Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1468 E. 2022/77 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1468
KARAR NO : 2022/77

DAVA : İstirdat Davası (Menfi tespit davasından dönüşen)
DAVA TARİHİ : 27/12/2017
KARAR TARİHİ : 31/01/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan 27/12/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen takibe dayanak 39.500,00 TL senetten kaynaklı borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği, ayrıca davacı tarafça davalıya böyle bir senet verilmediğinin belirtildiği, senedin sahte olacağı düşüncesi ile imza inkarında bulunulduğu ve İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığı, …/… Karar sayılı ilam ile imzanın davacıya ait olması sebebiyle davanın reddedildiği, bu icra Mahkemesindeki dava devam ederken davalı tarafça senedin neden alındığı gösterir bila tarihli bir saf kan yarış atı sözleşmesinin sunulduğu ancak davacının at satın almadığının belirtildiği, davacının davalıdan elden aldığı ve faizi ile birlikte çok cüzi miktarda 2.500,00 – 3.000,00 TL tutarındaki borcun davalıya ödendiği, senetten kaynaklı davalıya borçlu olunmadığı, söz konusu bila tarihli sözleşmedeki belirtilen rakamın davacı tarafça yazılmadığı, Buca Hipodromu’nda … isimli saf kan atın tanzim tarihinde kimin adına kayıtlı olduğunun sorulmasının talep edildiği, yine ayrıca davacının davalıdan senet ile ilgili bu kadar para almadığı, senetteki tanzim vade tarihi ve değer meblağlarının davacı tarafça yazılmadığı ve halen senede imza atılmadığının ileri sürüldüğü ve ayrıca resmi evrakta sahtecilik ve bedelsiz kalan senedi işleme koymaktan dolayı CBS’ye suç duyurusunda bulunulacağının belirtildiği ve açıklanan nedenler ile davalının İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyasıyla işleme koyduğu 08/10/2011 vade tarihli senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine ve uygun görülecek teminat mukabilinde icra dosya borcunu ödemeleri halinde … ili, … ilçesi, … Ada, … Parselde kayıtlı tarla vasfındaki taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasına, ödeme bedelinin karar kesinleşinceye kadar ihtiyati tedbir yoluyla taraflara ödenmemesine ve istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı müvekkilinin davacı borçluya sahibi bulunduğu … isimli safkan atını 39.500.00-TL. ye davacıya sattığı ve karşılığında 08.11.2011 vadeli 39.500.00-TL. bedelli bir adet senet aldığını, … isimli safkan atın sözleşme ile birlikte davacıya teslim edildiğini, ödeme yapıldığında da atın sahiplik devir işlemlerinin yapılacağının kararlaştırıldığını, davacı borçlu tarafından senet bedelinin ödenmemesi üzerine İzmir … İcra Müdürlüğünün …/… sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davacı borçlunun takibe konu 08.11.2011 vadeli 39.500.00-TL. bedelli senetteki imzanın kendisine ait olmadığından bahisle İzmir … İcra Hukuk Mahkemesinin …/… E. …/… K.sayılı dosyası ile imza itirazında bulunduğunu, yapılan inceleme sonucunda gerek sözleşme,gerekse senet altındaki imzaların davacı borçluya ait olduğu tespit edildiğini, İmzaya itiraz davasının reddedildiğini ve Yargıtay … H.D.nin 25.11.2015 gün ve …/… E. …/… K.sayılı ilamı ile de onandığını, karar düzeltme talepleri de aynı şekilde reddedildiğini, davacı borçlunun imzaya itirazının kesinleşmesi ile birlikte icra takip dosyasında borçluya ait taşınmazlara dair kıymet takdiri yaptırıldığını, davacı borçlunun hacizli taşınmazını satıp borcunu ödeyeceğini söylemesi üzerine kıymet takdirine ilişkin raporun karşı tarafa tebliğ edilmeksizin bekletildiğini, ancak davacı borçlunun hacizli taşınmazlarının haricen 3.kişiye sattığının öğrenilmesi üzerine icra takip dosyasındaki kıymet takdir raporunun karşı tarafa tebliğ edildiğini, davacı borçlunun bu kez hacizli taşınmazlara yönelik kıymet takdir raporuna karşı İzmir …İcra Hukuk Mahkemesinin …/… E.sayılı dosyası ile kıymet takdirine itiraz davası ve
…/… esas sayılı dosyası ile de meskeniyet iddiası ile dava açtığını belirterek usul ve yasaya aykırı, haksız ve kötüniyetli, alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik davacının davasının reddine kötüniyetli davacı borçlunun %20 den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücrei vekaletin davacı tarafa aidiyetine karar verilmesinin talep edilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan at satın almadığını, sözleşmenin müvekkilinin açık imzasının üzeri doldurularak yazıldığı ve yazıyla da 39.500,00 TL ibaresinin yazıldığını, senedin tanzim tarihinde atın sahibinin kim olduğunun tespitinin gerektiği ve ayrıca dava dilekçesindeki bir takım hususları tekrarla cevap dilekçesinin kabul edilmediğinin bildirildiği görülmüştür.
Davalı vekili tarafından sunulan cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacının senedin sonradan doldurulduğuna yönelik iddiasının yazılı olarak ispat etmesi gerektiği, beyaza imzanın geçerli olduğu, senedin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulması halinde bunun yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği, davalının … isimli atın sahibi olduğu ve yazılı sözleşme ile bu atın satıldığı ve teslim edildiği, 01/10/2017 tarihli sahiplik belgesine göre bu tarihten itibaren müvekkilinin satılan atın sahibi olduğu hususlarının belirtildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir … İcra Dairesi’nin …/… E. Sayılı dosya aslı ve takibe dayanak senet aslı, İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… E. Sayılı dosya aslı içerisinde (… Bankası … Şubesi’ne ait 12/12/2014 tarihli, …/… sayılı davacı … için kullanılan krediye ait kredi sözleşmesi aslı), alıcı … ile satıcı … arasında imzalanan 39.500,00 TL tutarlı sözleşme aslı, … Bankası … Şubesi’nce düzenlenen …’ya ait 2 adet banka dekontu, hipodrom müdürlüğü, Türkiye Jokey klubü ve T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı yüksek komiserler kurulu yazı cevapları dosyamız içerisindedir.
İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasının incelenmesinde özetle; davalı tarafça davacı aleyhine 39.500,00 TL asıl alacak, 16.414,96 TL olmak üzere toplam 55.914,96 TL alacağın tahsili bakımından kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takıp başlatıldığı, takip dayanağının 08/10/2011 düzenleme ve 08/11/2011 ödeme tarihli 39.500,00 TL bedelli senet olduğu, keşide eden kısmında davacının, lehtar kısmında davalının bulunduğu, takibin kesinleştiği, dosya kapsamında taşınmaz satışından kaynaklı olarak … tarafından 82.354,70 TL ve 3.000,00 TL olmak üzere dosya borcunun tahsiline yönelik miktarların yatırıldığı tespit edilmiştir.
İzmir … İcra Hukuk Mahkemesi’nin …/… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde özetle; Mahkememiz davacısı tarafından davalı aleyhine İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… esas sayılı dosyasına dayanak senetteki imzaya ve yazılara itiraz ile takibin durdurulmasına yönelik açılan davada imza öncelemesine yönelik yapılan inceleme neticesinde senedin ön yüzüne atılı imzaların davacının eli ürünü olduğunun anlaşılması üzerine Mahkemece …/… karar sayılı ilam ile davanın reddine karar verildiği, yapılan temyiz başvurusu neticesinde Yargıtay … HD’nin …/… Esas ve …/… Karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar verildiği, davacı tarafça karar düzeltme talebinde bulunulduğu, bu talebin de Yargıtay … HD’nin …/… Esas ve …/… Karar sayılı ilamı ile reddedildiği görülmüştür.
Mahkememizce sözleşme aslının, senet aslının, davacı asil yönünden imza asıllarının bulunduğu yerlerden kazandırılan belgelerin ve icra hukuk dosya arasındaki imza örneklerinin İcra hukuk Mahkemesi kararının takibe yönelik hüküm ifade etmekle yani şekli anlamda kesinlik ihtiva etmekle maddi anlamda kesinlik ihtiva etmemesi nedeniyle Mahkememizce senet ve sözleşme üzerinde inceleme yapılarak yazı ve imzaların davacı eli ürünü olup olmadığı yönünde rapor tanzimi için dosyanın İstanbul ATK Fizik İhtisas Dairesine tevdi edildiği, adı geçen birim tarafından hazırlanan 22/09/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüştür. Söz konusu raporun incelenmesinde bulgular ve sonuç kısmında aynen “17/03/2020 tarih
…/…/…-… sayılı raporumuzda; şahsın samimi imza mukayeselerinin ve huzurda senet içerik yazılarının yazdırılması talep edildiği, söz konusu içeriklerin temin edilmediği görüldüğünden mevcut mukayese yazı ve imza örnekleriyle yapılan incelemede; İnceleme konusu “SÖZLEŞME” başlıklı belgede “ALICI” kısmının altında bulunan “…” isim yazısı ve imza ile …’nın mukayese yazı ve imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu yazı ve imzanın …’nın eli ürünü olduğu, İnceleme konusu senette yer alan borçlu imzaları ile …’nın mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzaların …’nın eli ürünü olduğu, İnceleme konusu senette yer alan “…” isim yazısı ile …’nın mukayese yazıları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından farklılıklar saptandığından, söz konusu yazısının mevcut mukayese yazılarına kıyasla …’nın eli ürünü olmadığı, İnceleme konusu senetteki diğer yazılar hususunda huzurda içerik yazıları yazdırılmadığından değerlendirme yapılamadığı” bildirildiği görülmüştür. Söz konusu rapora karşı davacı vekilince beyan dilekçesinin sunulduğu ve fakat davalı tarafça ise beyan yahut itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dosya kapsamına göre yapılan inceleme neticesinde davalı tarafından davacı aleyhine İzmir … İcra Dairesinin …/… esas sayılı dosyası üzerinden 08/10/2011 düzenleme ve 08/11/2011 ödeme tarihli 39.500,00 TL bedelli senetten kaynaklı kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatıldığı ve takip dosyasına davacı tarafından 82.354,70 TL ve 3.000,00 TL’lik ödemelerde bulunulduğu konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlık konusu husus; davalı tarafından davacı aleyhine yürütülen takibe konu edilen takip nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı, borçlu ise miktarı, borcun davalıya ödenip ödenmediği, ödendi ise bu miktarın istirdatının gerekip gerekmediği, taraflar arasında at alım satımına ilişkin sözleşmenin bulunup bulunmadığı, sözleşme bulunuyorsa bu sözleşme nedeniyle tarafların edimlerini yerine getirip getirmediği, bu sözleşme nedeniyle dava takibine konu edilen bononun verilip verilmediği ve ayrıca haklı olunması halinde davalı tarafından istem konusu edilen kötüniyet tazminatının yerinde olup olmadığı hususlarında yapılacak inceleme neticesi varılacak kanaate esas açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; İzmir CBS …/… soruşturma sayılı dosyası üzerinden resmi belgede sahtecilik suçundan davalı … yönünden KYOK kararı verildiği ve ayrıca … isimli saf kan atın 20/04/2006 doğumlu olduğu, Tarım ve Köyişleri Bakanlığınca kayıt altına alındığı, yetiştiricinin Mahkememiz davalısı olduğu, Mahkememizce yazılan müzekkereye verilen 01/02/2019 tarihili müzekkere ile halen davalı adına atın kayıtlı olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Türkiye Jokey Kulübü’ne yazılan müzekkereye verilen cevapta bu atın 08/ 10/2011 tarihi ve öncesi sahibinin Mahkememiz davalısı … olduğu, herhangi bir satış işlemi görmediği, 17/03/2008 tarihi itibariyle 17/03/2010 tarihine kadar … adına %1 oranla kiralandığı, tüm koşuların bu kişi adına gerçekleştiği, yarış atı alım satımına dair prosedürün Saf-Kan Arap ve İngiliz Atlarının Soy Kütüğü, Kayıtları, İthalat ve İhracatı Hakkında Yönetmeliğin 23. maddesinde düzenlendiği, buna göre; sahip değişikliğinin soy kütüğüne ve pedigriye en geç | ay içerisinde işletilmesi için müracaat etmek gerektiği, sahip değişikliği için atın pedigrisi ile birlikte illerde il müdürlüklerine ilçelerde ilçe müdürlüklerine veya yarış müessesine yeni sahip tarafından müracaat edilmesinin zorunlu olduğu, atın pedigrisinin il ve ilçe müdürlükleri tarafından verilen borç yoktur belgesi olduğu, yine 24. Maddede sahip değişikliğinde alan ve satanın açık adreslerinin ve T.C. Numaralarının eklendiği, fatura müstahsil makbuzu, veraset ilamı vb satış evrakları veya resmi makamlar veya yarış müessesi yetkilileri huzurunda alan ve satanın alıp sattığına dair onaylanmış sahip değiştirme belgesinin olması gerektiğinin belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce ATK’dan 22/09/2021 tarihli kazandırılan raporda; sözleşme başlıklı belgedeki alıcı kısmında bulunan … yazısı ile imzanın kontrolünde hem imzanın hem de yazının … eli ürünü olduğu, senetteki imzanın … eli ürünü olduğu anlaşılmış ancak senetteki … isim yazısının …’nın eli ürünü olmadığı belirtilmiştir. Davacı tarafça gerek senetteki imza gerek senet içeriği ve gerekse sözleşme imza ve içeriği inkar edilerek işbu dava açılmış ise de söz konusu rapora göre gerek bu belgedeki … isim yazısı ve imzanın her ikisinin de …’nın eli ürünü olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda Bila tarihli sözleşme başlıklı belgede aynen “… isimli saf kan atımı 39.500 TL na satmış olup. … tarafın hiçbir itiraz hakkı yoktur at teslim oldu ödeme yapıldıktan sonra satış gerçekleşecek” şeklinde olduğu, alıcının …, satıcının … olduğu tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan açıklamalar göz önüne alındığında dava esasen takibe dayanak senetten kaynaklı borçlu olunmadığı iddiasına dayalı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası olmakla birlikte icra dosyasının infazen kapatıldığı bildirilmekle davanın istirdat davasına dönüştüğü anlaşılmıştır.
Adı geçen yasal mevzuatın 72. maddesine göre, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığının ispatı için menfi tespit davası açabilir. Kural olarak, Medeni Kanunun 6. maddesine göre; bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur. İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir. Menfi tespit davasında borçlu ya borçlanma iradesinin bulunmadığını, ya iradesi olmakla borçlanma durumunun gerçekleşmediği ya da borçlanma iradesi bulunmakla birlikte daha sonra ödeme gibi bir neden ileri sürebilir. Kural olarak menfi tespit davasında, ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır.(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2003/19/781 esas ve 2003/768 karar sayılı ilamı) Kural bu olmakla birlikte borçlunun borcun varlığını inkar etmesi halinde ispat yükü davalı durumunda olmasına karşın alacaklıda, borçlu varlığını kabul ettiği borcun ödeme gibi bir nedenle ortadan kalktığını ileri sürüyorsa, bu durumda doğal olarak ispat yükü borçlu tarafta olacaktır.
İspat yükü anlamında az önce açıklanan hususlar göz önüne alındığında somut olayın değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafından gerek senetteki imza gerek senet içeriği ve gerekse sözleşme imza ve içeriği inkar edilmiş ise de davalı tarafça söz konusu senedin bila tarihli sözleşme kapsamında alındığı belirtilmiştir. Bu kapsamda davalı tarafça menfi tespit konusu edilen senedin bila tarihli sözleşme kapsamında davacıdan alındığı belirtildiğinden esasen davalı tarafça senet ve sözleşme arasında bağlantının bulunduğu ve dolayısıyla senedin sözleşmeden ötürü düzenlendiği iddia edilmektedir. Bu anlamda her ne kadar senetteki imza ile sözleşmedeki yazı ve imzanın davacı tarafa ait olduğu ATK tarafından sunulan 22/09/2021 tarihli rapordan anlaşılmakta ise de aralarındaki bağlantı iddiası davacı tarafça inkar edildiğinden yukarıdaki ispat yükü açısından yapılan açıklama göz önüne alındığında sözleşme ile senet arasındaki bağlantı iddiasının davalı tarafça ispatlanması gerektiği kanaatine varılmıştır. Bu doğrultuda yapılan inceleme neticesinde senet ile sözleşme arasındaki bağlantı olmadığı yönündeki davacı iddiasının içeriği göz önüne alındığında bu hususun aksini düşündürecek dosya kapsamında ispata elverişli delil bulunmadığından ve bu hususun davalı lehine ispatı bakımından Mahkememiz davalısı tarafından yemin deliline de dayanılmadığından senetle sözleşme arasındaki bağlantı iddiasının davalı tarafça kanıtlanamadığı kanaatine varılmıştır. Bu kapsamda davalı tarafça takibe konu edilen senedin söz konusu sözleşmeden kaynaklı olarak alındığı belirtildiğinden ve senetten kaynaklı ispat külfetinin davalı tarafta olduğu anlaşıldığından senetten kaynaklı alacak iddiasının da davalı tarafça kanıtlanamadığı kanaatine varılmıştır. Dolayısı ile dosya kapsamındaki iddia ve savunmalara göre davacının söz konusu senetten kaynaklı borçlu olmadığı yönündeki iddiasının ispatlanmış ve sübut bulduğu kanaatine varılmıştır. Yapılan açıklamalar doğrultusunda açılı davanın kabulü ile İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, icra dosya borcu ödenmekle dava istirdat davasına dönüştüğünden İİK 72/5 uyarınca icranın eski hale iadesine, davacı vekilince davaya istirdat davası olarak devam edilmesi ile ödenen bedellerin iadesi talep edildiğinden taleple bağlılık ilkesi göz önüne alınarak hem ödenen tutarın dava tarihinden itibaren hem de yasal faiz üzerinden hüküm altına alınması gerektiği kanaatiyle icra dosyası kapsamında yapılan tahsilatların dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan istirdatına ve davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile; İzmir … İcra Müdürlüğü’nün …/… Esas sayılı takibinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
– İİK 72/5 uyarınca icranın eski hale iadesine, icra dosyası kapsamında yapılan tahsilatların dava tarihinden itibaren yasal faizi ile DAVALIDAN İSTİRDATINA VE DAVACIYA VERİLMESİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 2.698,25 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 674,57 TL peşin harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 2.023,68 TL karar ve ilam harcının DAVALIDAN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan 705,97 TL (674,57 TL peşin harç ile 31,40 TL başvuru harcından oluşan) harç ile gider avansından kullanılan 2,157,35 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinden oluşan toplam 2.863,32 TL’nin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 50,15 TL tutarın 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davalı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan tutarın davalı üzerinde bırakılmasına, arta kalan 14,45 TL tutarın 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVALI TARAFA İADESİNE,
6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince hesaplanan 5.925,00 TL vekalet ücretinin DAVALIDAN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
7- Dosya arasında bulunan;
– İzmir … Hukuk Mahkemesinin …/… Esas sayılı dosyasının,
– İzmir …İcra Dairesi’nin …/… Esas sayılı icra dosyasının ve dosyaya dayanak senet aslının,
– Sözleşme aslının,
– … Banka dekont aslının kararın kesinleşmesinden sonra Mahkemesine, Müdürlüğe ve ilgilisine İADESİNE,
8- Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 31/01/2022

Katip …
(e-imzalıdır)

Hakim …
(e-imzalıdır)