26/08/2016 tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere verilecek Sağlık Kurulu raporlarına göre düzenlenen raporun hükme esas alındığı, buna göre davacının tüm vücudunda engellilik oranının sıfır olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 1,5 ay olduğu, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, bu kapsamda nitelikli hesap uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen rapora göre; davacının 1,5 aylık geçici iş göremezlik süresi için SGK tarafından kendisine ödeme yapıldığında bakiye geçici iş göremezlik zararının bulunmadığının tespit edildiği, ayrıca SGK tarafından karşılanmayan tedavi amaçlı yol v sarf giderlerinin 500,00-TL olarak belirlendiği, her ne kadar hesap bilirkişi tarafından davacının bakıcı giderine yönelik hesaplama yapılmış ise de, trafik kazasından dolayı bakıcı ihtiyacı olup olmadığı hususunun değerlendirilmesinin ATK 2.İhtisas Kurulu tarafından yapıldığı ve başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığının tespit edildiği bu nedenle davacıya bakıcı gideri tazminatı talebinin reddi gerektiği, sürekli maluliyeti bulunmadığından bu yöndeki davasının da reddi gerektiği, bilirkişi raporunda belirlenen ve SGK tarafından karşılanmayan 500,00-TL tedavi amaçlı yapılan tedavi giderlerinden kaynaklı maddi tazminatın davalı sürücünün kusur durumu dikkate alınarak davalı sürücüden ve poliçe teminat kapsamında davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Manevi tazminat davası yönünden; davacının sürekli maluliyet tayini gerektirecek bir arazın bulunmadığı, davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 1,5 aya kadar uzayabileceği, geçici iş göremezlik süresinin 1,5 ay olduğu, başka birisinin sürekli bakımına muhtaç durumda olmadığı, bakıcı ihtiyacının bulunmadığı ancak manevi tazminatın, zenginleşme aracı olmadığı gibi, manevi tatmin duygusu oluşturacak miktarda olması gerektiği, yine özel durumların da mahkemece res’en dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, kaza geçirenin yaşı, kaza tarihi dikkate alınarak hakkaniyete uygun miktarda manevi tazminata karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;.
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; tedavi giderinden kaynaklı 500,00-TL maddi tazminatının davalı sigorta şirketinin 08/12/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, diğer davalı …’den kaza tarihi olan 26/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Geçici iş göremezlik, kalıcı iş göremezlik ve bakım giderinden kaynaklı maddi tazminat davasının REDDİNE,
3-2.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin REDDİNE,
4-Maddi tazminat davası yönünden karar tarihi itibari ile alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 28,92 TL harcın mahsubu ile ‭30,38‬ TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Manevi tazminat davası yönünden karar tarihi itibari ile alınması gereken ‭136,62‬ TL harçtan peşin alınan 17,09 TL harcın mahsubu ile bakiye ‭119,53‬ TL harcın davalı …’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına,ş
6-Maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 500,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen maddi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve davanın reddedilen kısmına göre belirlenen 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
8-Manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve davanın kabul edilen kısmına göre belirlenen 2.000,000-TL vekalet ücretinin davalı …’den alınarak davacıya verilmesine,
9-Reddedilen manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine ve davanın reddedilen kısmına göre belirlenen 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalı …’e verilmesine,
10-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 37,58 TL peşin harç ve 8,43 TL ıslah harcı olmak üzere toplam ‭77,41‬ TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından sarf olunan 1.103,43 TL posta ve tebligat gideri, 900,00 TL bilirkişi ücreti, 2.276,19 TL adli tıp rapor ücreti olmak üzere toplam 4.279,62 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına göre takdiren ‭794,26 TL yargılama giderinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı … tarafından sarf olunan ve posta- tebligat gideri olan 130,00 TL’lik yargılama giderinin davanın reddedilen kısmına göre takdiren 105,87 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine,
13-Davacı tarafça yatırılan ancak kullanılmayıp artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı ve davalı … vekilinin yüzüne karşı davalı sigorta şirketi vekilinin yokluğunda kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İzmir BAM İlgili Hukuk Dairesi Nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.11/11/2021

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)