Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1490 E. 2021/622 K. 14.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1490
KARAR NO : 2021/622

DAVA İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 29/12/2017
KARAR TARİHİ:14/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; Davalılar aleyhinde İzmir … icra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı icra dosyası üzerinden başlatmış olduğumuz ilamsız icra takibine ilişkin ödeme emirleri davalıya tebliğ edilmiş olup; davalı ibraz ettiği itiraz dilekçesi ile borca, borcun muhteviyatma, faize ve borcun diğer tün ferilerine itiraz etmişler ve böylece mevcut takibin durmuş olduğunu, Müvekkil ile davalı arasında süregelen cari hesap ilişkisine dayalı ticari ilişki Bulunduğu bu husus tarafların ticari defterlerin incelenmesi neticesinde anlaşılacağını, dava konusu icra takibine konu borç, müvekkilinin davalıya teslim ettiği malların bedellerine ilişkin olarak müvekkil tarafından tanzim edilen ve fakat bedelleri davalı tarafından ödenmeyen faturalar uyarınca meydana gelen 24.07.2017 tarihli ve 16.700,75.-TL tutarındaki cari hesap bakiyesi borcundan ötürü ileri gelmekte olduğunu, tarafların ticari defter ve belgeleri incelendiğinde, müvekkilinin malları davalıya sattığı ve teslim ettiği; bu meyanda aradaki ticari ilişki kapsamında müvekkilimizin üzerine düşen yükümlülüklerini gereği gibi ifa ettiğinin sabit olduğu, Buna karşılık davalı tarafından cari hesap bakiyesi süresinde ödenmediği gibi bir de üstüne üstlük itiraz edilmiş olduğu, Müvekkili tarafından defalarca söz konusu borcun ödenmesi davalıdan talep edilmiş ise de, davalı tarafından borcun uzunca bir süre ödenmemesi üzerine işbu takibe girişilmek zaruretinin ortaya çıktığını, Davalı, bu kez de sırf ödemeyi geciktirebilmek için işbu icra takibine kötüniyetli bir şekilde itiraz etmiştir. Nitekim itiraz dilekçesi dikkatle incelendiğinde dilekçede borca ve ferilerine itiraz edildiğine dair soyut bir beyanda bulunulmuş; neden borçlu olmadıklarına dair hiçbir hukuk düzenimiz açısından kabul gören herhangi bir dayanak gösterilemediğini, davalının işleyecek faiz ve faiz oranına karşı yapmış olduğu itirazlarına gelince, bu ilişki kapsamında tarafların her biri tacir niteliğine haiz olup taraflar arasındaki iş de tarafların ticari işletmelerini ilgilendirdiğinden ticari iştir. Bu durumda davalılar cari hesap bakiyesine konu bedele işleyecek faizi avans faizi üzerinden ödemekle mükellef olduklarını, Sonuç olarak davalının itirazının, kötü niyetli olarak takibi ve dolayısıyla borcun tahsilini sürüncemede bırakmaya yönelik olduğu sabittir. Bu nedenle İzmir … icra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı dosyası üzerinden yürüttüğümüz işbu icra takibinin devamı ve davalının borca ve diğer tüm ferilerine yönelik gerçekleştirmiş olduğu itirazınm iptali maksadıyla işbu davayı ikame etmek zarureti taraflarına hâsıl olduğunu, Yukarıda anlatılan sebepler nedeni ile; İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …/… E. sayılı takip dosyası ile giriştiğimiz icra takibinde davalının borca ve diğer tüm ferilerine karşı ileri sürdüğü vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına, taraflarının telime alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra – inkâr tazminatına hüküm olunmasına ve bu tazminatının davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile yasal vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep edilmiştir.
Davalılar tarafından cevap verilmeyerek davanın inkar çerçevesinde savunulduğu anlaşılmıştır.
DELİLLER:
İzmir …. İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takip dosyası, İzmir … Vergi Dairesi Müdürlüğü yazı cevabı dosyamız içerisindedir.
Mahkememizin 26/03/2019 tarihli duruşmasında verilen ara karar ile ticari defter ibraz süresi geçtikten sonra dosyanın resen seçilecek SMM bilirkişiye tevdii ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yerinde inceleme yetkisi verilmek sureti ile taraflar arasında cari hesap ilişkisi olup olmadığı var ise davacının davalıalrdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı temerrüt tarihi, işlemiş faiz miktarı ile faiz oranı konusunda ( davanın itirazın iptali davası olduğu da gözetilerek) bilirkişi rapor düzenlenmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından hazırlanan 31/07/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun sonuç kısmında aynen” Davacı … … tarafından Davalı … İNŞAAT SANAYİ TİC. VE LTD.ŞTİ. ve AN KA İNŞAAT TURİZM GIDA SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ.firmasına kesmiş olduğu fatura/faturalar ve içeriği mallarının teslim edildiğinin kanıtlanamamış olduğu görüş ve kanaatine varılmış olması neticesinde Davalılar … İNŞAAT SANAYİ TİC. VE LTD.ŞTİ. firmasının ve .. … İNŞAAT TURİZM GIDA SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ. firmasının Davacı … … firmasına borçlu olmadığı” şeklinde kanaat belirtildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince 09/09/2021 tarihli dilekçesinin sunulduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Taraflar arası uyuşmazlık konusu hususun; Taraflar arasındaki uyuşmazlığın taraflar arasında cair hesap ilişkisi olup olmadığı var ise bu ilişki nedeni ile davacının davalılara mal satıp satmadığı, satmış ise sattığı malları teslim edip etmediği, davalıların cari hesap bakiyesi nedeni ile davacıya borçlu olup olmadığı, borçlu iseler borç miktarı temerrüt tarihi, işlemiş faiz miktarı ve işlemiş faiz oranı hususlarında toplandığı tespit edildi.
Dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde her iki taraf yönünden de ticari defter ve kayıtların Mahkememiz dosyasına sunulması yönünde yasal ihtaratlı verilen kesin süre içerisinde davacı tarafça ticari defter ve kayıtların bulunduğu adresin belirtilmesi üzerine yukarıda belirtilen tarihli rapor ile davacı yan yönünde ticari kayıt ve defterlerin incelendiği, davalılarca yasal ihtarata rağmen ticari kayıt ve defterlerin bulunduğu adresin bildirilmediği gibi söz konusu ticari defter ve kayıtların Mahkememiz dosyasına da sunulmadığı, davacı yan ticari defter ve kayıtlarına göre tutmakla mükellef olduğu defterlerin kendi lehine delil teşkil eder vaziyette olduğu, davacı yan kayıtlarına göre taraflar arasındaki ticari ilişkinin 2014 tarihinde başladığı ve 30/07/2016 tarihli çek teslimi ile son bulmuş olduğu davacı yan kayıtlarına göre 34.249,89 TL tutarında alacaklı olunduğu, davacı tarafından alacağın dayanağını oluşturan cari hesaba işlenmiş faturalar yönünden faturanın teslimi yönünde dosyaya sunulu raporda herhangi bir hususun tespit edilemediği gibi faturalara irsaliye bölümlerinin de boş olduğu ve ayrıca faturalara yönelik irsaliyelerin de bulunmadığı, bu hususa yönelik Mahkememizce davacı tarafa kesin süreyi içerir davetiyenin tebliğinden itibaren alacağın tahsilini teşkil eden faturalar ve ayrıca irsaliyeler yönünden süre verilmesine rağmen davacı tarafça verilen kesin süre içerisinde davacı yan tarafından istem konusu edilen faturalar, sevk irsaliyeleri ve faturaların ve içeri ürünlerin davalılara teslimini gösterir kayıtların sunulmadığı bu kapsamda Mahkememizce başkaca davalı yanlar yönünden BA kayıtlarının dosyaya alındığı, BA kayıtlarının incelenmesinde ise davacı yönünden BA kayıtlarında davalılarca herhangi bir bildirimin yapılmamış olduğu görülmüştür.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde her ne kadar davacı tarafça davalı aleyhine yukarıda belirtilen icra dosyası aracılığı ile takip başlatılmış ve fakat yapılan itiraz üzerine takibin durdurulması yönünde karar verilmiş ve bu kapsamda davacı tarafça davalı aleyhine iş bu dava açılmış ise de davacı alacağının dayanağını oluşturan cari hesaba dayanak alacakların faturaya bağlı olmasına rağmen bu faturaların davalılara teslimi yahut fatura içeriği ürünlerin yine davalı taraflara teslimi yönünde dosya kapsamında bir delil bulunmadığı gibi davacı tarafça da bu hususların varlığına kanaat getirilecek kesin süreli ihtarata rağmen herhangi bir delil sunulmadığı, yine faturalara yönelik irsaliyelerin de bulunmadığı ve yine bu irsaliyelerin varlığına yönelik davacı tarafça herhangi bir ispat külfetinin yerine getirilemediği davacı kayıtlarına göre davalılardan alacaklı olunduğu gözükmesine rağmen bu alacağın davalı kayıtlarında varlığının davalı kayıtları incelenmediği için tespitinin yapılamadığı hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde Mahkememiz davcısının davalılardan yukarıda belirtilen icra dosyasındaki iş bu davaya konu ettiği alacak kadar alacağının bulunduğu ispatlanamadığı ve ayrıca davacı yanca yemin deliline de dayanılmadığı görülmekle başkaca bir araştırma yapılmaksızın davacının davalılardan belirtilen tutar yönünden alacaklı olmadığı kanaatine varılmakla açılı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının evvelce alınan 201,71 TL peşin harçtan mahsubu ile hazineye irad kaydına, fazladan alınan 142,41 TL harcın talep halinde ve kararın kesinleşmesinden sonra DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı, peşin harçtan mahsubuna karar verilen harç ve gider avansından kullanılan yargılama giderinin DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 1,00 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesine göre DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Dosya arasında bulunan İzmir …. İcra Dairesi’nin 2017/10368 Esas sayılı icra dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen daireye İADESİNE,
6- Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı.

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA