Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/23 E. 2021/233 K. 15.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/23 Esas
KARAR NO : 2021/233

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/03/2014
KARAR TARİHİ : 15/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Mahkememizin … Esas sayılı dosyasına ibraz ettiği dava dilekçesi ile özetle; müvekkiline ait “… sokak, no;.. …./İZMİR” adresindeki binanın arada imzalanan “…. Sözleşmesi” ve “… Sözleşmesi” çerçevesinde davalı tarafından inşa edildiğini, 05.03.2010 tarihinde “Tasfiye Protokolü” başlıklı protokolün imzalandığını ve ekinde “o tarih itibariyle eksik imalatlara ve bunların tamamlanması ile düzeltilmesine” ilişkin listenin oluşturulduğunu, binanın yapı kullanım izin belgesinin alındığını, ancak bodrum katta su yalıtım hatası olmasından kaynaklandığı düşünülen rutubetlenmeler olduğunu, bunun giderek arttığını, durumun davalıya bildirildiğini ancak sorunun çözülmediğini, İzmir …Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş Esas sayılı dosyasında tespit yapıldığını, bilirkişinin “binanın yapımı sırasında yalıtım önlemlerinin gereği gibi alınmadığı, hatalı iş yapıldığı, bunun da en çok bodrumda olmak üzere büyük hasara yol açtığı, bu işlerin 35 günde tamamlanabileceği, toplam bedelinin 46.000,00 TL olacağı, malzeme ve işçilik bedelinin ise 4.500,00 TL olacağı” yönünde görüş bildirdiğini, davalının, kendisine tebliğ edilen tespit raporuna itiraz ettiğini ve “kusurunun olmadığını” bildirdiğini, bu işlerin dava dışı … Ltd.Şti.’ye yaptırıldığını belirterek, hatalı işlerin düzeltilmesi bedeli olan 50.150,00 TL ve tespit gideri olan 580,00 toplamı 50.730,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili Mahkememizin …. Esas sayılı dosyasına ibraz ettiği cevap dilekçesi ile özetle; tespit raporuna karşı itirazlarını bildirdiklerini, raporun eksik inceleme ile ve tahmini olarak hazırlandığını, tespit edilen zarar miktarının yüksek olduğunu, işin, müvekkili tarafından projeye ve teknik şartnameye uygun bir şekilde tamamlandığını, eksik ve kusurlu işin bulunmadığını, binadaki çatlakların, binanın statik durumuna etki eden tasdikli proje haricinde yapılan ve yerleştirilen ağırlıklar nedeniyle oluştuğunu, binanın üstünde ağır ve titreşim yapan jeneratör ve kompresör gibi cihazlar ile binaya ayrıca yük getiren kaçak yapının tasdikli projeye uygun hale getirilmesinin zorunlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığını, binanın, davacı tarafça gerekli incelemeler yapılarak eksiksiz ve kusursuz teslim alındığını, ortada bir zarar var ise bunun davacının kendi kusurundan kaynaklandığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Mahkememizce …. Esas sayılı dosya üzerinden yapılan yargılama sonucunda 30/06/2015 tarih ve …. karar sayılı ilamı ile davanın kabulü ile 50.150,00 TL’nin dava tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline şeklinde karar verilmiş, verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz talebine konu edilmiş, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin … esas ve …. karar sayılı ilamı ile bozulmakla Mahkememizin 2017/23 Esas sayılı dosyasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememiz dosyasında bozma sonrası 22/12/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar ile Mahallinde keşif yapılmasına karar verilmiş ve bir sonraki duruşma günü olarak 27/04/2021 günü belirlenmiş ise de davacı vekili tarafından 17/02/2021 tarihli dilekçe ile davadan feragat edildiği ve karşılıklı vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin bulunmadığının belirtildiği ayrıca davalı vekili tarafından 17/02/2021 tarihli dilekçe ile müvekkilinin dosyadan feragat ettiği vekalet ücreti ve yargılama gideri talebinin bulunmadığının belirtildiği görülmüştür.
Bilindiği gibi davaya son veren taraf usul işlemleri feragat, kabul ve sulh olmak üzere üçe ayrılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati gerekmemesine rağmen sulhun hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati şarttır. Bunlardan sadece feragat her türlü davada yapılabilmesine rağmen kabul ve sulh üzerinde serbestçe tasarruf edilebilen davalarda mümkündür. Ancak söz konusu üç usulü işlem de hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabilmektedir. Bir davada yapılan feragat beyanının en önemli sonucu hak veya alacak talebinden ileriye etkili olarak ve bir daha talep edilmemek üzere vazgeçilmesidir. Çünkü feragat edilen bir talep ileride yeniden ileri sürülecek olursa kesin hüküm itirazı ile karşılaşılma durumu ortaya çıkabilecektir. Dolayısı ile yapılan feragat beyanının çelişkiye yer bırakmayacak şekilde kayıtsız ve şartsız yapılması gerekmektedir.
Yapılan bu açıklamadan sonra tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; feragatin davacı vekili tarafından yapıldığı, vekilin vekaletnamesinde feragate yetkili olduğu, feragatin süresinde yapıldığı, söz konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklardan olduğu ve ayrıca feragatin kayıtsız ve şartsız yapıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK’ nın 309. ve devamı maddelerinde, feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, feragatin tek taraflı taraf beyan olduğu, davayı bitiren taraf işlemlerinden olduğu ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu belirtildiğinden bu haliyle dava dosyamız açısından yapılan feragat beyanı karşısında, feragat nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş, tarafların tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığından taraflarca yatırılan gider avansından kullanılan yargılama giderlerinin gider avansı yatıran taraflar üzerine bırakılması ile verilen hüküm göz önüne alındığında vazgeçme nedeniyle davalı yararına talep edilen vekalet ücretinin reddine karar vermek gerekmiş ayrıca her ne kadar verilen hüküm istinaf kanun yolu belirtilerek tesis edilmiş ise de 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesinin 2. fıkrası uyarıca tebliğden itibaren 15 günlük süre içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilmesi gerektiği tespit edilmekle bu hususun sehven yazıldığı, tarafların bu konuda bir hak kaybına uğramaması açısından durum değinilmekle yetinilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Davanın FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 59,30 TL harcın evvelce alınan 866,35 TL harçtan mahsubu ile hazineye irat kaydına, fazladan alınan 807,05 TL harcın talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ile peşin harçtan mahsup edilen harçların ve gider avansından kullanılan yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, arta kalan gider avansının 6100 sayılı HMK’nın gider avansı tarifesinin 5.maddesi uyarınca davacı tarafa İADESİNE,
4- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan yargılama giderlerinin DAVALI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA, arta kalan avans olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davalı taraf her ne kadar vekil ile temsil edilmiş ise de sunulan talep göz önüne alınmakla vazgeçme nedeniyle davalı lehine vekalet ücreti talebinin REDDİNE,
6- Dosya arasında bulunan İzmir …. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen birime İADESİNE,
7-Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e -imzalıdır

Hakim …
e -imzalıdır