Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/576 E. 2022/387 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/576
KARAR NO : 2022/387

DAVA : Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 26/03/2013
KARAR TARİHİ : 17/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatife 1994 yılından beri ödemede bulunduğunu, 26/06/2012 tarihinde kooperatif faaliyetinin ne aşamada olduğunu öğrenmek için davalı kooperatifi aradığını, müvekkilinin 2007 yılında alınan kararla kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini haricen öğrendiğini, ne bir ihtarname ne de kooperatif üyeliğinden çıkarıldığına dair bir karar tebliğ edilmediğini, 26/06/2012 tarihinde dilekçe gönderilmek sureti ile konu ile ilgili belgelerin gönderilmesi istenmiş ise de verilmediğini, daha sonra kooperatif tarafından gönderilen 27/08/2012 tarihli yazıda çıkarılmaya ilişkin belgelerden söz edildiğini böylece müvekkilinin 19/05/2007 tarihli yönetim kurulu kararı ile çıkarıldığının öğrenildiğini, ancak çıkarmaya ilişkin olarak müvekkile gönderilmiş ihtarname olmadığı gibi çıkarmanın da yasal olmadığı belirtilerek çıkarılmaya ilişkin yönetim kurulu kararının iptali ile üyeliğinin devam ettiği hususunun tespitini isteyerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili tarafından kooperatife ödenen 2.300,53 TL nin işleyecek faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili kooperatife … nolu ortak olan … ‘dan hisse devri almak sureti ile kooperatife üye olduğunu, ortaklık sırasında verdiği adresin … blokları No:…/… … Ankara olduğunu, bilahare davacının … nolu ortak … ‘ in vefatı nedeni ile ikinci üyeliği oluştuğunu, davacının 2004 yılından itibaren yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davacının verilen adresine 10 gün ve bir aylık süreli ihtarların gönderildiğini, birinci ihtarın 02/03/2004 tarihinde gelini …’ye ikinci ihtarnamenin 28/04/2004 tarihinde kendisine tebliğ edildiğini, davaya konu 30/06/2004 tarih … nolu çıkarılmaya ilişkin yönetim kurulu kararının 07/07/2004 tarihinde ağabeyi …’ye tebliğ edildiğini, davacının bunun üzerine kooperatife gelerek birikmiş tüm borçlarını ödediğini ve üyeliğe devam ettiğini, ikametgah adresi olarak … ada … sitesi … Blok D…. … Küçükbakkalköy-İstanbul adresini bildirdiğini, ödemelerin aksatılması üzerine 18/07/2006 tarihli birinci ihtarnamenin davacının aranan saatlerde işte olması nedeni ile ve 25/07/2006 tarihinde mahalle muhtarlık kaydı bulunmadığından iade edilmesi üzerine 2.ihtarnamenin 22/03/2007 tarihinde … gazetesinde yayımlandığını, ödeme olmadığı için çıkarılmaya ilişkin yönetim kurulu kararının da noterlikçe gönderilmiş olması ve tanınmaması üzerine geri gelince kararın 22/ 08/2007 tarihli … gatesinde yayımlandığını her halukarda 5 yıllık zaman aşımı olduğundan ve çıkarılma kararı 19/05/2007 olduğundan dava açma tarihi de 19/05/2012 olduğu belirtilerek davanın zaman aşımı yönünden reddine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İş bu dava 11.Asliye Ticaret Mahkemesinin …/… esasında açılmış ise de; mahkemenin verdiği birleştirme kararı ile dosya mahkememizin …/… esas sayılı dosyası ile birleştirilmiş, Mahkememiz …/… esas sayılı dosyasından verilen 26/03/2013 tarihli tefrik kararı üzerine de dosya mahkememizin …/… esasına kayıt olmuş, yargılamaya bu numara üzerinden devam olunmuştur.
Ziraat Bankası’ndan ve Halk Bankası’ndan davacının ödemeleri ile ilgili kayıtlar celp edilmiş ve davalı tarafın defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi …’den alınan 03/06/2013 tarihli raporda özetle; Davalı kooperatif tarafından çıkarılmaya esas olan birinci ihtarname dikkate alınmak sureti ile davacının ilk ihtarname tarihi itibari ile ödemek zorunda olduğu, 294,40 TL aidat borcu, 187,43 TL gecikme faiz borcu, 75,50 TL vergi borcu olmak üzere toplam 557,33 TL borcunun bulunduğunu belirtmiştir.
Yargılama sırasında Bilirkişi …’den alınan 30/05/2013 tarihli raporda özetle; Davalı kooperatif tarafından çıkarılmaya esas olan birinci ihtarname dikkate alınmak sureti ile davacının iki hisse için ilk ihtarname tarihi olan 18/07/2006 tarihi itibari ile ödemek zorunda olduğu, 740,56 aidat 45,94 TL emlak vergisi, 402,36 TL faiz olmak üzere toplam 1.188,86 TL borcu bulunduğunu belirtmiştir.
Bilirkişi 29/07/2013 tarihli ek raporda tasfiye payının belirlenmesi için kooperatif bünyesinde mevcut arsanın değerinin belirlenmesi gerektiğini belirtmiştir.
Bilirkişiden alınan 24/09/2013 tarihli raporda, davacının davalıdan talep edeceği miktarın 404,30 TL olduğunu belirtmiştir.
Bilirkişiden alınan 19/11/2013 tarihli raporda, davacının davalıdan talep edeceği miktarın 2.074,46 TL olduğunu, ve bu miktarın 07/05/2008 tarihinden itibaren talep edilebileceğini belirtmiştir.
Mahkememizce İddia, savunma, davalı kooperatif kayıtları, bilirkişi rapor ve ek raporları ile en son alınan 19/11/2013 tarihli ek rapor, kooperatif ana sözleşmesi, kooperatif kayıtları ve tüm dosya kapsamına göre; “Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 24/10/2011 tarih ve 2011/1449-1239 sayılı içtihadında da belirtildiği üzere aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığı, takip etmemesi halinde üyeliğinin sona erdiğinin ortağın zımnen kabul ettiği, diğer bir anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiğini benimsediği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı ve böyle bir davacının açtığı davanın TMK 2. Maddesinde öngörülen iyiniyet kurallarını aykırı düştüğü, ilke olarak kabul edilmesi gerektiğinden , somut olayda da 07/07/2004 tarihli ortaklıktan çıkarma kararının 09/07/2004 tarihinde tebliği üzerine davacı bir süre daha aidatlarını ödemeye devam ettiği ancak ödemelerini kesmesi üzerine İzmir … Noterliğinin 18/07/2006 tarihli ihtarnamesinin gönderildiği, bu ihtarnamenin 25/07/2006 tarihinde mahalle muhtarına tebliğ edildiği, borcun ödenmemesi üzerine İzmir … Noterliğinin 16/11/2006 tarihli ihtarnamesini gönderildiği, bu ihtarnamenin davacının bildirdiği, adrese tebliğ edilememesi üzerine 2. İhtarnamenin 22/03/2007 tarihli … gazetesinde ilanen tebliğ edildiği, bu tebliğe rağmende borç ödenmediğinden davalı kooperatif yönetim kurulunun 19/05/2007 tarih ve … sayılı kararı ile davacının bu ortaklıktan çıkarıldığı, çıkarılma kararının bildirilen adrese tebliğ edilememesi üzerine 22/08/2007 tarihli … gazetesinde ilanen tebliğ edildiği, anlaşılmış olup, bu duruma göre davacının kooperatife en son ödeme yaptığı tarih 24/08/2004 tarihi olduğundan, davacı o tarihden sonra hiçbir aidat ödemesi yapmadığından, davanın açıldığı 25/09/2012 tarihine kadar 8 yıl süre ile kooperatife bir ödeme yapmadığından, bu suretle davacı uzun süre kooperatife uğramayarak ve aidat borcunu ödemeyerek üyeliğinin sona erdiğini, zımnen kabul ettiğinden, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini ortaya koyduğundan, TMK 2. Maddesine göre iyiniyet kurallarına aykırı olarak üyeliğinin devam ettiğinin tespitini talep etmesi yerinde olmadığından bu yönde açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Kooperatif ana sözleşmesi ve bilançolara, davacının yaptığı ödemelere ve kooperatif olan borç durumuna göre davacının kooperatiften olan bakiye alacak miktarı 2.074,46 TL olduğundan bu miktarı ana sözleşme gereği 07/05/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte talep etme hakkı bulunduğu 19/11/2013 tarihli bilirkişi ek raporu ile anlaşıldığından, bu ek rapora itibar edilerek bu miktar yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekili alacağının zaman aşımına uğradığını iddia etmiş ise de ana sözleşmenin 15. Maddesi gereği ortaklığı sona erenlerin alacakları o yılın bilançosuna göre hesaplanarak bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verilmesi gerektiğinden, davacının alacağını talep etme hakkı 2007 yılına ait genel kurulun 06/04/2008 tarihinde yapılması bir aylık sürenin 07/05/2008 tarihinde başlaması nedeniyle, davacı alacağını 07/05/2008 tarihinden itibaren isteyebileceğinden, beş yıllık zaman aşımı süresi buna göre 07/05/2013 tarihinde olduğundan davacı bu süreden önce davasını açtığından davalının zaman aşımı savunmasına itibar edilmemiştir” gerekçesi ile “davanın Kısmen kabulü ile 2.074,46 TL nin 07.05.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine. davacının, üyelikten çıkarılma kararının iptali talebinin ve fazlaya ilişkin alacak talebinin ve avans faiz talebinin reddine” dair karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın …/… esas …/… sayılı 21/05/2015 tarihli ilamı ile “..dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve temyiz edenin sıfatına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir” gerekçesiyle onanmıştır.
Onama sonrası davacı vekilinin karar düzeltme itirazında bulunması üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın …/… esas …/… sayılı 17/04/2017 tarihli ilamı ile “..Aidat yükümlülüğü bulunan bir kooperatifte ortağın uzun süre kooperatife uğramaması, aidat borcunun bulunup bulunmadığını takip etmemesi, üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, diğer anlatımla üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, eylemli olarak ortaklıktan çıkma iradesini yansıttığı anlamına gelir. Böyle bir ortağın açtığı davanın TMK’nın 2. maddesinde öngörülen iyiniyet kuralına aykırı düştüğü ilke olarak kabul edilmelidir.
Mahkemece, davacının ihraç kararının iptali istemi yönünden, her ne kadar ihracın zımnen kabul edildiği belirtilmiş, bu gerekçenin dayanağının TMK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralı olduğu ve buna göre davanın TMK’nın 2. maddesi uyarınca reddedildiği anlaşılmakta ise de; davalı kooperatifin, dava tarihine kadar aidat toplayan bir kooperatif olup olmadığı hususunda herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmamıştır.
Bu durumda, davacının ihraç kararının alındığı 19.05.2007 tarihinden, davanın açıldığı 25.09.2012 tarihine kadar kooperatif ile ilişkisini devam ettirip ettirmediğinin tespiti için, davalı kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri öncelikle kooperatiften istenilmesi, ibraz edilmezse kooperatifin adresinde defter ve kayıtların incelenmesi için keşif yapılması, buna rağmen inceleme yapılamaz ya da defter ve belgelere ulaşılamaz ise Ticaret Sicil Memurluğundan, mümkün olmazsa kooperatif anasözleşmesinin 41. maddesi uyarınca Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden, kooperatifin bilançosu, gelir gider cetvelleri, yönetim ve denetim raporları, genel kurul tutanakları, ortaklık cetvelleri celbedilip kooperatif konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılarak, genel kurul kararları ile aidat alınmasına ilişkin karar alınıp alınmadığı ve üyelerin varsa kooperatif hesabına aidat yatırıp yatırmadıkları, diğer anlatımla kooperatifin aidat toplayan bir kooperatif olup olmadığı, davacının varsa ödeme yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, genel kurul toplantılarına katılıp katılmadığı, hazirun listelerinde isminin yer alıp almadığı, anasözleşme uyarınca ortağın kooperatifine uğramasını zorunlu kılan başka bir yükümlülüğü varsa, bunun üzerinde de durularak, kooperatif ile bağlantı kurup kurmadığı, sonuç olarak davacının talebinin TMK’nın 2. maddesine uygun olup olmadığı ve davanın bu nedenle reddi gerekip gerekmediğinin yeterince tartışılması, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, bu yönden eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Kooperatif üyeliğinden ihraç edilen ortak, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/1. maddesi ve anasözleşmenin 15/ 1. maddesi gereğince, ihracın kesinleştiği yılın bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haizdir. İhracın kesinleştiği yıla ait bilançonun ertesi yıl genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir ve bu tarihten önce erken açılan çıkma payı alacak davası, alacağın henüz muaccel olmadığı gerekçesiyle reddedilmelidir.
Bu hukuki düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, ihraç edilen ortağın, çıkma payı alacağının muaccel olması, ilk önce ihracın kesinleşmiş olmasına bağlıdır. İhracı kesinleşmeyen, dolayısıyla 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16/son maddesi uyarınca aidat ödeme yükümlülüğü devam eden ortak çıkma payını dava edemez.
Davacının, ihraç kararının iptali istemi ile ilgili açtığı işbu dava kesinleşmeden, ortaklığının sona ermesine bağlı bir talep niteliğindeki çıkma payı alacağına ilişkin diğer istemin esasına girilemez. Mahkemece, davacının çıkma payına ilişkin alacak ile ilgili davası tefrik edilerek, anılan dava yönünden ihraç kararının iptali davasının bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, her iki istemin birlikte ele alınarak, çıkma payı alacağının da bu dava içerisinde karara bağlanması doğru olmamıştır.
Bu durumda mahkemece, davacının ihraç kararının iptali ile üyeliğinin tespitine ilişkin talebinin TMK’nın 2. maddesine uygun olup olmadığı ve davanın bu nedenle reddi gerekip gerekmediğinin yeterince tartışılması, davacının çıkma payına ilişkin alacak davasının tefrik edilerek, anılan dava yönünden ihraç kararının iptali davasının bekletici mesele yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı, yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, kararın davacı yararına bozulması gerekirken, hükmün Dairemizce onandığı anlaşıldığından, davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 21.01.2015 tarih ve …/… E., …/… K. sayılı onama kararının kaldırılarak, kararın, davacı yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir. ” gerekçesi ile bozulmuştur.
Yargıtay bozma kararı sonrası dosya Mahkememizin 2017/576 Esasına kayıt edilerek Mahkememizce bozma kararına uyulmasına karar verilmiş, yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce davacı vekilinin davalı kooperatiften talep ettiği ortaklığın sona ermesinden kaynaklı çıkma payı ile ilgili alacağı davası tefrik edilerek Mahkememizin …/… esasına kayıt olunmuş, dosyanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin işbu dosyası ile dava konusu ve hukuki nedenleri aynı olan…/… Esas …/… Karar sayılı dosyasının bu dosya için bekletici mesele yapılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin …/… E. Sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … tarafından davalı kooperatif aleyhine terditli istem olarak çıkartılmaya ilişkin yönetim kurulu kararının iptali ile üyeliğin devam ettiği hususunun tespitinin talep edildiği, bu talep kabul edilmediği takdirde fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla ödenen aidat bedellerinden şimdilik 2.300,53 TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsilinin talep edildiği, tahkikat aşamasında iş bu dosyamız davacısı … tarafından yine benzer gerekçelerle İzmir 11. ATM’nin …/… E. Sayılı dosyası üzerinden açılan davanın Mahkememizin …/… E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği ve ancak adı geçen iş bu dosya davacısı yönünden açılan davanın Mahkememiz …/… E. Sayılı dosyasından tefrik edilerek Mahkememizin iş bu dosyasına kaydının yapıldığı, Mahkememizin …/… E. Sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama neticesinde 24/12/2013 tarihli ve …/… Karar sayılı ilam ile davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurulduğu, bu hükme yönelik yapılan temyiz talebi üzerine Yargıtay 23. HD’nin …/… Esas ve …/… Karar sayılı ilamı ile her ne kadar Mahkememizce kısmen kabul yönünde hüküm kurulmuş ise de bir kısım bozma sebepleri ile birlikte ayrıca “ihraç kararının iptali istemi ile ilgili açtığı işbu dava kesinleşmeden, ortaklığının sona ermesine bağlı bir talep niteliğindeki çıkma payı alacağına ilişkin diğer istemin esasına girilemez. Mahkemece, davacının çıkma payına ilişkin alacak ile ilgili davası tefrik edilerek, anılan dava yönünden ihraç kararının iptali davasının bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, her iki istemin birlikte ele alınarak, çıkma payı alacağının da bu dava içerisinde karara bağlanması doğru olmamıştır.” şeklindeki ilam ile Mahkememizce verilen bozulmakla Mahkememizin…/… Esas sırasına kaydedilmiştir.
Mahkememizin…/… Esas sayılı dosyası üzerinden ihraç kararının iptali istemli davada 02/05/2017 tarihli ve …/… Karar sayılı ilam ile davanın kabulü yönünde verilen hükme karşı yapılan temyiz talebine ilişkin Yargıtay 23. HD’.nce
…/… Esas ve …/… karar sayılı ilam ile başvurunun reddi ile hükmün onanmasına karar verildiği, bu karara karşı yapılan karar düzeltme başvurusu üzerine Yargıtay 15. HD.’nce …/… Esas ve …/… Karar sayılı ilam ile başvurunun reddine karar verildiği ve hükmün 17/06/2021 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememizin…/… Esas sayılı dosyası üzerinden çıkma payına ilişkin alacak davasının bu davadan tefriki ile bu sefer Mahkememizin …/… Esas sırasına kaydedildiği, yapılan yargılama neticesinde; davanın konusuz kalması nedeniyle Karar Verilmesine Yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay bozma sonrası dosya kooperatifler hususunda uzman bilirkişi Av. … …’ e tevdii edilerek davalı kooperatifin defterlerinin bulunduğu yerde bilirkişiye yerinde inceleme yapma yetkisi de verilmek suretiyle Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bozma ilamında belirtilen tarihler arasında davalı kooperatifin aidat toplamaya devam edip etmediği ve bozma ilamında belirtilen hususları karşılar nitelikte rapor aldırılmış, Kooperatif bilirkişisi Av. … … tarafından tanzim edilen 04/12/2017 havale tarihli raporda özetle; Yargıtayın incelenmesini istediği hususlar için dosya kapsamı, genel kurul kararları ve hazirun cetvelleri, defterlerin kooperatif merkezinde incelenmesi sonucu;
Davacının, ihraç kararının alındığı 19.05,2007 tarihinden, davanın açıldığı 25.09.2012 tarihine kadar kooperatif iie ilişkisini devam ettirmediği, Genel Kurul Kararları ile aidat alınmasına İlişkin kararlar alındığı, Kooperatifin aidat toplayan bir kooperatif olduğu, Ortaklardan aidat yükümlülüklerini yerine getirmeyen üyeler olduğu, bu üyeler için de ihraç prosedürü uygulandığı, Genel kurullara davacının katılmadığı, hazirun cetvelinde isminin ve imzasının yer almadığı, Ana sözleşme uyarınca ortağın kooperatifine uğramasını zorunlu kılan başka bir yükümlülüğünün olmadığı, kooperatif ile bağlantı kurmadığının saptandığı, davacının bu tesbitlere göre ihraç kararının iptali ile üyeliğinin tespitine ilişkin talebinin TMK 2 maddesine uygun olmadığı kanaatine varıldığı sonuç itibariyle davacmın ihraç kararının iptali ile üyeliğin tespitine yönelik isteminin yasal prosedüre uygun olmadığı, davacının çıkma payı alacak talebi işbu davadan tefrik edildiğinden Yargıtay kararı da dikkate alınarak bu konuda bir inceleme yapılmadığı belirtilmiştir.
Mahkememizce bu kez dosya taraf beyan ve itirazları doğrultusunda Kooperatifçi bilirkişi …’ e tevdii edilerek mahkememizin kesinleşen…/… E. …/… K.sayılı dosyası da değerlendirilmek suretiyle dosyamızda ki Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacının ihraç kararının alındığı 19/05/2007 tarihinden davanın açıldığı 25/09/2012 tarihine kadar kooperatif ile ilişkisini devam ettirip ettirmediğinin tespiti için davalı kooperatifin defter kayıt ve belgeleri üzerinde yerinde inceleme yapma yetkisi de verilmek suretiyle Genel kurul kararları ile aidat alınmasına ilişkin karar alınıp alınmadığı ve üyelerin varsa kooperatif adına aidat yatırıp yatırmadıkları, kooperatifin aidat toplayan bir kooperatif olup olmadığı, davacının varsa ödeme yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği, genel kurul toplantılarına katılıp katılmadığı, hazirun listelerinde isminin yer alıp almadığı, ana sözleşme uyarınca ortağın kooperatife uğramasını zorunlu kılan başka bir yükümlülüğünün olup olmadığı, kooperatif ile bağlantı kurup kurmadığı hususlarında rapor aldırılmış, Kooperatif Uzmanı bilirkişi … tarafından tanzim edilen 06/04/2022 havale tarihli raporda özetle; Ana Sözleşmenin 14. maddesine göre, parasal yükümlülüklerin yerine getirilmemesi nedeniyle ortaklıktan çıkarma sürecinin başlatılabilmesi için ödenmesi istenen borcun 30 gün gecikmiş olması gerektiği, 18.07.2006 tarihinde gönderilen ilk ihtarnamede, 2006/Haziran ayı aidatı da (beher hisse için 10,00 TL) talep edildiği, Özel bir ödeme günü belirlenmediği için 30.06.2006 tarihine kadar ödenmesi mümkün olan 2006/Haziran ayı aidatı için 30 günlük gecikme koşulunun gerçekleşmemiş olduğu,
Tebligat Kanunu’nun 28. maddesine göre, muhatabın adresinin meçhul olması halinde, adres araştırmasının tebliğ mercii tarafından yapılması gerektiği, 16.11.2006 tarihinde keşide edilen ikinci ihtarnamenin, muhatabın adreste olmaması ve muhtarlık kaydının bulunmaması nedeniyle tebliğ edilememiş olduğu, bu durumda kooperatif yönetiminin, ilgili noterden, adres araştırması yapılmasını talep etmesi ve tespit edilecek yeni adrese yeniden tebligat yapılmasını sağlamasının gerekmekte olduğunu, adres araştırması yapılmadan ilanen tebligat yapılmasının, Tebligat Kanunu’nun anılan hükmüne uygun olmadığını,
Davacımn ortaklıktan çıkarılmasına sebep olan borcun , beher hisse için 375,00 TL’ olduğu, Ortaklık borcu ile ortaklıktan çıkarma sonucunda davacınm kaybedeceği arsanın değeri arasında ciddi bir oransızlık bulunduğu,
Ortaklıktan çıkarma kararında adres araştırması yapılmadan 22.08.2007 tarihli … Gazetesinde ilan edilmek suretiyle tebliğ edilmek istendiğinden, ortaklıktan çıkarma karannın tebliğ edilip, edilmediğinin belirlenmesinin önem kazandığını, İşbu davanın 03.10.2012 tarihinde açılmış olup, yasal süresi içinde (tebliğ tarihinden itibaren 3 ay) açılıp, açılmadığının takdirinin Mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, deliller, Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, davalı kooperatiften ihraç kararının iptali ile üyeliğin tespiti istemine ilişkindir.
Davacının, davalı kooperatifin … ve … nolu ortağı olduğu, davalı kooperatifçe davacıya, 18/07/2006 tarihinde İzmir … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 750,00 TL borcunu ödemesi aksi takdirde ortaklıktan ihraç edileceğine ilişkin 25/06/2006 tarihinde tebligat yapıldığı, ödeme için 10 gün süre verildiği, ödeme süresinin 04/08/2006 tarihinde dolduğu, bu kez davalı kooperatifçe, davacının ilk ihtarnameye göre ödeme yapmadığı belirtilerek 16/11/2006 tarihinde İzmir … Noterliğinin … yevmiye nolu ihtarnamesi ile 750,00 TL borcu 1 ay içinde ödemesi hususunda tebligat çıkartıldığı, ancak tebligatın davacının adreste bulunmaması ve muhtarlık kaydının olmaması nedeni ile 23/11/2006 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, bunun üzerine davalı kooperatif tarafından 22/03/2007 tarihli … gazetesinde ilanen tebligat yapıldığı, 19/05/2007 tarihli … sayılı yönetim kurulu kararı ile de davacının ortaklık borçlarını ödememesi nedeniyle kooperatiften ihracına karar verildiği, ortaklıktan çıkarma kararının noterlik aracılığıyla davacıya tebliğe çıkartıldığı ancak adreste bulunmaması nedeni ile tebligat yapılamadığı ve 22/08/2007 tarihli … Gazetesinde ilanen tebligat yapıldığı, davacının adresinin araştırılmadan ilanen tebligat yapılmasının gerek tebligat kanunu gerekse de Kooperatifler kanununa uygun olmadığı, mahkememizce bilirkişi …’den aldırılan raporun denetime elverişli ve açık oması nedeniyle itibar edildiği, buna göre; davacının arsa borcunun bulunmadığı, davacının ortaklıktan çıkarılmasına sebep olan borç ile davacının kaybedeceği arsa değeri arasında fahiş fark olduğu, dolayısıyla davacının uzun süre kooperatife uğramamasının zımnen ihracını kabul ettiği anlamına gelmeyeceği, davalı kooperatifin 2006 yılında fiilen amacını gerkçekleştirdiği, davacıya gönderilen 2.ihtarnamenin ve ilanen yapılan tebligatın usulsüz olduğu, davacının ihracına yönelik yönetim kurulu kararının hukuka uygun olmadığı kanaatine varılarak davanın kabulüne davacının davalı kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin davalı kooperatif yönetim kurulunun 19/05/2007 tarih … Sayılı kararının iptaline, davacının kooperatife üyeliğinin devam ettiğinin tespitine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜNE,
Davacının davalı kooperatif üyeliğinden ihracına ilişkin davalı kooperatif yönetim kurulunun 19/05/2007 tarih … Sayılı kararının iptaline, davacının kooperatife üyeliğinin devam ettiğinin tespitine,
Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının davalı kooperatiften alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacının iş bu dosyada yapmış olduğu toplam 2.231,80-TL yargılama giderinin davalı kooperatiften alınarak, davacıya verilmesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre takdir ve tayin edilen 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalı kooperatiften alınarak, davacıya verilmesine,
Tarafların yatırdığı gider avansından kullanılmayan kısmın, karar kesinleştiğinde istek halinde iadesine.
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün süre içerisinde mahkememize yahut başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve temyiz harcı ile gerekli giderlerin tamamını ödemek suretiyle Yargıtay yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır