Emsal Mahkeme Kararı İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1375 E. 2022/539 K. 28.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İZMİR
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1375
KARAR NO : 2022/539

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/12/2017
KARAR TARİHİ : 28/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; … tarihinde meydana gelen maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasından kaynaklı davalı sürücü …’nın tam kusurlu olduğu, diğer davalı … Mühendislik şirketinin davacı asile çarpan … plaka sayılı aracın maliki olduğu ve diğer davalı sigorta şirketinin aracın kaza tarihini kapsar biçimde ZMMS sigortacısı olduğu, kaza sonrası davalı sürücünün alkol testinde 0,31 promil alkollü olduğu, kazanın meydana gelmesi neticesi davacı asilin ağır derecede yaralandığı konu ile ilgili İzmir .. ASCM’nin …/… Esas sayılı dosyası üzerinden açılan kamu davası neticesinde sanık …’nin hapis cezasına mahkum edildiği ve hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, müvekkilinin kazanın oluşumunda kusursuz olduğu, bu kaza neticesinde müvekkilinin geçici ve kalıcı iş göremezliğe uğradığı ayrıca yine müvekkilinin üniversite öğrenimini 6 ay süre ile dondurmak zorunda kaldığı ve yeniden ücret ödemek zorunda kaldığı belirtilerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen olay tarihinden itibaren (sigorta şirketinin poliçe teminatı ile sınırlı olmak kaydıyla) ile 50.000,00 TL manevi tazminatın sürücü ve işletenden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte tahsilleri ile davacıya verilmesinin talebinin yanı sıra yargılama gideri ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketi vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça KTK 97 anlamında usulüne uygun başvuru yapılmadığı , bu nedenle davanın usulden reddedilmesi gerektiğinin belirtildiği, esasa ilişkin olarak ise manevi tazminat talebinin sigorta şirketinin teminatı kapsamında olmadığı, olayda kusur durumunun netleştirilmesi gerektiği, maluliyet oranını gösterir raporun dosyaya kazandırılması gerektiği, geçici iş göremezlik talebinin 6111 sayılı yasa gereği sigorta şirketinin sorumluluğunda bulunmadığı, olayda davacı asilin maluliyetinin oluşmadığı, müvekkilinin sigortalının kusuru oranında sorumluluğunun bulunduğu, bu nedenle sigortalının kusurunun ve kusur ile maluliyet arasındaki illiyet bağının kanıtlanması gerektiği, ayrıca müvekkilinin faizden dava tarihinden itibaren kabul anlamına gelmemek kaydıyla sorumluluğunun bulunduğu belirtilerek davanın esastan da reddinin talep edildiği ve vekalet ücreti ve yargılama giderinin de davacı üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüştür.
Davalı … ve … Mühendislik….A.Ş. vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; kazaya karışan … plaka sayılı aracın kaza tarihini kapsar biçimde dava dışı … Sigorta nezdinde kaskolu olduğu, kasko poliçesinde maddi ve manevi ayrım olmaksızın sorumluluğun bulunduğu, adı geçene davanın ihbar edilmesi gerektiği, olayda davacı yayanın asli kusurlu olduğunun ceza dosyası kapsamında belirlendiği, yayanın çarpışma noktasına yakın mesafede 2 adet yaya geçidi olmasına rağmen taşıtlara ayrılan ve yayanın geçmesi yasaklanan taşıt yoluna çıktığı için asli ve tam kusurlu olduğu, müvekkilinin kısa mesafede hız limitlerini aşar bir seviyeye çıkmasının mümkün olmadığı, müvekkilinin çarpma sonrasında 60 metre mesafede ancak durabildiği yönündeki beyanı gerçeği yansıtmadığı, kaza sonrasında trafik akışının sağlanabilmesi için daha müsait olan 60 metre ileriye çekildiği, davacının geçici ve kalıcı maluliyeti ispatlaması gerektiği, ayrıca maluliyeti ile kaza arasındaki illiyet bağının da ispatlanması gerektiği, okul kaydının dondurulması ile kaza arasında illiyet bağının bulunmadığı, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğu, zenginleşme yaratacak nitelikte olduğu belirtilerek açılı davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüştür.
Dilekçelerin teatisi aşaması usulüne uygun tamamlanmakla taraf teşkili sağlanmış ve yine usulüne uygun olarak tahkikat aşamasına geçilmiştir.
DELİLLER:
İzmir ,,. ASCM’nin …/… Esas sayılı dosyası, aracın trafik kaydı, SGK İl Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere cevabı, davalı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Hastanesi tedavi evrakları, İzmir Ekonomi Üniversitesi yazı cevabı, mahallinde yapılan keşif neticesi dosyaya kazandırılan bilirkişi … tarafından hazırlanan 18/06/2018 tarihli rapor, keşif sırasında dinlenen tanık beyanı, kusura ilişkin İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesince hazırlanan … tarihli rapor, kusura yönelik İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş Uzmanlar Heyeti’nin … tarihli raporu, kusura yönelik İstanbul … ATM’nin …/… Talimat sayılı dosyası üzerinden hazırlanan 12/10/2020 tarihli kök rapor ile …/… Talimat sayılı dosya üzerinden kazandırılan ek rapor ve kusura yönelik adli trafik bilirkişilerinden oluşan heyetçe kazandırılan … tarihli rapor, maluliyete yönelik kazandırılan Ege ATK’nın … tarihli kök raporu ile yine adı geçen Üniversitesi Hastanesi ATK tarafından hazırlanan … tarihli ek rapor, aktüer bilirkişisi tarafından hazırlanan 23/03/2022 havale tarihli rapor ve davacı vekili tarafından sunulan 13/04/2022 tarihli ıslah dilekçesi dosya arasındadır.
Davacı tanığı … 12/06/2018 tarihli keşif tutanağında aynen “ben kaza anını görmedim ancak ben evdeydim beni telefonla aradılar ve bana kızım trafik kazası geçirdiğini durumun kötü olduğunu haber verdiler bende hemen tarif edilen çok yakın olduğum için geldim kızım yerde yatıyordu o sırada polisi aramışlar, polis gelmişti, ambulans ta gelmişti, kızım … un önünden yatıyordu, çarpmanın etkisi ile savrulmuş … önünde yatıyordu, daha sonra ambulansa aldılar, davalı … de oradaydı , nasıl olduğu diye sordum çöp kamyonunu solladım bir anda kızını gördüm ama duramadım çarpmak zorunda kaldım dedi, ben kızımla aynı evde beraber yaşıyoruz kızım bekardır, kızımın sol kolu kırıktı ve ön kol kemiğinin altındaki et parçası kopmuştu daha sonra ameliyata aldılar, tedavi yaklaşık 1 hafta sürdü, babamızda hasta olduğu için teyzesinin yanında kaldı, kızım yaklaşık 1 ay iş göremedi, tam manasıyla çalışmaya başlaması 3 ay sürdü ve bu süre zarfında genç bir kız olduğu için büyük bir üzüntü yaşadı, üniversite öğrenimini dondurdu zira işi tasarım ve atölye işi olduğu için eli ile öğrenimini sürdürmesi gerekiyordu bu nedenle kazadan kaynaklı olarak öğrenimini dondurdu, bir dönem okula gidemedi daha sonra okuldan soğudu ve okulu bıraktı, iki yıllık mezun oldu, kızım vücudunda sabit eser niteliğinde kazadan kaynaklı izler olduğu için genç kızlığından ve güzelliğinden eksilme olduğunu düşünüyor buda onu psikolojik olarak bunalıma sokuyor ve ilaç alıyor, ben geldiğimde kaza yerindeki çöp kamyonu ile gördüm kaza yeri ile mesafe yaklaşık 20 metre idi, ” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
İzmir … Asliye ceza Mahkemesi’nin …/… Esas ve …/… karar sayılı ilamı ile davaya konu trafik kazasından dolayı davalı … aleyhine taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan yapılan kamu davası yargılaması sonucunda adı geçenin mahkumiyetine karar verildiği ve ancak hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve yapılan itiraz üzerine itirazın reddi ile hükmün 08/12/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce 29/05/2018 tarihli duruşmada verilen ara kara gereği kusur durumunun tespit ve değerlendirilmesi içen mahallinde yapılan keşif neticesi trafik uzmanı bilirkişi … tarafından hazırlanan 18/06/2018 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüş, incelenmesinde özetle; davacı asilin 6/8 oranda, davalı sürücü …’in ise 2/8 oranda kusurlu olduğuna kanaatin getirildiği anlaşılmış, rapora karşı davacı yanca itirazlarda bulunulduğu ancak diğer taraflarca itiraz ya da beyanda bulunulmadığı görülmüştür.
Mahkememizce 02/10/2018 tarihli duruşma verilen ara karar gereği itirazlar üzerine dosyanın İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesine tevdisi üzerine adı geçen birim tarafından hazırlanan … tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüş, incelenmesinde özetle; iki ihtimalli kanaatin belirtildiği, birinci durumda yani sürücü istikametine göre yeşil ışığın yanığı durumda davacı asilin %100 oranda ve tam kusurlu, davalı sürücü …’in ise kusursuz olduğu, ikinci durumda yani sürücü istikametine göre kırmızı ışığın yanığı durumda davacı asilin kusursuz, davalı sürücü …’in ise %100 oranda ve tam kusurlu olduğuna kanaatin getirildiği anlaşılmış, rapora karşı taraflarca itiraz yahut beyanlarda bulunulduğu görülmüştür.
Yapılan itirazlar göz önüne alınarak kusur durumlarının yeniden itirazlar kapsamında gösterilmesi için 10/10/2019 tarihli duruşma verilen ara karar gereği dosya bu sefer İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi Genişletilmiş uzmanlar heyetine tevdisi üzerine adı geçen birimi tarafından hazırlanan … tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüş, incelenmesinde özetle; davacı asilin % 85 oranda, davalı sürücü …’in ise % 15 oranda kusurlu olduğuna kanaatin getirildiği anlaşılmış, rapora karşı taraf vekillerince itiraz ya beyanlarda bulunulduğu görülmüştür.
Yukarıdaki şekilde kusuru kazandırılan raporlar arası kusur durumu yönünden netlik bulunmadığından bu sefer 25/06/2020 tarihli duruşma verilen ara karar gereği İTÜ trafik kürsüsünden oluşan heyeti tevdi ile kusurun yapılan itirazlar kapsamında yeniden incelenerek rapor tanzimi için tevdisi üzerine İstanbul … ATM’nin …/… Talimat sayılı dosyası üzerinden hazırlanan 12/10/2020 tarihli kök raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüş, incelenmesinde özetle; davacı asilin % 25 oranda, davalı sürücü …’in ise % 75 oranda kusurlu olduğuna kanaatin getirildiği anlaşılmış, rapora karşı taraf vekillerince itiraz ya beyanlarda bulunulduğu görülmüş, itirazlar göz önüne alınarak Mahkememizce kurulan 16/07/2021 tarihli ara karar gereği önceki rapor sunan heyeti tevdisi üzerine adı geçen Mahkemece …/… Talimat sayılı dosya üzerinden kazandırılan ek rapor un dosyaya sunulduğu, incelenmesinde özetle; kök rapordaki görüş ve kanaatlerin aynen devam ettiğinin bildirildiği görülmüş, rapora karşı itirazlarda bulunulduğu görülmüştür.
Kusura yönelik oluşan bu durum karşısında dosyaya kazandırılan kusur raporlarının bir bütün olarak dosya kapsamı ile değerlendirilmesi sonucu kurulan 17/11/2021 tarihli ara karar gereği olayın meydana geldiği yerin yaklaşık 40 metre mesafesinde ışıklı trafik lambalarının bulunduğu ve yine burada yaya geçidinin bulunduğunun ceza dosyasında yapılan keşifte taraf beyanlarından sabit olduğu, her ne kadar İTÜ Trafik Kürsüsü’nden dosyaya sunulan raporda KTK 74. Maddesinin değişiklikten sonraki hali yönünden kavşak ve giriş çıkışları baz alınarak değerlendirme yapılmış ise de bahse konu yasanın kazanın olduğu tarihteki değişiklikten önceki halinde kavşak ve giriş çıkışları ibaresinin bulunmadığından bu husustaki İTÜ Trafik Kürsüsü Heyeti değerlendirmesinin de yerinde olmadığının sabit olduğu, kusur yönünden ceza mahkemesince verilen kusurun varlığının kesinleşmiş karar ile tespiti haricinde Mahkememiz nezdinde bağlayıcılığı olmayacağı hususunda bir tereddüt bulunmamakla birlikte maddi vaka yönünden esas tespitin ceza mahkemeleri tarafından yapılacağı ve bu tespitlerin diğer mahkemeleri de bağlayacağı hususu gözetildiğinde kazanın yaya geçidine yaklaşık 40 metre mesafedeki karşıdan karşıya geçiş sırasında meydana geldiği hususunda kanaat ile olayın oluş şekli ve olduğu yer göz önüne alındığında ve ancak her ne kadar yukarıda belirtildiği şekilde sunulan ara karardan rücu talebindeki dilekçede genişletilmiş uzmanlar heyeti raporlarının kesin olması nedeniyle hükme esas alınmasının gerekli olduğu belirtilmekte ise de Adli Tıp Kurumları tarafından hazırlanacak raporların adı geçen idari birim nezdinde kesin olarak karara bağlanması yönünde kesinliğin yorumlanması gerektiği mevcut dava dosyasındaki kusur tespitine yönelik nihai değerlendirmenin yine Mahkeme hakimi tarafından yapılması gerektiğinde bir tereddüt olmamakla birlikte bu sefer Mahkememizce yukarıda da bahsedildiği üzere yeniden İstanbul Nöbetçi ATM aracılığıyla önceki rapor sunan bilirkişi kuruluna (Prof. Dr. Murat Vural, Em. Prof. Dr. Ali Güvenç Göktan ve Dr. Öğr. Üyesi Şükrüye İynam) tevdi ile Mahkememizin 16/07/2021 tarihli ara kararı gereği raporda baz alınan KTK 74. Maddesinin değişiklikten önceki yasa düzenlenmesi dikkate alınarak yeniden bu hususta rapor tanzim edilmesinin istenilmiş ve ancak bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda önceki kanaatten farklı bir kanaatin oluşmadığının 11/10/2021 tarihli rapor ile belirtildiği görülmüş ise de Mahkememizin 16/07/2021 tarihli ara kararının yerinde ve isabetli olduğu ve bu kapsamda az yukarıda bahsedilen tespit ve değerlendirmeler göz önüne alınarak ve kusur durumu dosya kapsamına göre halen belirlenebilir olmadığı kanaatiyle de ve ancak bu durumda ispat külfetinin de halen davacı yanda olduğu düşüncesi ile dosyanın kusur yönünden belirtilen hususular kapsamında önceden kazandırılan raporların bir kısmının heyet halindeki bilirkişilerden alındığı görülmekle; dosyanın Adli Tıp kurumuna gönderilmesi yönündeki talebe ilişkin bir sonuç alınamayacağı, dosyanın 16/07/2021 tarihli ara kararın yerine getirilmesi yönünde de yeniden hüküm kurulmasının bu heyetçe hazırlanan 11/10/2021 tarihli rapordaki kanaat ve bir kısım davalılarca bilirkişiler yönünden yapıldığı belirtilen yasal şikayetler göz önüne alınarak adil yargılanma hakkı ve usul ekonomisi gereği dosyanın Mahkememizce resen seçilen adli trafik bilirkişileri …, … ve …’dan oluşan bilirkişi heyetine tevdi ile yapılan tespit ve değerlendirmelerin karşılandığı şekilde denetime elverişli şekilde hazırlanacak raporun dosyaya sunulmasının istenilmesi üzerine bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilen 28/11/2021 tarihli raporun dosyaya sunulduğu, incelenmesinde özetle; davacı asilin karşıdan karşıya geçme kurallarına uymadığı ve bu nedenle kazaya etken olduğu gibi davalı sürücünün de kaza mahalli şartlara uymayıp kazadan aktif kaçınma davranışlarının sergilenmediği ve böylece kazaya etken olduğu şeklinde kanaatin belirtildiği anlaşılmış, raporun taraflara tebliği üzerine itirazlarda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı asilin maluliyet durumunun tespit ve değerlendirilmesi için 02/10/2018 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği Ege ATK tarafından hazırlanan 07/12/2018 tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği görülmüş, incelenmesinde Özürlülük Ölçütü, sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında davacı asilin sürekli maluliyet oranının % 19,6, geçici maluliyet süresinin ise olay tarihinden itibaren 4 ay olarak kabulünün mütalaa edildiği, rapora karşı taraflarca beyan ve itirazlarda bulunulduğu ve bu kapsamda davalılarca yapılan itirazların değerlendirilmesine yönelik 05/02/2019 tarihli duruşmada verilen ara karar gereği aynı ATK tarafından hazırlanan … tarihli ek raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmış, incelenmesinde kök rapordaki kanaat ve görüşlerin aynen benimsendiğinin bildirildiği görülmüş ve rapora karşı taraflarca beyanlarda bulunulduğu tespit edilmiştir.
Kusura ve maluliyete yönelik Mahkememizce getirilen kanaat kapsamında dosyanın aktüer bilirkişisi …’e yapılan tevdisi üzerine adı geçen bilirkişi tarafından hazırlanan 23/03/2022 havale tarihli raporun dosyaya sunulduğu ve taraflara usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmış, raporun incelenmesinde özetle; TRH-2010 tablosu kullanılarak ve % 10 artırım ve % 190 eksiltim yöntemine göre yapılan hesaplama sonucu davacının geçici maluliyetten kaynaklı tazminat tutarının 5.342,59 TL olarak hesaplandığı ve kusura isabet eden tutarının ise 1.335,65 TL olduğunun, kalıcı iş göremezlikten kaynaklı tazminat tutarının ise 540.328,83 TL olarak hesaplandığı ve kusura isabet eden tutarının ise 135.082,21 TL olarak hesaplandığı, sigorta şirketinin toplam teminat limitinin 310.000,00 TL olduğu ve mükerrer öğrenim ücretinin uzmanlık alanında olmadığının belirtildiği mütalaasında bulunulduğu görülmüş, rapora karşı davacı tarafça beyanda bulunulduğu ve ancak davalılarca ayrı ayrı itirazlarda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından sunulan 03/04/2022 tarihli ıslah dilemkçesinde özetle; başlangıçta 1.000,00 TL olarak belirtilen geçici iş göremezlik tazminat tutarının artırılmakla 1.335,65 TL’ye, 2.000,00 TL olarak belirtilen kalıcı iş göremezlik tazminat tutarının artırılmakla 135.082,21 TL’ye artırıldığı, toplam 136.417,86 TL tazminat tutarının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (sigorta şirketi yönünden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile, 50.000,00 TL manevi tazminatın ise davalılar … ve … Mühendislik….A.Ş.’den olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesinin ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasının talep edildiği görülmüş, dilekçenin tebliği üzerine sigorta şirketi vekilince itirazlarda bulunulduğu ve ancak diğer taraflarca itiraz ya beyanda bulunulmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Yapılan incelememe neticesinde 17/09/2016 tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı araç ile yaya haldeki davacı asilin maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazasına karıştıkları, diğer davalı … Mühendislik … AŞ’nin … plaka sayılı aracın maliki olduğu, sigorta şirketinin ise kaza tarihini kapsar biçimde bahse konu aracın ZMMS sigortacası olduğu, davanın açılmasından sonra davacı tarafça davalı sigorta şirketine KTK 97 uyarınca başvuruda bulunulduğu, davalı tarafça başvuruya dair herhangi bir ödeme yapılmadığı konularında bir uyuşmazlık olmadığı tespit edilmiştir.
Yukarıdaki yapılan tespit göz önüne alındığında taraflar arası uyuşmazlığın meydana gelen kazada kazaya karışan tarafların kusur durumlarının tespiti, bu kazadan kaynaklı davacının geçici ve kalıcı maluliyete uğrayıp uğramadığı, uğradığının anlaşılması halinde kalıcı iş göremezlik oranının ve geçici iş göremezlik süresinin tespiti ile bu oran ve süreye karşılık gelecek tazminatın olup olmadığının belirlenmesi ile bulunması halinde miktarlarının tespiti ve tespit edilecek bu tazminat tutarlarından davalıların sorumlu olup olmadığı, sorumlu iseler ne suretle ve ne şekilde sorumlu olacaklarının tespit ve değerlendirilmesi isteminin yanı sıra, yine bu kazanın davacının mükerrer eğitimine neden olup olmadığı ile bu durumun davacı açısından zarar doğurup doğurmadığı, doğurduğunun anlaşılması halinde zarar miktarının tespiti ile davalıların bu zarardan ne suretle ve ne şekilde sorumlu olacaklarının tespit ve değerlendirilmesi ayrıca bu kazadan kaynaklı davacının manevi zarara uğrayıp uğramadığı, uğradığının anlaşılması halinde istem konusu edilen manevi tazminat talebinin yerinde olup olmadığının belirlenmesi ise söz konusu manevi tazminat tutarından … ve … Mühendislik .. A.Ş.’in ne suretle ve ne şekilde sorumlu olacaklarının tespit ve değerlendirilmesine yönelik yönelik trafik kazasından kaynaklı geçici ve kalıcı iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat davası ile manevi tazminat davası olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlığın değerlendirilmesine geçmeden evvel şu hususun belirtilmesinde fayda vardır; davacı tarafça açılan iş bu davaya yönelik sunulan dava dilekçesinde her ne kadar maddi tazminat adı altında fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak kaydıyla 5.000,00 TL tazminat talep edilmiş ise de bu talebin istem konusu edilen her bir tazminat kalemi açısından ne miktarda talep edildiği konusunda istenilen açıklama üzerine davacı vekili tarafından söz konusu 5.000,00 TL’nin; 1.000,00 TL’sinin geçici iş göremezlik tazminatı, 2.000,00 TL’sinin kalıcı iş göremezlik tazminatı ve 2.000,00 TL’sinin ise mükerrer öğrenim ücretinden kaynaklı zarar tazminatı olarak belirtildiği görülmüştür.
Her ne kadar sigorta şirketi tarafından yapılan savunmada istem konusu edilen geçici iş göremezlik talebine ilişkin sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmekte ise de 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları A.5 maddesinin “Sağlık Giderleri teminatı” başlıklı (b) maddesinde ” Kaza nedeniyle mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamındadır. Sağlık giderleri teminatı Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olup ilgili teminat dolayısıyla sigorta şirketinin ve Güvence Hesabının sorumluluğu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi hükmü gereğince sona ermiştir.” ifadesi ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar tedavi süresince ortaya çıkanı bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ile trafik kazası nedeniyle çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık gideri teminatı kapsamında saymıştır. Bir başka ifade ile mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren mağdurun sürekli sakatlık raporu alana kadar, tedavi süresince ortaya çıkan bakıcı giderleri, tedaviyle ilgili diğer giderler ve çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler sağlık giderleri kapsamında sayılarak Sosyal Güvenlik Kurumunun sorumluluğunda olduğu düzenlenmiştir. Oysa 6111 sayılı kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanununun 98.maddesinde Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu üniversite hastaneleri ile resmi ve özel sağlık kurumları tarafından trafik kazası sonucu yaralanan kişilerin tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmeti giderleri ile sınırlandırılmıştır. Bu düzenleme gereği ZMSS Genel Şartlar A.5 (b) maddesi ile yaralının tedavisine başlanmasından maluliyet raporu alınıncaya kadarki süre içindeki; bakıcı giderleri, çalışma gücünün kısmen veya tamamen azalmasına bağlı giderler (geçici iş göremezlik kayıpları) ve sağlık hizmeti giderleri kapsamında sayılarak 6111 sayılı torba Kanunun 59.maddesi ile değişik Karayolları Trafik Kanunu’nun 98.maddesi ile sınırları belirlenen sağlık giderleri teminatı kapsamını genişletmiştir. Bu nedenle bir kanun maddesinin kapsamı idarenin bir düzenlemesi olan genel şartlar ile genişletmesi ve daraltması düşünülemez. Böyle bir durum varsa kanuna aykırı genel şart maddesi, tebliğ vs uygulanması kanunun ilgili maddesine aykırılık teşkil eder. Dolayısı ile Zorunlu Sigorta Mali Sorumluluk Sigortası poliçesinin bir anlamda mütemmim cüzü olan eki niteliğindeki genel şartların, hazırlanma ve bağıtlanmada taraf olmayan Sosyal Güvenlik Kurumu’na İdari bir düzenleme ile kanuni düzenlemesinin aksine bir sorumluluk yüklenmesi de düşünülemez. Bu halde davalı sigorta şirketi vekilinin geçici iş göremezlik tazminatının müvekkilinden tahsil edilemeyeceği, talebin teminat dışı olduğuna yönelik itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Her ne kadar yukarıda belirtildiği gibi dosyaya birden fazla rapor kazandırılmış ise de yine yukarıda belirtildiği gibi keşif neticesi dosyaya kazandırılan raporda en son kusura yönelik alınan 28/11/2021 tarihli rapora kadar tüm raporların sonuç kusur durumu yönünden birbirleri ile farklı sonuçlar ve oranlar barındırdığı anlaşılmakla raporların birlikte değerlendirilmesi ile sonuca gidilmesi gerektiği anlaşılarak her ne kadar talimat mahkemesi aracılığı ile dosyaya 12/10/2020 tarihli ve kök ve 11/10/2021 tarihli ek raporlar kazandırılmış ise de söz konusu raporda KTK 74. Maddesinin değişiklikten sonraki hali yönünden kavşak ve giriş çıkışları baz alınarak değerlendirme yapıldığı oysa bahse konu yasanın kazanın olduğu tarihteki değişiklikten önceki halinde kavşak ve giriş çıkışlar ibaresinin bulunmadığı, dolayısıyla bu husus göz önüne alınarak oluşturulan raporların hükme esas alınmasının mümkün olmadığına kanaat getirildiği, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesince hazırlanan … tarihli raporun da iki ihtimalli olarak düzenlendiği göz önüne alındığında bu raporun da hükme esas alınmasının mümkün olmadığına kanaat getirildiği, davaya konu trafik kazasının aksi belirtilmekle birlikte maddi vakıa yönünden esas tespitin ceza mahkemeleri tarafından yapılacağı ve bu tespitlerin kesinleşmiş ise diğer mahkemeleri de bağlayacağı hususu göz önüne alındığında yukarıdaki bahse konu ceza dosyasının kesinleştiği, söz konusu ceza dosyasında kazanın yaya geçidine yaklaşık 40 metre mesafedeki karşıdan karşıya geçiş sırasında meydana geldiği hususuna kanaat getirildiği ve bu kapsamda yapılan değerlendirme neticesinde keşif neticesi hazırlanan raporda belirtilen kanaat oranı ile genişletilmiş uzmanlar heyeti kanaat oranları birbirlerine yakın olmakla birlikte kazandırılan … tarihli raporun söz konusu raporlar ile bir bütün olarak değerlendirilmesi neticesinde davacı asilin kavşak içi ve yaya geçidi olmayan mahalde çöp kamyonunun görüşün kısıtlamasına rağmen geçmeye çalıştığı esnada ilk şeridin bitim hizasında kendine göre solundan gelen aracın ön sağ köşe ve ön sağ cam kısımları ile çarpılması ile yaralandığı, bu nedenle davacı asilin davranışlarının 2918 sayılı yasanın 68. Maddesine aykırı olduğu gibi söz konusu yasa yönetmeliğinin 138. Maddesine de aykırı olduğu, bu haliyle kazanın oluşumuna etken nitelikteki davranışlarının bulunduğu, söz konusu davranış ihlalleri neticesinde davacı asilin gerek keşif neticesi hazırlanan rapor gerekse … tarihli rapor göz önüne alındığında bu kazanın oluşumundaki kusurunun %75 oranda olduğu, davalı sürücü …’nın bahse konu yasanın 52. Maddesini ihlal niteliğinde davranışlarının olduğu, kazadan sonra ölçülen alkol test rapor sonucuna göre saatte ortalama 15 promil düşeceği göz önüne alındığında kaza anında davalı sürücünün yasal sınır altında 0,43 promil alkollü olduğu, bu şekildeki sürüşü sırasında olayın oluş şekli de göz önüne alındığında davalı …’nin kazanın oluşumundaki kusurunun %25 oranda olduğu kanaatine varılmış ve bu nedenle 28/11/2021 tarihli rapor içeriği tümden benimsenmekle birlikte hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Maluliyete yönelik kazandırılan kök ve ek rapora karşı yine beyan ve itirazlarda bulunulmuş ise de kazanın 17/09/2016 tarihinde meydana geldiği ve söz konusu tarih itibariyle maluliyet durumunun Özürlülük Ölçütü, sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik kapsamında değerlendirmesi gerektiği, gerek kök raporda gerekse ek raporda da bu yönetmelik kapsamında konunun değerlendirildiği ve ayrıca kök rapora yapılan itirazların ek raporda karşılanmakla birlikte kök rapordaki maluliyet oran ve süresinin aynen benimsendiğinin belirtildiği görülmekle raporun yeterli teknik incelemeyi içerdiği, alanında uzman bilirkişiler tarafından düzenlendiği anlaşılmakla raporun 07/12/2018 tarihli ve 03/04/2019 tarihli kök ve ek raporun hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Yine her ne kadar dosyaya kazandırılan aktüer raporuna da itiraz edilerek bu hususta yeniden rapor aldırılması talep edilmiş ise de raporda yapılan hesaplama yönteminin yerinde olduğu, raporun denetime elverişli ve yeterli teknik incelemeyi içerdiği, raporun alanında uzman bir bilirkişi tarafından düzenlendiği ve içeriğinin Mahkememizce benimsendiği ve yapılan hesaplamaların yerinde olduğunun anlaşıldığı göz önüne alınmakla söz konusu 28/03/2022 havale tarihli aktüer raporunun da hüküm kurmaya elverişli olduğu kanaatine varılmıştır.
Dava trafik kazasından kaynaklı geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminat talebi ile manevi tazminat talebine yönelik olduğundan talebin aynı zamanda haksız fiil çerçevesinde ileri sürüldüğü kanaatine varılmakla birlikte somut olay bakımından haksız fiilin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti ile değerlendirmesinin yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği kanaatine varılmakla; … tarihinde İzmir İli :.. İlçesi, … Caddesi’ni takiben … istikametinden … istikametine doğru davalı … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı aracın yaya haldeki davacı asile çarptığı, söz konusu olay mahallinin … istikametine doğru yaklaşık 20 metre gerisinde yaya geçitli trafik ışık sisteminin ve … istikametine doğru 40 metre ilerisinde ışıklı yaya geçidinden olduğunun anlaşıldığı, yoldaki ilk geçiş hakkının otomobil sürücüsünün olduğunun değerlendirildiği, davacı asilin kavşak içi ve yaya geçidi olmayan mahalden yol kenarında bulunan çöp kamyonunun görüşü kısıtlamasına rağmen geçmeye çalıştığı esnada söz konusu aracın kendisine çarpmasına neden olduğu, bu davranışının az yukarıda belirtilen yasa ve yönetmelik maddelerine aykırı olduğu, bu haliyle davacının söz konusu kazanın oluşumunda %75 oranında kusurlu olduğuna kanaat getirildiği, davalı …’nin davranışlarının ise yine az yukarıda belirtilen yasa maddesine aykırılık teşkil ettiği, bu haliyle davalının söz konusu kazanın oluşumunda %25 oranında kusurlu olduğuna kanaat getirildiği, bu kaza neticesinde davacı asilin %19,6 oranında kalıcı iş göremezliğe uğradığı ve ayrıca kazadan itibaren 4 ay süre ile geçici iş göremezlik durumunun oluştuğu, söz konusu kusur durumu ve geçici ve kalıcı maluliyet oran ve süresi göz önüne alındığında davacının 135.082,21 TL’lik kalıcı iş göremezlik tazminat zararı ile 1.335,65 TL tutarında geçici iş göremezlik tazminat zararının oluştuğu, oluşan toplam 136.417,86 TL’lik tazminat zararının davacı tarafça KTK 97 uyarınca davadan sonra yapılan başvurusuna rağmen karşılanmadığı, söz konusu kaza ile oluşan maluliyeti arasında illiyet bağının bulunduğu ve davalı …’nin davranışının hukuka aykırı olduğu tespit edilmekle gerek geçici ve kalıcı iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminat talebi bakımından gerekse olayın oluş şekli, olay neticesi davacı asilin belirtilen oranda ve sürede maluliyete uğradığı ve durumun trafik kazasından kaynaklı meydana geldiği hususları ayrıca göz önüne alındığında manevi tazminat talebi bakımından da davacı lehine haksız fiilin koşullarının oluştuğu bu nedenle geçici ve kalıcı iş göremezlik tazminatı ve manevi tazminat talebi bakımından davacının işbu tazminat davasını açmasında hukuki yararının bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; yukarıda oluş şekli belirtilen trafik kazası neticesinde Mahkememiz davacısının kazadan sonra tedavi altına alındığı ve bu kazadan kaynaklı davacı asilin geçici ve kalıcı maluliyet durumunun oluştuğu söz konusu maluliyet oran ve süresine karşılık gelen ve davalı sürücünün kusuru nispetinde toplamda 136.417,86 TL tazminat alacağının hesaplandığı, Mahkememiz davalısı sigorta şirketinin istem konusu edilen maddi tazminatlar bakımından poliçe limitinin 310.000,00 TL ile sınırlı olduğu, adı geçen davalı sigorta şirketinin aksi belirtilmekle birlikte talep konusu edilen hem geçici hem kalıcı iş göremezlik tazminatından KTK 91. Maddesi gereği sorumluluğunun bulunduğu, yine her ne kadar aksi belirtilmekte ise davalı sürücü … …’ın 6098 sayılı yasanın 49 vd maddeleri gereği sorumluluğunun bulunduğu gibi diğer davalı … Mühendislik … A.Ş’nin de 2918 sayılı yasanın 85 maddesi uyarınca sorumluluğunun bulunduğu ve ayrıca 86. Maddesi gereği sorumluluktan kurtulma halinin somut olayda bulunmadığı anlaşılmakla her ne kadar aksi iddia edilmekte ise de davalı sigorta şirketinin istem konusu maddi tazminat talebi bakımından dava açılmakla temerrüte düştüğü göz önüne alınarak maddi tazminat yönünden açılı davanın kısmen kabulü ile 1.335,65 TL geçici iş göremezlik ve 135.082,21 TL sürekli iş göremezlik tazminat tutarı toplamından oluşan toplam 136.417,86 TL tazminatın davalı sigorta yönünden dava tarihinden diğer davalılar yönünden ise olay tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ayrıca manevi tazminat yönünden ise; dosyaya kazandırılan bilgi ve belgeler, davaya konu trafik kazasının oluş şekli, manevi tazminatın zenginleşme aracı olmadığı gibi, manevi tatmin duygusu oluşturacak miktarda olması gerektiği, yine özel durumların da Mahkemece res’en dikkate alınması gerektiği anlaşıldığından ve tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kazanın meydana geliş şekli, kusur durumu dikkate alınarak yapılan değerlendirme neticesinde davacı tarafça istenilen maddi tazminatın yüksek olduğu anlaşılarak talebin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL’nin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Mühendislik .. A.Ş.’den müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Ayrıca davacı tarafça yukarıda da belirtildiği gibi söz konusu trafik kazasından kaynaklı oluşan sonuç nedeniyle öğreniminin mükerrerlik oluşturduğu ve bu nedenle mükerrer öğrenim ücretine yönelik zararının oluştuğu belirtilerek davalılardan bu zararın da tazmini talep edilmiş ise de tahkikat aşamasında davacı vekili tarafından bu kalem tazminat isteminden feragat edildiği anlaşılmakla aşağıda bu konu istem bakımından ayrıca değerlendirme yapılmaksızın yapılan incelemesi neticesinde; bilindiği gibi davaya son veren taraf usul işlemleri feragat, kabul ve sulh olmak üzere üçe ayrılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati gerekmemesine rağmen sulhun hüküm ifade edebilmesi için karşı tarafın muvafakati şarttır. Bunlardan sadece feragat her türlü davada yapılabilmesine rağmen kabul ve sulh üzerinde serbestçe tasarruf edilebilen davalarda mümkündür. Ancak söz konusu üç usulü işlem de hüküm kesinleşene kadar her zaman yapılabilmektedir. Bir davada yapılan feragat beyanının en önemli sonucu hak veya alacak talebinden ileriye etkili olarak ve bir daha talep edilmemek üzere vazgeçilmesidir. Çünkü feragat edilen bir talep ileride yeniden ileri sürülecek olursa kesin hüküm itirazı ile karşılaşılma durumu ortaya çıkabilecektir. Dolayısı ile yapılan feragat beyanının çelişkiye yer bırakmayacak şekilde kayıtsız ve şartsız yapılması gerekmektedir. Yapılan bu açıklamadan söz konusu talebin dosya kapsamına göre değerlendirilmesi sonucu; feragatin davacı vekili tarafından süresinde yapıldığı, söz konusu uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklardan olduğu ve ayrıca feragatin kayıtsız ve şartsız yapıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle 6100 Sayılı HMK’ nın 309. ve devamı maddelerinde, feragatin, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği, feragatin tek taraflı taraf beyan olduğu, davayı bitiren taraf işlemlerinden olduğu ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğu belirtildiğinden bu haliyle dava dosyamız açısından yapılan feragat beyanı karşısında, mükerrer öğrenim ücretinin tazminine yönelik talep bakımından istemin feragat nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve istem bakımından kullanılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması ile davacı aleyhine vekalet ücreti hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1- Davanın KISMEN KABULÜ ile 17/09/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasından kaynaklı;
– 1.335,65 TL geçici iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ise olay tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN ALINARAK İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
– 135.082,21 TL sürekli iş göremezlik tazminatının davalı sigorta şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ise olay tarihinden itibaren ayrı ayrı işleyecek yasal faizi ile birlikte DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN ALINARAK İLE DAVACIYA VERİLMESİNE,
– Mükerrer öğrenim ücreti olarak tazminata konu edilen 2.000,00 TL’lik istem yönünden feragat edildiğinden bu talebin FERAGAT NEDENİ İLE REDDİNE,
– 25.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … Mühendislik .. A.Ş.’den müteselsilen alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin REDDİNE,
2- Karar tarihi itibariyle alınması gerekli 11.026,46 TL karar ve ilam harcından evvelce alınan 643,79 TL (187,86 TL peşin harç ile 455,93 TL ıslah harcından oluşan) harcın mahsubu ile hazineye irad kaydına, bakiye 10.382,67 TL karar ve ilam harcının;
– 8.774,62 TL’sinin DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
– Arta kalan 1.608,05 TL’sinin ise davalı sigorta şirketi haricindeki DİĞER DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN TAHSİLİ HAZİNEYE İRAD KAYDINA, söz konusu tutarlar ile ilgili 492 sayılı harçlar kanunu 28. Madde uyarınca kararın tebliğinden itibaren 1 ay içerisinde tahsil harç müzekkeresi düzenlenmesine,
3- Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılan 7.691,53 TL (tebligat ücreti, posta masrafı ve bilirkişi ücretinden oluşan) yargılama giderinin ret kabul oranına göre hesaplanan 7.597,39 TL’si ile 928,99 TL (31,40 TL başvuru harcı, 187,86 TL peşin harç, 455,93 TL ıslah harcı ve 253,80 TL keşif harcından oluşan) harç tutar toplamından oluşan toplam toplam 8.526,38 TL’nin;
– 7.205,83 TL’sinin DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
– Arta kalan 1.320,55 TL’sinin ise davalı sigorta şirketi haricindeki DİĞER DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan 90,97 TL’nin 6100 sayılı HMK’nın gider avans tarifesinin 5. maddesi gereğince DAVACI TARAFA İADESİNE,
5- Davalı … ve … Mühendislik … AŞ tarafından ayrı ayrı yatırılan 50,00’şer TL gider avansları kullanıldığından kullanılan tutarların ret kabul oranına göre hesaplanan her biri için 0,61 TL’nin DAVACIDAN ALINARAK AYRI AYRI ADI GEÇEN DAVALILARA VERİLMESİNE, bakiye kısmın adı geçen davalılar üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince kabul tutarı üzerinden hesaplanan;
– 16.909,69 TL maddi tazminat vekalet ücretinin DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
– 5.100,00 TL manevi tazminat vekalet ücretinin davalı sigorta şirketi haricindeki diğer DAVALILARDAN MÜTESELSİLEN ALINARAK DAVACIYA VERİLMESİNE,
7- Davalılar kendilerini ayrı ayrı vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince ret tutarı üzerinden hesaplanan;
– 2.000,00 TL maddi tazminat vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK DAVALILARA VERİLMESİNE,
– 5.100,00 TL manevi tazminat vekalet ücretinin DAVACIDAN ALINARAK davalı sigorta şirketi haricindeki diğer DAVALILARA VERİLMESİNE,
8- Dosya arasında bulunan İzmir …. ASCM’nin …/… Esas sayılı dosyasının kararın kesinleşmesinden sonra adı geçen Mahkemeye iadesine,
9- Dair Davacı Vekili Av. … ile davalılar … Mühendislik ve … vekili Av. …’ın yüzlerine karşı diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İzmir Bölge Adliye mahkemeleri nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 28/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır