Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/677 E. 2022/72 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/677
KARAR NO : 2022/72

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/06/2017
KARAR TARİHİ : 27/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesinde özetle;30/06/2016 tarihinde müvekkil, arkadaşı … nün sevk ve idaresindeki Güzelbahçe yönünden Konak yönüne seyir eden … plakalı aracın arka koltuğunun sol tarafında iken … Mahallesi … Caddesi’nde aracın sol arka kapı ve bagaj kısmına sürücü … sevk ve idaresindeki …plakalı iş makinesi çarptığını, çarpma sonucunda vücudunda kemik kırığı oluşması suretiyle yaralan müvekkilinin tesadüfen oradan geçmekte olan tanıdıkları … ve … tarafından Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’ne götürüldüğünü, müvekkili hastaneye götürüldükten sonra … ile davalı sürücü … maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlendiğini, Ancak, araç sürücüsü … olayın şoku ile müvekkilin görünüş itibariyle herhangi bir yara almadığını düşündüğünden kaza tutanağında müvekkilin adı yaralı olarak geçmediğini, Müvekkilin kaza sonucu yaralandığı hususu, gerek içinde bulunduğu aracın sürücüsü … ve aynı araçtaki diğer yolcu … gerekse müvekkili hastaneye götüren … ile …’in tanıklıkları ile ispat edilebileceğini, Müvekkilinin, gözlük cam ve parçalarının alım satımı ile ithalat ve ihracatı üzerine çalışmakta olup … Gözlük Camları San. Tic. ve Ltd. Şti.’nin kurucusu ve çalışanı olduğunu, Müvekkilinin geçimini ticaret ile sağladığından işi gereği gerek dükkana gelen müşterilerle ilgilenmekte gerekse mal alım, satım ve teslimatları için dükkan dışında çalışmaktadır. Bu bakımdan, işi masa başı bir işin aksine sürekli hareket halinde olmayı gerektirmek olduğunu, Ancak, takdir edilecektir ki bu denli hareket gerektiren bir mesleğin icrası, tedavi süresince istirahat etmek zorunda kalan müvekkil için mümkün olmadığını, Bu nedenle, müvekkilin çalışamadığı 4 ay boyunca iş ve kazanç kaybı da söz konusu olduğunu, Kaza, müvekkilin içinde bulunduğu aracın kendi şeridinde seyir halinde iken karşı şeritteki iş makinesinin çarpması sonucu gerçekleştiğinden sigorta ekspertiz raporuna göre sürücü … 4100 hatalı bulunduğunu, Aynı şekilde İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın …/… numaralı dosyasından düzenlenen bilirkişi raporunda da sürücü 7 …’nun KTK”’nın 84. maddesi gereği asli kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Müvekkilin zararının karşılanması için 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca araç sahibi …’nun sigortacısı
… Sigorta A.Ş.’ye başvurulmuş olmasına rağmen tarafımıza herhangi bir ödeme yapılmamış ve zararımız karşılanmadığını, açıklanan sebeplerle, 6100 Sayılı HMK’nın 107. Maddesi gereği fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, 10.000-TL geçici iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı ve 10.000-TL tedavi giderleri ve ulaşım masrafı olmak üzere toplam 20.000-TL’nin 30/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …, … ve … Sigorta A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5.000-TL manevi tazminatın 30/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesi ile özetle;Trafik kazalarından kaynaklı tazminat talepleri Borçlar kanununa tabi olması nedeni ile Görevli mahkeme Asliye Hukuk mahkemeleri olup dosyanın bu nedenle görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, Davacı yan dava dilekçelerinde kaza tutanağının maddi hasarlı olarak tutulduğunu zira araç sürücüsü … davacının görünüşü itibari ile herhangi bir yerinde yaralanma olmadığını gördüğünü ve bu nedenle tutanağın maddi hasarlı tutulduğunu açıklandığını, müvekkillerde karakol ifadelerinde benzer bir beyanda bulunarak sürücünün hastahaneyi aradığını ve davacı yanda herhangi bir yaralanma ve bulgu olmaması üzerine iş bu kaza tutanağının birlikte tutulduğunu belirttiğini, Yine 30.06.2016 tarihli Dokuz Eylül Üniversitesi Acil servisi kayıtlarında da davacı da yapılan tetkiklerde nörolojik muayenesi olağan leğen kemiği orta hatta minimal hassasiyet ve sol ayak dış kısmında hassasiyet olduğu bunun dışında herhangi bir bulguya kırık vs durum rastlanmadığı açıklandığını, Davacı yan bir takım tedavi evraklarını dosyaya sunmuş ise de açıklandığı üzere bu tür kırığın her hangi bir nedenle oluşma ihtimalide yüksek olduğunu, Cumhuriyet başsavcılığınca alınan raporada katılmadıklarını, müvekkil bu raporda da açıklandığı üzere yola çıkan köpeğe çarpmamak amaçlı olarak manevra yapmak zorunda kalmış ve bir canlının hayatını kurtarayım derken hiç istemediği kazanın tarafı olduğunu, Bilirkişi raporunda kazada ki asli kusuru KTK 84/f maddesinde ki “Doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma”fıkrası gereğince vermiş olsa da bunun kabulü mümkün değildir; zira müvekkilinin bu manevrayı olağan üstü bir halin gerçekleşmesi nedeni ile yaptığını, durum bu kadar açık iken bu nedenle kusur izafesi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu Madde 86 da İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur denildiğini, davaya konu kazada müvekkillerden …”nun herhangi bir kusuru bulunmadığını, Yalnızca aracın maliki olması nedeni ile Karayolları Trafik Kanununa göre kusursuz sorumluluğu söz konusu olduğunu, Yine Kabul anlamına gelmemek kaydı ile Türk Borçlar Kanununun 52.maddesinde “Zarar gören,zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir dendiğini, davacı yan kırığın kazadan kaynaklı olduğunu iddia etmiş ise de kaza sonrasında hastahaneye geç başvurması nedeni ile zararın artmasına neden olduğunu, Kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı yan dava dilekçesinde 10.000,00 TL iş göremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı 10.000,00 TL tedavi ve ulaşım masrafları olmak üzere 20.000,00 TL maddi tazminat talep ettiğini, İş bu tazminat talepleri de fahiş olduğunu, Davacı yanın taleplerinin de açık açık belirlenmesi ve ne kadar tedavi giderleri ve ne kadar ulaşım gideri talebi olduğunun kalem kalem açıklanması buna ilişkin giderlerini ve istemlerini belgelemesi gerektiğini, Yine davacı tarafça 4 ay boyunca iş ve kazanç kaybı olduğu hususu belirtilmiş ancak dosyada hangi tarihlerde raporlu olduğu ve buna ilişkin doktor raporu bulunmadığını, Yine Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarında da vurgulandığı üzere manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna dair zararın karşılanmasını da amaç edinmediğini, Davacı yanın istemiş olduğu tazminat fahiş ve haksız olduğunu, Bu nedenle buna ilişkin talebinde reddini ile davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yanlar üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı … sigorta AŞ vekili cevap dilekçesi ile özetle;30/06/2016 tarihinde müvekkil şirket nezdinde sigortalı …plaka sayılı iş makinesinin karıştığı trafik kazası neticesinde, müvekkil şirketçe sigortalı olmasından bahisle davacı için maluliyet tazminatı talep edilmektedir.Öncelikle davacı tarafça müvekkil şirkete dava açılmadan önce yapılan başvuru usulüne uygun olarak yapılmamıştır. Davacı vekili tarafından müvekkil şirkete yapılan başvuruda gönderilen evraklar üzerinden bir tazminat hesaplaması yapılması mümkün değildir. Bu husus davacı vekiline başvuruya istinaden verilen cevapta bildirilmiştir. Müvekkil şirket tarafından hasar dosyasının tamamlanabilmesi için bir takım evraklar davacı vekilinden talep edilmiştir. Ancak davacı vekili tarafından herhangi bir cevap verilmemiş ve istenilen evraklar müvekkil şirkete gönderilmemiştir. Davacı vekili hasar dosyasının tamamlanabilmesi için gerekli evrakları temin etmek yerine dava açmayı tercih etmiştir. Bu davanın açılmasında müvekkil şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmamaktadır. Sigorta şirketlerine dava açmadan önce başvurunun zorunlu tutulmasındaki amaç mağduriyetin dava yoluna nazaran çok daha kısa bir süre içerisinde giderilmesini sağlamaktır. İşbu belirttiğimiz sebeplerden dolayı bir dava şartı olan zorunlu başvurunun usulüne uygun olarak yapılmamasından dolayı aleyhimize haksız olarak açılan davanın usulden reddini talep ettiklerini, ayrıca davacı vekilinin iddiasına göre kazadan sonra anlaşmalı maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı düzenlenmiş ve bu tutanakta davacının adı yaralı olarak yer almadığını, bunun nedenini ise sürücü …’nün olayın şokuyla davacının herhangi bir yara almadığını düşünmesi olarak gösterdiğini, Kazaya karışan … plakalı aracın müvekkil şirket nezdinde ekte bir örneğini ibraz ettiğimiz poliçe ile sigortalı olduğunu teyit ettiklerini, Teminatlarımız poliçenin ön yüzünde kayıtlı olduğunu, davanın kabülü alamına gelmemek kaydıyla müvekkil şirketin sorumluluğu poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacı taraf, sigortalının kusurunu ve zararını usulen ispat etmesi gerektiğini, Mezkur poliçede meydana gelen riziko hallerinde azami poliçe teminatları belirtildiğini, Fakat poliçelerde gösterilen ve sigorta şirketinin sorumlu olduğu azami limiti gösteren meblağlar muaccel ve maktu meblağlar olmayıp, ancak uğranılan gerçek zararı karşılamak için ihdas edilmiş meblağlar olduğunu, Başka bir deyişle zarar veren aracın neden olduğu riziko sebebi ile sigortalıya ait şeylere veya bedenlerine verilen zarardan ötürü sigorta şirketince poliçede gösterilen üst limit meblağın tamamını değil, üçüncü kişinin maruz kaldığı gerçek zarar miktarını araştırıp saptayarak ödeme yapılması gerektiğini, Davacının maddi zararı kanıtlaması gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubu gerektiğini, zira sgk tarafından ödenen mebla müvekkil şirkete rücu edildiğini, sigorta poliçesinde yazılı teminat tutarı, maluliyet halinde doğrudan doğruya hak sahiplerine ödenmeyeceğini, davacı taraf,sürekli maluliyet halinde zararını ispat etmesinin gerektiğini, müvekkil şirket faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olduğunu, 14/4/2016 tarihli ve 6704 sayılı “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz Ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Karayolları Trafik Kanununda ve Karayolu Taşım Kanununda değişiklikler yapılmıştır.Anılan Kanun değişikliği ile “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” gereğince her ne kadar davacı tarafça müvekkil şirkete yazılı başvuruda bulunulsa da, bu başvuru usulüne uygun olarak yapılmadığını, Bu sebeple davanın açılmasından sorumlu olmadıkları için mahkemenizce davanın kabul edilmesi halinde faizden dava tarihi itibari ile sorumlu tutulmaları gerektiğini, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
İzmir …ASCM’ ne müzekkere yazılarak mahkemelerinin …/… Esa sayılı dosyalarının bir örneğinin mahkememiz dosyasına içine alındığı görüldü.
İzmir … Asliye Ceza Mahkemesi dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda özetle; şüpheli sürücü …’nun asli kusurlu olduğu, müşteki sürücü …’nün kusursuz olduğu, başıboş köpeğin meydana gelen trafik kazası olayı üzerinde tali derecede etken olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Davacının, Ege Üniversitesi ATK Anabilim Dalı Başkanlığı’na sevkinin sağlanarak sürekli iş göremezlik oranı ile geçici iş göremezlik süresinin tespitine yönelik rapor hazırlandığı görüldü.
Ege Üniversitesi ATK Anabilim Dalı Başkanlığı 09/05/2018 tarihli sağlık kurulu raporunda özetle; 24.04.1980 doğumlu …”da 30.06.2016 tarihli trafik kazasına bağlı olarak oluşan sakatlık oranı, olay tarihinde yürürlükte olan “Engellilik Ölçütü Sınıflandırılması ve Engellilere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” (RG, Mart 2013 tarihli 28603 sayılı) göz önüne alınarak değerlendirildiğinde; BÖLÜM: KAS-İSKELET SİSTEMİ 3.ALT EKSTREMİTEYE AİT SORUNLARDA ENGELLİLİK ORANLARI Tablo 3.33.a- Pelvis ve femur kırığı ile kalça artroplastisine bağlı engellilik Sakroiliak eklem kırığı (Arızasına en yakın arıza çeşidi olarak alınmıştır.) Kişinin Engel Oranı: %1 (yüzde bir) Sonuç olarak; şahsın 30.06.2016 tarihli trafik kazasına bağlı koksiks (kuyruk sokumu kemiği) kırığı nedeniyle sürekli sakatlık oranı %1 olarak değerlendirilmiştir. Tıbbi iyileşme süresinin 3 (üç) ay olarak kabulünün uygun olacağı mütalaasına varılmıştır. ( 14.05.2015 tarih, 29355 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları madde A5-c’de sürekli sakatlık tazminatı hesaplarında genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden itibaren “Sürekli sakatlık tazminatına ilişkin sakatlık oranlarının belirlenmesinde, sakatlık ölçütü sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporlarına ilişkin mevzuat doğrultusunda hazırlanacak sağlık kurulu raporu dikkate alınır.” denildiğinden Adli Sağlık Kurulu raporumuz Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Tebliği dikkate alınarak düzenlenmiştir.) belirtilmiştir.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Başkanlığı 20/03/2019 tarihli raporunda özetle; …’ı muayene odasına yürüyerek girdiğini, yürüme desteği kullanmadığını, sağ kalça fleksiyon 135 derece, 60 derece, abdüksiyon, 15 derece addüksiyon, 75 derece eksternal rotasyon, 15 derece internal rotasyon, Sol kalça fleksiyon 135 derece, abdüksiyon 60 derece, adduksiyon 15 derece, 75 derece eksternal rotasyon, 15 derecece internal rotasyon, sağ diz hareket genişliği 0-130 derece , sol diz hareket genişliği 0-130 derece, sağ ayak bileği ekkstansiyon 20 derece , plantar fleksiyon 45 derece, intversiyon 35 derece, eversyion 25 derece, sol ayak bileği ekstansiyon 20 derece, plantar fleksiyon 45 derce, inversiyon 35 dercece, eversiyon 25 derece, sol ayak bileği anterolateralinde basmakla hassas şişliği mevcut, koksigeal bölgede median hatta 4 cm.insizyon skarı mevcut, koksiks palpasyonla hassas, distal nörrolojik ve vasküler patoloji saptanmadığını, XRAY:11/03/2019 tarihinde çekilen ve radyoloji hekimlerince raporlanan iki yönlü lomber vertebra girafisi, lomber lordoz hafif düzleştiğini, Posterior vertebral hat düzgün ve kesintisiz olarak izlendiğini, vertebra korpus yükseklikelri ve disk aralıklarının normal olduğunu, heri iki ayak bileği iki yönlü grafileri eklem ilikileri kemik yapılar normal olduğunu, direkt grafiye yansıyan fraktür bulgusu saptanamadığını belirtilmiştir.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 2.İhtisas Kurulu 29/04/2019 tarihli raporunda özetle;Mevcut belgelere göre; … kızı, 1980 doğumlu, …’ın dava konusu olay (30.06.2016) tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik hükümleri kapsamında;Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş görmezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Adli Tıp İkinci Üst Kurulu’nun 11/03/2021 tarihli raporunda özetle;… hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler İkinci Üst Kurulca tekrar değerlendirildiğinde; Mevcut belgelere göre; … kızı, 1980 doğumlu, …’ın dava konusu olay (30.06.2016) tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının 30.03.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları hakkında yönetmelik hükümleri kapsamında; kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, İyileşme (iş görmezlik) süresinin olay tarihinden itibaren 3(üç) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varılmıştır.
Aktüerya bilirkişisi 03/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 30.06.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası Sonucu, trafik kazasına karışan araç sürücülerinin kusuru durumlar davacıda kaza nedeniyle oluşan sürekli iş görmezlik oranı ve davacının geçici iş göremezlik süresi, davalıların ödemekle yükümlü olduğu maddi ve manevi tazminat isteminin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarında” olarak belirtilen hususlarda tespitler; 30.06.2016 olay tarihinde … plakalı iş makinesinin … plakalı özel otomobile çarpmasi suretiyle yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasi meydana geldiği, Dosya içinde mevcut İzmir … ACM …/… E sayılı ceza dosyasında alınan kusur raporunda (özetle) ve iş bu kazanın meydana gelmesinde İş Makinesi sürücüsü …’ nun kazanın oluşumunda Asli Derecede Kusurlu bulunduğu, … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’ nün kusursuz olduğu tespit edildiği, Dava konusu karışan ve …’ nun işleteni ve … “nun sürücü olduğu İŞ MAKİNESİNİN kaza tarihi 30.06.2016 tarihini de kapsayan 16.04.2016-2017 tarihleri arasında … sayılı poliçe ile … SİGORTA ŞİRKETİ tarafından Trafik (ZMMM) sigortası teminat örüntüsüne alındığı, Kaza tarihinde sakatlanma teminat limitinin 310.000 TL SI olduğu, Kazanın teminat süresi içinde meydana geldiği, Dosya içinde davaci … ile ilgili olarak; Adalet Bakanlığı ATK Başkanlıdı Adli Tıp 2.Üst Kurulu’nun 11.03.2021 tarihli 314 sayılı ve davacının maluliyetine ilişkin Raporunda, Davacının ( Engellilik ) Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik , hükümleri dikkate alınarak Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0, İyileşme işgöremezlik süresinin kaza tarihinden itibaren (3) aya uzayabileceği Tespiti yapıldığı, Yaralanan … ‘ın gelirinin asgari ücret kabul edilerek, zarar görenin TRH 2010 yaşam tablosu ve gelirin %10 artışı ile % 10 iskontoya tabii tutulması ile 01.01.2022 rapor tarihine göre davacının iş bu kaza nedeniyle uğradığı zarar miktarı; Geçici iş göremez kaldığı dönemde 4.033,41 TL, Kalıcı iş göremez kaldığı dönemde 0,00 TL, toplam 4.033,41 TL zarar tespit edildiği,” Davacının sigorta şirketine müracaat tarihine 8 İŞ günü eklenmekle bulunan tarihin 12.06.2017 olduğu, görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava; 30/06/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu, davacının uğramış olduğu zarara ilişkin kazanç kaybı ve tedavi masrafı ve ulaşım giderine ilişkin maddi tazminatın davalılardan tahsili ile bu kaza nedeniyle oluşan zarara ilişkin manevi tazminatın davalı araç sürücüsü ve araç işleteninden tahsiline ilişkin tazminat davasıdır.
Dava konusu trafik kazası sonucunda davacı …’ın yaralanmasına istinaden soruşturma aşamasında düzenlenen rapora göre meydana gelen trafik kazasında davalı …’nun kusurlu olması nedeniyle davalı hakkında taksirle yaralama suçunu işlediği iddiasıyla İzmir …ACM’sinin …/… esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı ve yargılama sonucunda davalının asli kusurlu, müştekinin de kusursuz olduğu gerekçesiyle taksirle yaralama suçundan mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmıştır. Ceza dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre trafik kazası nedeniyle davalının asli kusurlu olduğu gerekçesiyle cezalandırılmasına karar verildiği ve davacının da yolcu olduğu ve bir kusurunun bulunmadığı dikkate alınarak ceza dosyasındaki kusura yönelik bilirkişi raporu mahkememizce esas alınmıştır.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu raporları hakkındaki yönetmelik hükümlerine göre davacının maluliyetinin tespitine yönelik rapor düzenlenmesi istenilmiş, Ege Üniversitesi Hastanesince düzenlenen raporda sürekli maluliyet oranının %1 olarak belirlenmiş, ardından itiraz üzerine dosya ATK’ya gönderilerek maluliyete yönelik kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre rapor düzenlenmesi istenilmiş ve düzenlenen rapora göre davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı, engellilik oranının sıfır olduğu yönünde rapor düzenlenmiş ve her iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi ile davacının sürekli maluliyetinin tespitine ilişkin ATK Üst Kurulunca rapor düzenlenmesi istenilmiş, 21 kişilik uzman heyetten teşekkül eden ATK Üst Kurulunca düzenlenen rapora göre, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre davacının sürekli maluliyetinin bulunmadığı ve geçici iş göremezlik süresinin üç ay olduğuna ilişkin rapor düzenlenmiştir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91.maddesi atfı gereğince aynı kanunun 85.maddesi ve 99. maddesi uyarınca davalı sigorta şirketi dava konusu trafik kazası nedeniyle davacının uğradığı maddi zararlardan davalının kusuru oranında poliçe teminat limiti kapsamında sorumludur.
Adli Tıp Kurumu 2.Üst Kurulu tarafından düzenlenen rapora göre ve davacının yolcu olarak bulunduğu araç sürücüsü hakkında düzenlenen kusur durumu dikkate alınarak hesap bilirkişisi tarafından rapor düzenlenmiş ve düzenlenen raporda dikkate alındığında, poliçe teminat limitinin kişi başına 310.000-TL olduğu, davacının gelirini asgari ücret kabul edilerek 01/01/2020 tarihine göre ATK Üst kurulu tarafından belirlenen geçici iş göremezlik süresi karşılığı 4.033,41-TL geçici iş göremezlik nedeniyle zarara uğradığı, davacının sürekli maluliyeti bulunmadığından sürekli maluliyeti yönünden bir maddi zararının bulunmadığı, ayrıca tedavi ve ulaşım gideri yönünden SGK tarafından karşılanmayan bir tedavi gideri bulunduğuna yönelik dosyaya bir delil sunulmadığından tedavi gideri tazminatı alacağının bulunmadığı kanaatine varılarak geçici iş göremezlikten kaynaklanan ve karar tarihine en yakın tarihte hesap edilen 4.033,41-TL tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden sigorta şirketine müraacat tarihine müteakip 8 iş günü sonrasına karşılık gelen 12/06/2017 tarihinden, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile, fazlaya ilişkin talebin reddine dair karar verilmiştir.
Manevi tazminat davası yönünden yapılan değerlendirmede; davacının yolcu olarak bulunduğu aracın karıştığı 30/06/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle davacının 3 ay süreyle geçici maluliyetinin bulunduğunun tespit edildiği, davacının kazada bir kusurunun bulunmadığı, davalının kusurlu olduğu, davacının meydana gelen olay nedeni ile duyduğu acı ve elem nedeniyle manevi tazminat talep ettiği, manevi tazminatın, zenginleşme aracı olmadığı gibi, manevi tatmin duygusu oluşturacak miktarda olması gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu, kaza geçirenin yaşı, kaza tarihi dikkate alınarak hakkaniyete uygun miktarda manevi tazminata karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE;
2-4.033,00-TL geçici iş görmezlikten kaynaklanan maddi tazminatın davalı sigorta şirketi yönünden 12/06/2017 tarihinden, diğer davalılar yönünden 30/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine,
4-Manevi tazminat davasının KABÜLÜ ile, 5.000-TL manevi tazminatın 30/06/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5- Maddi tazminat yönünden alınması gereken 275,49-TL nispi ilam harcından, peşin alınan 68,31-TL nispi harç indirildikten sonra kalan 207,18-TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Manevi tazminat yönünden alınması gereken 341,55-TL nispi ilam harcından, peşin alınan 17,08-TL nispi harç indirildikten sonra kalan 324,47-TL harcın davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Davacının yatırmış olduğu 31,40-TL başvurma harcı ile 85,39-TL nispi harç Toplamı 116,79-TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacının yapmış olduğu bilirkişi ücretleri ve tebligat-posta giderinden ibaret toplam 2.771,55-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre takdiren 447,10-TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.033,00-TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
9-Maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 4.033,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine,
10-Manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11-Tarafların yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı sigorta ve davalılar … ve … vekilerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle İzmir Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/01/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.