Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1488 E. 2022/47 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1488 Esas
KARAR NO : 2022/47

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2017
KARAR TARİHİ : 20/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 28/12/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağının sağlanması amacıyla 11/04/2017 tarihi itibariyle 205.342,47 TL alacağın tahsili için İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı ancak davalı şirketin takibe itirazı nedeniyle takibin durdurulduğu, yapılan itirazın haksız olduğu, müvekkilinin davalının Denizli ilinde faaliyet gösteren acentesi konumunda olduğu, davalının aradaki sözleşmeyi herhangi bir bildirimde bulunmadan fesih ettiği ve başka bir firma ile anlaşma sağladığı, müvekkilinin alacaklarını ödemekten imtina ettiği, davacı ile davalı şirketin muhasebe kayıtlarını BA-BS formları ile düzenle olarak teyit edildiği, davacının davalı adına ticari nitelikte anlaşmalar yapmasına ve bundan dolayı alacağının olmasına rağmen davalının ödemekten imtina ettiği, durumun ticari kayıt ve defterlerin incelenmesi ile ortaya çıkacağı hususları belirtilerek davalının İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi ve davalının % 20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesinin yanı sıra yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan 29/01/2018 havale tarihli cevap delikçesinde özetle; acentelik sözleşmesinden doğan taleplerin TBK’nın 147/5 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımı süresine tâbi olduğundan kabul anlamına gelmemek kaydıyla alacağın zamanaşımına uğradığının beyan edildiği, yine kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin temerrüte düşürülmediği için işlemiş faiz talebinde bulunulamayacağı, davacının müvekkilinin Denizli ilindeki acentelik faaliyetini üstlendiği, müvekkilinden herhangi bir alacağının olmadığı, şirket kayıtları ile de sabit olduğu, davacının 200.000,00 TL’lik alacağının neye dayandığının ve hangi kalemlerden oluştuğunun belli olmadığı, davacının Denizli ilindeki müşterilerden tahsilat makbuzları ile tahsil ettiği bir kısım müşteri ödemelerini müvekkiline vermediği, bu durumun TTK 112′ ye aykırı olduğu, ayrıca tahsilat makbuzları ile tahsil olunan hizmet bedellerini de aynı şekilde vermediği, bunları müşterilerin kendi cari hesaplarına kaydettirdiği ve ancak davacı tarafça kayıt edilmediği ve kendisine alacaklı gibi göstermeye çalıştığı, davacının kabza salahiyetli olduğu parayı zimmetinde tutarak alıkoyan davacının esasen davalının zararlarına karşılaması gerektiği hususları belirtilerek davanın reddine karar verilmesinin yanı sıra ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüştür.
Davacı tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesi ile ileri sürülen hususların reddedildiği ve ayrıca taraflar arasındaki acentelik sözleşmesi sunularak davalı tarafın fesih ihbarında bulunmamasının yerinde olmadığı ve zamanaşımı defi talebinin yerinde olmadığının belirtildiği ve dava dilekçesi ile aynı istem sonucunun yeniden talep edildiği görülmüş, davalı vekili tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde ise özetle; cevaba cevap dilekçesi ile ileri sürülen hususların reddedildiği ve cevap dilekçesi ile sunulan taraflar arasındaki acentelik sözleşmesine beyanda bulunulduğu, davacı tarafından sunulan mizan çizelgesinin davalı tarafça onaylanmadığından itibar edilemeyeceği, davacının zamanaşımına yönelik beyanının yerinde olmadığının ileri sürüldüğü ve cevap dilekçesi ile aynı istem sonucunun yeniden talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, taraflar arasında imzalanan ve 07/06/2010-07/06/2015 tarihleri arası geçerli olacağı kararlaştırılan acentelik sözleşmesi, ticaret sicil müdürlüğü, esnaf ve sanatkarlar odası ve vergi dairesi cevabi yazıları, Denizli ATM’nın … talimat sayılı dosyası üzerinden davacı kayıtlarının tetkikine esas hazırlanan 20/11/2018 havale tarihli rapor, davalı kayıtlarının tetkikine esas hazırlanan 17/05/2019 havale tarihli rapor, 09/06/2020 havale tarihli ek rapor, Denizli SGK İl Müdürlüğü cevabi yazısı, 07/04/2021 tarihli 2. ek rapor ve 05/10/2021 tarihli 3. ek rapor dosya arasındadır.
İzmir … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine Kemalpaşa İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden 200.000,00 TL asıl alacak ve 5.342,47 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 205.342,47 TL alacağın tahsili bakımından ilamsız icra takibine başlatıldığı, takip dayanağının cari hesap olarak belirtiliği, yapılan geniş anlamdaki borca itirazın yanı sıra yine yapılan yetki itirazı ile dosyanın adı geçen icra müdürlüğü tarafından İzmir’ gönderildiği ve İzmir İcra müdürlüğünün yukarıda belirtilen sayılı dosyası üzerinden yine davalı aleyhine aynı tutarların tahsili bakımından yeniden gönderilen ödeme emrinin üzerine yapılan geniş anlamdaki borca itiraz ile takibin durdurulduğu görülmüştür.
Mahkememizce davacı kayıtlarının incelenmesine esas olmak üzere 10/07/2018 tarihli duruşama verile ara karar gereği Denizli ATM’nin … talimat sayılı dosyası üzerinden SMMM bilirkişisi … tarafından hazırlanan 20/11/2018 tarihli raporun incelenmesinde özetle; davacı tarafın defter ve kayıtlarının kendisi lehine delil teşkil ettiği, 07/06/2010 tarihli sözleşme kapsamında davalı tarafa düzenle olarak yapılan hizmetler karşılığında faturalar kesildiği, davacı kayıtlarına göre davacının 2014 yılından devir gelen 64.377,65 TL bedelli faturaya dayalı alacak kaydının olduğu, 2015 yılında davacı tarafından davalı aleyhine 527.926,80 TL tutarında, 2016 yılında ise 508.415,36 TL tutarında fatura tanzim edilmiş, davalı tarafından 2015 yılında 440.882,0 0 TL tutarında, 2016 yılında ise 454.315,00 TL tutarında ödeme yapıldığı ve davacı kayıtlarına göre davalı taraftan 205.522,81 TL tutarında alacaklı olduğu, davalının aralarında yapılan sözleşmenin fesih maddesine uygun olarak fesih edilmesine yönelik fesih hakkını kullanmadığı gibi ticari münasebetin devam ettiği, davalının iddiasında olan müşterilerden tahsilat yapıldığı ve bu paraların zimmetinde olduğu iddiasına dair delil olmadığı hususlarında kanaatin bildirildiği görülmüş, raporun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından beyan dilekçesinin sunulduğu, davacı vekili tarafından ise davalı defter ve kayıtlarının incelenmesine yönelik beyan dilekçesinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davalı kayıtlarının incelenmesine esas olmak üzere 14/03/2019 tarihli duruşama verile ara karar gereği SMMM bilirkişisi … tarafından hazırlanan 17/05/2019 havale tarihli raporun incelenmesinde özetle; davalı tarafın defter ve kayıtlarının kendisi lehine delil teşkil ettiği, davacının 2014 yılından devir olan 20.212,39 TL alacağının bulunduğu, 2015 yılında davacı tarafından davalı aleyhine çeşitli tarihli faturalar düzenlendiği, davalı tarafından yapılan ödemeler sonunda davacının 2015 yılı kapanış kaydına göre davalıdan 15.046,30 TL tutarında alacaklı olduğu, 2016 yılında davacı tarafından davalı aleyhine çeşitli tarihli faturalar düzenlendiği, davalı tarafından yapılan ödemeler sonunda davacının 2016 yılı kapanış kaydına göre davalıya 114.963,84 TL tutarında borçlu olduğu, 2017 yılında ticari ilişkinin devam etmediği, taraf defterleri arasındaki bakiye farklılığının davacı kayıtlarının incelenmesine esas alınan bilirkişi raporu ekindeki muavin defterleri ile davalı şirkete ait ticari defterlerin karşılaştırılması sonucunda bakiye farklılığının dönem açılış kayıtlarındaki farklılıktan ve davacı tarafça muavin defterlerinde kayıt altına alınmayan ancak davalı tarafından kayıt altına alınan müşterilere ait yansıtma kayıtlarından kaynaklandığının tespit edildiği, bu yansıtma faturaları yönünden tahsilatların davalı şirkete teslim edildiğinin ispat külfetinin davacı tarafta olduğu hususlarında kanaatin bildirildiği görülmüş, raporun taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, taraf vekillerince beyan dilekçelerinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu ile belirtilen yansıtma faturalar yönünden dosya taraflarına süre verildiği, verilen bu süreye rağmen bu hususa yönelik bilgi ve belgelerin sunulmadığının anlaşılması üzerine davacı yanca rapora itiraz ile bakiye farklılığın tamamının yansıtma faturasından değil ödeme farklılıklarından da kaynaklandığının ve bunun rapor ile açıklığa kavuşturulmadığının ileri sürülmesi üzerine 113/02/2020 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği önceki rapor sunan SMMM bilirkişisi …’ a dosya tevdi edilmiş, adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 09/06/2020 havale tarihli birinci ek raporun dosyaya sunulduğu görülmüş, adı geçen raporun incelenmesinde özetle; davacı kayıtlarına göre 2014 yılı devir bakiyesine göre davacının 64.377,65 TL alacaklı olunduğu, davalı kayıtlarına göre ise davalının 20.212,39 TL alacaklı olunduğu, 2014 yılı bakiye farklılığının 84.590,04 TL olduğu, icra takip tarihine göre davacının 205.522,81 TL alacaklı olmasına rağmen davalının 114.963,84 TL alacaklı olduğu dolayısı ile bakiye farklılığının 320.486,65 TL olduğu, davalı kayıtlarında olmasına rağmen davacı kayıtlarında olmayan 2015 yılı 128.216,05 TL, 2016 yılı 17.880,24 TL olmak üzere toplam 146.096,29 TL yansıtma faturaların olduğu böylece farklılık tutarı olan 320.486,65 TL; 84.590,04 TL’sinin 2014 yılı devir farklılığı, 146.096,29 TL’sinin yansıtma faturaları, 89.159,32 TL’sinin ödemeler farklılıkları ve 641,00 TL’sinin ise davalı defterinde kayıtlı olmayan olarak belirtildiği görülmüş, taraf vekillerince itiraz dilekçelerinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Yapılan itirazlar ve itiraza dayanak belgeler göz önüne alındığında Denizli Sgk il müdürlüğünden davanın çalışanlarına ilişkin sigortalılık kaydının sunulması ve taraf itiraz ve beyanlarının karşılandığı şekilde rapor tanzimi yönünden yeniden önceki rapor sunan bilirkişiye dosyanın tevdine karar verilmiş olup, bilirkişi tarafından hazırlanan 07/04/2021 havale tarihli ikinci ek raporun dosyaya sunulduğu görülmüş, adı geçen raporun incelenmesinde özetle; davacı tarafça kayıt altına alınmayan yansıtma faturalarının neye istinaden düzenlendiğine dair dosyaya ek olarak sunulan iki çuval klasörde bulunan tahsilat makbuzları ve kasa fişlerinin çok kapsamlı olduğu ve kayıt altına alınmayan yansıtma faturalarının fazlalığından dolayı tek tek hepsinin gösterilemediği, davalı kayıtlarında bulunan yansıtma faturalarının müşterilerden alınan tahsilat ve tediye makbuzlarına istinaden düzenlendiği, kasa fişlerinde … imzasının olduğu ve adı geçenin davacı çalışanı olduğu, davacının davalı tarafa 114.322,84 TL tutarında borçlu olunabileceğinin belirtildiği görülmüş, taraf vekillerince itiraz dilekçelerinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosyaya önceki sunulan 07/04/2021 havale tarihli raporun istem konusu edilen ara karar kapsamını karşılar mahiyette oluşturulmadığı kanaatine varıldığı, bu kapsamda 17/05/2019 ve 09/06/2020 havale tarihli raporların da sağlıklı bir değerlendirilmesinin yapılmasına olanak bulunmadığı ve dolayısı ile önceki rapor sunan bilirkişiden itirazların karşılanmasının artık beklenemeyeceği ve ancak yukarıda belirtilen ara karar gereği ayrıntılı itirazların değerlendirilmesi gerektiği anlaşılarak 20/05/2021 tarihli duruşmada ve sonrasında kurulan 02/06/2021 tarihli ara karar gereği dosyasının SMMM bilirkişisi …’a tevdi ile adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 05/10/2021 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır, raporun incelenmesinde özetle; her iki tarafın da ticari defter e kayıtlarında bulunan 2015 ve 2016 muavin hareketlerinin incelendiği, sunulu klasörlerde davacı kayıtlarında olmayan 2015-2016 hareketlerinin incelendiği ve davalı kayıtlarında olmayan hareketlerin incelendiği, buna göre; 2015 yılına göre davalının davacı tarafa 15.046,42 TL borçlu olduğu, 2016 yılına göre davacının davalı tarafa 114.963,84 TL borçlu olduğu, davalı kayıtlarında tevsik edici belge olmadığından davacı kayıtlarında olmayan 2015 yılı için 84.792,15 TL, 2016 yılı için 321.755,13 TL olmak üzere toplam 406.547,28 TL tutarın belirleyici olduğu bu nedenle davalının davacıdan 114.963,84 TL tutarında alacaklı olduğu ancak Mahkememizce kabul edilmeyecek ise yine davalının davacıdan 205.685,22 TL alacaklı olduğu şeklinde hesaplama yapıldığı kanaatin belirtildiği görülmüş, rapora karşı davacı tarafça itiraz, davalı tarafça beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dosya kapsamının incelenmesinde taraflar arasında protokol ve bu protokolle bağlı 07/06/2010-07/06/2015 tarihleri arası geçerli olacağı kararlaştırılan acentelik sözleşmesinin imzalandığı, bu kapsamda taraflar arasında ticari ilişkinin kurulduğu, davacı tarafından söz konusu sözleşmeden kaynaklı alacaklarının alınamadığı iddiasına dayalı olarak davalı aleyhine İzmir … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası üzerinden başlatılan ilamsız takibe yönelik davalı yanca borca geniş anlamdaki itiraz ile takibin durdurulduğu ve iş bu davanın yasal süresi içeresinde açıldığı konularında dosya tarafları arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Yukarıda yapılan açıklama göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın; takibe dayanak asıl alacağın neyden ve hangi kalemden oluştuğu, davacının davalıdan asıl alacak tutarı kadar alacaklı olup olmadığı, yine davacı tarafça talep edilen işlemiş faiz talebinin yerinde olup olmadığı, alacaklı olunduğuna kanaat getirilmesi halinde davalı yanca ileri sürülen zaman aşımı iddiasının yerinde olup olmadığı, davalı tarafça ileri sürülen borca itirazın haklılık teşkil edip etmediği hususlarında yapılacak inceleme neticesi varılacak kanaate esas açılan itirazın iptali davasının yanı sıra davacı tarafça talep edilen icra inkar tazminatının yerinde olup olmadığının belirlenmesine yönelik olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde faya vardır; her ne acentelik sözleşmesinin her iki tarafça da imzalandığı konusunda bir tereddüt bulunmamakta ise de sözleşmenin 5/h maddesinde davalı kayıtlarının ihtilaf bakımından münhasır delil olarak kabul edileceğine dair kayıt bulunmakta ise de söz konusu kaydın taraflar arası ilişkinin niteliği göz önüne alındığında geçerli olmayacağı ve bu kapsamda her iki taraf kayıtlarının da tetkik edilmesi gerektiği kanaatine varılmış bu kapsamda incelmeme ve değerlendirme yapılmıştır.
Yine uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel tahkikat aşamasında uyuşmazlığın basit yargılamaya tabi dava ve işlerden olduğu yönündeki tespit üzerine bu hususa dair durumun tutanak altına alındığı ve taraflara usulüne uygun olarak tebliği yapılmıştır.
Her ne kadar dosyaya kazandırılan 05/10/2021 havale tarihli rapora itirazlarda bulunulmuş ise de söz konusu raporun Mahkememizce yukarıda belirtilen ara karar gereğinin karşılandığı şekilde gerek taraf itiraz ve beyanlarının gerekse de dosyaya sunulan 11 adet klasör ekindeki bilgi ve belgelerin tek tek incelenerek raporda değerlendirildiği ve gerekse de yeterli teknik incelemeyi içerdiği ve raporun konusunda uzman olduğuna kanaat getirilen bir bilirkişi tarafından hazırlanmış olması kapsamında rapor içeriğinin Mahkememizce de benimsenmesi nedeniyle yapılan itirazların yerinde olmadığı ve söz konusu raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; dosya kapsamına göre taraflar arasında 07/06/2010-07/06/2015 tarihleri arası geçerli olacağı kararlaştırılan sözleşme ve bu sözleşme kapsamında hazırlanan protokol kapsamında ticari bir ilişkinin kurulduğu, bu sözleşmeye göre davacının davalı adına davalının gösterdiği … lojistik merkezinin işletilmesi ve bu kapsamda bağlı hinterlantı içerisinde belirli sayıdaki araç ve dağıtım elemanı ile ürünlerin adreslerine teslimatının yapılması ve davalının şubelerine sevk olanacak ürünlerin toplanması ile ilgili hizmetlerin sunulmasına dair iş birliği şartlarının tespiti, tarafların karşılıklı hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesine dair anlaşmanın yapıldığı, davacının söz konusu sözleşme gereği yükümlülüğünün acentelik olarak kararlaştırıldığı, bu ilişki kapsamında taraflar arasındaki ilişkinin 2016 yılı sonunda ticari defter ve kayıtlardan da anlaşılacağı üzere bitirildiği, sözleşmenin 17. maddesine göre süre bitiminden 30 gün öncesine dair her iki tarafça da fesih ihbar talep edilmediğinden ve az önce de belirtildiği gibi ticari ilişkinin bitim tarihi olarak kararlaştırılan 07/06/2015 tarihinden sonra da devam ettiği anlaşılmakla sözleşmenin aynı süre ile yenilendiği, davacı kayıtlarına göre davacının davalıdan 205.522,81 TL tutarında alacaklı olduğu buna karşılık davalı kayıtlarına göre ise davalının davacıdan 114.963,84 TL tutarında alacaklı olduğu, taraf ticari kayıt ve defterlerdeki farklılığın davalı kayıtlarında olan ve fakat davacı kayıtlarında olmayan 2015 yılı için 84.792,15 TL ile 2016 yılı için 321.755,13 TL olmak üzere toplam 406.547,28 TL ödeme belgesi olmayan tutardan oluştuğu, bu tutarın oluşumuna esas bilgi ve belgelerin davacı tarafından davalı tarafa tesliminin ispatlanması gerektiği ve ancak davacı tarafça sözleşme ile yükümlü olunmasına rağmen bu yükümlülüğün yerine getirilemediği ve bu nedenle davalı tarafa tesliminin ispatlanamadığı kanaatine varıldığı bu kapsamda esasen kayıtlara göre davalının davacıdan 114.963,84 TL alacaklı olduğu ve bu durumun aksine yönelik olarak davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığından bu hususta bir değerlendirme yapılmasına yer olmadığı göz önünde bulundurulduğunda davalı yanca yapılan itirazın haklılık teşkil ettiği ve davacı tarafça alacağın varlığının kanıtlanamaması nedeniyle açılı davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yukarıda açıklanan gerekçeler ile davanın reddine karar verilmiş ise de esasen davalı tarafından kötü niyet tazminatı talep edilmediğinden bu hususta olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmamıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 2.444,03 TL peşin harcının mahsubu ile hazineye irad kaydına, fazladan alınan 2.363,33 TL karar ve ilam harcının kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3- Davacı tarafından yatırılan başvuru harcı ile yukarıda mahsubuna karar verilen harç ile gider avansından kullanılan kısmın DAVACI ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan tutar olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan 83,00 TL’nin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE, arta kalan ve kullanılmayan 670,00 TL’nin ise 6100 sayılı HMK’nın Gider Avans Tarifesinin 5. maddesi uyarınca DAVALIYA İADESİNE,
6- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 22.823,97 TL vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALIYA VERİLMESİNE,
7- Dosya arasında bulunan İzmir … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı icra dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen Müdürlüğe İADESİNE,
8- Dosya arasında bulunan ve davacı tarafça sunulan 07/06/2010-07/06/2015 tarihleri arası geçerli olacağı kararlaştırılan sözleşme aslının tutanak ile DAVACIYA İADESİNE,
9- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 20/01/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸